Sayıştay'ın 2019 yılı denetim raporuna gore, Milli Eğitim Bakanlığında 2019 yılı sonu itibarıyla 45 bin norm fazlası oğretmen bulunmaktadır. Norm kadro fazlası oğretmenlere sadece maaş karşılığı olarak yıllık yaklaşık 3 milyar Turk Lirası odeme yapılmaktadır. Bu tutara norm fazlası oğretmenlerden dolayı alınan ucretli oğretmenlerin maaşları ile eğitime hazırlık odeneği, tedavi giderleri, aile ve cocuk yardımı gibi sosyal yardımlar dahil değildir. Norm fazlası oğretmen sayısının bu derece yuksek olmasının nedeni mazeret donemlerindeki il emri atamalarıdır. Sayıştay, Milli Eğitim Bakanlığı'nın gerekli tedbirleri alarak sorunu cozmesini istemiştir. Memurlar.net olarak hem MEB'in denetim raporunu hem norm fazlası oğretmen acığının nasıl kapatılacağına dair bazı tespitlere bu yazımızda yer vereceğiz. Milli Eğitim Bakanlığı 2019 Yılı Sayıştay Duzenlilik Denetim Raporunda "BULGU 1" de ceşitli veriler vererek ulke genelinde buyuk bir oğretmen ihtiyacı varken aynı zamanda hemen her alanda makul kabul edilemeyecek sayıda oğretmen fazlası bulunduğunu da tespit etmiştir.
Milli Eğitim Bakanlığı 2019 Yılı Sayıştay Duzenlilik Denetim Raporu icin tıklayınız.
İŞTE O TESPİT VE CİZELGELER;
"BULGU 1: Oğretmen Kadrolarının İhtiyac Planlaması Cercevesinde Eğitim Kurumlarına Dengeli Dağıtılmaması Mevcut oğretmen kadrolarının dağılımında ulke geneli ve iller acısından bircok
dengesizlikler bulunduğu ve bu dengesizliklerin sureklilik kazandığı, planlamadaki zafiyetler nedeniyle bir yandan oğretmen acığı sorunu cozume kavuşturulamaz iken bir yandan da kısıtlı olan mevcut yetişmiş insan kaynağının ve buna bağlı olarak mali kaynakların verimli kullanılamadığı gorulmuştur. Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yonetici ve Oğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yonetmelik ile Bakanlığa bağlı her derece ve turdeki orgun ve yaygın eğitim kurumlarının yonetici ve oğretmen norm kadroları belirlenmiş olmakla birlikte uygulamada norma aykırı atamalar nedeniyle bircok kurumda oğretmen fazlalığı, buna karşın bircok kurumda da oğretmen acığı bulunmaktadır. Soz konusu acık ve fazla, yer değiştirme suretiyle yapılan atama, ilk atama, sozleşmeli oğretmenlik ve ders ucreti karşılığı oğretmenlik gibi yontemlerle dengelenmeye calışılsa da mevcut dengesizliklerin onemli boyutlara ulaştığı gorulmektedir. Soz konusu dengesizlik, bir taraftan ihtiyac fazlası oğretmenler nedeniyle kısıtlı olan insan kaynağının etkin ve verimli kullanılamamasına, diğer taraftan oğretmen ihtiyacı karşılanamayan bircok yerleşim biriminde bireylere eğitime erişme hakkı ve eğitimde fırsat eşitliği gibi temel anayasal hakların yeterince sunulamamasına yol acmaktadır."
"Tablo 5 deki verilerden 2019 yılı sonu itibarıyla ulke genelinde 45.141 oğretmenin norm fazlası olduğu, bu sayının mevcut toplam oğretmen sayısının %5,84'une tekabul ettiği ve fazlalığın buyuk bir kısmının kadrolarının Ankara, İstanbul, İzmir ve Konya illerinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan Hakkari, Kırşehir, Şırnak ve Tunceli illerinde mevcut kadrolu oğretmen sayısının yaklaşık olarak %20'sinin norm fazlası durumunda olduğu gorulmektedir. Orneğin Kırşehir ilindeki oğretmen fazlası toplam oğretmen mevcudunun %20,69'una denk gelmektedir ki bu oran Kırşehir ilindeki her 5 oğretmenden 1'inin norm fazlası olduğu anlamına gelmektedir."
"Tablo 6 da ki verilerden ulke genelinde dengeli bir bicimde dağıtılamayan oğretmen mevcudunun aynı il icerisinde ilceler itibarıyla da oldukca dengesiz bir gorunum sergilediği anlaşılmaktadır. Orneğin Ankara ilindeki toplam 5.063 oğretmen fazlasından 2.275'inin (yaklaşık %45'inin) Cankaya ve Yenimahalle ilcelerinde bulunduğu; Kırşehir ilindeki toplam 672 oğretmen fazlasından 418'inin (yaklaşık %62'sinin) ise il merkezinde bulunduğu gorulmektedir."
"Tablo 8'deki verilere gore oğretmen fazlasının en yuksek olduğu alanlarda oğretmen
ihtiyacının da oldukca yuksek seviyelerde bulunduğu anlaşılmaktadır. Ozellikle Turk Dili ve Edebiyatı, Bilişim Teknolojileri ve Biyoloji alanlarında toplam oğretmen fazlasının ihtiyacın uzerinde olması dikkat cekicidir.
Bakanlık tarafından kadrolu oğretmenlerin ulke genelinde dengeli bir bicimde dağıtılamaması, norm kadro fazlası oğretmen sorununun aynı ilcede ve aynı alanda dahi cozulememesi, oğretmen ihtiyacının karşılanması amacıyla sozleşmeli ve ucretli oğretmen istihdamına gidilmesi beşeri kaynakların yanı sıra mali kaynakların da etkin kullanılmaması anlamına gelmektedir."
Tablo 9'da yapılan hesaplama cercevesinde 2019 yılı itibarıyla norm kadro fazlası oğretmenlere sadece maaş karşılığı olarak yıllık yaklaşık 3 milyar Turk Lirası odeme yapılmaktadır. Bu tutara bahse konu oğretmenlere hic ya da yeterli duzeyde gorev verilmemesi sonucu sozleşmeli veya ucretli oğretmen istihdam edilmesi nedeniyle odenen ucretlerin dahil olmadığı, oğretmenlere yapılan maaş dışı odemelerin (eğitime hazırlık odeneği, tedavi giderleri, aile ve cocuk yardımı gibi sosyal yardımlar vb.) hesaba dahil edilmediği, ayrıca norm fazlası oğretmen sayısının yıl icerisinde cok daha yuksek seyrettiği donemler olduğu dikkate alındığında, norm fazlası oğretmenler nedeniyle katlanılan maliyetin gercekte cok daha yuksek olduğu değerlendirilmektedir. Bakanlığın 2019 yılı butcesinden personel icin yapılan toplam odemenin 82.298.364.615,47 TL, sermaye giderleri icin gercekleştirilen toplam harcamanın ise 7.314.080.963,90 TL olduğu goz onune alındığında norm kadro fazlası oğretmenlerin eğitim oğretime katkı sağlamadıkları halde maddi anlamda butceye ciddi bir yuk getirdiği ortadadır.
Ozellikle oğretmen fazlasına ilişkin mevcut durumun temel sebeplerinden biri, aile birliği ve sağlık mazeretlerine ilişkin mevzuatta yer alan bağlayıcı hukumler ile idare mahkemeleri tarafından bu mevzuat cercevesinde verilen ve uyulması zorunlu olan yargı kararlarıdır. Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yonetmelik'in 9'uncu maddesinde zorunlu yer değiştirmeye tabi tutulan personel arasında oncelik sıralaması yapılmadığı halde bu konudaki tum sorumluluğun Milli Eğitim Bakanlığı'na yuklenmiş olduğu, 657 sayılı Kanunun 72'nci maddesi uyarınca kurumlar arasında sağlanması gereken koordinasyonun neredeyse hic uygulanmadığı, Anayasa Mahkemesinin 2012/606 Başvuru Numaralı ve 20.02.2014 tarihli Kararında yer alan "Aile birliğinin korunması gerekcesiyle idareden, atamaya ilişkin butun işlemlerde personelin bu kapsamdaki mazeretlerini kayıtsız şartsız karşılamasının beklenmesi, idarenin ustlendiği kamu hizmetinin yurutulmesini belli mahallerde imkansız hale getirecektir. Bunun yanında personelin atanmak uzere yoğun talepte bulunduğu mahallerde ise norm fazlası personel istihdamıyla birlikte kamu kaynaklarının israfı gundeme gelecektir." ifadesinin ozellikle yargı surecinde dikkate alınmadığı bir gercektir. Bu cercevede Bakanlığın kurumlar arası koordinasyonun sağlanması, mevcut yetkinin kullanımından kacınılmaması ve yargı kararlarının ust yargı yollarına goturulmesi hususlarında daha aktif bir rol oynaması, mevzuat değişikliği acısından ise ilgili kurumlar nezdinde gerekli calışmaları başlatması onem taşımaktadır.
Sonuc olarak; ulke genelinde oğretmen ihtiyacının yuksekliği karşısında aynı zamanda norm fazlası oğretmen bulunması kısmen mevzuattan ve konuya ilişkin yargı kararlarının uygulanma zorunluluğundan kaynaklanıyor ise de; dengesizliğin en onemli nedenlerinden birinin Bakanlık tarafından sağlıklı bir planlama yapılmaması ve ozellikle bazı merkezlerde ihtiyacın cok uzerinde oğretmen gorevlendirilmesi olduğu acıktır. 5018 sayılı Kanun'un "Hesap verme sorumluluğu" başlıklı 8'inci maddesinde her turlu kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında gorevli ve yetkili olanların, kaynakların etkili, ekonomik, verimli olarak elde edilmesinden ve kullanılmasından sorumlu olduğu duzenlenmiştir. Buna gore Bakanlığın, oğretmen kadrolarının ulke genelinde dengeli bir bicimde dağılımını ve kamu kaynağının da yine bu doğrultuda etkin ve verimli kullanımını sağlayacak onlemleri alması gerekmektedir.

PEKİ, SORUN NEREDEN KAYNAKLANMAKTADIR?
Oncelikle belirli il ve ilcelerde norm kadro fazlası oğretmen birikmesinin ana nedeni MEB'in il emri uygulamasından kaynaklanmaktadır. MEB uzerindeki kamuoyu baskısını azaltmak icin populist politikalarla donem donem ozur durumu yer değiştirmelerde norm kadro fazlası oğretmenlerin il emrinde birikmesine oluşmasına yol acmış zaman icerisinde de yer değiştirme atama iptalleri, il emri uygulaması vb. durumlarda kuralsızlığı kural haline getirmiş ve paydaşlarca onerilen cozum onerilerine kulak tıkaması sonucunda Sayıştay'ca yukarıda yer verdiğimiz tespit edilen durum hasıl olmuştur.
PEKİ, COZUM YOLLARI NELERDİR?
1-OĞRETMEN İHTİYACI VE OKUL ACILACAK BOLGELER BELİRLENMELİDİR
Nufus yapısı ve eğilimleri, eğitimi ve eğitim planlamasını yakından ilgilendirmekte ve nufus analizleri her tur eğitim politikası icin temel oluşturmaktadır. Nufusun yaşlara gore dağılımı, eğitim cağındaki nufusun bugunku durumunu ve gelecekteki eğilimlerini gostermekte olup cağ nufusu, okullaşma oranlarının hesaplanmasında temel oluşturmaktadır. Nufus projeksiyonları yoluyla elde edilen veriler, eğitim planlaması icin temel oluşturur. Bu projeksiyonlardan, gelecekteki "okul cağı nufusu" da elde edilir. Okul cağı nufusu verilerine dayanarak; muhtemel oğrenci sayısı ve okullaşma oranları tahmin edilebilir. Bu tahminlere dayanarak oğretmen ve okullaşma planlaması yapılır.

Bu nedenle onumuzdeki 5-10-15 yıl icin okul oncesi, ilkokul, ortaokul ve lise cağ nufusu hesaplanarak bu hesaba gore okullarımızın branş, branş oğretmen ihtiyacının ne kadar olacağı belirlenmeli akabinde oğretmen yetiştiren fakultelerimizin oğrenci alımları ve formasyon veren universitelerimizin kontenjanları bu sayılara gore yeniden belirlenmelidir. Emekli olacak oğretmenlerde hesaba katılıp mevcut oğretmenlerin yaş durumları analiz edilmelidir.
Turkiye nufusu bir demografik donuşum yaşamaktadır. Bu donuşumun eğitim sistemi uzerinde cok yonlu etkileri olacaktır. Yıllık nufus artışı azalmaya devam ederken doğurganlık hızı duşmektedir ve duşmeye devam edecektir.
Nufus hareketleri ve coğrafi dağılımdaki dengesizlikler eğitim planlaması icin temel oluşturmaktadır. Goc alan illerimizde eğitim kurumları uzerinde buyuk bir baskı bulunmasına rağmen goc veren yerleşim birimlerinde, eğitim kurumlarında atıl kapasite ortaya cıkmaktadır. Kucuk yerleşim birimlerinde ise okulların kapatılması durumlarıyla karşılaşılmaktadır. Bu gibi durumlarla mucadele edebilmek icin taşımalı sistemler, yatılı okul sistemleri gibi durumlar değerlendirilmeye alınmalıdır.
Ozellikle cocuk sayısının durağan hale gelmesi, eğitim kurumları onundeki sayısal baskıyı giderek azaltacaktır. Bu eğilim, eğitimde kalite geliştirme icin bir fırsat oluşturacaktır.
Yoğun goc alan illerde eğitim uzerindeki sayısal baskı bir sure daha devam edecektir. Bu nedenle nufusun coğrafi dağılımı ve okul yerlerinin belirlenmesi icin calışmalar yapılmalıdır.

2-MEB, MEVCUT NORM KADRO FAZLASI OĞRETMENLERİ VEYA İSTEKLİ DİĞER OĞRETMENLERİ TEŞVİK EDİCİ YONTEMLER İLE İHTİYAC HİSSEDİLEN İLLERE ATAMALIDIR
Anayasamızın "II. Eğitim ve oğrenim hakkı ve odevi" başlıklı 42.maddesi 1.fıkrasında; "Kimse, eğitim ve oğrenim hakkından yoksun bırakılamaz." hukumlerine aykırılık teşkil etmektedir. Buna gore MEB, yeterli oğretmen atamayarak anayasal suc işlemektedir.
Rehber oğretmen ve tum branşlardaki oğretmen ihtiyacı atanmayan oğretmenlerin ataması acilen mevcut norm kadro fazlası oğretmenlere teşvik edici yontemler, zorunlu hizmete zorunlu hizmet tazminatı verilerek yada kadrolu oğretmen ataması yapılarak eksik oğretmen ihtiyacları giderilmelidir.
Oğretmenlik mesleği, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun "Oğretmenlik" başlıklı 43/1 maddesindeki "Oğretmenlik, Devletin eğitim, oğretim ve bununla ilgili yonetim gorevlerini uzerine alan ozel bir ihtisas mesleğidir." hukumlerine gore; oğretmenlik Devletin eğitim, oğretim ve bununla ilgili yonetim gorevlerini uzerine alan ozel bir ihtisas mesleğidir. Buna rağmen, ulkemizde yeterince oğretmen alımı yapılmadığından Oğrenci oğretmensiz kalmakta, bircok yerde ihtiyaclar pedagojik formasyonu olmayan meslek yuksekokulu mezunları ucretli oğretmenlerle ve farklı alanlardaki branşlarla giderilmektedir.
Rehber oğretmenlerin sayısının artması okullarımızdaki şiddet olaylarının onlenmesinde, eğitim-oğretimin daha nitelikli hale gelmesinde onemli bir katkısı olacaktır. Bu konuda seferberlik ilan edilmeli ve atanmayan tum Oğretmenlerimiz ve Rehber Oğretmenlerimiz atanmalıdır.
3-MEB, MEVCUT NORM KADRO FAZLASI OĞRETMENLERİ KENDİ İCİNDE VEYA DİĞER BAKANLIK KURUMLARINDA CALIŞMASININ YOLLARINI ARAMALIDIR
İlgili mevzuatlarda değişiklikler yapılarak norm kadro fazlası oğretmenlerin branşlarına ve kabiliyetlerine uygun MEB ve bakanlık dışındaki devlet kurumlarında maaş karşılığı ve ek ders karşılığı gorev yapabilmelerine yonelik yeni yapılar oluşturulmalıdır.
Orneğin okul kutuphanelerinde veya devlet kutuphanelerinde, okullarda etut faaliyetlerinde, internet kafelerin kontrol ve denetiminde, muzelerde, yurt ve pansiyonlarda surekli olarak, genclik ve spor genel mudurluklerinde, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı kurumlarında, devlete bağlı huzur ve bakımevlerinde, devlete bağlı kreşlerde norm kadro fazlası oğretmenler gorevlendirilerek maaş ve belirlenen bir miktar ek dersleri odenmelidir. Bu cozum her turlu yer değiştirmeler ile ozur durumunda yaşanan kontenjan sorunlarını da ortadan kaldıracaktır.
4-ZORUNLU HİZMETE ZORUNLU HİZMET TAZMİNATI ODENMELİDİR
5 Kasım 2010 tarihli 18. Milli Eğitim Şurasında "Oğretmenin Yetiştirilmesi, İstihdamı Ve Mesleki Gelişimi" bolumu 9. maddesinde; "Oğretmenlerin gelir duzeyi ve statulerinin yukseltilmesine yonelik calışmalara hız verilmeli; oğretmen istihdamında kadrolu, sozleşmeli, ucretli, vekil oğretmenlik gibi farklı uygulamalar kaldırılarak tum oğretmenlerin kadrolu olarak istihdamı sağlanmalı; mevcut sozleşmeli oğretmenler kadroya gecirilmeli; başarılı oğretmenler odullendirilmeli ayrıca zorunlu hizmet bolgelerinde calışanlara zorunlu bolge hizmet tazminatı odenmelidir." şeklinde karar alınmasına rağmen bu karar uygulamaya sokulmamıştır.
Oğretmenlerimiz bakımından kalkınmada oncelikli hizmet bolgelerinde belirli surelerle zorunlu calışma yukumluluğu ongorulmuştur. Ancak, bu bolgelerdeki oğretmen ihtiyacının karşılanması icin cozum yolu oğretmenlerimizi bu bolgelerde calışmaya mecbur bırakmak yerine, bu bolgelerde calışmanın ekonomik olarak teşvik edilmesi suretiyle gonullu olarak gitmelerinin sağlanması olmalıdır. Oğretmen ihtiyacının karşılanması amacıyla, zorunlu hizmet bolgelerinde istihdam edilen oğretmenlere, illerin veya yerleşim yerlerinin sosyal, ekonomik, kulturel ve ulaşım imkanları dikkate alınarak kalkınmada oncelikli hizmet tazminatı verilmesi gerekmektedir.
Ozellikle Doğu ve Guneydoğu Anadolu Bolgeleri ile mahrumiyet bolgelerinde oğretmen acığının kapatılabilmesi icin bu bolgelerde calışmanın ekonomik acıdan teşvik edilmesi ve cazip hale getirilmesi, oğretmenlerin buralarda calışmasının ozendirilmesi gerekmektedir.
Orneğin; Belirlenen hizmet alanlarından 1. hizmet bolgesi alanlarına zorunlu calışma yukumluluğu kapsamında atananlara 1 brut asgari ucret, 2. hizmet bolgesi alanlarına zorunlu calışma yukumluluğu kapsamında atananlara 1,5 brut asgari ucret 3. hizmet bolgesi alanlarına zorunlu calışma yukumluluğu kapsamında atananlara 2 brut asgari ucret tutarında zorunlu hizmet tazminatı odenmelidir. Bu bolgelere isteğe bağlı olarak atatan ve bu kapsamda gorev yapmakta olanlara tazminat tutarlarının ½'si oranında zorunlu hizmet tazminatı odenmesi durumunda, oğretmenlerimizin bu bolgelere gonullu olarak gitmesi sağlanacaktır.
Şuan, temininde gucluk zammı odeneği bu amaca matuf olup, benzer bir duzenlemenin istihdam zorluğu cekilen tum hizmet sınıflarına getirilmesinde bir mahzur bulunmamaktadır.
Koy ilkoğretim okullarında calışan oğretmenlere koyde calıştırmayı ozendirecek belirli bir miktar tazminat odenmelidir. Zorunlu hizmet bolgelerinde hizmet eden personelin ozluk haklarına yonelik olarak, her yıla extra bir yıpranma payı verilerek teşvik de edilebilir.
5-MEB, OZUR DURUMUNDA KATI BİR SİSTEME GECMELİDİR
Ozur durumu yer değiştirme işlemlerinde ozur durumu beyanlarına ilişkin belgeler sıkı bir şekilde kontrol edilmemektedir. Bu nedenle haklıda haksızda yer değiştiriyor.Aynı babanın sağlık ozrunden faydalanılarak tum oğretmen cocukları sağlık ozru kullanarak yer değiştirmektedir. Ozur durumu belgelerin cok katı bir şekilde kontrol edilmesi, sahteciliğin onlenmesi gerekiyorsa kolluk kuvveti marifetiyle yerinde kontrol sağlanmalıdır.
6-MEB, OZUR DURUMUNDA SIRAYA ALMA SİSTEMİNE GECMELİ, SAĞLIK BAKANLIĞINI ORMEK ALMALIDIR
Mazerete bağlı yer değişikliği işlemlerinde, boş kontenjan ve hizmet puanı yetersizliğinden dolayı ozur durumu giderilemeyen hem kadrolu hem de sozleşmeli oğretmenlerimiz ailelerinden uzakta gorevlerini yerine getirmekte olup, aile birliği sağlanamadığı icin buyuk mağduriyetler yaşanmaktadır. Sozleşmeli oğretmenlere mazerete bağlı yer değişikliği hakkı tanınmaması, sozleşmeli oğretmenler icin cok sayıda mağduriyeti de beraberinde getirecek olup, bu durum Anayasa'nın hukuki guvenlik ve eşitlik ilkesine aykırıdır. Bu nedenle, mazerete bağlı yer değişikliği işlemlerinde sozleşmeli oğretmenlere de hak tanınması gerekmektedir.
İller arası yer değiştirmeler sadece boş kontenjanlar olcusunde yapılmakta, ilde boş kontenjanın sınırlı olması halinde pek cok eğitim calışanı yer değiştirememektedir. Hizmet puanı yetersizliğinden atanamayan oğretmenlerimiz bulunmaktadır.
Anayasanın koruması altındaki aile birliği ve butunluğunun devamının sağlanması acısından toplumu oluşturan ailenin bir arada tutulması istisnasız olmalı ve ozur grubu yer değiştirmelerinde sıraya alma sistemine gecilmelidir.
Şoyle ki; Sağlık Bakanlığında ozur durumu yer değiştirme işlemlerinde personelin atandığı ilde fiilen bir yıl calışma ve adaylığın kalkması şartı aranmamakta ve başvurular ozrun gercekleştiği anda yapılabilmekte ve bir haftada sonuclandırılmakta iken Milli Eğitim Bakanlığında ozur durumu yer değiştirme işlemlerinde adaylığın kaldırılması ve yer değiştirme donemlerinde hazırlanan kılavuzlara gore 1 yıl calışma şartı bulunmakta ve başvurular sadece bakanlığın ilan cıktığı Ağustos-Şubat aylarında yapılabilmektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı da Sağlık Bakanlığında olduğu gibi ozur durumlarına bağlı yer değiştirmeleri ozrun gercekleşti an başvuru alınarak yapılmalı fakat ozur durumu titiz bir şekilde araştırılmalıdır.
Sağlık ve aile ozrunden yer değiştirmelerde bu durumların doğru olup olmadığı yer değiştirdikten sonra titizlikle araştırılmalıdır. Anne ve baba sağlık ozrunden den dolayı bir evladın yer değiştirmesi kuralı getirilmeli ve aile ve sosyal politikalar bakanlığı tarafından takibi yapılmalıdır.
Bu amacla ozur durumuna bağlı yer değiştirme suretiyle atamaların norm kadro acığı bulunan eğitim kurumlarına doğrudan yapılmalı, alanında norm kadro acığı bulunmaması veya hizmet puanı yetersizliği nedeniyle yer değiştirme suretiyle ataması yapılamayan oğretmenler norm kadro acığı cıkana kadar sırada beklemelidir. Norm kadro acığı cıktığı anda ise ataması hemen yapılmalıdır.
7-OĞRETMENLERİN EMEKLİ OLMALARINI OZENDİRECEK YENİ YAPILAR OLUŞTURULMALIDIR
Bakanlığa bağlı resmi eğitim kurumlarında yıllar itibarıyla; 2003'de 24.190, 2004'de 23,999, 2005'de 28.173, 2006'da 19.135, 2007'de 19.051, 2008'de 15.338, 2009'da 10.112, 2010'da 9.510 ve 2011'de 7.645 (31.08.2011 tarihi itibarıyla) olmak uzere toplam 157.153 oğretmen emeklilik, istifa ve diğer nedenlere bağlı olarak ayrılmıştır.
Yukarıdaki sayılara gore her gecen yıl emekli olan oğretmen sayısı azalmaktadır.
Emekliliği hak ettiği halde emekli olmayan ve bazı cevrelerce "yeni atamaların onunu kapatmakla" eleştirilen oğretmenlerin emekli olmama nedeni emekli olduklarında maaşlarının %50 azalmasıdır. Oğretmenlerin emekli olmalarını ozendirecek yeni yapıların oluşturulması ile norm kadro fazlası oğretmenlerin eritilmesi ve yeni atanacak oğretmenlere kadro acılması sağlanacaktır.
Bulunduğu ilde kendi branşında norm kadro fazlası olan oğretmenlerin yaş sınırı aranmaksızın emekli olmasını sağlayacak ve emekli maaşlarının duşmesini engelleyecek yeni yapılar kurulmalıdır. Daha once bazı kurumlarda hayata gecirilen ve olumlu sonuc alınan bir uygulama bulunmaktadır. Emekliliği dolan personel, emekli ikramiyesi yuzde 20 veya yuzde 30 oranında zamlı verilerek, emekliliğe teşvik edilmektedir.
8-OĞRETMENE YIPRANMA PAYI ACİLEN GETİRİLMELİDİR
19. Milli Eğitim Şurasında "Oğretmenlerin ozluk haklarına yonelik olarak, her dort yılda bir yıpranma payı ve 3600 ek gosterge verilmelidir. Oğretmenlerin ozluk haklarına yonelik olarak oğretmenlerin ek ders ucretleri artırılmalıdır." onerisi kabul edilmiştir.
9-OĞRETMENE 3600 EK GOSTERGE VERİLMELİDİR
Oğretmene 3600 Ek gosterge verilmesi, diğer calışanların ek gostergelerinin 800 puan artırılması, yardımcı hizmetlilerin ek gostergeden yararlandırılması gerekmektedir.
Ayrıca 19. Milli Eğitim Şurasında "Oğretmenlerin ozluk haklarına yonelik olarak, e 3600 ek gosterge verilmelidir." onerisi de kabul edilmiştir.
10-EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLARIN SORUNLARI COZUMLENMELİDİR
08.09.1999 tarihinden once sigortalı olduklarında emeklilik şartları arasında "yaş şartı" olmayan eğitim calışanlarının, cıkarılan kanunla getirilen yaş şartı nedeniyle emeklilik haklarının ellerinden alınması adil bir duzenleme değildir.
Turkiye genelinde 1999 yılından once sigortalı olup emekli olabilmeleri icin yaş sınırları uzatılan yaklaşık 3 milyon kişi mağdur edilmektedir. Emeklilikte yaşa takılan eğitim calışanlarının sigorta prim gun sayılarını tamamlamalarına rağmen emekli edilmemesi ulkenin kanayan bir yarası haline gelmiştir. Emekliliği hak etmelerine rağmen yaşları bahane edilerek yıllarca bekletilen eğitim calışanlarınızım buyuk bir haksızlığa uğradığı acıktır. Emekli olma hayalleriyle yıllarca emek veren eğitim calışanlarının sorunu acilen Hukumet gundeminde yer almalıdır. Calışarak Devlete katkı sağlayan ve pirim gun sayısını dolduran emekcinin emekli olması en doğal hakkıdır.
11-MESLEK LİSELERİNDE YAPILAN STAJ SURELERİ EMEKLİK HESABINA DAHİL EDİLMELİDİR
Meslek liseleri oğrencilerinin işletmelerde yapmış oldukları işletmede mesleki eğitim ve stajlarının sigortalılıktan sayılarak işletmede mesleki eğitim ve staj başlangıc surelerinin sigortalılık başlangıc suresi sayılmasındaki engeller kaldırılarak kamuda bir cok oğretmen yaşa takılmadan emekli olabilecektir.
12-TUM EK ODEMELER EMEKLİ MAAŞI HESABINA KATILMALIDIR
Kamu gorevlileri emekli olduklarında maaşlarında ortaya cıkan duşuş nedeniyle mağdur olmakta, bu nedenle emekli olmaktan kacınmaktadırlar. Kamu gorevlilerinin emekliliklerinde de mevcut ekonomik statulerini korumak icin maaşlarının, ek odemelerinin, ek derslerinin, fazla calışma ucretlerinin tamamının emekli keseneği matrahına dahil edilerek, emekli maaşı hesaplamasına katılması icin gerekli yasal duzenlemeler yapılmalıdır.
Devlet memurlarının emeklilik hakları ve emekli maaşlarının belirlendiği 5434 sayılı Kanunun 15. maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 80. maddelerinde değişiklik yapılarak memur maaşını oluşturan butun kalemler ile ozel hizmet tazminatı, ek odeme, ek ders, doner sermaye, fazla calışma ucreti, ikramiye, sosyal denge tazminatı ve diğer odemeler de emekli keseneğine dahil edilmelidir. 5434 sayılı Kanunun 41. maddesinde yapılacak değişiklikle memurların emekli ikramiyesi icin ongorulen kalemlere butun ek odeme ve tazminatlar eklenmelidir. 5434 sayılı Kanunun ek 70. maddesinde değişiklik yapılarak emekli olan kamu gorevlilerinin ozel hizmet tazminat oranlarının belirlendiği tablodaki,
"02200 arası %55 olarak belirlenen oranın %90
22003600 arası %85 olarak belirlenen oranın %120
36004800 arası %145 olarak belirlenen oranın %160
48006400 arası %165 olarak belirlenen oranın %180 "
Şeklinde yeniden duzenlenmeli ve buna bağlı olarak emekli maaşlarının yukselmesi sağlanmalıdır.
13-OĞRETMENLERİN EMEKLİLİK İŞLEMLERİ HAZİRANDA SONLANDIRILMALIDIR
Oğretmenlerin emeklilik işlemleri Ağustos hatta Eylul ayına sarkmakta ozellikle il ici ve ozur grubu yer değiştirmelerinde ilişikler kesilemediğinden bu yerler boş gosterilememektedir. Dolayısıyla eğitim oğretimin iyi planlanması acısından Haziran ayının sonunda emeklilik işlemleri sonlandırılmalı ve ilişikler kesilmelidir.
14-İL İCİ TAYİNLERDE SIRA SİSTEMİ YENİDEN GETİRİLMELİDİR
Mulga 06.05.2010 tarihli ve 27573 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Oğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yonetmeliği'nin 34/1. maddesinin "İsteğe ve zorunlu calışma yukumluluğune bağlı yer değiştirme suretiyle atamalar" başlıklı 34.maddesinin 1.fıkrasında;" İl icinde yer değiştirme talebinde bulunan oğretmenlerin yer değiştirme suretiyle atamaları, tercih ettikleri eğitim kurumları itibarıyla yapılan sıraya bağlı olarak haziran ve ağustos aylarında birer kez olmak uzere eğitim kurumlarının oğretmen ihtiyacı cercevesinde hizmet puanı ustunluğune gore gercekleştirilir. Ataması yapılamayanların sıraları ağustos ayı sonu itibarıyla iptal edilir." denilmekte iken, 17.4.2015 tarih ve 29329 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Oğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yonetmeliğinde sıraların calıştırılması ile ilgili bir duzenlemeye yer verilmemiştir. Eğitim kurumlarında, oğretmenlerin il ici yer değişiklikleri, emeklilik, olum gibi nedenlerle boşalan normlara atanmak icin bekleyen oğretmenlerimiz, sıralar calıştırıldığında norm acığı bulunan eğitim kurumlarına yer değiştirebilecek ve acık normlar bu şekilde hakkaniyete uygun olarak doldurulacaktır. Daha onceki duzenleme olduğu gibi, Yonetmelikte sıraların yılda iki kez calıştırılmasına yonelik değişiklik yapılması gerekmektedir.
15-MEB DIŞINDAKİ DEVLET KURUMLARINA GECİŞ YAPMAK İSTEYEN OĞRETMENLERİN TALEPLERİ DİĞER BAKANLIKLARLA KOORDİNELİ OLARAK DEĞERLENDİRİLMELİDİR
Oğretmen ihtiyacın olduğu donemlerde Ziraat Fakultesi, İktisat Fakultesi, Veterinerlik Fakultesi ve Kamu Yonetimi Bolumu mezunları oğretmen olarak atanmışlardır. Bu oğretmenler zaman icerisinde tecrube kazanarak oğretmenlik mesleğinde başarılı da olmuşlardır.
Branşları dışında oğretmen olarak atananlardan istekli olanlarını bulundukları ilde veya tercih ettikleri ildeki branşlarına uygun bakanlıklara kurumlar arası gecişini veya o bakanlıklardaki oğretmenler ile becayişlerini kolaylaştırmak icin bir calışma başlatılması gerekmektedir.
Daha onceki donemlerde alanları dışında oğretmen olarak atananlardan, alanları ile ilgili başka kurumlara atanmak isteyenlere, bu kurumların da istemeleri halinde gorevli oldukları ilde, alanında oğretmen ihtiyacı da dikkate alınarak muvafakat verilmelidir.
Mevcut uygulamada becayiş aynı kurumda calışan personel icin gecerli bir uygulamadır. Yani aynı kurumun başka başka yerlerde bulunan aynı sınıftaki memurları, karşılıklı olarak yer değiştirme suretiyle atanmalarını isteyebilmekte ve bu isteğin yerine getirilmesi atamaya yetkili amirlerince uygun bulunmasına bağlıdır. Aynı uygulamanın farklı kurumlarda calışan personeller arasında yapılarak onemli bir sorun cozume kavuşturulacaktır.
16-MEB, BECAYİŞE İZİN VERMELİDİR
Devlet memurlarına "Farklı yerlerde calışan aynı sınıftaki memurların, karşılıklı yer değiştirerek atanmalarını istemeleri" anlamına gelen "Karşılıklı Olarak Yer Değiştirme" yani "becayiş" hakkı verilmiştir. Fakat yer değiştirme yonetmeliklerinde "becayiş" hakkı ve şartlarına yer verilmediğinden Milli Eğitim Bakanlığı personeli becayiş haklarını kullanamıyorlar. Becayiş hakkının verilmemesi yasal ve hukuki değildir.
Norm kadro, zorunlu hizmet, hizmet puanı gibi bircok unsurdan dolayı oğretmen nakil işlemlerine bir standart getirilmiş olsa da, bu uygulamalar nedeniyle nakil işlemleri buyuk olcude de sınırlanmıştır. Bu sınırlamaya, "becayişe izin verilmemesi" uygulaması da eklenince, nakil işlemlerinin gercekleştirilmemesinden kaynaklanan buyuk bir hizmet kaybı meydana gelmektedir. MEB'in artık bu anlamsız uygulamaya bir son vermesi gerekmektedir.
17-NORM KADRO FAZLASI OĞRETMENLERİN ATANMA İŞLEMLERİ EYLUL AYINDA TAMAMLANMALIDIR.
Oğretmenlerin Atama ve Yer Değiştirme Yonetmeliğine gore İlde norm kadro acığı bulunan eğitim kurumlarının, norm kadro fazlası olan oğretmenlere duyurusunun yapılarak, norm kadro fazlası konumunda bulunan oğretmenlerden zorunlu calışma yukumlulukleri olmayanların oncelikle gorevli oldukları yerleşim yerinde daha sonra ilcelerdeki eğitim kurumları olmak uzere il icinde alanlarında norm kadro acığı bulunan eğitim kurumlarına ozur durumları ve tercihleri de dikkate alınmak suretiyle hizmet puanı ustunluğune gore atamalarının yapılması, norm kadro fazlası konumunda bulunan oğretmenlerden herhangi bir kuruma atanmak uzere başvuruda bulunmayanların gorev yerleri, il icinde valiliklerce isteklerine bakılmaksızın belirlenmesi gerekmektedir.
Bu işlem eğitim oğretim başlamadan ucretli oğretmen gorevlendirmeleri yapılmadan yapılmalıdır. Eğitim-oğretimin ortasında oğretmen değişikliği veya ihtiyac olan alanda norm kadro fazlası oğretmen var iken ucretli oğretmen gorevlendirilmesi mantıksızlığına Bakanlık el koyarak Eylul ayından once norm kadro fazlası oğretmenlerin yer değiştirme işlemlerinin tamamlanması ve akabinde ucretli oğretmen gorevlendirmelerini başlatılması yonunde adım atarak ortadan kaldırmalıdır.
18-NORM KADRO MODULUNDEKİ BİLGİSAYAR YAZILIMI YONETMELİĞE GORE YANLIŞ CALIŞMAKTADIR
Norm kadro modulundeki yazılım Genel Bilgi ve Meslek Dersleri Oğretmenleri norm kadrosunda; 42 saatin ustundeki her 21 saate bolge normunu calıştırarak norm vermesi gerekirken, 42 saatin altında calışarak, norm kadro vermesi gereken ders yuklerine norm kadro vermiyor.
Genel Bilgi ve Meslek Dersleri Oğretmenleri norm kadrosunda; Orneğin 42 saatin uzerinde artan ders yuku 15 saat ise aynı bolgedeki tum artık dersler toplanarak 21'er saatlik paketler halinde yeni normlar verilmekte ve artan ders yuku en fazladan başlanarak hangi okula denk geliyorsa bolge normundan norm verilmektedir. Bu orneğimizdeki artık 15 saate norm alabilmek icin diğer okullarda en az artık 6 saat ders yukunun bulunması gerekmektedir. Norm kadro modulundeki bilgisayar yazılımı o bolgedeki artık normları toplayarak en cok artık dersi olan okuldan başlayarak normları 21'er saatlik paketler halinde vermektedir.
Atolye ve Laboratuvar Dersleri Oğretmeni norm kadrosunda; Orneğin 200 saatin uzerinde artan ders yuku 20 saat ise aynı bolgedeki tum artık dersler toplanarak 40'ar saatlik paketler halinde yeni normlar verilmekte ve artan ders yuku en fazladan başlanarak hangi okula denk geliyorsa bolge normundan norm verilmektedir. Bu orneğimizdeki artık 20 saate norm alabilmek icin diğer okullarda en az artık 20 saat ders yukunun bulunması gerekmektedir. Norm kadro modulundeki bilgisayar yazılımı o bolgedeki artık normları toplayarak en cok artık dersi olan okuldan başlayarak normları 40'ar saatlik paketler halinde vermektedir.
Fakat okullardan elde etiğimiz bilgilere gore Genel Bilgi ve Meslek Dersleri Oğretmenleri norm kadrosunda; Norm Kadro Modulundeki yazılımın yanlış calışarak Genel Bilgi ve Meslek Dersleri Oğretmeni Norm Kadrosunda 42 saate kadar olan ders yukune ve Atolye ve laboratuvar oğretmeni norm kadrosunda 201 saate kadar olan ders yukune de bolge normu uygulanarak oğretmenlerin norm kadro fazlası olunmasına neden olunmaktadır.
19-OĞRETMEN NORMLARI YONETMELİKTEKİ KRİTERLERE GORE BELİRLENMELİ SINIFLAR BİRLEŞTİRİLEREK NORM FAZLASI OĞRETMEN MEYDANA GETİRİLMEMELİDİR
Sene başında 1. sınıf oluşturulur iken veya 5. sınıf oluşturulur iken veya 9. sınıf oluşturulur iken oğrenci sayıları yonetmelikteki kriterlere gore belirlenebilmekte fakat sınıf oluştuktan sonra ve yasal olarak sınıfta bulunması gereken oğrenci sayısının altına duşmedikce sınıfları birleştirilmemelidir.
İlkokullarda, boş sınıf ve norm kadro fazlası oğretmenlerin oğrenci sayısı 10'dan az olmamak şartıyla sınıf oluşturularak norm kadroların buna gore belirlenmesi gerekmekte iken sozlu talimatlarla ara sınıf sayılarının 20'nin uzerinde belirlenmesi 20'nin altındaki sınıfların birleştirilmesi istenmektedir.
Okul butunluğunde oğretmen, oğrenci ve sınıf var iken ara sınıfların birleştirilmesi işlemi; yeni norm fazlası oğretmen meydana getirmekte, personel boyutunda atıl kapasite yaratmaktadır. Oğrencilerin oğretmenlerinden ayrılmasına neden olarak pedagojik olarak eğitime zarar vermektedir. Acılmış olan ara sınıfları birleştirme yoluyla kapatmak oğrencilerimizin oğretmenlerinden ayrılmalarına ve psikolojik sorunlara neden olmaktadır. Kısacası ara sınıfların pedagojik olarak kapatılmasında kamu yararı bulunmamaktadır.
Okul butunluğunde oğretmen, oğrenci ve sınıf var iken sınıfları birleştirerek oğretmenleri norm fazlası yapılması uygulamasına son verilerek yonetmelikteki oğrenci sayılarına gore normlar belirlenmeli oğretmen var iken, oğrenci var iken, sınıf var iken oğretmenler norm fazlası yapılmamalıdır.
Halbuki ara sınıflarda mucbir sebep olmadıkca sınıf birleştirme işlemi yapılamaz ancak ve ancak eğitim oğretimin başında sınıf planlamalarını yapıldığı zamanlarda; 1. sınıf, 5. sınıf ve 9. sınıf oluşturuluyor iken oğrenci sayılarını ilgili mevzuatta yazan sınırlar icinde belirlenmesi gerekmekte fakat sınıf oluştuktan sonra ve yasal olarak sınıfta bulunması gereken oğrenci sayısının altına duşmedikce ara sınıflar birleştiremez.
Bu uygulama zincirleme olarak okuldaki tum sınıfların hizmet puanlarına bağlı olarak oğretmenlerinin değişmesine yol acacağından oğrencilerimizin oğretmenlerinden ayrılmalarına ve psikolojik sorunlara neden olmaktadır. Dolayısıyla pedagojik acıdan ara sınıfların birleştirilmesinde kamu yararı, oğrenci ve oğretmen yararı bulunmamaktadır. Hic kimse normalde kendi cocuğunun oğretmenin değişmesini istemez. Bunu yanında mevcut sınıfların bolunerek yeni sınıflar oluşturulmasında da kamu yararı yoktur.
Acılacak olan 1. 5. ve 9. sınıfların hedeflenen 30 oğrenci sayısının ustunde ve 222 Sayılı İlkoğretim ve Eğitim Kanununun 50. maddesindeki; "Birleştirilmiş sınıflar da dahil olmak uzere bir oğretmene duşen oğrenci sayısı 40 dan fazla olamaz." hukmu gereği 40'ın altında olması gerekmektedir.
Boş sınıflarımız ve norm kadro fazlası sınıf oğretmenlerimiz var iken okullarımızda eğitim ve oğretim hizmetlerinin gerekli ve yeterli personelce yurutulmesi, personel boyutunda atıl kapasite yaratılmaması, var olan atıl kapasitenin ihtiyac duyulan okul ve kurumlara yonlendirilmesi ve verimliliğe donuşturulmesi icin ara sınıfların birleştirilmemesi gerekmektedir.
Okul butunluğunde oğretmen, oğrenci ve sınıf varsa ara sınıflar pedagojik acıdan kapatılamazlar veya birleştirilemezler. Ara sınıflarda sınıf birleştirme veya kapatma işlemi sadece mucbir sebeplere dayanılarak yapılabilir.
Mucbir sebepler ise sınıf ihtiyacı, oğretmen yokluğu ile 24.06.2017 tarih ve 30106 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Acma, Kapatma Ve Ad Verme Yonetmeliğinin "Okul oncesi eğitim ve ilkoğretim kurumlarının acılması" başlıklı 6. maddesi 2. fıkrası (b) ve (c) bendindeki; (2) İlkokul acılabilmesi icin;
"b) İlkokullarda en fazla 32 derslik, 1 inci sınıf icin en az 10 oğrenci, gorsel sanatlar atolyesi ve/veya, muzik dersliği, fen dersliği, spor veya drama salonu bulunması, gerekir.
c) Ulaşım şartlarının elverişsiz olması veya oğrenci velilerinin tamamının cocuklarının taşıma yoluyla eğitime erişim kapsamında oğrenim gormelerini istememeleri durumunda ilkokul 1-4 uncu sınıflarda oğrenci sayısının toplamda en az 8 olması ve valilikce gerekli gorulmesi halinde Bakanlıkca bu ilkokulların acık kalması sağlanabilir." hukumlerine gore oğrenci sayısının sınıf kapatma sayısı olan 10 ila 8'in altına duşmesiyle mumkundur.
Milli Eğitim Bakanlığı İnşaat ve Emlak Grup Başkanlığının 06.03.2012 tarihli 1842 sayılı "Okullarımızın Mekan Kullanımı" konulu 2012/14 nolu genelgesindeki amacı dışında kullanılan dersliklerin tespiti ve eğitimoğretime kazandırılması calışmaları cercevesinde İlkokul ve Ortaokullarımızdaki tum fiziki imkanlar zorlanarak oluşturulacak boş sınıflarımız ve norm kadro fazlası sınıf oğretmenlerimizin, okullarımızda eğitim ve oğretim hizmetlerinin gerekli ve yeterli personelce yurutulmesi, personel boyutunda atıl kapasite yaratılmaması, var olan atıl kapasitenin ihtiyac duyulan okul ve kurumlara yonlendirilmesi ve verimliliğe donuşturulmesi amacıyla;
İlkokullar icin;
Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yonetici ve Oğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yonetmeliğin "Sınıf Oğretmeni Norm Kadrosu" başlıklı 16. maddesi 1. fıkrasındaki; "(1) İlkokullarda, oğrenci sayısı 10'dan az olmamak şartıyla acılan her şube icin 1 sınıf oğretmeni norm kadrosu verilir." hukumlerine gore belirlenecektir.
Buna gore; İlkokullarda, oğrenci sayısı 10'dan az olmamak şartıyla sınıf oluşturulabilmektedir.
Ayrıca; Okul Oncesi Oğretmeni Norm Kadroları, Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yonetici ve Oğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yonetmeliğin "Okul oncesi oğretmeni norm kadrosu" başlıklı 15. maddesindeki; "(1) Oğrenci sayısı 10'dan az, 20'den fazla olmamak uzere anaokulu, ana sınıfı ve uygulama sınıflarında oluşturulan her grup icin 1 okul oncesi oğretmeni norm kadrosu verilir.
(2) Ozel eğitim ihtiyacı olan cocuklara yonelik anaokulları ve ana sınıflarında acılan her şube icin 1 okul oncesi oğretmeni norm kadrosu verilir." hukumlerine gore okul oncesi oğretmeni norm kadrosu belirlenmektedir.
Buna gore; 10'dan az, 20'den fazla olmamak uzere anaokulu, ana sınıfı oluşturulabilmektedir.
Ortaokullar icin;
222 sayılı İlkoğretim ve Eğitim Kanununun 50. maddesindeki; "Birleştirilmiş sınıflar da dahil olmak uzere bir oğretmene duşen oğrenci sayısı 40 dan fazla olamaz." hukumleri,
Milli Eğitim Bakanlığı İnşaat ve Emlak Grup Başkanlığının 17.01.2012 tarihli 338 sayılı ve "2012 Yılı Temel Eğitim Yapım Programı" konulu 2012/05 nolu Genelgesi eki 2012 Yılı Temel Eğitim Yapım Programı Hazırlama Esaslarının "A-Temel ilkeler" bolumundeki "ilkoğretim kurumlarında sınıf mevcutlarının aşamalı olarak 30 oğrenciye indirmek." hukumleri,
Milli Eğitim Bakanlığı İlkoğretim Genel Mudurluğunun 07.09.2011 tarihli ve 10150 sayılı yazılarındaki; "... Diğer taraftan Bakanlığımız Stratejik Planında ve 61 Hukumet Programında da yer aldığı gibi sınıflarda azami 30 oğrencinin eğitim gormesini sağlayacak şekilde derslik yapımı planlanmaktadır. İlcelerimizdeki nufus yoğunluğunun farklı olması nedeniyle bazı okullarımıza oğrenci kayıtlarında duşuşler yaşanmakladır. Kayıt bolgesindeki oğrenci sayısı ve fiziki kapasitesi uygun okullarda tekli oğretim yapılması ve sınıf mevcutlarının 30 olması esastır." acıklamalarına gore belirlenecektir.
Buna gore; Ortaokullarda 30'dan fazla olmamak şartıyla sınıf oluşturulabilmektedir.
Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı Okul Oncesi Eğitim ve İlkoğretim Kurumları Yonetmeliğinin "Nakil" başlıklı 12. maddesi 10. fıkrasındaki; "(10)(Değişik: RG-16/6/2016-29744) İlkoğretim kurumlarında sınıf mevcutları otuzun altında kalan okulların boş kontenjanları derslerin başladığı haftanın ilk iş gununde e-Okul sisteminde ilan edilir. Bu okullara kayıt alanı dışından oğrencisini nakil ettirmek isteyen velilerin başvuruları derslerin başladığı ilk hafta icerisinde e-Okul sistemi uzerinden alınır. İkinci haftanın ilk iş gunu yapılan nakil başvurularının boş kontenjandan fazla olması durumunda, nakil ile gelecek olanlar e-Okul sistemi uzerinden kura cekilerek belirlenir ve ardından bu kişilerin nakilleri yapılır." hukumlerine gore sınıf mevcutların ust sınırın 30 olduğu ortaya cıkmaktadır.
Buna gore;
1- İlkokullarımızın fiziki imkanları zorlanarak oluşturulan dersliklerde acılacak olan tum sınıflarda oğrenci ve sınıf sayısı ile ileride acılacak sınıflarda dikkate alınarak imkanlar dahilinde 10'dan az 30'dan fazla olmamak şartıyla sınıf oluşturulması gerekmektedir.
2- Ortaokullarımızın fiziki imkanları zorlanarak oluşturulan dersliklerde acılacak olan tum sınıflarda oğrenci ve sınıf sayısı ile ileride acılacak sınıflarda dikkate alınarak 30'dan fazla olmamak şartıyla sınıf oluşturulması gerekmektedir.
3- Bunyesinde ana sınıfı olan okullar ile ve anaokullarımızın fiziki imkanları zorlanarak oğrenci sayısı 10'dan az, 20'den fazla olmamak uzere oluşturulan dersliklerde sınıf oluşturulması gerekmektedir.
Ahmet KANDEMİR