
Yargıtay, nafaka yukumlusu kişileri ilgilendiren onemli bir karara imza attı. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, "Cezaevinde hukumlu veya tutuklu olmak yoksulluk nafakası odeme yukumluluğunu ortadan kaldırmaz" dedi. İctihat Bulteni'nden edinilen bilgiye gore, davacı H.B. ile davalı E.B. 2013 yılında evlendi. Ciftin bu evlilikten bir de cocukları dunyaya geldi. İddiaya gore evliliklerinin uzerinden 1,5 yıl sonra E.B. 14 yaşındaki amcasının kızı ile kacınca hakkında cocuğun cinsel istismarı sucundan soruşturma başlatıldı. Aldatılan H.B. de eşi hakkında avukatı aracılığıyla boşanma davası actı.
H.B.'nin vekil avukatı dava dilekcesinde ozetle; tarafların boşanmalarına, muvekkil icin aylık 500 TL, muşterek cocuk icin ise aylık 300 TL olmak uzere toplam 800 TL tedbir nafakasına, bu nafakaların boşandıktan sonra yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamı ile 40 bin TL maddi ve 40 bin TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti.
Davalı E.B.'nin vekili, muvekkilinin eşi ile severek evlendiğini, hicbir şekilde onu aldatmayı aklına getirmediğini, duygusal bir boşluk yaşadığı sırada kendisine mesaj atmak sureti ile ilgisini cezbeden G.H. ile yakınlaştığını, bu hatasının sonucunda tutuklandığını ve yuvasının dağıldığını, Ağır Ceza Mahkemesi'nde gorulmekte olan davanın sonucunun beklenmesini talep ettiklerini, muvekkilinden talep edilen tazminat tutarlarının yuksek olduğunu, muvekkilinin tutuklu olmasından dolayı nafaka taleplerini de karşılama gucunun olmadığını belirterek davanın reddini savundu.
Boşanma talebi kabul, nafaka ve tazminat talebi kısmen kabul edildi
İlk derece mahkemesi, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin sadakat yukumluluğune aykırı davrandığı ve davacı eş ile birlikte yaşamaktan kacındığı icin tam kusurlu olduğu gerekcesiyle tarafların boşanmalarına, ortak cocuğun velayetinin anneye verilmesine, ortak cocuk icin 100 TL tedbir-iştirak nafakası, davacı kadın yararına da 200 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 20 bin TL maddi ve 20 bin TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verdi.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı yasal suresi icinde davalı vekilince istinaf isteminde bulunuldu.
Bolge Adliye Mahkemesi: "Davalının cezaevinden tahliye tarihinden itibaren nafakalar tahsil edilebilir"
Bolge Adliye Mahkemesi, davalı kocanın cinsel istismar ve hurriyeti tahdit suclarından dolayı mahkumiyetine karar verildiği ve hukmen tutuklu olduğu, davacı kadının ev hanımı olup boşanma yuzunden yoksulluğa duşeceği, ancak davalı kocanın duzenli bir gelirinin ve malvarlığının bulunmadığı, tutukluluk veya hukumluluk halinin ne zaman sona ereceğinin bilinmediği, cezaevinde tutuklu veya hukumlu olmanın nafaka yukumluğunu ortadan kaldırmayacağı, davalının cezaevinde bulunduğu surede nafaka yukumluluğu altına sokulmasının İcra ve İflas Kanununun (İİK) 344. maddesi gereğince hapsen tazyik mueyyidesi ile karşı karşıya bırakacağı, yoksulluk nafakasına hukmedilmemesi halinde ise TMK'nın 178. maddesi uyarınca yoksulluk nafakası talep etme hakkının zamanaşımına uğrayacağı, bu durumda davalının boşanma hukmunun kesinleşmesinden bir yıl bir gun sonra tahliye edilmiş olması halinde yoksulluk nafakası yukumluluğunden kurtulacağı gerekcesiyle davalının nafakalara yonelik istinaf talebinin kabulu ile ilk derece mahkemesi kararının 4. ve 5. maddeleri kaldırılarak yerine ortak cocuk icin 100 TL iştirak, davacı kadın icin 200 TL yoksulluk nafakasının davalının cezaevinden tahliye tarihinden gecerli olmak uzere tahsiline karar verdi.
Bolge Adliye Mahkemesi'nin kararına karşı yasal suresi icinde davalı vekili tarafından temyiz talebinde bulunuldu.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, Bolge Adliye Mahkemesinin kararını bozdu
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 20 Şubat 2019 tarihli bozma ilamında şu ifadelere yer verdi. "İlk derece mahkemesince davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulune aylık 200 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı erkeğin istinaf talebi uzerine Bolge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin kararı ile davalı erkeğin yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf talebinin kabulu ile aylık 200 TL yoksulluk nafakasının davalı erkeğin cezaevinden tahliye tarihinden gecerli olmak uzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı erkeğin halen mahkum olduğu 16 yıl 8 ay ve 2 yıl 6 ay hapis cezalarından dolayı ceza infaz kurumunda hukum ozlu olarak bulunduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar erkeğin cezaevinde tutuklu veya hukumlu olması, yoksulluk nafakası ile sorumlu tutulmamasını gerektirmez ise de dosya cercevesinde yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında davalı erkeğin herhangi bir geliri ve malvarlığının olmadığı anlaşılmaktadır. Kendi yoksul olan kişi nafaka ile yukumlu tutulamaz. Bu durumda davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulu doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir " gerekcesiyle karar bozulmuştur.
Bolge Adliye Mahkemesi, onceki gerekce tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verdi ve direnme kararı yasal suresi icinde davalı vekili tarafından temyiz edildiği icin dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun gundemine geldi.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu:"Cezaevinde olmak yoksulluk nafakası odeme yukumluluğunu ortadan kaldırmaz"
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Bolge Adliye Mahkemesi'nin kararını yerinde bulduğu kararında şu ifadelere yer verdi.
Dosya kapsamı itibari ile tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ilişkin bilgiler ve toplanan tum deliller incelendiğinde; davalı erkeğin cocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hurriyetinden yoksun bırakma suclarından dolayı cezalandırılmasına karar verildiği, davalı erkeğin tam kusurlu, davacının ise kusursuz olduğu, davacı kadın ev hanımı olup hicbir gelirinin ve malvarlığının bulunmadığı, ceza evinde hukumlu veya tutuklu olmanın yoksulluk nafakası odeme yukumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, davacı kadın yararına TMK 175. maddesinde duzenlenen yoksulluk nafakası isteme koşullarının oluştuğu ve yoksulluk nafakasına davalının cezaevinden tahliye edileceği tarihten itibaren hukmedilmesinin de hakkaniyete uygun olacağı gerekcesinin yerinde olduğu sonucuna varılmıştır. Hukuk Genel Kurulunda yapılan goruşmeler sırasında; davalı erkeğin herhangi bir malvarlığı ve gelirinin bulunmadığı, kendisi yoksul olan kişinin nafaka ile sorumlu tutulamayacağı gerekcesi ile direnme kararının bozulması gerektiği goruşu ileri surulmuş ise de bu goruş yukarıda acıklanan sebeplerle Kurul coğunluğunca benimsenmemiştir. Hal boyle olunca Bolge Adliye Mahkemesince yukarıda acıklanan hususlara değinilerek verilen direnme kararı usul ve yasaya uygun olup yerindedir."
Kararı değerlendiren İstanbul Barosu uyesi Avukat Fatih Karamercan
"Kanımızca, nafaka yukumlusunun sadece tutuklu veya hukumlu olması kendisini nafaka yukumluluğunden kurtarmaz. Ancak, nafaka yukumlusu kişinin tutuklu veya hukumlu olduğu sırada duzenli bir kira geliri veya benzeri geliri yoksa hukuki anlamda kişinin nafaka yukumlusu olarak kabul edilmesi durumunda, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun "Nafakaya İlişkin Kararlara Uymayanların Cezası" kenar başlıklı 344. maddesi gereği ayrıca tazyik hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Boyle bir durumda da, kişinin kendi icinde bulunduğu durum gereği başka bir ifadeyle nafaka odeyememe durumunda imkansızlık sebebi ile tekrar hukuki bir yaptırımla karşı karşıya kalması, ne ceza hukuku kanun koyucusunun ne de ozel hukuk kanun koyucusunun tercih edeceği bir yaklaşım olamaz" dedi.