Eşlerini gebe bırakamayan erkeklerde en sık rastlanılan anormalliklerin başında varikosel gelmektedir. Varikosel yıllardır kısırlığın en fazla suclanan nedenlerinin başında gelmiştir. Varikosel ile kısırlık ilişkisini değişik perspektiflerden incelemekte yarar vardır. Pampiniform pleksus adı verilen ve testislerden kanı taşıyan toplar damar sistemindeki genişlemelere varikosel adı verilmektedir. Varikosel gozle gorulebilir, elle hissedilebilir veya Doppler ultrason incelemesi ile saptanabilir. Doppler ultrason ile saptanan varikosellere subklinik varikosel adı verilir. Varikoseli olan erkeklerde kısırlık dışında en belirgin yakınma kronik kasık ağrısı ve baskı hissidir. Bugun icin sadece klinik varikoselin yani gozle gorulen veya elle hissedilen varikoselin onemi olduğu kabul edilmektedir.
Dunya Sağlık Orgutunun yaptığı calışmalarda normal sperm parametreleri olan erkeklerde %11 varikosel gorulurken, anormal sperm parametreleri olan erkeklerde %25 varikosel gorulmektedir. Genel toplum değerlendirmesinde varikosel %8-22 arasında gorulurken, kısırlık kliniğine başvuran erkeklerin %22-39 unda varikosel gorulmektedir.
Varikoselin nasıl kısırlık yaptığına dair herkes tarafından kabul goren bir teori yoktur. Varikoseli olan erkeklerin menilerinde stres paterni adı verilen sperm morfoloji ve hareket bozukluğu gorulduğu soylenmiş olsa da benzer bozuklukların varikoseli olmayan erkeklerde de gorulmuş olması bu bulgunun onemine golge duşurmektedir. Varikoseli olan erkeklerde sperm sayı hareketlilik ve yapısal ozelliklerinde varikoseli olmayan erkeklere oranla farklılık maalesef butun calışmalarda gosterilmemiştir.
Varikoselin bugun icin tedavisi cerrahidir. Mikro cerrahi ile spermatik ven ligasyonu adı verilen bir operasyonla varikoz genişleme gosteren damarlar bağlanır. Bu operasyon endoskopik olarak yapılabileceği gibi radyolojik embolizasyon teknikleri de kullanılabilir. Tekniklerin birbirleri ile karşılaştırmalı calışmaları olmadığından hangisinin daha ustun olduğu konusunda kesin bir goruş birliği yoktur. Genel olarak urologlar arasında kabul goren goruş subklinik varikosellerin tamirinin herhangi bir faydası olmadığı şeklindedir. Klinik yani elle hissedilen veya gozle gorulen varikosellerin ozellikle kronik kasık ağrısı veya baskı hissi ile beraber olanlarının ve adolesan cağda gorulen varikosellerin tedavi edilmeleri konusunda da goruş birliği mevcuttur.
Urologlar tarafından yaygın olarak yapılsa da androloglar ve jinekologlar tarafından daha supheci bir şekilde yaklaşılan konu ise semen parameterleri bozuk infertil erkeklerde varikosel tamirinin yararı olup olmadığıdır. Yapılan randomize calışmaların topluca irdelenmesinde varikosel tamiri yapılan ve yapılmayan erkeklerin eşlerini gebe bırakabilme şanslarında herhangi bir değişiklik olmadığı gozlenmektedir. ozellikle azospermi veya şiddetli oligospermi (sperm sayısı 0 olan veya ml de 1 milyonun altında olan erkekler) olgularında varikosel tamirinin yeri yoktur. Sperm sayısı 5 milyonun uzerinde olan, kadının genc olduğu ve kısırlık suresinin kısa olduğu olgularda ise varikosel tamiri duşunulebilir.
Ameliyat sonrası tekrarlayan varikosellerde ise ikinci bir cerrahinin hastanın yakınmaları olmadıkca yeri yoktur. Sonuc olarak bugun varikosel ozellikle kısır ciftlerde cok fazla ve coğu zaman gereksiz tanı alan ve coğu zamanda gereksiz tamir edilen bir olgudur. Varikosel ile kısırlık ilişkisinin tam netleşmemesi ve tedavinin faydası gosterilememesi nedeniyle biz varikoselleri bugun icin kısırlık araştırmasında rastlanılan tesadufi bulgular olarak değerlendiriyor ve yaklaşımın da buna gore olmasını oneriyoruz.

[h=2]Bursa Kadın Doğum uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]