

ÇEYREK ASIR BOYUNCA ARAŞTIRDI
ABD'nin New York şehrindeki bir tıp merkezinde çalışan İngiliz doktor Dr. Sam Parnia, hayatı boyunca pek çok kez dramatik ölümlere ya da mucizevi kurtuluşlara şahitlik etti. Yoğun bakım ünitesinde geçen uzun yıllar sonucunda hayat ve ölüm arasındaki ince çizgide yürüyen kişilerle geliştirdiği iletişim, onu tüm dünyaya tanıtan bir araştırmaya önderlik etmesiyle sonuçlandı.
Yoğun bakım ünitesinde kalp krizi geçiren kişileri hayata döndürmeye çalışan İngiliz doktor, hastaların o kritik anlarda sağlık ekiplerini duyup duymadıklarını ya da bilinçlerinin ne kadarını kullanabildiklerini araştırmaya karar verdi. Tam 25 yıl boyunca araştırma ekibiyle birlikte bu soruların peşinden koşan doktor ve NYU Langone Healthekibi, birçok kişinin dikkatini çeken önemli sonuçlara ulaştı.
'VÜCUDUNA GERİ DÖN!'
Kalp krizi geçirdikten sonra hayata dönen toplamda 567 kadın ve erkek hasta üzerinde yapılan araştırmalarda ilk olarak 53 kişinin tepkileri izlendi. Araştırmacılar, hastaların beyinlerine bir izleme cihazı taktı. Bu izleme cihazı sayesinde beyinlerinin bilgi alıp almadığına dair bir sinyal olup olmadığı takip edildi.
Enkazda bulduğu saatin gizemiHastalar tedavi edilirken bir yandan da önlerine bir ekran konuldu. 'Elma', 'armut' ve 'muz' gibi basit kelimeler 5 dakikada bir hastalara sesli klip olarak hastalara dinletildi, bu sesli klibe sözcüklere ait görseller de eşlik etti. Bu kişilerden ikisi kalp masajı esnasında sağlık görevlilerini duyduklarını hatırladı, bazıları ise kendilerini bir eve doğru yürürken gördüklerini söyledi.
Alıntı Metni'BEYNİN BİR OYUNU OLARAK AÇIKLANAMAZ'
Yaşadığı deneyimleri araştırmacılarla paylaşan hastalardan yalnızca yüzde 10'u hayatta kalarak taburcu edilebildi. Diğer hastalar ise ya hayatlarını kaybetti ya da hissettiklerini aktarabilecek bir iyileşme gösteremedi. Araştırmanın başındaki Dr. Parnia, "Bu hatırlanan deneyimler ve beyin dalgasındaki hareketlilik, ölüme yakın anların ilk belirtileri olabilir. Sonuçlarımız, ölümün eşiğindeyken insanların benzersiz bir içsel deneyim yaşadıklarına dair kanıtlar sunuyor" dedi.
Hastaların yaşadıkları deneyimin 'ölmekte olan bir beynin oyunu' şeklinde açıklanamayacağının altını çizen Dr. Parnia, "İnsanların yaşadıkları deneyimin bir halüsinasyon ya da sanrı olmadığını, yaşamın bitmeye en yakın olduğu anda ortaya çıkan gerçek deneyimler olduğunu ortaya çıkarttık" diye konuştu.

ÖLÜME YAKLAŞANLARIN YAŞADIĞI 5 DENEYİM
Dr. Parnia ve ekibi, ölüme yaklaşan hastalarının yaşadığı deneyimleri 5 ana başlıkta şöyle toparladı:
1- CPR'nin (suni solunum ve kalbinin bulunduğu bölgeye el ile baskı uygulanması yöntemi, kalp masajı da olarak açıklanabilir) vücutları üzerindeki etkilerini olduğu gibi hissetmek
2- Sağlık görevlilerinin onları tedavi ettiğini duymak
3- CPR sonrasındaki yoğun bakımdaki faaliyetleri hatırlamak
4- Yaşamlarını ve başkaları üzerindeki etkilerini değerlendirmek
5- Çoğunlukla ev olarak algılanan bir varış noktasına doğru yürümek
Dr. Parnia, bu maddeler arasında en şaşırtıcı ve yaygın deneyimin, 'kişinin kendi yaşamını ve başkaları üzerindeki etkilerini düşünmek' olduğunu söyledi.

'İSKEMİ DENİLEN BEYİN HASARINDAN KAYNAKLANABİLİR'
Dünyada çok konuşulan araştırmayla ilgili konuşanBeyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ramazan Sarı, araştırmadayer alan hasta deneyimlerinin subjektifliğine dikkat çekti. Bu deneyimlerin kişilere özgü olduğunu ve verilere dayalı, ölçülebilir şeyler olmadığını söyleyen Doç. Dr. Sarı, hastaların beyinlerini nasıl kullandıklarını anlamak için fonksiyonel MR denilen bir tarama yapıldığını ve bu şekilde hastaların uzuvlarını nasıl kullandıklarını anladıklarını söyledi. Doç. Dr. Sarı, şu yorumda bulundu:
Alıntı MetniÖlümden dönme ya da koma gibi durumlarda beyin içindeki hareketliliğin karmaşıklığına dikkat çeken Doç. Dr. Ramazan Sarı, kişilerin ölüme yaklaştıklarında beyinlerinde 'iskemi' denilen hasarların oluştuğunu söyledi. Doç. Dr. Sarı, "Gerçekliği olmayan şeyleri görme durumu da söz konusu olabilir. Yani 'Ölümden döndüm' denilerek paylaşılan anılar belki de beyindeki iskemiye bağlı hasarlardan çıkmış anılar ya da anı gibi gözüken şeyler olabilir" diye konuştu. Doç. Dr. Sarı ayrıca ölüm anında hissedilenler hakkında şu an için kesin bir yorum yapılamayacağının da altını çizdi.
Serdar’ı Gül mü öldürdü?İşte sözleşme detayları