Sosyal fobi !“Topluluk onunde bir konuşma yapmam gerektiğinde yuzumun kızaracağını hissediyorum”
“Başkalarının yanında yemek yerken boğulacakmış gibi oluyorum”
“Başkalarının olduğu bir ortamda yazı yazmam gerektiğinde ellerim terliyor, titriyor”
“Tanımadığım veya az tanıdığım birisi bana soru sorduğunda cevap vermeyecekmişim gibi geliyor, cok sıkıntı cekiyorum”
“Minibusle giderken ineceğim durağa yaklaşırken inecek var demekte zorlanıyorum, sanki sesim titriyor”
“Bir topluluğa girdiğimde herkesin donup bana bakacağını sanarak cok heyecanlanıyorum”
“Sosyal toplantılara katılmaktan cok rahatsız oluyorum, katılmamak icin kimi zaman bahaneler uydurmak zorunda kalıyorum”
“Bazen konuşurken soyleyecek soz bulamıyor, aptalca veya sacma şeyler soyleyeceğimi duşunerek susmayı tercih ediyorum”
Yukarıda cumleler veya ona benzeyen cumleler size tanıdık geliyorsa, tam da beni anlatıyor diye duşunuyorsanız “sosyal fobi “ olarak adlandırılan bir ruhsal rahatsızlığınız var demektir.
Sosyal fobi, giderek daha sık rastlanılmaya başlanılan ve insan yaşamı uzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle de onemi giderek artan bir sorun....
Ozunde başkaları tarafından gulunc buluma, aşağılanma korkusu olan sosyal fobiyi normal ve sağlıklı olduğunu duşunduğumuz sosyal anksiyete ile karıştırmamak gerekli.
İnsanların bir iş yaparken, herhangi bir davranışta bulunurken, ozellikle de birilerinin onunde kendilerini ortaya koymaya calışırken belli bir heyecan duymaları olağan bir durumdur. Hatta boylesi bir heyecanın ilişkileri motive edici, hazırlayıcı olduğundan, insanın daha iyiyi yapabilme isteğini arttırdığından soz edilebilir. Orneğin; bir topluluk onunde onemli bir konuşma yapacak olan kişinin heyecanı, zaman zaman sosyal fobi duzeyine ulaşsa bile, bu durumu hastalık olarak gormemek ve kucuk bir psikolojik destek, başarıyı ve performansı arttıran bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Ya da tam tersine bir bakışla, insani bir sorundan dolayı sosyal fobik olarak değerlendirilen bir kişi insani sorunun hastalık olarak algılanması sayesinde hic tedavi almadan da duzelebilir. Sosyal heyecanı sosyal fobiden ayıranen onemli ozellik; kişi topluluk onunde bir şeyler yapmaya devam ettikce, bu konuda deneyim kazandıkca sosyal heyacan azalırken, fobik durumlarda deneyim kazanmanın heyecan uzerinde etkili olmaması, aksine kişilerin bu durumdan şiddetle kacmaya calışmalarıdır.
Sosyal fobisi olan kişilerin duşunce yapılarına goz attığımızda bazı ortak ozellikler goze carpar
· Genellikle kendileri hakkında kucumseyici ifadeler kullanırlar.
· Kendilerinden en mukemmeli yapmalarını beklerler; mukemmel olmak biraz da başkaları tarafından sevilmek icin gereken bir durumdur.
· Kendi yaptıklarını değerlendirirken daha cok olumsuz noktalara odaklanırlar.
· Sosyal ortamlardaki başarı ve başarısızlıklarını nedenlerini yanlış algılarlar.
· İnsanlarla ilişkileriyle ilgili anıları genellikle olumsuz yondedir.
· Kendi becerilerini, ozellikle de sosyal konularla ilgili olanları kucumseme eğimindedirler.
· Sıkıntı verici olayların yaşanma sıklıklarını abartırlar, genellikle kotumser bakış acılarına sahiptirler.
· Sosyal ortamların insanların kendileri hakkında olumsuz duşunceleri olduğunu sanırlar.
· Hep kucuk duşeceklerinden, rezil olacaklarından korkarlar.
· İnsanların kendi heyecanını fark edeceklerini ve bu yuzden onları kucumseyeceğini duşunurler.
· Başkalarının onları incitmemesi icin her şeyi kontrol altında tutmaları gerektiğini duşunurler, ancak kendi heyecanlarını dahi kontrol edemedikleri icin kendilerini hic beğenmezler.
Sosyal fobiyi ve bu kişilerde gelişen duşunceleri daha iyi tanımlayabilmek icin bir ornek vermek gerekirse
Aynı iş yerinde calıştığı genc bayandan hoşlanan genc bir erkek bir gun hoşlandığı bayanını yanına sohbet edebilmek icin yaklaşır. Ancak o anda kendini cok guvensiz hisseder, iyi konuşamayacağını, yuzunun kızaracağını, genc bayanın onu reddeceğini duşunerek oldukca gerginleşir. Red edilme duşuncesini iş yerinde rezil olma korkusu izler. Heycan- korku- gerginlikle gecen konuşma oldukca karmakarışıktır ve gen erkek ne demek istediğini karşı tarafa hicbir şekilde anlatamamış olur. bu durumu fark ettiğinde sıkıntısı daha da artar, terlemeye, yuzu gercekten de kızarmaya başlar ve karşısındakinin duygularını anlamaya fırsat kalmadan konuşma biter. Aslında genc bayan da ondan hoşlanmaktadır, ancak genc erke bunu fark edemediği gibi bir daha konuşma cesareti bulamaz ve surekli onu gormemek icin kacmaya calışır.
Yukarıdaki ornek, sosyal fobinin ikili ilişkilere verdiği zararı gosterir. sosyal fobi, sadece duygusal ilişkileri etkilememekle kalmayıp kişinin iş ilişkilerini, sosyal ortamlardaki ilişkilerini, meslek yaşantılarını, akademik kariyerlerini olumsuz yonde etkiler.Sosyal fobi erken yaşlarda başlayan bir rahatsızlık olduğundan bu kişiler okul yaşantısında da yeterince başarılı olamayabilirler ve istedikleri yere gelemeyebilirler. Sosyal fobiklerin yaklaşık yarısı yuksek okula başladıkları halde bitiremezler.
Sosyal fobikler korktukları, heyecanlanacakları durumlardan surekli kacma eğiliminde olduklarından sosyal becerilerini geliştirmekte yetersiz kalabilirler. Toplum icinde nasıl davranacaklarını gercekten bilemez hale gelebilirler.
Yine, sosyal fobi tedavi edilmezse, ceşitli tıbbi hastalıklar, beden belirtileri gelişebilir, bu kişiler doktor doktor gezip hastalıklarına care ararken sosyal fobileri de ilerlemeye devam eder ve yaşamları giderek zorlaşır.
Peki, bu kadar soruna neden olan bu rahatsızlığı kendinde fark eden kişiler neden bir uzmana baş vurmazlar? Bu kişilerin doğasında var olan utangaclık ve olumsuz olarak değerlendirileceklerine dair korkuları yardım istemelerini zorlaştırır. Bir başka engelleyici faktor ise; sosyal fobiklerin bu belirtilerinin bir rahatsızlık olduğunu fark etmemeleri ve değişmez kişilik ozellikleri olarak algılamalarıdır.
Sosyal fobikler ilaclardan daha cok uzman kişiler tarafından yurutulen psikolojik tedavilerden yarar gorurler. Bu tedavilerde, kişiler heyecanlandıkları durumları adım adım yaşamaları konusunda cesaretlendirilirler. Bu deneyimler sırasında kişinin kendinden mukemmeli istediğini fark etmesi sağlanır, kişilerin kucuk duşurulme, rezil olma duşuncelerinden uzaklaştırılarak yaptıkları işe odaklanmasına yardımcı olunmaya calışılır. Bu denemeler sıkıntı gecene kadar tekrarlanır, kişinin sıkıntı duymayı gerektiren bir durum olmadığını anlamasına calışılır. Kişinin kendi başarılarını fark etmelerine uğraşılır. Bu arada genc yaşlardan beri sosyal fobi nedeniyle sosyal becerileri gelişemeyenler icin sosyal beceri eğitimi verilebilir. Bazen kısa bir eğitim ve rehberlik kişilerin var olan sosyal becerilerinin ortaya cıkması icin yeterli olabilir.
Toplum sizi icinde gormek icin bekliyor, neden hala bir kenarda oturup yaşamın yanınızdan akıp gecmesine izin veriyorsunuz.


[h=2]İstanbul Psikiyatri uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]