Bir yazı işleri muduru, gizli kamera goruntulerinde, zimmetine bazı şeyleri gecirdiği ispatlanmasına rağmen, goruntuler yasaya aykırı bir şekilde elde edildiği icin, memuriyetten cıkarma cezası yargıdan dondu Adalet Bakanlığında yaşanan olayda, ara kararlar uzerine taraflardan alınan pullarda azalma olduğu icin, zabıt katiplerinin olduğu odaya gizli kamera konulmuştur.
Olayın yaşandığı gunde ise yazı işleri mudurunun, herkesin oğlen tatilinde olduğu sırada odaya girdiği ve bir zabıt katibinin kılavyesinin altında bulunan pulları aldığı gorulmuştur.
Bir hakim ve bir zabıt katibi konuyu tutanağa bağlamış, daha sonra da soruşturma başlatılmıştır. Soruşturma sonrasında "memurluktan cıkarma" cezası uygulanmıştır.
Ancak ceza yargılaması surecinde Yargıtay yasaya aykırı delil elde edildiği icin verilen mahkumiyeti bozmuştur.
İdari yargılamada da Danıştay, Yargıtay kararına atıfla, yasaya aykırı delil edildiği icin memurluktan cıkarma cezasının iptaline karar vermiştir.
İŞTE MAHKEME KARARI
T.C.
DANIŞTAY
Onaltıncı Daire
Esas No: 2015/14258 Karar No: 2015/4219
Anahtar Kelimeler : Hukuka Aykırı Delil

Ozeti : Gizli kamera yerleştirmek suretiyle yasaya aykırı şekilde elde edilmiş kayıtların tek başına delil niteliğinin olmadığı hakkında.
Kararın Duzeltilmesini İsteyen (Davacı): ...
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf (Davalı) : Adalet Bakanlığı
İstemin Ozeti: İzmir 2. İdare Mahkemesinin 07.03.2014 tarih ve E:2013/1276, K:2014/373 sayılı kararının onanmasına dair Danıştay Onikinci Dairesinin 28.11.2014 tarih ve E:2014/4170, K:2014/8023 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunu'nun 54. maddesi uyarınca duzeltilmesi istenilmektedir.

Savunmanın Ozeti : Duzeltilmesi istenen usul ve yasaya uygun olduğu, ileri surulen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunu'nun 54. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : Ferhat Eker
Duşuncesi : Davacının karar duzeltme istemi kabul edilerek, davanın reddi yolundaki idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği duşunulmektedir.
TURK MİLLETİ ADINA
Hukum veren Danıştay Onaltmcı Dairesince, dosyanın tekemmul ettiği anlaşıldığından, davacının yurutmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin gereği goruşuldu:

Dava; davacının, İzmir 8. İş Mahkemesi'nde Yazı İşleri Muduru olarak gorev yapmakta iken, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-g maddesi uyarınca Devlet memurluğundan cıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin 12.04.2013 tarih ve 106 sayılı Adalet Bakanlığı Yuksek Disiplin Kurulu işleminin iptali istemiyle acılmıştır.
İzmir 2. İdare Mahkemesinin 07.03.2014 tarih ve E:2013/1276, K:2014/373 sayılı kararıyla; dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile davacının yargılandığı İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 28.01.2014 tarih ve E:2013/183 K:2014/34 sayılı kararının birlikte değerlendirilmesi sonucunda; davacının zimmet sucunu işlediği sabit olup, bu itibarla 657 sayılı Kanun'un 125/E-g maddesinde belirtilen eyleminden dolayı Devlet memurluğundan cıkarma cezası ile cezalandırılması yonunde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık gorulmediği gerekcesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının temyiz başvurusu uzerine Danıştay Onikinci Dairesinin 28.11.2014 tarih ve E:2014/4170, K:2014/8023 saydı kararıyla İdare Mahkemesi kararı onanmıştır.
Davacı, Danıştay Onikinci Dairesince verilen kararın duzeltilmesi suretiyle İdare Mahkemesi kararının bozulmasını istemektedir.
Kararın duzeltilmesi duekcesinde ileri surulen nedenler, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunu'nun 54. maddesi hukmune uygun bulunduğundan, karar duzeltme isteminin kabulu ile Danıştay Onikinci Dairesinin 28.11.2014 tarih ve E:2014/4170, K:2014/8023 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin E fıkrasının (g) bendinde; "Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yuz kızartıcı ve utanc verici hareketlerde bulunmak" fiili Devlet memurluğundan cıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; İzmir 8. İş Mahkemesi'nde ara kararların yerine getirilmesi icin taraflardan alınan pulların surekli olarak azalması uzerine, pulların akıbetinin belirlenmesi icin muhafaza edildiği yerleri gosterecek şekilde mahkeme personelince kaleme kamera yerleştirildiği, 26.04.2011 tarihinde Mahkeme hakimi ve bir zabıt katibi tarafından duzenlenen tutanak ile, 25.04.2011 tarihinde kaydedilen kamera goruntusunde, oğle arası olması nedeniyle diğer bir zabıt katibinin masasındaki klavyesinin altına duran pulları davacının alarak kendi odasına goturduğunun tespit edildiği, davacının disiplin soruşturmasına konu eylemi nedeniyle hakkında zimmet sucundan dolayı yargılandığı İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.02.2012 tarih ve E:2011/332, K:2012/55 sayılı kararı ile davacının 2 yıl 7 ay 7 gun hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, davacı tarafından temyiz edilen kararın Yargıtay 5. Dairesinin 04.04.2013 tarih ve E:2012/1528, K:2013/2735 sayılı kararı ile bozulması uzerine aynı Mahkemenin 28.01.2014 tarih ve E:2013/183, K:2014/34 sayılı kararıyla yine mahkumiyetine karar verildiği, bu kararın da Yargıtay 5. Dairesinin 10.07.2014 tarih ve E:2014/4482, K:2014/7580 sayılı kararı ile bozulması uzerine aynı Mahkemenin 25.11.2014 tarih ve E:2014/268, K:2014/504 sayılı kararı ile davacının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 223/2-e maddesi uyarınca "yuklenen sucun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması" gerekcesiyle beraatine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, gizli kamera yerleştirmek suretiyle yasaya aykırı şekilde elde edilmiş kayıtların tek başına delil niteliğinin olmadığı, yaklaşık uc yıl boyunca davacıya isnat edilen suctan dolayı kuşku duydukları halde kalem personeli ve Hakiminin kaybolan pullara ilişkin herhangi bir tespit yapmadığı, konuyu yetkili makamlara taşımadıkları, tanık ifadelerinin gorguye dayalı olmayan, şuphe ve varsayıma dayanan ifadeler olduğu, bu ifadelerden davacının fiilinin subuta erip ermediğinin tespitinin mumkun olmadığı, kaldı ki yargılandığı ceza davasında, davacının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/2-e maddesi uyarınca "yuklenen sucun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması" gerekcesiyle beraat ettiği goz onune alındığında, dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki idare Mahkemesi kararında da hukuki isabet bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Acıklanan nedenle, davacının temyiz isteminin kabuluyle, İzmir 2. İdare Mahkemesinin 07.03.2014 tarih ve E:2013/1276, K:2014/373 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gozetilerek yeniden bir karar verilmek uzere dosyanın adı gecen Mahkemeye gonderilmesine, kullanılmayan yurutmenin durdurulması harcının istemi halinde davacıya iadesine, 01/07/2015 tarihinde oycokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Karar duzeltme isteminin reddi ve Mahkeme kararının onanması gerektiği goruşuyle coğunluk kararma katılmıyorum.