Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 24/04/2008 tarihinde meydana gelen nevruz olayları sebebiyle cıkan kavga sırasında, koy korucularından birinin gorevi gereği verilen silahla actığı ateş sonucu, davacıların ikamet ettikleri evin onunde oyun oynayan oğullarının vurularak hayatını kaybetmesi olayında ailenin tazminat istemine ilişkin davada kararını verdi.
Olayda İdareyi kusurlu bulan ve bu kararında ısrar eden ilk derece mahkemesi kararını bozdu.
İlk derece mahkemesi: İdarenin kusurudur
somut olayda da, koyden ayrılıp Siirt İl merkezine yerleşen gecici koy korucusu ...'nin, gorevine son verilmediği gibi, gorev silahının da elinden alınmamış olması karşısında, mevzuata uygun davranmakla yukumlu bulunan idarenin, bu yukumluluğunu yerine getirmediği anlaşıldığından, hizmetten ayrılabilen tamamen kişisel bir kusurun varlığının kabulune olanak bulunmadığı, buna gore, davalı idarenin istihdam eden sıfatıyla personelinin secimi, eğitimi ve uzerindeki denetim gorevini gerektiği gibi yerine getirmediği gibi Gecici Koy Korucuları Yonetmeliğinin acık hukmune aykırı olarak davacıların cocuğu ...'nun olumune neden olan koy korucusu ...'yi calıştırmaya devam ettiğinden, olayda davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu...
Danıştay 10. Daire: İdarenin kusuru yoktur
Zararı doğuran olum olayının faili olan . Koyu gecici koy korucusu ...'nin Siirt İl Merkezinde koruculuk gorevinin bulunmadığı gibi, olayın koruculuk gorevinin yerine getirilmesi sırasında da meydana gelmediği, bu bakımdan eylemin gorev kusuru olarak nitelendirilmesi mumkun olmadığından, olayda idarenin hizmet kusurunun varlığından soz edilemeyeceği, tazmini istenilen zararın, ucuncu kişinin (koy korucusu) hatalı ve kusurlu davranışı sonucunda meydana geldiği, olayla zarar arasında nedensellik bağı kurulamadığından, kusursuz sorumluluk ilkesine de gidilemeyeceği, bu nedenle, idareye atfı kabil bir hizmet kusuru ve zararı doğuran eylemin idarenin yuruttuğu hizmete bağlanabilirliğinin soz konusu olmadığı sonucuna varılmıştır
İDDK: İdarenin kusuru yoktur
Belirtilen fiili ve hukuki durum karşısında ve dosyada mevcut tum bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, zararı doğuran eylemin faili ...'nin ... koyu gecici koy korucusu olduğu, fakat olay tarihinde adı gecene Siirt il merkezinde verilmiş guvenliğe ilişkin herhangi gorevin bulunmadığı, başka bir ifade ile olayın koruculuk gorevinin yerine getirilmesi sırasında meydana gelmediği, bu bakımdan olayda gorev kusurunun varlığından bahsedilemeyeceği, ote yandan tazmini istenilen zararın, ucuncu kişinin (koy korucusu) hatalı ve kusurlu davranışı sonucunda meydana geldiği acık olması nedeniyle idarenin eylemi ile zarar arasında nedensellik bağı da kurulamadığından olayda idarenin kusursuz sorumluğundan da soz edilemeyeceğinden, dava konusu olayda davalı idarenin tazmin sorumluluğunun bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1700
Karar No : 2023/256

İSTEMLERİN KONUSU:
. İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı ısrar kararının, taraflarca aleyhe olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SURECİ :
Dava konusu istem:
Siirt ili, . mahallesinde 24/04/2008 tarihinde meydana gelen nevruz olayları sebebiyle cıkan kavga sırasında, koy korucularından birinin gorevi gereği verilen silahla actığı ateş sonucu, davacıların ikamet ettikleri evin onunde oyun oynayan oğulları .'nun vurularak hayatını kaybetmesi olayında, davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu ileri surulerek, baba ... icin 40.000,00-TL (19/06/2017 tarihli miktar artırım dilekcesi ile 55.679,91-TL) maddi ve anne ... icin 40.000,00-TL (19/06/2017 tarihli miktar artırım dilekcesi ile 70.872,17-TL) maddi tazminat ile davacıların her biri icin ayrı ayrı 50.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte odenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının ozeti:

. İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla;
... İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının, Danıştay Onuncu Dairesi'nin 30/06/2015 tarih ve E:2011/10287, K:2015/3463 sayılı kararı ile "eksik inceleme" gerekcesiyle bozulması uzerine, bozma kararına uyularak dosyadaki eksiklikler ikmal edildikten sonra gereğinin goruşulduğu;
Anayasa'nın 125. maddesi, 442 sayılı Koy Kanunu'nun 74. ve Ek 18. maddeleri ile 09/01/2008 tarih ve 13105 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yururluğe giren Gecici Koy Korucuları Yonetmeliği'nin 6. ve 17. maddelerine atıfta bulunularak;
Dava dosyasının incelenmesinden, Siirt şehir merkezinde, 24/04/2008 tarihinde, gecici koy korucuları ... ve kardeşi ...'nin, nevruz olaylarındaki mudahaleleri nedeniyle aralarında tartışma yaşanan bir grupla kavgaya tutuştukları, kavga esnasında gecici koy korucusu olmasına rağmen, Siirt il merkezinde ikamet eden ...'nin, Devlet tarafından kendisine verilen silahla etrafa ateş actığı, evinin onunde oynayan davacıların oğlu ...'nun, acılan ateş sonucu vucuduna isabet eden kurşunlar nedeniyle hayatını kaybettiği, gecici koy korucusu ... hakkında acılan ceza davası sonucunda, . Ağır Ceza Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla, "cocuğa karşı kasten insan oldurme" sucundan 25 yıl hapis cezası verildiği ve bu kararın 12/10/2010 tarihinde Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiği; davacılar tarafından maddi ve manevi zararlarının tazmin edilmesi istemiyle idareye yapılan başvurunun reddi uzerine, gorulmekte olan davanın acıldığının anlaşıldığı,
Gecici koy korucularının gorevlendirildikleri koyde ikamet etme zorunluluklarının bulunduğu, Gecici Koy Korucuları Yonetmeliği'nde koyun boşalması/boşaltılması durumunda, gecici koy korucularının başka bir yerde ikamet edebilmelerine cevaz veren bir hukum bulunmadığı, somut olayda da, koyden ayrılıp Siirt İl merkezine yerleşen gecici koy korucusu ...'nin, gorevine son verilmediği gibi, gorev silahının da elinden alınmamış olması karşısında, mevzuata uygun davranmakla yukumlu bulunan idarenin, bu yukumluluğunu yerine getirmediği anlaşıldığından, hizmetten ayrılabilen tamamen kişisel bir kusurun varlığının kabulune olanak bulunmadığı, buna gore, davalı idarenin istihdam eden sıfatıyla personelinin secimi, eğitimi ve uzerindeki denetim gorevini gerektiği gibi yerine getirmediği gibi Gecici Koy Korucuları Yonetmeliğinin acık hukmune aykırı olarak davacıların cocuğu ...'nun olumune neden olan koy korucusu ...'yi calıştırmaya devam ettiğinden, olayda davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu gerekcesiyle,
Davanın kabulune, davacıların uğramış olduğu 126.552,08-TL maddi zarar ile 100.000,00-TL manevi zararın toplamından oluşan 226.552,08-TL tazminatın, davalı idarece davacılara odenmesine, soz konusu maddi tazminatın ıslah tarihinden (19/06/2017) onceki 80.000,00-TL'lik kısmı ile 100.000,00-TL manevi tazminat icin davalı idareye başvuru tarihinden (29/12/2008) itibaren, 46.552,08-TL'lik kısmı icin ise ıslah dilekcesinin davalı idareye tebliğ tarihinden (11/07/2017) itibaren, yasal faiz işletilerek odenmesine, hukmedilen tazminat miktarı uzerinden hesaplanan 12.233,81-TL nispi karar harcından peşin olarak tahsil edilen 2.589,00-TL harcın mahsubu sonucunda kalan 9.644,81-TL harcın davacılara tamamlattırılmasına, 12.886,77-TL nispi karar harcının ise davalı idare tarafından davacılara verilmesine karar verilmiştir.

Daire kararının ozeti:
Danıştay Onuncu Dairesinin 04/06/2020 tarih ve E:2018/4797, K:2020/1682 sayılı kararıyla;
Zararı doğuran olum olayının faili olan . Koyu gecici koy korucusu ...'nin Siirt İl Merkezinde koruculuk gorevinin bulunmadığı gibi, olayın koruculuk gorevinin yerine getirilmesi sırasında da meydana gelmediği, bu bakımdan eylemin gorev kusuru olarak nitelendirilmesi mumkun olmadığından, olayda idarenin hizmet kusurunun varlığından soz edilemeyeceği, tazmini istenilen zararın, ucuncu kişinin (koy korucusu) hatalı ve kusurlu davranışı sonucunda meydana geldiği, olayla zarar arasında nedensellik bağı kurulamadığından, kusursuz sorumluluk ilkesine de gidilemeyeceği, bu nedenle, idareye atfı kabil bir hizmet kusuru ve zararı doğuran eylemin idarenin yuruttuğu hizmete bağlanabilirliğinin soz konusu olmadığı sonucuna varılarak . İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının ozeti:
. İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla; davanın kabulu yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından; hukmedilen maddi tazminatın tamamına idareye başvuru tarihinden itibaren faize hukmedilmesi gerekirken, ıslahla artırılan tazminata ıslah dilekcesinin idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren faize hukmedilmesinin hukuka aykırı olduğu, davalı idarenin harctan muaf olması nedeniyle, dava acılırken peşin olarak yatırılan nispi karar harcının iadesine karar verilmesinin hatalı olduğu, temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri surulmektedir.
Davalı idare tarafından; gecici koy korucusu ...'nin gorev yerinin Guclukonak ilcesi . koyu olduğu, olay tarihinde Siirt il merkezinde resmi herhangi bir gorevinin bulunmadığı, adı gecenin kendisine Devletce verilen silahını kendi insiyatifi ile Siirt'e goturduğu, olayın guvenlik boyutunun bulunmadığı ve koruculuk gorevinin yapılması sırasında meydana gelmediği, ucuncu kişinin kusurlu eylemi sonucu meydana gelen olayda zarar ile idarenin eylemi arasındaki illiyet bağının kesildiği, ... Koyu'nun 1994 yılında boşaltılması uzerine koy halkı ile birlikte gecici koy korucularının da Siirt il merkezine taşınmak zorunda kaldıkları, ...'nin ikametgahı zorunlu bir nedenle gercekleştiğinden, İdare Mahkemesinin ..'nin ikamet şartını ihlal etmesi nedeniyle gorevine son verilmesi ve silahının alınması gerekirken buna aykırı davranıldığından bahisle olayda hizmet kusuru bulunduğu yolundaki yorum ve gerekcesinin hatalı olduğu, ıslah edilen maddi tazminata ilişkin kısmın zamanaşımına uğradığından, bu kısım yonunden davanın reddine karar verilmesi gerektiği, olayda davacı anne ve babanın da cocuklarını olay yerinden uzaklaştırmaya yonelik bakım ve gozetim yukumluluğunu yerine getirmediği, davacıların bahse konu kusurlu davranışları nedeniyle hukmedilen tazminattan indirim yapılması gerektiği, temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri surulmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :
Taraflarca, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ .'NİN DUŞUNCESİ :
Temyiz isteminin reddi ile temyize konu ısrar kararının bozulması gerektiği duşunulmektedir.
TURK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin acıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği goruşuldu:
İNCELEME VE GEREKCE:
MADDİ OLAY :
Siirt il merkezinde, 24/04/2008 tarihinde, gecici koy korucuları .. ile kardeşi .'nin, nevruz olaylarındaki mudahaleleri nedeniyle aralarında tartışma yaşanan bir grupla kavgaya tutuşmaları uzerine, kavga esnasında gecici koy korucusu olup Siirt il merkezinde ikamet eden ... tarafından, kendisine Devlet tarafından verilen silahla, etrafa acılan ateşte, evinin onunde oynayan davacıların yakını ... vucuduna isabet eden kurşunlar nedeniyle hayatını kaybetmiştir.
Bunun uzerine .'nun anne ve babası tarafından maddi ve manevi tazminat talebiyle temyizen incelenen dava acılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her turlu eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun acık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı odemekle yukumlu olduğu hukme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdarenin hukuki sorumluluğu, kişilere lutuf ve atıfet duygularıyla belli miktarda para odenmesini ongoren bir prensip olmayıp; demokratik toplum duzeninde bicimlenen idare-birey ilişkisinin doğurduğu hukuki bir sonuctur. İdari yargı da, bu anlayış doğrultusunda, idare hukukunun ilke ve kurallarını uygulamak suretiyle, idarenin hukuki sorumluluk alanını ve sebeplerini ictihadıyla saptamak zorundadır.
Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin faaliyetlerinden oturu, hakları zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine acılan tazminat davalarıdır. Bu tur davalarda mahkeme, hem olayın maddi yonunu, yani zararı doğuran işlem veya eylemleri, hem de bundan cıkabilecek hukuki sonucları tespit edecektir.
İdare kural olarak, yuruttuğu kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yukumlu olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları cercevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdarenin yurutmekle gorevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, duzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kotu işlemesi, gec işlemesi veya hic işlememesi hallerinde gercekleşmekte ve idarenin tazmin yukumluluğunun doğmasına yol acmaktadır. Bu bağlamda hizmet kusuru, ozel hukuktaki anlamından uzaklaşarak nesnelleşen, anonim bir niteliğe sahip, bağımsız karakteri olan bir kusurdur. Hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturmaktadır.
Tam yargı davalarında, oncelikle zarara yol actığı one surulen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetlenmesi esas alındığından, olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi, tazminata hukmedilirken de her halde sorumluluk sebebinin acıkca belirtilmesi gerekmektedir.
Dava dosyası ve dava konusu olaya ilişkin olarak yurutulen ceza yargılamasına ait bilgi-belgelerin incelenmesinden, Siirt ili, . mahallesinde, 24/04/2008 tarihinde nevruz olaylarında yakılan ateşin sondurulmesi hususunda, ...koyu gecici koy korucusu olup bu koyun boşaltılması ve cocuklarının eğitim durumu sebebiyle Siirt il merkezinde ikamet eden ... ile mahalle sakinleri arasında yaşanan kavgada, ...'nin kızı ..'nin babasına koruculuk gorevi nedeniyle verilen ve olay esnasında evde bulunan silahı getirerek ..'ye verdiği sırada cıkan arbedede, silahın ateş alması uzerine olay yerinde arkadaşları ile oynamakta olan davacıların oğlu ...'nun silahtan cıkan kurşunun isabet etmesi sonucu hayatını kaybettiği, ...'nin kullandığı silahın kendisine koruculuk gorevi dolayısıyla verilmiş kalaşnikof marka silah olduğu, bununla birlikte adı gecene olay tarihinde guvenliğin sağlanması konusunda verilmiş herhangi bir gorevin bulunmadığı, olayın ic guvenlik ve asayişin sağlanmasına yonelik boyutunun bulunmadığı ve olum olayının mahalle sakinleri ile yaşanan kavga ve arbede sırasında meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Belirtilen fiili ve hukuki durum karşısında ve dosyada mevcut tum bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, zararı doğuran eylemin faili ...'nin ... koyu gecici koy korucusu olduğu, fakat olay tarihinde adı gecene Siirt il merkezinde verilmiş guvenliğe ilişkin herhangi gorevin bulunmadığı, başka bir ifade ile olayın koruculuk gorevinin yerine getirilmesi sırasında meydana gelmediği, bu bakımdan olayda gorev kusurunun varlığından bahsedilemeyeceği, ote yandan tazmini istenilen zararın, ucuncu kişinin (koy korucusu) hatalı ve kusurlu davranışı sonucunda meydana geldiği acık olması nedeniyle idarenin eylemi ile zarar arasında nedensellik bağı da kurulamadığından olayda idarenin kusursuz sorumluğundan da soz edilemeyeceğinden, dava konusu olayda davalı idarenin tazmin sorumluluğunun bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla, davanın kabulu yolundaki İdare Mahkemesi ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Acıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulune, davacıların temyiz istemlerinin reddine,
2. Davanın yukarıda ozetlenen gerekceyle kabulune ilişkin . İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek uzere dosyanın . İdare Mahkemesine gonderilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen gunden itibaren 15 (onbeş) gun icinde karar duzeltme yolu acık olmak uzere, 15/02/2023 tarihinde oycokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; . İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekcelerde ileri surulen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz istemlerinin reddi ile temyize konu ısrar kararının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.