SIMDI SIRASI DEGIL DIYENLERE

Bilmiyorum siz istediklerinizi "sirasinda" yapabildiniz mi? Ben hic
yapamadim. Kucukken anneannem cebinde tasidigi bir tomar anahtarla kilerdeki

dolaplari actigi zaman, canim pestil isterdi. Bilirdim sapsari kayisi
pestilleriyle, kararmis mor erik pestillerinin hangi dolapta oldugunu.
Anneannem:
"Simdi sirasi degil, birazdan yemek yiyecegiz", derdi. Yemekten sonra ise
yavas yavas herkes ogle uykusuna yatardi.
Sayet "Belki sirasi gelmistir" diye yine pestil istersem, Anneannem:
"Simdi sirasi degil. Bak herkes yatti. Sen de yat. Ondan sonra..." derdi.

Ogle uykusundan sonra pestil istedigim zaman da cevap yine ayniydi:
"Simdi sirasi degil. Ac karnina dokunur. Nerdeyse aksam oluyor. Birazdan
yemek yiyecegiz..:"
Bir turlu sirasina rastlatamamistim pestil istemeyi.

Bir gun babam bos bulunup bana iki cam agacinin arasina, kolan vurdukca
goklere ucacak bir salincak kurmayi vaadetmisti. Ama bir daha bu vaadini
hic animsamaz gorundu. Ikide bir anneme gider: "Haydi soyle babama,
salincagi kursun", derdim.
Annem: "Simdi sirasi degil, basi agriyor," derdi. Basi agrimazsa gazete
okudugu icin salincak kurmasini istemenin zamani degildi. Gazete
okumuyorsa
banyoya girecegi icin... Salincak istemenin de bir turlu sirasini
getiremedimdi

Yaz gunleri bahce kapisinin onunden, "Visnee kaymak" diye bagirarak
dondurmacilar gecerdi. Kosa kosa iceri gelir: "Dondurma alayim mi," diye
sorardim. "Simdi sirasi degil," derlerdi.

Birlikte cocuk dergilerinin bulmacalarini cozmeyi onerirdim: "Simdi sirasi

degil," derlerdi. Bir seytan ucurtmasinin kuyrugunu bile yapmaya
yanasmazlardi: "Simdi sirasi degil," derlerdi.



Okulda ogretmen ders anlatirken, aklima gelen bir seyi sormak icin parmagimi

kaldirirdim. Ogretmen bir sure gormezlikten gelirdi parmagimi. Kolum yanlis
yere dikilmis fasulye sirigi gibi oyle havada kalirdi. Sonunda ogretmen:
"Simdi sirasi degil, indir bakayim parmagini asagiya," derdi

Etudlerde gizli gizli roman okurken de, bir mudur muavini basima dikilir:
?iimdi sirasi mi roman okumanin, kapat onu da dersine calis," derdi. Ilk
yazdigim yazilara da yazi isleri mudurleri ayni gerekceyle karsi
cikmislardi: "Simdi sirasi degil bunun," diyorlardi. Piyeslerim icin de
ayni itirazi cok duydum: "Iyi ama simdi sirasi degil..."

A?ik oldugum zamanlar yemekte, yahut yururken, yahut otururken, canim birden

opuvermek isterdi yanimdaki sevgiliyi. Kursagimda kalirdi arzum. Bir el,
vagon tamponu gibi yavasca iterdi yuzumu: "Hisst yapma, simdi sirasi degil,"

Parlamentoda konusurken de sik sik bagirirlardi: "Amma yaptin yahu, simdi
sirasi mi bunun?"

Velhasil hic bir seyin sirasini tam getiremedim. Ama sirasiz mirasiz bir
seyler yapmaya calistim kendimce.
Bir sey yapmak icin sirasini bekleyenler ise, genellikle hic bir sey
yapamadilar. Oteden beri aklima takilip kalmistir, bir seyi yapip yapmamanin

"sirasi"ni kimin saptadigi.. Ve kendimce soyle demisimdir:



Basarirsan "sirasi", basaramazsan "sirasi degildi" oluyor ve insanlik
boyle
bir calkanti icinde akip gidiyor