
Adalet Bakanı Yılmaz Tunc, Can Atalay hakkında konuştu. Tunc, TİP Hatay vekili hakkında "Gezi davası anayasal duzenle alakalı bir konu anayasanın 14. maddesindeki dokunulmazlık kapsamı dışında olan dosyalardan" dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunc, TBMM'de yemin ettikten sonra basın mensuplarına acıklamada bulundu. Yargı ve adalet alanında cok sayıda reform yaptıklarını belirten Tunc, "Bu reform sureci kesintisiz devam edecek ve ulkemizin demokratikleşmesi noktasındaki cıtayı 21 yılda nasıl yukseltmişsek, yine yukseltmeye devam edeceğiz. Bir taraftan ulkemizin kalkınması devam ederken ulkemizin demokratikleşmesi de; demokrasimizin standardının daha yukselmesi anlamında, hukuk devleti ilkesinin daha da guclenmesi anlamında, insan hak ve hurriyetlerinin onune cıkabilecek engelleri kaldırma noktasında elimizden gelen gayreti gostermeye devam edeceğiz" dedi.
Yeni anayasa cağrısı
Bu surecte yeni anayasa ile ilgili sorular da sorulduğunu soyleyen Bakan Tunc, "Gectiğimiz yıllarda Anayasamızda cok onemli değişiklikler gercekleştirmiştik. Tabii ki Anayasamızın yapılış sureci, darbe sonrası yapılması ve yapanların darbeci olması bile anayasa değişikliğine ihtiyac olduğunu gosterir. Milletimiz demokratik, sivil bir anayasayı hak ediyor. Temennimiz, Meclisteki butun siyasi partilerin bu konuda bir araya gelmesi ve uzlaşması. Elbette ki bu noktadaki calışmalar da Meclisimizin takdirindedir. Biz Adalet Bakanlığı olarak bu konuda destek vermeye hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum" diye konuştu.
Bundan sonra da yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı konusunda gereken hassasiyeti gostermeye devam edeceklerini vurgulayan Tunc, "Milletimizin yargı hizmetlerinden daha etkin bir şekilde yararlanabilmesi icin gectiğimiz donemlerde 7 tane yargı reformu yasalaştırmıştık. İnsan Hakları Eylem Planı'ndaki takvime gore gercekleştirdiğimiz cok onemli duzenlemeler olmuştu. O takvimde uzun vadeli gercekleştirilecek hususlar vardı. Şimdi onları gundemimize alırız, Meclisimizin takdirine sunarız. Burada tabii ki yasama yetkisi munhasıran milletvekillerine ait. Biz de bakanlık olarak milletvekillerimize her zaman teknik destek noktasında, yargı dunyasından gelen talepler noktasında, yine vatandaşlarımızdan gelen talepler noktasında guven veren bir adalet sisteminin tesisiyle ilgili mesafeyi katetmeye devam ederiz" ifadelerini kullandı.
Can Atalay'ın durumu
Bakan Tunc, cezaevindeki TİP Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay'ın durumuyla ilgili de "Onunla ilgili yargı sureci devam ediyor. TBMM Başkanlığı'na başvurular var ve Başkanlık bu başvurular neticesinde elbette ki o yargı sureciyle ilgili gelen cevaplara gore hareket edecektir. Yargıtay'da gorulen bir dava. Hukum verilmiş ve hukumlu olarak dosyası devam ediyor. Gezi Davası anayasal duzenle ilgili bir konu. Anayasanın 14'uncu maddesindeki dokunulmazlık kapsamı dışında olan dosyalardan. Tabii ki bunun takdiri Meclis Başkanlığımız ile Yargıtay arasında yapılacak yazışmalar sonrası ortaya cıkacaktır" dedi.
Ne olmuştu?
Can Atalay, 2013'teki Gezi Parkı protestoları sırasında Taksim Dayanışması'nın ve Mimarlar Odası İstanbul Şubesi'nin avukatıydı. Atalay aynı zamanda, 2014'te 301 madencinin patlama sonucu hayatını kaybetmesinin ardından acılan Soma Davası ve 2018'de 24 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının ardından acılan Corlu Tren Kazası Davası gibi onemli cezasızlık davalarında yakınlarını kaybeden aileleri temsil ediyor.
Gezi Davası'ndan yargılanan yedi sanık arasında olan Can Atalay 18 yıl hapis cezasına mahkum edildi ve bu ceza kesinleşmemesine rağmen derhal tutuklandı. Atalay 25 Nisan 2022'den bu yana Silivri'de bulunan Marmara Cezaevi'nde tutuluyor. 14 Mayıs'ta gercekleşen secimlerde Turkiye İşci Partisi listelerinden Hatay Milletvekili secilmesine rağmen serbest bırakılmadı. Anayasa Mahkemesi daha once Enis Berberoğlu kararında bu durumun Anayasasının 83. Maddesine aykırı olduğuna karar vermişti. Uluslararası Af Orgutu tarafından Gezi tutuklularının serbest bırakılması talebiyle yurutulen imza kampanyasına 37 binden fazla kişi katıldı.