Bir zamanlar kendi halinde yaşayan kucuk bir istiridyecik vardı. Zamanını mercan ormanlarının altında huzurla suzulen balıkları seyrederek gecirirdi.

Bu sessiz, sakin istiridyenin yaşamı birgun bir anda karabasana donuştu.Kapağını actığı anlardan birinde, kucucuk bir kum taneciği giriverdi icine. İstiridye once onemsemedi bunu; ancak o kum taneciği giderek daha cok acı vermeye başladı.

Bu acı bir sure sonra o denli arttı ki...İstiridyenin acısına gozyaşları da karıştı.Şu doğanın dengesine lanet mi okumalıydı şimdi?..

Doğanın dengesinde kendisinin bir etkisi olamadığı icin yeni bir duzen arayışına mı kalkışmalıydı? Yoksa şu ucsuz bucaksız denizin kendisini yeterince korumaması karşısında yakınıp durmalı mıydı?..

Bunların hicbirini yapmadı sancılı istiridye.Sancısının biraz hafiflediği, kendisinin biraz sakinleştiği bir anda, kesin kararını verdi:"Onu yok edemediğime gore, onla birlikte yaşamaya calışacağım" dedi.

Yıllar, her zaman olduğu gibi, yine birbirleri ardısıra geldiler, gectiler ama… İstiridyecik icin bu kez biraz acı gectiler...Fakat sonunda doğa, her zamanki yasasını yine uyguladı ve…

İstiridyenin bu kederini de kurtuluşla bitirdi.Ve yaşamının acılarla gecmesine neden olan kucucuk kum taneciği, onun engin dayanma gucu sonunda, gorkemli bir inciye donuştu.

İstiridyenin bulunduğu yerden gecen sualtı sakinleri, onu ziyaret etmeye başladılar. Hemen tum sualtı sakini, yapısıyla olduğu denli goruntusuyle de bir doğa harikası olan inciyi gorup, onu hayran hayran seyretmeleri yanısıra, istiridyenin yıllar suren dayanma gucu nedeniyle, ona duydukları hayranlıklarını da belirttiler.

İstiridyenin boylesi dayanma kararı ve icindeki rahatsızlık nedenini bir doğa harikasına donuşturme gucu gercekte, tum insanların ornek almaları ve uygulamaları gereken bir olgudur.

İstiridyenin icinde once, bir kum tanesi olduğunu unutmazsak ve o kum tanesinden bu guclu ve sabırlı sualtı sakininin, sonunda gorkemli bir inci oluşturabildiğini anımsarsak, kendi icimizde bizi once rahatsız ederek oluşagelen değişimlerden, bizim de harikalar yaratabileceğimizin ayırdına varabilmiş oluruz...

_alıntıdır