Evliliklerinin daha ilk aylarında,
bu işin hic de hayal ettikleri gibi
olmadığını anlayıvermişlerdi.


Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi.
Son zamanlarda o kadar sık olmasa da,
evlenmeden once sık sık birbirlerini
cok sevdiklerine dair ne kadar da
dil dokmuşlerdi.


Ama şimdilerde, kucuk bir soz,
ufak bir hadise aralarında orta caplı
bir kavganın cıkasına yetiyordu.


Bir akşam oturup ilişkilerini
gozden gecirmeye karar verdiler.
Her ikisi de, boşanmayı
istememekle beraber, işlerin boyle
gitmeyeceğinin farkındaydılar.


Erkek, "Aklıma bir fikir geldi" dedi.
"Bahceye bir ağac dikelim ve eğer
bu ağac uc ay icinde kurursa boşanalım.
Kurumaz da buyurse bunu bir daha
aklımızdan gecirmeyelim.
Bu sure icinde de
ayrı ayrı odalarda kalalım."


Bu ilginc fikir
hanımının da hoşuna gitti.
Ertesi gun gidip
bir meyve fidanı aldılar ve
birlikte bahceye diktiler.
Aradan bir ay gecti.
Bir gece bahcede karşılatılar.
Her ikisinin de elinde
ici su dolu birer bidon vardı.