1973 yılında ailesi Jamaika’dan A.B.D.’ne (Cambridge, Massachusetts) goc ettiğinde Patrick Ewing henuz 11 yaşındaydı. Basketbolu burada oğrendi. Cambridge’de Rindge Latin Lisesi’ne devam ederken lise takımını 3 kez eyalet şampiyonluğuna taşıdı. Bu başarıları ile daha lise oğrencisi olmasına rağmen “Sports Illustrated” dergisine ve “New York Times” gazetesine konu oldu.
Artık bircok universite coach’unun gozu bu iri cusseli gencin uzerindeydi. Coach’u Mike Jarvis bu yetenekli gencin iyi bir universitede eğitim almasını ve basketbola ciddi yatırım yapan bir universite takımında oynamasını istediği icin tam 150 universiteye referans mektubu yazdı.

Jarvis mektubunda daha 6 sene once bu ulkeye gelen ve buyuk bir aşama kaydeden bu gencin cok calışkan olmasına karşın akademik hayatında zorluk cektiğini ve kendisi ile ozel olarak ilgilenebilecek eğitmenlere ihtiyacı olduğunu yazdı. Bu mektuplar kısa bir sure sonra basketbol gundemine oturdu ve “Ewing Letter” (Ewing Mektubu) olarak anıldı.
Jarvis’in bu gayretli yaklaşımı bazı cevrelerce yanlış anlaşılıp Ewing icin kotu yakıştırmalar yapılmasına sebep olsa da 80 universite bu başvuruyu olumlu cevapladı. Sonucta Ewing Georgetown Universitesi Guzel Sanatlar Fakultesi’nde okumaya karar verdi ve başkent Washington’a taşındı.

Georgetown Universitesi’nden tum zamanların en iyi ribaundcusu (toplam 1316) ve blokcusu (toplam 493) ve yine tum zamanların en iyi ikinci skoreri (toplam 2184 sayı) olarak ayrılan Patrick Ewing Georgetown’ı dort yılda uc kez NCAA (Amerika Ulusal Kolej Ligi) finaline taşıdı. 1984 yılında universitesi (Georgetown Hoyas) NCAA şampiyonu olurken kendisi de en değerli oyuncu (MVP) secildi.
Aynı yıl (ve daha sonra 1992 yılında) A.B.D. Basketbol Milli Takımı ile Olimpiyat Şampiyonluğu da yaşayan Ewing 1985-86 sezonunun başında New York Knicks tarafından ilk turda ve ilk sırada draft edildi. Bu aynı zamanda oyuncu seciminde uygulanan ilk piyango sistemiydi ve Patrick Ewing de bu sistemle secilen ilk NBA oyuncusu olarak tarihe gecti.

NBA Ligi’nde gecirdiği ilk sezonun ardından, 1986 yılında, 20,0 sayı ve 9,0 ribaund ortalamaları ile yılın caylağı (rookie) unvanını kazandı. 1989-90 sezonunda sayı (mac başına 28,6), ribaund (mac başına 10,9), blok (mac başına 4,0) ve şut yuzdesi (0,551) kategorilerinin tumunde ilk 6 sırada yeralan tek oyuncu oldu ve aynı sezon “All-NBA First Team” takımına secildi.

O yıldan sonra da başarıları artarak devam etti ve (1988 ve 1997 yılları arasında) 10 kez ard arda olmak uzere 11 kez “NBA All-Star” takımına secildi. 1997 yılında “NBA Ligi’nin En Buyuk 50 Oyuncusu” arasında gosterildi. Şu anda ard ard 15 sezon formasını giydiği New York Knicks takımının gelmiş gecmiş en buyuk oyuncusu durumunda: Knicks takımında tum zamanların toplam mac (1039), sure (37586 dakika), sayı (23665), ribaund (10759), blok (2758) ve top calma (1061) istatistiklerinde ilk sırada bulunuyor.
Seattle Supersonics (2000-2001) ve Orlando Magic (2001-2002) takımlarında gecirdiği son 2 sezonla birlikte ulaştığı istatistikler ile toplam surede ve sayıda (sırasıyla 40594 dakika ve 24815 sayı) NBA Ligi’nin tum zamanlar sıralamasında 13. sırada, şut isabetinde (9702) 10. sırada, serbest atış isabetinde (5392) 18. sırada ve blokta (2894) 4. sırada bulunuyor.

Bu tabloda eksik olan tek şey ise Ewing’li yıllarında Knicks’in bir şampiyonluk yaşayamamasıydı. İşte o yıllarda Ewing’i hedef alan bazı goruşler bu noktada yoğunlaşıyordu. 1973 yılından beri şampiyonluk goremeyen New York halkı, Ewing’in gelişiyle birlikte her yıl “bu yıl neden olmasın?” umuduyla lige başlıyordu ama takıma katıldığı 1985 yılından beri Knicks’i zirveye taşıyamaması Ewing’i haklı haksız eleştirilerle karşı karşıya bırakıyordu.

Wichita State Shocker takımı ile NCAA tarihinde aynı sezon (1984-85) hem sayı (mac başına 27,2) hem de ribaund (mac başına 14,8 ) istatistikleri ile ilk sırada yeralan tek basketbolcu unvanını elinde bulunduran ve 1992 yılında New York Knicks formasını giyen forvet oyuncusu Xavier McDaniel Knicks’in şampiyonluğu icin Ewing’in iyi oynamasının yeterli olmayacağını duşunenlerdendi.
Xavier, şampiyonluk icin her maca şartlanmış olarak cıkmak gerektiğini, istikrarlı oyunu sezon boyu surdurebilecek bir kadroya ihtiyac olduğunu soyluyordu. 1994 NBA finallerinde Houston Rockets formasını giyerken Knicks’e karşı mucadele eden Sam Cassell de Patrick Ewing’in Knicks’i şampiyonluğa taşımak icin tek başına mucadele etmek zorunda kaldığına kanaat getirmişti ve Xavier gibi (o yıllarda) Chicago Bulls’u tahtından indirmek icin birden daha cok sayıda yıldız oyuncunun biraraya gelmesi gerektiğine inanıyordu.

1993-94 sezonunda 57 galibiyet ve 25 mağlubiyet ile (Atlanta Hawks ile birlikte) Doğu Konferansı’nın en iyi galibiyet yuzdesine ulaşan Knicks şampiyonluğa da en cok o yıl yaklaşmıştı. Konferans yarıfinalinde Chicago Bulls ile eşleşen ve Chicago’yu ancak yedinci macta gecebilen Knicks, Konferans finalinde Indiana Pacers’ı (yine 7 maca uzayan serinin sonunda) yenerek NBA finalini Houston Rockets ile oynadı. Seride 3-2 one gecmesine rağmen son iki macı (86-84 ve 90-84’luk sonuclarla) kaybeden Knicks icin bu final tam bir trajedi oldu.
82 normal sezon macının ve playoff maclarının tumunde forma giyen ve başarılı bir grafik cizen Ewing kacan bu şampiyonluğun tek sorumlusu gibi gosterildi. Taraftarlar ve medya onun başarılarını unutup insafsızca uzerine gittiler. Bir sonraki sezonun başlarında bile bazı taraftarlar protestolarını surdurdu. Tum olanlara rağmen Ewing onlara saygısını yitirmedi, ‘ıslıklayacaklarsa maclara gelmesinler’ demekle yetindi.

Aslında Ewing’e karşı takınılan bu tavır 1960’lı yıllarda Philadelphia 76ers’ın efsane oyuncusu Wilt Chamberlain’e yoneltilen suclamaları anımsatıyordu. O yıllarda pop muzikte Beatles ne ise basketbolda Bill Russell’lı Boston Celtics oydu; kadrolarında tam 7 “Hall of Fame” oyuncusu vardı ve rakiplerine her yonleriyle ağır basıyorlardı. İşte herkesin kabullendiği bu guc dengesizliğine rağmen Wilt Chamberlain eleştirilerden kendini kurtaramıyordu. 1990’lı yıllarda da Chicago Bulls’un New York Knicks’e galip gelmesi olağan olmuştu ama aynı kaderi Ewing yaşıyordu, benzer acıları o cekiyordu.

Wilt Chamberlain’in Jerry West’i, Kareem Abdul-Jabbar’ın Magic Johnson’ı, Shaquille O’Neal’ın Kobe Bryant’ı vardı ama Patrick Ewing’in -kendisine şampiyonluk yuzuğu taktıracak- bir takım arkadaşı hic olmadı. Oyunu ve kalbi buyuk bu dev adamın başarı dolu kariyerini golgeleyen işte bu şanssızlığıydı.

nbatr.com