Danıştay 10. Dairesi, denetimli serbestlik kapsamında cezasının infazı icin . İlkoğretim Okulunda calıştırılan hukumlu .. tarafından, aynı okulda memur olarak calışan yakınları ...'nin 19/08/2016 tarihinde oldurulmesi olayında kararını verdi. Mahkeme Valilik ve Denetimli Serbestlik Mudurluğunun muşterek kusuru bulunduğunu belirterek aksi yondeki kararları bozdu. İdare bilgilendirme yapmadığı gibi tedbirde almamıştır
Davacılar yakınını olduren hukumlu hakkında hazırlanan denetim planının, hukumluye ozgu olarak hazırlanması ve yukarıda değinildiği uzere hukumlunun topluma karşı taşıdığı zarar verme riski ile tekrar suc işleme riskini belirleyerek bu risklere karşı alınacak onlemleri icermesi gerekirken, cezanın infazının yapılacağı kurum ve infazın başlangıcı ile suresine ilişkin bilgiler dışında butun hukumluler icin ortak duzenlenen kural ve bilgilerin yer aldığı matbu bir evrak olarak duzenlendiği, başka bir ifadeyle, daha once hırsızlık sucundan mahkum olmuş ...'nin, soz konusu sucu yeniden işleme riskinin goz onunde bulundurulmadığı ve buna yonelik herhangi bir tedbir ve denetim belirlenmediği gorulmektedir. Aynı şekilde, hukumlunun denetimli serbestlik kapsamında calıştırıldığı iş yerinin yetkilisine de anılan riskler konusunda bilgi verilip gerekli tedbirlerin bu iş yerince de alınmasının sağlanması gerekirken, bu yonde de bir bilgilendirme yapılmadığı ve onlem alınmadığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle Malatya Denetimli Serbestlik Mudurluğunce denetim planının mevzuata ve usulune uygun olarak duzenlenmediği, hukumluye ilişkin risklerin belirlenip değerlendirilmediği gibi ilgili iş yeri olan ilkokul mudurluğune de iletilmediği, dolayısıyla denetim ve takip yukumluluğunun de gereği gibi yerine getirilemediği sonucuna varılmaktadır. Nitekim Malatya Valiliğince dosyaya sunulan savunma dilekcesinde, hukumlunun adli sicil kaydı, mahkum olduğu suc turu, hakkında adli ve idari makamlarca yapılan değerlendirmeler konusunda taraflarına herhangi bir bilgilendirme yapılmadığı acıkca ifade edilmiştir.
Ote yandan; Malatya Valiliğinin, kendisine bağlı olarak faaliyet gosteren okullarda oğrenim goren cocukların can ve mal guvenliğini korumakla yukumlu olduğu acıktır. Ozellikle ilkokullarda oğrenim goren cocukların yaşı, can ve mal guvenliğini koruyup kollama bilincinin yeterince gelişmemiş olduğu, guvenliklerine yonelik tehlike halinde fiziksel mudahale kapasitelerinin sınırlı bulunduğu dikkate alındığında, Valiliğin soz konusu yukumluluğunun, Devletin yetişkin bireylerin yaşam hakkı ile mulkiyet hakkını korumaya yonelik pozitif yukumluluğunden daha geniş olduğu kuşkusuzdur. Yine Valiliğin, okulların her yonden gozetimini sağlamakla gorevli olduğunda da duraksama bulunmamaktadır.
Buna gore, dava konusu olayın meydana gelmesinde, davalı Adalet Bakanlığının, denetim planının mevzuata ve usulune uygun olarak duzenlenmemesi, hukumluye ilişkin risklerin belirlenip değerlendirilmemesi ve ilgili iş yeri olan ilkokul mudurluğune iletilmemesi, dolayısıyla denetim ve takip yukumluluğunun de gereği gibi yerine getirilmemesi nedeniyle; diğer davalı Malatya Valiliğinin ise, can ve mal guvenliklerini koruma noktasında yetişkin bireyler gibi davranması beklenemeyecek, tehlikeye karşı bilişsel ve fiziksel acıdan yeterliliklerini tamamlayamamış ilkokul oğrencilerinin bulunduğu okulda calıştırılacak hukumlunun mahkum olduğu suc turu ile topluma, okula, okulda bulunan cocuklara ve gorevlilere yonelik taşıdığı riskler ve buna karşı alınabilecek onlemler konusunda herhangi bir araştırmaya girilmeksizin Malatya Denetimli Serbestlik Mudurluğunce gonderilen hukumlunun doğrudan kabul edilmesi ve buna bağlı olarak risklerin bertarafı icin hicbir tedbir ongorulmemesi nedeniyle hizmet kusuru bulunduğu ve her iki idarenin davacıların uğradığı zarardan muştereken ve muteselsilen sorumlu oldukları sonucuna varılmaktadır.

T.C.
DANIŞTAY
ONUNCU DAİRE
Esas No: 2018/3043
Karar No: 2022/4831
İSTEMİN_KONUSU:
. Bolge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının davacılar tarafından aleyhlerine olan kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SURECİ:
Dava konusu istem:

Davacılar tarafından; denetimli serbestlik kapsamında cezasının infazı icin . İlkoğretim Okulunda calıştırılan hukumlu .. tarafından, aynı okulda memur olarak calışan yakınları ...'nin 19/08/2016 tarihinde oldurulmesi olayında davalı idarelerin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle uğranıldığı iddia edilen zararlara karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacıların her biri icin 5.000,00 TL maddi, muteveffanın kızı ... icin 100.000,00 TL, anne ve babası olan diğer davacılar icin ise ayrı ayrı 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte odenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının ozeti:
. İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla; ucuncu kişi konumundaki hukumlu ...'nin kişisel kusuru ile davacıların yakını ...'yi oldurmesinde davalı idarelere atfı kabil bir kusur bulunmadığı gibi idarelerce zararın tazminini gerektiren bir kusursuz sorumluluk halinin de olmadığı gerekcesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bolge İdare Mahkemesi kararının ozeti:
. Bolge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu . İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacılar tarafından esasa ilişkin olarak, davalılardan Malatya Valiliği tarafından ise vekalet ucretine ilişkin olarak ileri surulen iddiaların soz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte gorulmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI:

Davacılar tarafından; . Valiliğine bağlı . İlkoğretim Okulunda memur olarak calışan ve engelli olan yakınlarının, diğer davalı . Bakanlığına bağlı . Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Mudurluğu tarafından, mahkum olduğu hırsızlık sucunun cezasının infazı icin denetimli serbestlik kapsamında ... İlkoğretim Okulunda calıştırılan hukumlu ... tarafından, okula ait parayı calmak maksadıyla hortumla boğularak oldurulduğu, hukumlunun cezasının infazı icin, davalı iki idari kurum arasında 07/04/2016 tarihinde iş birliği protokolu duzenlendiği, yakınlarının gorevini ifa ederken oldurulmesinden, her iki davalı kurumun muştereken ve muteselsilen sorumlu olduğu, her iki idarenin de duzenlenen iş birliği ve calışma protokolu hukumlerinden doğan sorumluluklarının, ayrıca istihdam eden ve calıştıran kurumlar olarak da kusursuz sorumluluklarının bulunduğu, denetimli serbestlik hukumleri uygulanarak, kucuk yaşlarda korunmaya muhtac cocukların okuduğu oğretim kurumunda suc sonrası da etkin pişmanlığının olmadığı, yeniden suc işlemeyeceği kanaatinin oluşmadığı acıkca askeri mahkeme kararında belirtilmesine rağmen davalı kurumlar tarafından hukumlunun bu kişiliğinin goz ardı edilerek calıştırılmasının hizmet kusuruna sebebiyet vereceği, denetimli serbestlik hukumlerinden faydalanmak ve kamu kurumunda calıştırılabilmek icin hukumlulerin rehabilite olacağına dair bir inanc olması gerektiği, hukumlunun işlediği sekiz hırsızlık sucuna ve askeri mahkemenin mahkumiyet kararında itibar edilir bir pişmanlığının olmadığı, yeniden suc işlemeyeceği kanaatinin oluşmadığı tespitlerine rağmen her iki davalı kurumda suclunun kamu hizmetinde calışarak ıslah edilebileceği fikrinin nasıl oluştuğu belirtilerek Bolge İdare Mahkemesi kararının aleyhlerine olan kısmının bozulması gerektiği ileri surulmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMALARI:
Davalı idareler tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DUŞUNCESİ:
Temyiz isteminin kabulu gerektiği duşunulmektedir.

TURK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hakiminin acıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği goruşuldu:
İNCELEME VE GEREKCE:
MADDİ OLAY:
Dosyanın incelenmesinden, davacıların yakını ve %96 engelli olan ..., . Valiliğine bağlı . İlkoğretim Okulunda memur olarak calışmaktayken aynı okulda, mahkum olduğu hırsızlık sucunun cezasının denetimli serbestlik kapsamında infazı icin temizlik gorevlisi olarak calıştırılan hukumlu ... tarafından, okula ait parayı calmak maksadıyla hortumla boğularak 19/08/2016 tarihinde oldurulmuştur.
Davacıların yakınını olduren şahıs daha once askerlik hizmeti esnasında 8 kez arkadaşlarının para veya telefonlarını izinsiz alma/hırsızlık fiili nedeniyle yargılanarak Jandarma Genel Komutanlığı ... Jandarma Sınır Tumen Komutanlığı Askeri Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla sekiz ayrı hapis cezası almış ve bu cezalar adli para cezasına cevrilmiştir. Anılan para cezalarını odememesi uzerine hukumlu ...'nin Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının . tarihli ve . sayılı kararıyla 5275 sayılı Kanun'un 106. maddesinin 3. fıkrası uyarınca adli para cezasının hurriyeti bağlayıcı cezaya cevrilmesine ve bu ceza karşılığında kamuya yararlı bir işte calıştırılmak uzere denetimli serbestlik altına alınmasına karar verilmiş, bu karara istinaden . Cumhuriyet Başsavcılığı ve . Valiliği arasında imzalanan iş birliği protokolu ile . Denetimli Serbestlik Mudurluğunde gorevli vaka sorumlusu, . İlkokulu Mudurluğu yetkilisi ve hukumlu arasında imzalanan calışma protokolu kapsamında 25/07/2016 tarihinden itibaren . İlkokulunda calıştırılması uygun gorulmuştur.
Hukumlu ..., olaya ilişkin ceza yargılaması sırasında alınan ifadesinde, muteveffanın okulda ozurlu kadrosu kapsamında hizmetli olarak calıştığını, gozlerinin cok az gorduğunu, yurumesinde sıkıntılar olduğunu, okul muduru ve okul mudur yardımcıları ile okul aile birliğinden gelen paraların celik kasada muhafaza edilse de kasanın anahtarının onda olduğunu duyduğunu, anahtarı almayı tasarladığını, 19/08/2016 tarihinde Cuma namazından once okulun kalorifercisinin davacılar yakınını abdest alması icin B blokta bulunan lavaboya goturmesini soylemesi uzerine, lavaboya goturduğunu, olay sırasında uzerinde bulunan elektroşok cihazını ...'nin sol boyun kısmına dayadığını ve cihazı calıştırdığını, şahsın kendinden gecip yere duştuğunu, halen bayılmayınca tuvalet musluğuna takılı olan hortumu cıkarıp boynuna doladığını, kendinden gecene kadar bu hortumla boynunu sıktığını, olmuş olabileceği kanaatine vararak tuvaletlerin arka kısmında bulunan okula ait depoya goturerek şahsı orda bıraktığını, pantolonunun cebinden okul aile birliğinin parasının bulunduğu kasanın anahtarını ve cep telefonunu aldığını, anahtarla kasayı acarak paraları aldığını, maddi durumunun cok kotu olması nedeniyle psikolojik bunalımda olduğunu ifade etmiş; hakkında acılan ceza davası sonucunda, ... Ağır Ceza Mahkemesinin . tarihli ve E:., K:. sayılı kararıyla "nitelikli yağma" ve "bir sucu gizlemek veya başka bir sucun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla oldurmek" suclarından mahkumiyetine karar verilmiş, . Bolge Adliye Mahkemesi ... Ceza Dairesince istinaf isteminin reddi uzerine karar kesinleşmiştir.
Davacılar tarafından, soz konusu olayda idarelerin denetim ve gozetim yukumluluğunu yerine getirmemesi sebebiyle hizmet kusuru bulunduğundan bahisle uğranılan zararların odenmesi talebiyle acılan davada . İdare Mahkemesinin 07/10/2016 tarihli ara kararı ile idarelere başvuru yapılıp yapılmadığı sorulmuş, başvuru yapılmaksızın dava acıldığının anlaşılması uzerine . tarih ve E:., K:. sayılı karar ile dava dilekcesinin idarelere tevdiine karar verilmesi sonucu . Bakanlığı tarafından başvurunun reddine karar verilmiş, . Valiliği tarafından ise cevap verilmemiş, bunun uzerine bakılmakta olan dava acılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Turkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 17. maddesinde, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu; 56. maddesinde, Devletin, herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı icinde surdurmesini sağlamakla yukumlu olduğu; Anayasanın 125. maddesinin son fıkrasında ise, idarenin, eylem ve işlemlerinden doğan zararı odemekle yukumlu olduğu hukme bağlanmıştır.
İdarenin kamu hizmetinin yurutulmesinden doğan zarardan sorumlu tutulmasını gerektiren kuramlardan birisi hizmet kusurudur. İdarenin yurutmekle yukumlu olduğu bir hizmetin kuruluşunda, duzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kotu işlemesi, gec işlemesi veya hic işlememesi hallerinde gercekleşmekte ve idarenin tazmin yukumluluğunun doğmasına yol acmaktadır.
Diğer taraftan, idarelerin kamu hizmetlerinin gereği gibi işlemesini sağlayacak organizasyonları yaparak yeterli arac ve gerecle donatılmış bina, tesis ve araclarla hizmetin ozelliğine uygun olarak secilen ve yetişmiş personelle hizmeti yurutmek yukumluluğunun bulunduğu da tartışmasızdır.
...
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Oncelikle, yukarıda aktarılan mevzuat hukumlerinin birlikte değerlendirilmesinden; hukumlunun mahkum olduğu adli para cezasını odememesi uzerine bu cezasının 5275 sayılı Kanun'un 106. maddesinin 3. fıkrası uyarınca hapis cezasına cevrilerek kamuya yararlı bir işte calıştırılmasına yonelik Cumhuriyet savcısı kararının yargısal bir işlem olduğunda kuşku bulunmamaktadır. Dolayısıyla, anılan yargısal karar yonunden Adalet Bakanlığının sorumluluğundan soz etmeye hukuki olanak bulunmamaktadır.
Bununla birlikte, bahse konu cezanın hangi işte ve kurumda, hangi koşullarda infaz edileceği hususunun adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonunun bulunduğu yerdeki Cumhuriyet başsavcılığına bağlı olarak kurulan denetimli serbestlik mudurluklerince, mudurluk bunyesinde kurulan buro, komisyon ve personel aracılığıyla yerine getirildiği, belirtilen sureclerde Cumhuriyet savcısının yargısal bir mudahalesinin bulunmadığı, mudurluğun idari gorevlerinin, hukumlunun denetim planı ile diğer yukumluluk ve kurallara aykırı davranması halinde durumu ilgili savcı veya hakime intikal ettirmesi uzerine karar verilmesi ile sonlandığı dikkate alındığında; mudurluğun, hukumlunun denetimli serbestlik tedbiri cercevesinde mahkum olduğu kamuya yararlı bir işte ucretsiz olarak calıştırma cezasının hangi işte ve kurumda, hangi koşullarda infaz edileceği hususundaki gorev ve yetkisinin butunuyle idari nitelikteki kamu hizmetinin yurutumune ilişkin olduğu, bu itibarla Adalet Bakanlığının -koşulları oluştuğu takdirde- soz konusu idari hizmete yonelik mali sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmaktadır.
Denetimli serbestlik sistemi ile bireyleri suca yonelten davranışların duzeltilmesi, sucun tekrar edilmesinin onune gecilmesi, cezaevinden cıkan bireylerin toplumla adaptasyonunun sağlanması kadar suctan zarar goren mağdurun zararının giderilmesi ve toplumun suca karşı korunması da amaclanmaktadır. Denetimli serbestlik sisteminde uygulanan tedbirlerden biri olan hukumlunun kamuya yararlı bir işte calıştırılması tedbiri uygulanırken hukumlunun topluma yeniden kazandırılıp, tekrar suc işlemesinin onlenmesinin yanı sıra toplumu oluşturan her bireyin soz konusu hukumlunun işleyeceği herhangi bir suca karşı korunması da gerekmektedir. Dolayısıyla soz konusu korumanın sağlanması amacıyla, denetim ve gozetim yukumluluğu olan idarelerin denetimli serbestlik kapsamında hukumlunun kamuya yararlı bir işte calıştırılması sırasında yeniden suc işlemesinin engellenmesine yonelik gerekli tedbirleri alması gerektiği kuşkusuzdur.
Nitekim yukarıda anılan Yonetmeliğin 34. maddesinde de, hukumlunun risk ve ihtiyaclarının belirlenmesinin, denetimli serbestlik uygulamalarının temelini oluşturduğu, bu kapsamda hukumlunun kendisine, ailesine, mağdura, topluma ve denetimli serbestlik personeline karşı taşıdığı zarar verme riski ile tekrar suc işleme riskinin belirlenmesinin elzem olduğu ve bu amacla denetim planı hazırlanacağı; yine Yonetmeliğin 84. maddesinde, calıştırılacak iş belirlenirken, hukumlunun iyileştirilmesi, mesleği, becerileri, mağdurun ve toplumun guvenliğinin dikkate alınacağı ongorulmuş; bu cercevede Yonetmelikle denetimli serbestlik mudurluklerine, bunyesinde kurulan burolar ve gorevli personel aracılığıyla denetim planı hazırlama ve uygulama, yukumlunun toplum icinde denetim ve takibini yapma gorevleri verilmiştir.
Uyuşmazlıkta, davacılar yakınını olduren kişinin, daha once askerlik hizmetini ifa ettiği sırada aynı devrede gorevli diğer er ve erbaşın tespit edilemeyen farklı tarihlerde sekiz kez parasını ve cep telefonunu izinsiz bir şekilde almak suretiyle hırsızlık sucunu işlediği gerekcesiyle kısa sureli hapis cezasına mahkum edildiği ve bu cezasının adli para cezasına cevrildiği, ancak soz konusu cezayı suresinde odememesi uzerine, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının kararıyla 5275 sayılı Kanun'un 106. maddesinin 3. fıkrası uyarınca adli para cezasının hurriyeti bağlayıcı cezaya cevrilmesine ve bu ceza karşılığında kamuya yararlı bir işte calıştırılmak uzere denetimli serbestlik altına alınmasına karar verildiği, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı ve Malatya Valiliği arasında imzalanan iş birliği protokolu ile Malatya Denetimli Serbestlik Mudurluğunde gorevli vaka sorumlusu, Malatya ... İlkokulu yetkilisi ve hukumlu arasında imzalanan calışma protokolu kapsamında Malatya ... İlkokulunda calıştırılmasının uygun gorulduğu ve Malatya Denetimli Serbestlik Mudurluğunce hazırlanan denetim planı cercevesinde adı gecen okulda cezasının infazına başlandığı anlaşılmaktadır.
Davacılar yakınını olduren hukumlu hakkında hazırlanan denetim planının, hukumluye ozgu olarak hazırlanması ve yukarıda değinildiği uzere hukumlunun topluma karşı taşıdığı zarar verme riski ile tekrar suc işleme riskini belirleyerek bu risklere karşı alınacak onlemleri icermesi gerekirken, cezanın infazının yapılacağı kurum ve infazın başlangıcı ile suresine ilişkin bilgiler dışında butun hukumluler icin ortak duzenlenen kural ve bilgilerin yer aldığı matbu bir evrak olarak duzenlendiği, başka bir ifadeyle, daha once hırsızlık sucundan mahkum olmuş ...'nin, soz konusu sucu yeniden işleme riskinin goz onunde bulundurulmadığı ve buna yonelik herhangi bir tedbir ve denetim belirlenmediği gorulmektedir. Aynı şekilde, hukumlunun denetimli serbestlik kapsamında calıştırıldığı iş yerinin yetkilisine de anılan riskler konusunda bilgi verilip gerekli tedbirlerin bu iş yerince de alınmasının sağlanması gerekirken, bu yonde de bir bilgilendirme yapılmadığı ve onlem alınmadığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle Malatya Denetimli Serbestlik Mudurluğunce denetim planının mevzuata ve usulune uygun olarak duzenlenmediği, hukumluye ilişkin risklerin belirlenip değerlendirilmediği gibi ilgili iş yeri olan ilkokul mudurluğune de iletilmediği, dolayısıyla denetim ve takip yukumluluğunun de gereği gibi yerine getirilemediği sonucuna varılmaktadır. Nitekim Malatya Valiliğince dosyaya sunulan savunma dilekcesinde, hukumlunun adli sicil kaydı, mahkum olduğu suc turu, hakkında adli ve idari makamlarca yapılan değerlendirmeler konusunda taraflarına herhangi bir bilgilendirme yapılmadığı acıkca ifade edilmiştir.
Ote yandan; Malatya Valiliğinin, kendisine bağlı olarak faaliyet gosteren okullarda oğrenim goren cocukların can ve mal guvenliğini korumakla yukumlu olduğu acıktır. Ozellikle ilkokullarda oğrenim goren cocukların yaşı, can ve mal guvenliğini koruyup kollama bilincinin yeterince gelişmemiş olduğu, guvenliklerine yonelik tehlike halinde fiziksel mudahale kapasitelerinin sınırlı bulunduğu dikkate alındığında, Valiliğin soz konusu yukumluluğunun, Devletin yetişkin bireylerin yaşam hakkı ile mulkiyet hakkını korumaya yonelik pozitif yukumluluğunden daha geniş olduğu kuşkusuzdur. Yine Valiliğin, okulların her yonden gozetimini sağlamakla gorevli olduğunda da duraksama bulunmamaktadır.
Buna gore, dava konusu olayın meydana gelmesinde, davalı Adalet Bakanlığının, denetim planının mevzuata ve usulune uygun olarak duzenlenmemesi, hukumluye ilişkin risklerin belirlenip değerlendirilmemesi ve ilgili iş yeri olan ilkokul mudurluğune iletilmemesi, dolayısıyla denetim ve takip yukumluluğunun de gereği gibi yerine getirilmemesi nedeniyle; diğer davalı Malatya Valiliğinin ise, can ve mal guvenliklerini koruma noktasında yetişkin bireyler gibi davranması beklenemeyecek, tehlikeye karşı bilişsel ve fiziksel acıdan yeterliliklerini tamamlayamamış ilkokul oğrencilerinin bulunduğu okulda calıştırılacak hukumlunun mahkum olduğu suc turu ile topluma, okula, okulda bulunan cocuklara ve gorevlilere yonelik taşıdığı riskler ve buna karşı alınabilecek onlemler konusunda herhangi bir araştırmaya girilmeksizin Malatya Denetimli Serbestlik Mudurluğunce gonderilen hukumlunun doğrudan kabul edilmesi ve buna bağlı olarak risklerin bertarafı icin hicbir tedbir ongorulmemesi nedeniyle hizmet kusuru bulunduğu ve her iki idarenin davacıların uğradığı zarardan muştereken ve muteselsilen sorumlu oldukları sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla, davanın reddi yolundaki Malatya İdare Mahkemesi kararına yonelik istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu ... Bolge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Acıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin KABULUNE,
2. Davanın reddine ilişkin . İdare Mahkemesi kararına yonelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu . Bolge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin . tarih ve E:., K:.. sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek uzere dosyanın . Bolge İdare Mahkemesi .. İdari Dava Dairesine gonderilmesine, 31/10/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.