
Muğla'nın Milas ilcesindeki Yenikoy ve Kemerkoy Termik Santralleri bolgesinde bulunan Akbelen Ormanları'nda başlayan inşaat calışmaları nedeniyle bir suredir kamuoyunda ağacların kesildiği, doğanın tahrip edildiğine ilişkin iddialar yer alıyordu. Ozellikle muhalefetin ve siyasetin son gunlerde gundeme getirilen en onemli konu haline gelen Akbelen Ormanlarındaki elektrik santral inşaat işlerine ilişkin Yenikoy Kemerkoy Elektrik Uretim A.Ş. tarafından bir acıklama geldi. Yenikoy Kemerkoy Elektrik Uretim A.Ş. tarafından yapılan acıklama şu şekilde:
Son gunlerde bazı yayın organlarında yer alan haberlerde, sosyal medya paylaşımlarında ve bazı sivil toplum kuruluşları tarafından yapılan acıklamalarda Yenikoy ve Kemerkoy Termik Santralleri hakkında gerceği yansıtmayan bazı iddialar ortaya atılmıştır. Bu iddialara ilişkin doğru bilgiler aşağıda yer almaktadır.
CUMHURİYET TARİHİNİN EN BUYUK YATIRIMLARI
* Ege Bolgesi'ndeki santrallerin toplam uretimi yıllık 67 GWh civarı iken soz konusu iki santralin uretimi 6,8 GWh yani toplamın ancak yuzde 10'u. Bu santraller stratejik değere sahip değil, kapansalar dahi Turkiye ve Ege Bolgesi elektriksiz kalmaz.
Gercek: Cumhuriyet tarihinin en buyuk enerji yatırımlarından olan ve 1987 yılından beri elektrik uretimi devam eden Yenikoy Kemerkoy Santralleri, toplamda 1.095 MW kurulu gucu ile ulkemiz elektrik uretiminde yerli kaynak baz yukunun yuzde 15'ini, Turkiye'nin elektrik ihtiyacının ortalama yuzde 2,5'ini sağlamaktadır. Turkiye icin stratejik değere sahip olan bu santraller ulkemizin buyuk turizm bolgelerinden Guney Ege'de kullanılan elektriğin ise yaklaşık yuzde 62'sini karşılayarak cok onemli bir kamu hizmeti vermektedir.
Ulke genelinde her 40 haneden 1'nin elektriği bu iki santralde uretilmektedir. Ayrıca elektrik uretimi yerli linyit kaynaklarından sağladığı icin yıllık 1,3 milyar metrekup doğal gaz ithalatı engellenmektedir. Bu sayede gectiğimiz yıl 1 milyar dolarlık kaynağın yurt icinde kalması sağlanmıştır. Bu kadar net sonuclara rağmen santrallere stratejik değil demek enerji arz guvenliğinin bu kadar gundemde olduğu donemde gerceklerden uzak bir yaklaşımdır.
Maden sahalarımızda uretilmekte olunan yerli komur, termik santrallerimizde enerjiye donuşmektedir. Bilindiği gibi enerji, ulkelerin ekonomik kalkınması ve sosyal refah icin cok onemli bir faktordur. Ne yazık ki ulkemiz, enerjide buyuk olcude dışa bağımlı olup tuketiminin buyuk bolumunu dışarıdan ithal ederek karşılamaktadır. Elektrik enerjisinin yaklaşık yuzde 20'lik bolumu ithal komur ile yaklaşık yuzde 30'u ise doğal gazdan karşılanmaktadır. Enerjide dışa bağımlılığın onlenmesinde yerli komurun enerji sektorunde rolu buyuktur. Enerjide arz guvenliğini sağlayan yerli kaynaklar, istihdam potansiyeli nedeniyle bulundukları bolgelerde ekonomik, sosyal, kulturel gelişmeye de katkı sunmaktadır.
İddia: Yenikoy ve Kemerkoy Santralleri, elektrik uretiminde yerli kaynak baz yukunun yuzde 15'ini sağlamıyor.
Gercek: Genel kabul goren baz yuk santral tanımı, yıl boyunca stabil şekilde elektrik uretimi yapan elektrik uretim tesisleri icin kullanılmaktadır. Barajlı hidroelektrik santrallerin yıllık kapasite kullanım oranları yaklaşık yuzde 30 olduğu icin (2022 yılı icin yuzde 23), baz yuk santral olarak değerlendirmesi doğru olmaz. Bu sebeple hesaplamalara da dahil edilmemektedir. Baz yuk santraller icinde Yenikoy Kemerkoy Enerji Santrallerinin payı acıkladığımız gibi yuzde 15 duzeyindedir.
İddia: Yenikoy Kemerkoy Termik Santralleri cevre yatırımlarını tamamlamadı. Yenikoy ve Kemerkoy Termik Santralleri her biri 210 MW gucunde toplam 5 uniteden oluşuyor. Soz konusu termik santrallerin mevzuat gereği tamamlaması gereken baca gazı arıtma (baca filtresi) yatırımları 5 uniteden sadece 2'sinde tamamlandı.
Gercek: Elektrik uretim unitelerimizin tamamında baca gazı arıtma sistemlerinin Avrupa Birliği standartlarında geliştirilmesi ve verimlilik artışı icin ulkemizdeki ilk ve tek rehabilitasyon yatırımını toplam 280 milyon Euro bedelle hayata gecirmiş bulunmaktayız.
Bu yatırımın yaklaşık yuzde 60'ı tamamlanmış olup, yatırımlar etaplar halinde devam etmektedir.
Tum unitelerin devreden cıkarılması enerji arzında sorun yaratacağından calışmalar etaplar halinde yurutulmek zorundadır. Rehabilitasyon işini yuruten General Electric uzmanlarının planlamalarına da uygun olarak iki unite tamamen yenilenmiş, ucuncu unitede sona yaklaşılmıştır. Yenilenen iki unitenin her biri 232,6 MW guce yukselmiştir. 2024 sonu itibarıyla projenin tamamlanması hedeflenmektedir.
ENERJİ ARZ GUVENLİĞİNDE BUYUK ONEM TAŞIYOR
İddia: Guneş ve ruzgar bize yeter. Turkiye'nin 2030'a kadar kademeli olarak termik santralleri kapatması ile komuru elektrik uretiminde sıfırlamasının mumkun ve karlı olduğunu ortaya koyan calışmalar yapıldı.
Gercek: Burada uretilen enerjinin yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ikame edilebileceği iddiaları gerceği yansıtmamaktadır. Yenikoy Kemerkoy Termik Santralleri olarak hem bizim hem de hissedarlarımızın ulkemizde yenilenebilir enerji alanında halihazırda cok onemli yatırımları bulunmaktadır. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynağı olarak ruzgar ve guneş enerjisi Turkiye'nin arz guvenliği noktasında son derece kritik oneme sahiptir. Son yıllarda bu alanda yapılan yatırımlar artarken Paris Anlaşması'na taraf olan ulkeler arasında yer alan Turkiye'nin 2053 Net Sıfır Emisyon hedefleri doğrultusunda elektrik uretiminde bu kaynakların payı da hızla buyumektedir. Yenikoy Kemerkoy Termik Santrallerinde de Turkiye'nin Paris anlaşması 2053 net sıfır hedefine uyumlu olacak şekilde santrallerin donuşum planı uygulamaya alınacaktır.
Ancak tum dunyada olduğu gibi Turkiye'de guneş ve ruzgar santrallerinin en buyuk sorunu emre amade olamamasıdır ve bu iki kaynak da elektrik iletim, dağıtım sistemi icinde baz yuk oluşturamamaktadır.
Guneş santralleri guneş ışığının olduğu saatlerde uretim yaparken ruzgar da mevsimsel olarak santrallerin calışabileceği hızda her daim esmemektedir. Guneş ve ruzgar enerjisinin surdurulebilir bir elektrik arzı gercekleştirebilmesi icin depolanması, guneş ve ruzgarın enerji uretmediği saatlerde bu depolardan elektriği kullanılması gerekmektedir. Oysa kuresel olcekte depolama teknolojileri henuz bu gerekliliği sağlayacak kadar gelişmiş değildir. Bu yuzden bir ulkenin kesintisiz elektriğe ve elektrik arz guvenliğine sahip olabilmesi icin sistemin komurlu termik, doğal gaz termik ya da nukleer santral gibi emre amade santraller tarafında beslenmesi gerekmektedir. Bugunku depolama teknolojisi henuz yetersiz olduğu icin hicbir ulke tek başına ruzgar ya da guneşten elektrik
ihtiyacının tamamını karşılayamamaktadır.
İddia: Dunya komurden cıkıyor, siz neden hala komur kullanıyorsunuz?
Gercek: Hem dunyada hem de Turkiye'de enerji sektoru koklu bir değişim sureci yaşamaktadır. Paris İklim Anlaşması ile ilgili hedefler bir yanda dururken diğer yanda Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle başta Avrupa olmak uzere bircok ulkede enerjide arz guvenliği sorunu gundeme gelmiş, komur kaynaklı elektrik uretiminde artışlar gozlenmiştir.
Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) yıllık yayımlanan "Komur 2022" raporuna gore, 2022'de kuresel komur tuketimi onceki yıla gore yuzde 1,2 artarken, AB'deki artış yuzde 6,5'i buldu. Nitekim, Uluslararası Enerji Ajansı'nın verilerine gore dunyada komur tuketimi 2020 yılından bu yana artmaktadır ve 2025 yılına kadar da tuketimin mevcut seviyesini koruması beklenmektedir.
Enerji krizine karşı ceşitli onlem arayışı icindeki bazı Avrupa ulkelerinde komur ve madencilik faaliyetleri de yeniden hız kazanmıştır. Almanya, Fransa, İngiltere, Hollanda, İspanya, İtalya, Yunanistan, Macaristan ve Avusturya gibi ulkeler komurle calışan elektrik santrallerinin omrunu uzatma, kapatılan santralleri yeniden devreye alma ve mevcut uretimleri artırma yonunde adımlar atılmıştır. Halen dunyada komurden elektrik uretiminde Almanya yuzde 33, Japonya yuzde 27 ve ABD yuzde 20 oranında paya sahiptir.
IEA'nın raporlarına gore komur, hala kuresel elektrik uretiminin ucte birinden fazlasını sağlamaktadır. Gectiğimiz gunlerde bir carpıcı acıklama da Tesla'nın CEO'su Elon Musk'tan geldi. Musk, ABD'nin iki yıl icinde elektrik sıkıntısı yaşayabileceğine işaret ederek, sektoru harekete cağırmış ve enerjide arz guvenliği sorununu dunya gundemine taşımıştır.
Hal boyleyken Turkiye'deki ozellikle yerli komur santralleri, ceşitli sorunlar nedeniyle uretim dışı kalma tehlikesi yaşamaktadır. Ancak enerji arz guvenliği noktasında yerli komur santrallerinin onemi tartışılmaz bir gercektir.
İddia: Yeraltındaki komur rezervi yeterli değil.
Gercek: Yenikoy Kemerkoy Termik Santrallerinin uretiminin devamı icin gerekli olan yerli komur rezervinin yeterli olmadığına yonelik iddialar gercekleri yansıtmamaktadır. Halen maden ruhsatı bulunan sahada cıkarılmayı bekleyen yaklaşık 160 milyon ton komur bulunduğu raporlarla tespit edilmiş bulunmaktadır. Tesisin kapasite kullanımına gore 2041 yılına kadar cıkarılacak bu komurle calışacak santraller, Turkiye'nin enerji ihtiyacına yanıt vermeye devam edecektir. Tesislerde yerli kaynak olarak kullanılan linyit ile bu surecte ithal enerjinin de onune gecilecektir.
İddia: Yenikoy Kemerkoy Termik Santrallerinin elektrik uretimi ve buna yonelik madencilik faaliyetleri dunya standartlarına uygun değil.
Gercek: Enerji, ulkelerin ekonomik kalkınması ve sosyal refah icin cok onemli bir faktordur. Ulkemiz, enerjide buyuk olcude dışa bağımlı olup tuketiminin buyuk bolumunu dışarıdan ithal ederek karşılamaktadır. T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine gore, 2022 yılında elektrik uretimimizin, yuzde 34,6'sı komurden, yuzde 22,2'si doğal gazdan, yuzde 20,6'sı hidrolik enerjiden, yuzde 10,8'i ruzgardan, yuzde 4,7'si guneşten, yuzde 3,3'u jeotermal enerjiden ve yuzde 3,7'si diğer kaynaklardan elde edilmiştir.
Enerjide dışa bağımlılığın onlenmesinde yerli komurun enerji sektorunde rolu buyuktur.
Maden sahalarımızda uretilmekte olunan yerli komur, kurulu bulunan termik santrallerde enerjiye donuşmektedir. Yerli komur kaynaklarımızın uretilmesi ve enerjide kullanılmasıyla enerji ithalatında harcanan butcenin azaltılması (Ulkemizin cari acık probleminin en onemli nedenlerinden biri enerji ithalatıdır) sağlanır.
Devir tarihinden sonra devam ettirilen rezerv guncelleme ve uzun donem maden planlama calışmaları 2017 yılına kadar surdurulmuş, bu surecte yaklaşık 12 bin metre sondaj ve tum sahalarda jeofizik etut calışmaları yapılmıştır. Uluslararası bir danışman firmadan hizmet alınarak yapılan bu calışmalar ile tum panolardaki rezerv, sınır koşulları, komur kalite parametreleri ve yatak koşulları, ust ortu miktarı, nihai işletme projesi, ekipman ve alternatif işletme teknikleri (yeraltı-yerustu continous mining, shovel truck mining vb.) madencilik faaliyetlerinin gereği olan ve sureci oluşturan tum aktivasyonlar yeniden sorgulanmış ve tum rezervi kullanmaya yonelik uzun donem maden planı oluşturulmuştur. Yapılan etut calışmaları sonucu guncellenen işletilebilir kaynak raporu uluslararası JORC standartlarındadır.
Bununla birlikte, Yenikoy Kemerkoy Enerji Linyit İşletmeleri Etut ve Planlama Birimleri yapılan bu calışmalarla yetinmeyip arama, inceleme ve proje guncelleme calışmalarını surekli hale getirmiştir. Bu bağlamda, saha gozlemlerinin yanı sıra her yıl binlerce metre işletme sondajları yapılarak ocak geometrisi, şev tasarımı, uretim planlaması vb. calışmalar gercekleştirilmektedir. Bu konularda yapılan calışmalar akademik danışmanlık hizmetleri ile de desteklenmektedir.
2014 yılındaki ozelleştirme sonrasında şirket tarafından yapılan ilk hamle santralin rehabilitasyon yatırım kararları olmuştur. Amerikan General Electric şirketi ile yapılan anlaşma cercevesinde santrallerde toplam 280 milyon Euro'luk yenileme calışması başlatılmıştır.
Avrupa standartlarının da uzerinde yapılan yenileme calışmalarının ilk onemli sonucu daha az komurle aynı miktarda enerji uretilmesi oldu. Ayrıca kukurtdioksit (SO2) oranları 1000 mg/Nm3 'den 400 mg/Nm3'un altına indirildi, toz parcacıkları 100 mg/Nm3'den 50 mg/Nm3'nin altına cekildi. NOx emisyonunu ise 800 mg/Nm3'den 200 mg/Nm3'un de altına duşuruldu. Tum bu adımlar sonucunda Turkiye'nin ornek gosterilecek en modern santralleri hayata gecirilmiştir.
15 BİN KİŞİNİN DOĞRUDAN GECİM KAYNAĞI
İddia: Yenikoy Kemerkoy Termik Santralleri halkın refahını artırmıyor. Komur madeni genişletiyor, koylerin taşınmasına neden olup insanları goce zorluyor.
Gercek: Yenikoy Kemerkoy Termik Santralleri, calışanları, hissedarları ve paydaşları olarak tum yurttaşlarımız gibi en ust duzeyde cevre bilinci ve hassasiyetine sahip bir şirkettir. Kurulduğu gunden bu yana yasalara, insana ve cevreye uyumlu bir şekilde ulkemiz icin hayati onem taşıyan ve bir kamu hizmeti olan elektrik uretimini kesintisiz surdurmek icin 7/24 calışmaktadır.
Koylerde yaşayanları goce zorlamanın aksine yarattığı istihdam ve ekonomik katkı ile koyden kente gocu onleyerek, insanların memleketlerinde kalmaları sağlanmaktadır. 3.100 calışanı ve onların aileleri ile 15 bin kişinin doğrudan gecim kaynağı olan Yenikoy Kemerkoy Termik Santralleri, ayrıca bolgeden yaptığı tedarikle aylık 150 milyon TL olmak uzere yıllık 1 milyar 800 milyon TL ekonomik katkı sunmaktadır.
Santral cevresinde yer alan koylerde tarımsal faaliyetlerin daha verimli yapılmasına yonelik olarak projeler geliştirmektedir. Bu bağlamda Derekoy'den Karacahisar Koyune kadar Santral etrafında bulunan tum koylerin hem icme hem de tarımsal sulama icin kullandıkları suyu sağlamaya devam etmektedir. Bunun yanı sıra Derekoy koyunde kurulan kooperatifle zeytin verimliliğinin artırılması icin malzeme, ekipman ve nakit desteği sağlamak amacıyla bir protokol imzalanması konusunda son aşamaya gelinmiştir. Kurum, yıl icerisinde rutin bir şekilde koylerde yer alan sağlık ocakları ve okulların bakımını yapmakta ulaşım konusunda koylulere destek vermektedir.
İddia: Madencilik olmazsa da bolgede istihdam sağlanabilir. Milas, tarımsal, kulturel ve doğal varlıkları ile ekonomik imkanları zengin bir ilce ve tek seceneği komur madeni ve termik santral değil. Milas'ta zeytine dayalı sanayinin gelişmesi ve sadece zeytine dayalı imalat sanayinde 700 yeni, yeşil ve guvenceli işin yaratılması mumkun.
Gercek: Yenikoy Kemerkoy Termik Santralleri bolgenin en buyuk işvereni olarak bolgede yaşanabilecek olası gocun onune gecmektedir. Calışanlarının yuzde 75'i bolge insanıdır. Bu sebeple calışanlar hem santralde calışmakta hem de yine kendi topraklarında zeytin yetiştirebilmektedir.
Bolgede coğrafi işaretli "memecik zeytini" uretilmektedir. Santral ile tarımın bir arada yuruduğunun en onemli gostergesi de bu coğrafi ozelliğe sahip olan memecik zeytinidir. Bolge, enerji uretimi devam ederken zeytincilik alanında da onemli projeler ile one cıkmaktadır. Enerji uretimi zeytincilik faaliyetlerini engellemeyip birlikte kalkınma yonunde atılan onemli bir adımdır. Ayrıca Yenikoy Kemerkoy, yılda 40 ton zeytin hasadı yapmakta ve 8 ton soğuk sıkım zeytinyağı elde ederek bunu
calışanları ve bolgedeki paydaşları ile paylaşarak bolgeye artı değer sağlamaktadır.
ORMAN İZİNLERİ, MADENCİLİK VE MADEN REHABİLİTASYONU STANDARTLARA UYGUN OLARAK
YAPILMAKTADIR
Orman Genel Mudurluğu ve Yenikoy Kemerkoy Termik Santralleri arasında 2020 yılında imzalanan "Gonullu Ağaclandırma İş birliği" protokoluyle ulke genelinde 3 milyon fidan dikimi gercekleştirilmiş ve soz konusu miktar 2.000 futbol sahası buyukluğunde bir alana denk gelmektedir. Hedef bu sayıyı 2025 yılı sonuna kadar 5 milyon fidana cıkarmaktır.
Ayrıca bugune kadar 22 bin 100 zeytin ağacı dikimi gercekleştiren şirket, yılda 40 ton zeytin hasadı yapmakta ve 8 ton soğuk sıkım zeytinyağı elde ederek bunu calışanları ve bolgedeki paydaşları ile paylaşarak bolgeye artı değer sağlamaktadır.
Dunyada ve ulkemizde bircok ornekte olduğu gibi yer altı kaynaklarının uretime kazandırıldıktan sonra soz konusu alanlar rehabilite edilerek yeniden ekosisteme kazandırılması Yenikoy Kemerkoy Termik Santrallerinin de oncelikli gundemlerinden biri olmuştur. Bu cercevede işletmesi
tamamlanan maden alanlarında aşağıdaki resimlerde de goruleceği uzere, 1992 yılından bu yana 415 binin uzerinde ağac dikimi yapılarak rehabilitasyon başarıyla sağlanmıştır.
AKASYA AĞACLARI CAM AĞACLARI VE GOLET ZEYTİN AĞACLARI
İddia: Akbelen'in kesime tabi ekonomik fonksiyonlu plantasyon (ağaclandırma) alanı olarak tanımlandığı doğru değil.
Gercek: 1964 ve 1972 yıllarında alınan hava haritalarında da goruleceği uzere, Akbelen mevkii Akdeniz'in doğal bitki ortusu makilik olarak gorunmektedir. Orman Yuksek Muhendisi Prof. Dr. Sinan Guner'in (Bilirkişi sicil no:11106) hazırlamış olduğu raporda da belirttiği uzere Akbelen, bağlı bulunduğu Kayadere ve Karacahisar orman işletme şefliklerinin orman alanlarının yuzde 0.29'u kadardır. Bu alan bir ekosisteme bağlı değildir. Cam ağacları dışında başkaca bir ağac ve bu ağaclara bağlı bir calı ortusu, kuş ve hayvan populasyonu bulunmamaktadır. Akbelen, milli park, tabiat parkı, sit alanı, muhafaza ormanı, gen koruma ormanı vb. ekolojik veya sosyo kulturel fonksiyonlu orman gibi ozel nitelikli alanlardan değildir ve ozel nitelikli alanlara komşuluğu bulunmamaktadır.
Akbelen'deki alan Orman Genel Mudurluğu tarafından yuzde 93'u endustriyel odun uretimi fonksiyonlu, yuzde 7'si ise odun dışı urun olarak planlamış ve ulkemizin bircok bolgesinde de var olan kesime tabi ekonomik fonksiyonlu plantasyon (ağaclandırma) alanı olarak tanımlanmıştır.
"Ağac tarımı" olarak da nitelendirilen endustriyel plantasyon, orman urunlerinin ihtiyacının karşılanmasını sağlarken, doğal ormanların surdurulebilirliğine de destek olmaktadır. Bu yontemle dev bir orman sanayi oluşturan Finlandiya, dunya genelinde ornek alınan başarılı bir model olarak gosterilmektedir. Turkiye'de ozellikle Ege, Akdeniz ve Marmara'da endustriyel plantasyonlar oluşturularak bir yandan bu alandaki ithalatın onune gecilmesi bir yandan da doğal ormanların korunması yonunde calışmalar bulunmaktadır.
Ayrıca belirtmek isteriz ki Orman Genel Mudurluğu tarafından plantasyon alanı olarak tanımlanan Akbelen'de, tum kesim calışmaları mevzuata uygun olarak alınan izinler kapsamında Orman İşletme Şefliği tarafından yurutulmuştur. Kesim yapılan alan ruhsatlı maden sahasıdır ve her maden sahasında olduğu gibi madenin tukendiği alanlarda yapılan cevre duzenleme rehabilitasyon calışmaları kurum tarafından gercekleştirilecektir.
İddia: Santraller yuzunden Bodrum susuz kalacak.
Gercek: Şirketimiz tarafından bugune kadar bağımsız kurumlara hazırlatılan hidrojeoloji raporları bu iddiaların doğru olmadığını ortaya koymaktadır.
2012 yılında hazırlanan Hacettepe Teknokent Teknoloji Transferi Ar-Ge Danışmanlık Enerji Sağlık Cevre ve İletişim Sanayi Ticaret A.Ş., TKİ Işıkdere (Milas-Muğla) Linyit Sektoru Acık İşletme Şevlerinin Duraylılığının Ve Drenaj Koşullarının Araştırılmasını konu alan raporda, yeraltı suyu potansiyeli ve su kaynaklarının değerlendirilmesine ilişkin ozetle şu tespitlere yer verilmiştir: "Proje alanında gercekleştirilen hidrojeoloji amaclı calışmalar, işletme alanında yuksek bir yeraltı suyu potansiyeli oluşumunu sağlayabilecek bir hidrojeolojik yapının bulunmadığını ortaya koymuştur. Benzer şekilde, işletme alanındaki drenaj ağı gelişimi, alanda onemli bir yuzey suyu potansiyelinin de gelişemeyeceğini gostermiştir."
2013 yılında hazırlanan TKİ-GELİ Akbelen-Karacahisar (Milas-Muğla) Linyit Sahaları Ve Yakın Dolayındaki Hidrojeolojik Koşulların Mevcut Verilere Dayanılarak Linyit Madenciliği ve Bodrum İcme suyu Kuyuları Acısından Değerlendirilmesi, Değerlendirme Sonuc Raporu Turkiye Komur İşletmeleri Genel Mudurluğu (TKİ) Guney Ege Linyit İşletmeleri (GELİ) başlıklı raporunda da, "Akbelen sahasında kazı faaliyetleri ile birlikte oluşabilecek yeraltı suyu boşalımı nedeniyle işletme alanı dışındaki bir alanda yeraltı suyuna bağımlı herhangi bir sistemin etkilenmesi beklenmemektedir" denilmektedir.
"10.2.2. İşletme etki alanında yeraltı suyu sorunları" bolumunde acıklanan konular şu şekilde alıntılanmıştır:
. Akbelen sahasında kazı faaliyetleri ile birlikte oluşabilecek yeraltı suyu boşalımı nedeniyle işletme alanı dışındaki bir alanda yeraltı suyuna bağımlı herhangi bir sistemin etkilenmesi beklenmemektedir. Bunun başlıca nedeni, Akbelen sahasındaki hidrojeolojik sistemi
oluşturan golsel kirectaşlarının parcalı olması ve boylece buyuk oranda işletme alanı sınırları dışına yayılmamasıdır.
. Bodrum kuyularının bulunduğu fay zonu ile Karacahisar sahası arasında hidrojeolojik etkileşimin mumkun olduğu kabul edilse dahi Karacahisar sahasındaki akifer olan golsel kirectaşlarının taban kotu, Bodrum kuyularının suyunu cektiği ana akifer olan otokton karst akiferinin tavan kotunun uzerinde yer almaktadır.
. Akbelen mevkii orman alanı icin muracaat safhasında ceşitli kurumların goruşlerine başvurulmuştur. Goruşune başvurulan DSİ 21. Bolge Mudurluğu de Profesor Mehmet Ekmekci'ye ait hidrojeoloji raporunu referans almış, ayrıca teknik uzmanlarının sahadaki
inceleme gozlem ve calışmaları sonucu olumlu goruş beyan etmiştir.
İddia: Maden sahalarının rehabilite edildiği bilgisi doğru değil. Maden sahası uzerine ağac dikmek, sahanın rehabilitasyonu yani orman alanının yeniden tesisi anlamına gelmez.
Gercek: Maden sahalarının rehabilite edilmesi şirketlerin ve kurumların kararlarından bağımsız olup "yasal bir zorunluluktur." Bu cercevede bolgede rehabilitasyon calışmalarına devam eden Yenikoy Kemerkoy Termik Santralleri, ayrıca yasal zorunluluğun da uzerinde ağac dikimi yapmıştır.
Kuruluşundan bugune kadar 415 bin ağac dikilerek eski maden sahalarının orman statusu kazanması sağlanmıştır. Bugune kadar rehabilite edilen maden sahaları 920 donum olup, rehabilite edilen maden ocak sahaları aşağıdaki haritada yeşil renkle vurgulanmıştır.
Henuz calışılmayan bakir alanlardaki komur zonu derindedir. Bir başka deyişle komur zonu uzerindeki ortu miktarı cok fazladır. Yeni komurlerin acılabilmesi ve kazı dokum balansının sağlanabilmesi ve boylelikle komur uretiminin aksamadan surdurulebilmesi icin dokum bloğunun yukseltilmesi zorunludur. Bu nedenle de mevcut dokum alanlarında kot yukseltilmesi gerekmektedir. Kamulaştırma surecindeki aksaklıklardan dolayı yeterli kazı ve dokum yapılamadığından oturu dokum sahaları nihai kotlara ulaşmadığından ağaclandırma/rehabilitasyon calışmaları da gecikmektedir.
Ote yandan Orman Genel Mudurluğu ile yaptığımız anlaşma kapsamında bugune kadar 3 milyon ağac dikilmiş, bu sayı iki yıl icinde 5 milyona cıkarılacaktır. Dikilecek ağacların yeri, cinsi, dikimi ve bakımı Orman Genel Mudurluğu tarafından yurutulmektedir. Bu uygulama OGM tarafından yapılacaktır.
İddia: 780 bin donum orman alanı kesildi.
Gercek: Hava haritalarında da goruleceği uzere Akbelen Kayadere orman alanının kenarında bir adadır. 780 bin donum orman alanı olduğu iddiası gercek dışı olup sadece 780 donum alanda bir calışma soz konusudur. Orman niteliği bulunmayan bu bolge orman kenarında bir endustriyel plantasyon alanıdır. Fotoğraflarda mavi ile kesim yapılan ve kesimi tamamlanan alan işaretlenmiştir.
İddia: Muğla'daki son ormanlar da kesildi mi?
Gercek: Akbelen mevkii Muğla'daki son ağaclık alan değildir. Buyukluğu 79,30 hektar olan soz konusu alanın Muğla'daki orman alanlarına oranı aşağıdaki gibidir;
. Muğla İli (831.319,00 hektar alan) orman alanlarının %0,001'i,
. Milas Orman İşletme Mudurluğu (150.007,90 hektar alan) orman alanlarının %0,05'i,
. Kayadere (14.094,90 hektar alan ) ve Karacahisar (12.609,10 hektar alan) Orman İşletme
Şefliklerinin toplam (26.704,00 hektar alan) orman alanlarının % 0,29'u buyukluğundedir.
İddia: Turkiye'de ormanlar yok oluyor.
Gercek: Uygulanan doğru orman politikaları sayesinde Turkiye, orman alanlarındı dunyada artıran nadir ulkelerdendir. Ozellikle belirtmek isteriz ki Yenikoy Kemerkoy Santrallerindeki faaliyet orman miktarımızı azaltmamış artırmış ve korumuştur. Ormanların kullanımı ile ilgili her şey devletimizin kontrolundedir. Ulkenin gelişmesi icin ormanlarımız hem ekonomiye kazandırılmakta hem de orman alanlarımız nitelik ve nicelik olarak artmaktadır.
Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Mudurluğu'nun verilerine gore bu iddiaların aksine Turkiye'nin orman varlığı her gecen gun artmaktadır. Orman Genel Mudurluğu'nun acıkladığı istatistiklere gore 1973 yılında Turkiye'nin orman varlığı 20,2 milyon hektar iken, 2022 sonunda bu rakam 23,2 milyon hektara ulaşmıştır. 1973 yılında koru ormanlarının toplam orman varlığı icinde yuzde 54 olan payı, 2022 sonunda yuzde 96'lara ulaşmıştır.
İddia: Ağac kesimi devam ediyor.
Gercek: 30 Temmuz 2023 tarihinde Muğla Valiliği tarafından resmi olarak acıklandığı gibi ağac kesimi tamamlanmış ve ağac kesimi sonrası sahadan kesilen ağacların kaldırılması calışması OGM tarafından yapılmaktadır. Kesilen ağaclar endustriyel odun olarak kullanılmak uzere sahada tomruk haline getirilmekte ve tasnif edilmektedir.
İddia: Kesim olacağı icin jandarma alanda bekliyor.
Gercek: Jandarmanın bolgede bulunmasının Yenikoy Kemerkoy Termik Santralleri ile ilgili bir ilişkisi yoktur. Eylemcilerin izinsiz olarak maden sahasına ve kesim işlemi tamamlanan alanlara giriş yapmaları endişesi nedeniyle iş guvenliği acısından sıkıntı yaşanmaması icin kesilen ağacların tomruk haline getirilmesi tamamlanıncaya ve tum calışmalar bitinceye kadar jandarma şahısların sağlık ve guvenliğini koruma gorevini devam ettirmektedir.
İddia: Yeraltı madenciliği mumkun iken acık madencilik tercih edilmektedir.
Gercek: Milas linyit havzasındaki kalan bakir calışma alanları olan Akbelen ve Karacahisar sektorlerine goz atıldığında, komur damarının fiziksel yapısının (kalınlık, doğrultu, yatım, taban şartları) yer altı calışma koşulları değerlendirildiğinde, bu sektorlerin yer altı calışma koşulları icin cok da uygun olmadığı gorulecektir. Şoyle ki; damar kalınlığı oldukca kalın (20 metre) olup ramble sisteminde uygulamanın cok zor ve riskli olduğu acıktır. Damar eğimi bilhassa havza kenarlarına yakın alanlarda cok kısa mesafede değişkenlik gosterdiğinden damar ici oluşturulan boşlukların tahkimatını techiz etmek imkansız olacaktır. Bununla birlikte, ortalama 20 metrelik damarda ara kesmeler mevcuttur. Yeraltı galeri yonteminde ara kesme kazısının yapılamayacak olması uretilen komurun kalite değerlerini hızla bozacağından acık ocaktan uretilecek komur parametrelerine gore tasarlanan santrallere istenilen kalite parametrelerinde komur temin edilemeyecektir. Yatağan Termik AŞ uygulamasında olduğu gibi anılan metotla santrallerin ihtiyacı olan miktarda (10 milyon ton/yıl) komur uretimi de imkansızdır.
Milas Yenikoy Linyit İşletmesi (sicil 86541 ruhsat sahası) bir kamu yatırımıdır. MAPEG kayıtlarında devir oncesinden beri onaylanmış bir uygulama projesi (acık işletme) mevcuttur. Bu proje, ulkemizdeki komur madenciliğinin lokomotifi TKİ Kurumunun uzun yıllar boyunca oluşturduğu engin deneyime sahip teknik kadrolarınca uretilmiş ve geliştirilmiş olup, devir oncesinden kamu doneminden beri uygulanmaktadır. Devir sonrasında da değiştirilmemiş sadece teknolojik gelişmeler goz onune alınarak geliştirilmiştir. Dolayısıyla Akbelen sektoru ve devamındaki komurlerin en efektif bicimde uretilerek yerli kaynak santrallerimizin yakıt ihtiyacını karşılamasını yolu bu sahaların acık işletme yontemiyle calışılmasına dayalıdır. Yenikoy Kemerkoy Enerji Linyit işletmeleri Proje Grubu, yine de Karacahisar sektorunde damar koşullarının goreceli olarak duzeldiği alanlarda yeraltı metodu ile komur uretimi yapılıp yapılamayacağı konusunda alternatif calışmalarını surdurmektedir.
TUM CALIŞMALAR YASAL DUZENLEMELER CERCEVESİNDE YAPILMAKTA
Bilindiği gibi ormanlarımızın korunması Anayasamızda hukum altına alınırken madencilik faaliyetleri ile ilgili olarak da Anayasamızın, "Tabii Servetlerin ve Kaynakların Aranması ve İşletilmesi" başlıklı 168. Maddesinde; "Tabii servetler ve kaynaklar Devletin hukum ve tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı Devlete aittir. Devlet bu hakkını belli bir sure icin, gercek ve tuzelkişilere devredebilir. Hangi tabii servet ve kaynağın arama ve işletmesinin, Devletin gercek ve tuzelkişilerle ortak olarak veya doğrudan gercek ve tuzelkişiler eliyle yapılması, kanunun acık iznine bağlıdır. Bu durumda gercek ve tuzelkişilerin uyması gereken şartlar ve Devletce yapılacak gozetim,
denetim usul ve esasları ve mueyyideler kanunda gosterilir" ifadeleri yer almaktadır.
Bu bağlamda, 3213 sayılı Maden Yasası'nın 5995 sayılı Yasa ile değişik 7'nci maddesi 4. fıkrasında; "Devlet ormanları icinde yapılacak maden arama ve işletme faaliyetleri ile bu faaliyetler icin zorunlu ve ruhsat suresine bağlı olarak yapılan gecici tesislere 31.08.1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanunu hukumlerine gore izin verilir" hukmu duzenlenmiş ve orman alanları icinde kalan maden sahalarında madencilik faaliyeti yapılmasının hukuki cercevesi cizilmiştir.
Orman sahaları icerisinde yapılacak her turlu madencilik faaliyeti kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda İdareden alınan izne tabi olup, Şirketimiz bu kapsamda gerekli tum izinleri, tamamen hukuka uygun bicimde almış olarak ilgili sahada madencilik faaliyetlerini, yine mevzuat hukumlerine uygun olarak yurutmektedir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, orman alanlarının korunması ile madencilik faaliyetlerinin gercekleştirilmesi arasındaki dengenin korunması bağlamında, Şirketimizin sahip olduğu orman (acık işletme) iznine tabi olarak madencilik faaliyetlerinin yurutulmesinde ustun kamuyararı olduğu da yargı kararı ile sabit hale gelmiştir.
İddia: Akbelen'deki kesimin onunde yargısal engel var. 2021 Aralık ayında şirketin orman kesim izni suresi doldu ve yenilenmedi yani Akbelen'deki orman kıyımı izinsiz, yasa dışı.
Gercek: Akbelen'de kesimin onunde yargısal ya da idari bir engel yoktur. Yasal tum adımlar atılmış ve resmi makamlar tarafından alınan kararlar doğrultusunda calışmalar yurutulmektedir. Kaldı ki Ankara 11. idare mahkemesinde şirketimiz tarafından işletilen santralin kapatılması icin acılan davada da benzer iddialardan bahsedilmiş ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının varlığı ileri surulmuştur ancak idare mahkemesi davacının bu asılsız iddialarını kabul etmemiş ve davayı reddetmiştir. Yerel mahkemenin bu kararı Ankara Bolge İdare Mahkemesi tarafından da onanmıştır.
Bugune kadar yargının verdiği tum kararlar maden sahası lehine olup, yargısal bir engel soz konusu değildir. Bu surecte 3 kez bilirkişi raporu alınırken, 3 keşif yapılmış, ağac kesiminin onunde bir engel olmadığına dair teknik rapor acıklanmıştır.
Bu raporlar uyarınca da Muğla 1. İdare Mahkemesi maden faaliyetinin devamının gerektiği yonunde karar vermiştir. Son olarak İzmir Bolge İdare Mahkemesi 7. Dava Dairesi iki kez yapılan itirazı reddedip Muğla İdare Mahkemesi'nin kararının doğru olduğunu tescil etmiştir. Bunlara ek olarak, Orman Genel Mudurluğu'nden gerekli izinler de alınmıştır. Yargısal bir engel olduğuna dair iddialar tamamen gercek dışıdır.