Derleyen: Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr - İnşa edildiğinde tarihin en büyük yolcu gemisi olan, "Asla batmaz" denilse de 15 Nisan 1912 tarihinde tüm dünyayı şoke ederek bir buz dağına çarpması sonucu batan 'kötü şöhretli' yolcu gemisi Titanik hakkında 80'li yılların sonuna kadar sayısız iddia ortaya atıldı. 1985'te Robert Ballard tarafından enkazı bulunana kadar devam eden bu iddiaların birçoğu gerçek olma ihtimalini yitirdi, Titanik'in enkazına doğru birçok keşif gezisi düzenlenmeye başlandı. Özellikle 14 dalda aday olduğu Akademi Ödülleri'nde 11 Oscar kazanan 1997 yapımı 'Titanik' filminden sonra bu keşif gezileri adeta bir geleneğe dönüştü, paha biçilemez enkaz turu için milyonlar ödendi. Geçtiğimiz günlerde Titanik enkazına yapılan bir keşif gezisi ise şu anda tüm dünyanın nefesini tutmasına sebep olmuş durumda. Geçtiğimiz aylarda daha önce ortaya çıkarılmamış görüntülerle adından söz ettiren Titanik, bu kez de geminin enkazını ziyaret etmeye giden denizaltının kaybolmasıyla gündemin üst sıralarında.




Geçtiğimiz salı günü 13.00'te yapılan açıklamayla Titanik’e keşif seferi düzenlerken kaybolan ‘Ocean Gate Titan’ denizaltısındaki oksijen için kalan sürenin 40 saat olduğu açıklanmıştı. Bu sabah 06.00 sularında ise yapılan hesaplamalara göre kritik 96 saat doldu. Kayıp denizaltı, arkasında binlerce gizem bırakarak 5 yolcusu ile Titanik’in talihsiz sonuna 111 yıl sonra kader ortaklığı yapmak üzere. Peki denizaltıiçerisindeki 5 kişi 96 saate yakın bir süre boyunca neler hissetti? Bu kritik süreçte karşılaşmış olabilecekleri sağlık sorunları ve özel durumlar için uzmanlar ne diyor?

20 GÜN ÖNCE NELER OLACAĞINI YAZDI

ABD Deniz Kuvvetleri Gazisi Eski Deniz Altı Tıbbı Ve Radyasyon Sağlığı Direktörü Dr. Dale Molé, Titanik keşfi için suya indirilen 'Ocean Gate' denizaltısı henüz kaybolmadan sadece 20 gün önce bir denizaltıda mahsur kalmanın tüyler ürpertici sağlık etkileri konusunda yazdığı 29 Mayıs tarihli makalede çarpıcı uyarılarda bulunmuştu.Bir tıp dergisi için kaleme aldığı makalede Dr. Dale Molé, ticari su altı gemilerindeki mücadele ortamını, düşen sıcaklıklarla ortaya çıkacak durumları, yolcuların tükenmekte olan oksijen kaynaklarından doğacak olumsuz sonuçları, zehirli karbondioksit ile karşı karşıya kaldıklarında olabilecekleri tek tek sıralamış, hemen akabinde konunun tüm detaylarını İngiltere merkezli Daily Mail gazetesine özetlemişti.Denizaltının kaybolmasından sonra tekrar Daily Mail'e yorumlarda bulunan Dr. Dale Molé’nin sözlerinden yola çıkılarak kayıp 5 kişinin yaşayabileceği sağlık sorunları şu şekilde sıralandı:

Alıntı Metni


KADEMELİ BOĞULMA, HİPOTERMİ, PANİK ATAK

Dr. Dale Molé'ye göre, denizaltında bulunan 5 kişi nefes almakta problem yaşamaya başladıklarında kademeli boğulma evresinden geçerek önce şiddetli baş ağrıları çekebilir, hemen ardından ise yavaş yavaş bilinçsiz bir hale geçebilirler. Bilinçsizleşme halini kafaya bir poşet geçirme örneğiyle açıklayan Dr. Dale Molé, "İnsanları hava geçirmez bir ortamdayken ilk öldüren oksijen seviyesi değil, yükselen karbondioksit seviyesidir. Kafanıza bir torba geçirmek gibi düşünebilirsiniz. Bir tıkanıklık veya hava açlığı hissedecekler ve bunu bilinç kaybı takip edecek" diye konuştu. Hipoterminin denizaltındaki 5 yolcu açısından bir diğer önemli sağlık problemi olmuş olabileceğine işaret eden Dr. Dale Molé, "Böyle küçük bir denizaltının içinde gemideki elektronik ekipman bir miktar dahili ısı üretecek ve çok büyük bir alan olmadığı için yolcular ısı üretecek. Fakat ortadaki küre okyanusla temas ettiği için orası oldukça hızla soğuyacak" dedi.

2 milyon parsele rağbet büyük! Tarihi eser gibi evler 1 bardak çay fiyatına satılıyorDenizaltında mahsur kaldığını fark eden 5 yolcunun her dakika ilerlediğini zamanın kendilerinin aleyhinde ilerlediğini fark etmeleri psikolojik açıdan onları tamamen büyük bir çöküntüye itmiş ve büyük bir paniğe kapılmış olabilirler. Dr. Dale Molé, denizaltındaki yolcuların şiddetli panik ataklar geçirmiş olabileceklerini belirterek, "Panik atak esnasında kalp atış hızında artış, nefes darlığı, titreme gibi problemler yaşanabilir. Yolcuların hızlı ve derin nefes almaya başlamaları beraberinde ciğerlerine çok az oksijen çekip dışarıya çok daha fazla karbondioksit vermelerine sebep olabilir. Bu da karbondioksit oranının giderek çoğalmasına ve ayrıca olması gerekenden daha hızlı ya da derin nefes almaya yani hiperventilasyona sebep olabilir ve oksijeni daha hızlı tüketebilir" yorumunda bulundu.

Alıntı Metni


Ocean Gate şirketi, resmi sitelerinden ve sosyal medya hesaplarından arama kurtarma çalışmalarının devam ettiğini duyurdu. Şirketin açıklamasında şu ifadeler yer aldı: "Mürettebatı güvenli bir şekilde geri getirmek için tüm seçenekleri araştırıyor ve harekete geçiriyoruz. Tüm odak noktamız dalgıçtaki mürettebat üyeleri ve aileleridir. Denizaltıyla yeniden bağlantı kurma çabalarımızda çeşitli devlet kurumlarından ve derin deniz şirketlerinden aldığımız kapsamlı yardım için derinden müteşekkiriz. Mürettebatın sağ salim dönmesi için çalışıyoruz."

PATLAMA SESLERİ HÂLÂ DUYULUYORDU

Derin deniz kaşifi ve RMS Titanik araştırmacısı David Gallo’nun notuna göre, ekipler her 30 dakikada bir patlama sesleri tespit etti ve dört saat sonra ek sonar cihazları konuşlandırıldı. O sırada patlama sesleri hâlâ duyuluyordu. ABD merkezli yayın kuruluşu CNN'in elde ettiği verilere göre salı günü patlamanın ne zaman ve ne kadar süreyle duyulduğu belli değildi. Bilgiler daha sonra şu şekilde revize edildi: "Ek akustik geri bildirim duyuldu ve yüzey varlıklarının vektörlenmesine yardımcı olacak, hayatta kalanlarla ilgili umutların devam ettiğini gösterebilecek veriler elde edildi."

Alıntı MetniArthurLoibl'in 2021 yılında yaptığı Titanik enkazı yolculuğunda şu anda denizaltında mahsur kalan 73 yaşındaki Fransız kaşif Paul Henry Nargeolet ve 61 yaşındaki OceanGate'in CEO'su ve pilotu Stockton Rush da bulunuyordu.

'ADETA BİR 'İNTİHAR GÖREVİ'YDİ'

Ağustos 2021 yılında Titanik'in enkazını Titan denizaltısında görmek için para ödeyen ve 'enkaz gezisi' için OceanGate şirketine para ödeyen kişilerden biri de Alman vatandaşı Arthur Loibl'di. 60 yaşındaki Loibl, denizaltının kaybolmasından hemen sonra Almanya merkezli Bild gazetesine konuşarak geçmişte bu şirketle yaşadığı denizaltı tecrübesini anlattı. Yolculuklarına başlamadan önce ilk bindikleri denizaltının teknik sıkıntılar nedeniyle çalışmadığını söyleyen Loibl, elektrik problemleri neticesinde yolculuklarının tam 5 saat gecikmeli olarak başladıklarını söyledi. Yaşadığı deneyimi bir 'intihar görevi' olarak tanımlayan Loibl, "Bugüne kadar yaşadığım en riskli maceraydı. Titanik enkazına yaptığımız o yolculuk adeta bir 'intihar görevi'ydi" diye konuştu. Yaşadığı denizaltı tecrübesini Bild gazetesine aktaran Loibl, şu çarpıcı açıklamalarda bulundu:

Alıntı Metni'TITAN LANETİ' 1898'DE BAŞLADI

Tarihte 'Titanik'i tahmin eden kahin' olarak bilinen ABD'li yazar Morgan Robertson'ın meşhur romanı 'Futility' 1898’de yayımlanmıştı. Kitap Kuzey Atlantik’te bir buzdağına çarparak batan İngiliz Okyanus gemisinin hikâyesi anlatılıyordu. Kitabın yayımlanmasının üzerinden sadece 14 yıl geçtikten sonra anlatılan hikâyenin birebir aynısı, Kuzey Atlantik’te buzdağına çarparak batan İngiliz okyanus gemisi RMS Titanik ile gerçeğe dönüştü. O tarihten sonra romanın adı 'The Wreck Of Titan' (Titan’ın Batışı) olarak değiştirildi.

'MasterChef All Star'da ana kadroya giren yedinci isim belli oldu! Tanya Kilitkayalı gözyaşlarına boğulduYüzen kale İstanbul açık denizle buluştuMerkez Bankası'nın faiz kararı bugün belli oluyor! İşte piyasanın tahmini