15 Temmuz'da hayata gecirilen son infaz duzenlemesiyle, cezaevinde olan ve 31 Temmuz itibarıyla hala uc yıl cezası bulunan belirli hukumlulerin durumu değişiyor. Bu duzenlemeye gore, soz konusu hukumluler acık cezaevine nakledilecekler ve bu gecişten sonra sadece uc ay sonra tahliye edilecekler. Yeni duzenlemeyle ilgili detaylar, merak konusu haline gelmiş durumda. Bu adım, adalet sistemindeki mevcut durumu gozler onune sererken, cezaevinde bulunanlar icin umut ışığı olarak nitelendiriliyor. Peki Yeni infaz duzenlemesinden kimler yararlanacak? İşte detaylar.. 6 Şubat tarihinde meydana gelen depremlerin yol actığı ekonomik kayıpların telafisi icin ek motorlu taşıtlar vergisi getiren kanun teklifinin icerisine yeni infaz duzenlemesini de eklemişti. 14 Temmuz'da TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen yeni infaz duzenlemesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından onaylanarak 15 Temmuz'da Resmi Gazete'de yayımlanarak yururluğe girdi.
Duzenlemeyle 31 Temmuz'a kadar cezaevinde bulunan bazı hukumlulere, kapalı cezaevinden acık cezaevine uc yıl erken gecme ve buradan da tahliye imkanı getirildi. Yasaya gore; bu hukumluler arasında insan oldurme, yaralama, cinsel saldırı, cocukların cinsel istismarı, dolandırıcılık, hırsızlık, yağma, ruşvet ve uyuşturucu suclarından hukum giyenler başta olmak uzere onlarca suctan mahkum olanlar yer alıyor.
Tahliye icin şartlar ne?
Ancak kapalı cezaevinden acık cezaevine gecmek icin yasa maddesi bazı şartlar koymuş durumda. 31 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla ceza infaz kurumlarında bulunan hukumlulerden, toplam hapis cezası 10 yıldan az ise bir ayını, 10 yıl ve daha fazla ise uc ayını bu kurumlarda gecirip acık ceza infaz kurumlarına ayrılmasına uc yıl veya daha az sure kalanlar bu kanundan yararlanabiliyor. Yani kapalı cezaevinden acık cezaevine gecebiliyor.
Acık cezaevine gecen bu hukumluler, uc ay acık cezaevinde kalmak şartıyla denetimli serbestlik hukumlerinden uc yıl erken yararlandırılacak. Bu nedenle aldığı ceza miktarına gore bircok hukumluye tahliye kapısı acılmış olacak. Bu duzenlemeden cezası ertelenenler ile durdurulanlar da yararlanacak.
Acık cezaevine gecen bu hukumluler, kapalıya gore daha iyi şartlarda cezalarının infaz edecek. Bunlar arasında iki haftada bir hafta izne cıkmak, yakınlarıyla daha cok goruşmek, daha cok sosyal aktivite yapmak gibi uygulamalar soz konusu.
Ayrıca daha once acık cezaevinde bulunup 2020'den beri Covid nedeniyle izne cıkarılan hukumlulerin de izin uygulamasına devam edilecek.
Yeni infaz duzenlemesinden kimler yararlanmayacak

Duzenleme; Turk Ceza Kanunu'nun İkinci Kitap Dorduncu Kısım Dorduncu, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bolumunde tanımlanan suclar, Terorle Mucadele Kanunu kapsamına giren suclar ve orgut faaliyeti kapsamında işlenen sucları haric tutuyor.
Yani devletin guvenliğine, anayasal duzene, milli savunmaya, devlet sırlarına karşı suc işleyenler, silahlı orgut, casusluk sucları ile Terorle Mucadele Kanunu kapsamında hukumlu olan mahpuslar bu duzenlemeden yararlanamayacak ve cezalarının infazı kapalıda devam edilecek.
AK Parti ve MHP, 2020 yılında da benzer bir duzenleme getirmiş ve Covid nedeniyle acık cezaevindekilere izin vermişti. Yaklaşık 100 bin hukumlu bundan yararlanmıştı. Ancak cinayet, uyuşturucu, cinsel suclar kapsam dışı tutulmuştu. 15 Temmuz'da yururluğe giren yasayla bu kez bu suclar da infaz indiriminden yararlanmış oldu.

Uzmanlar ne diyor?
Uzmanlar ise yeni infaz duzenlemesini "ortulu af" olarak nitelendiriyor. Ceza hukukcusu Avukat Onur Tatar, duzenlemenin bu sucların mağdurlarını daha da mağdur edeceği goruşunde. Mağdurların adalet icin devletin cezalandırma tekeline başvurduklarını anımsatan Tatar, "Adalete guveniyoruz denmişler. Ama surekli cıkan bu tip yasal duzenlemelerle hukumluler infaz indirimlerinden yararlandırılarak adeta bir cezasızlık politikası, yani cezanın caydırıcılığını ortadan kaldırılması gibi bir durumla karşı karşıyayız. Bu tip sık infaz duzenlemeleri, ceza adaletine zarar veriyor" dedi.
Orneğin nitelikli kasten yaralamadan beş yıl alan bir kişinin, kapalı cezaevinde yalnızca bir ayını gecirdikten sonra acık cezaevine gececeğini anımsatan Tatar, bunun toplumda guvenlik riski yaratacağını kaydetti. Mahkemelerin, cezaevlerinin bunun icin olduğunu, suc işleyen insanların bunun bedelini cekmesi gerektiğini kaydeden Tatar, şunları kaydetti:
"Dolayısıyla bu sucluluğu arttırabilir mi? İlerleyen zamanda sonucları bakımından evet. Yani hep kamuoyunda eleştiri olarak soz konusu olan 'birkac yıl yatar cıkarım' anlayışını acıkcası besleyen bir duzenleme olduğunu duşunuyorum."
Tatar, devletin kendine karşı işlenen sucları affetmediğine dikkat cekerek "Ancak devlet, mağdurların bireyler ve toplum olduğu suclar bakımından daha comert oluyor. Bu da eleştiriye acık bir konu" ifadesini kullandı.

DW Turkce: Alican Uludağ