Cadılar Bayramı: Eski ve kuresel bir sacmalık Vakanuvis Guney Kore ’deki Cadılar Bayramı faciası, uzun yıllar hafızalardan kazınmayacak gibi gorunuyor. Guney Kore ’nin başkenti Seul ’de duzenlenen Cadılar Bayramı kutlamalarında yaşanan izdihamda hayatını kaybedenlerin sayısı – şimdilik – 151 ’e ulaşmış durumda. Modern zamanlarda en hafif tabiriyle
“insanların dağıttığı” ve Guney Kore orneğindeki gibi olumlerin de gorulduğu bu gercekten cılgınca
“kutlama”, tarihteki izlerinde de pek matah bir şey değil. Cadılar Bayramı, her yıl 31 Ekim'de kutlanan, pagan toplumlardan kalma bir etkinlik. Bunu dunyanın başına dolayanlar ise eski İskandinav toplumları. Nispeten modern zamanlarda Cadılar Bayramı ’nı ABD ’ye taşıyanlar ise yine kuzeyliler, İrlandalılar ve İzlandalılardı. Putperest bircok benzer toplumda olduğu gibi Keltler de “hayalet”e inanıyor ve bundan odleri kopuyordu. Bu korkularını gidermek icin de kışın başlangıcında bir takım “hayalet savuşturma” torenleri duzenliyorlardı. Mantık şuydu:
“Yaz bitiyor, bitkiler once sararıyor, sonra tamamen oluyor. Kış geliyor, kış olum mevsimidir. Bu mevsimde oluler ortaya cıkabilir. Hadi gelin, onları kovalım.” 
Keltler,
“paganist fıkhı” duzenleyen rahiplerine son derece bağlıydılar. Rahipler ise toplumdaki bu “olum ve hayalet korkusu”nu sonuna kadar somurmekte mahirlerdi. Halka,
“Topladığınız mahsulleri tapınaklara getirin, hayvanlarınızdan kurbanlar sunun ki olulerin ruhları bundan memnun olsun ve sizi rahatsız etmesin” diyorlardı. Hem sonra bunu yaparlarsa, onlara geleceğe dair guzel neler olabileceğini anlatacaklarının da garantisini veriyorlardı! Halk da uzun ve karanlık kış boyunca, tamamen değişken tabiat şartlarının belirlediği, dolayısıyla da kırılgan, olumsuz gunluk hayat pratiğinde boylesi kehanetlere ihtiyac duyuyordu. Rahiplerin anlattıklarına gore “periler, iblisler ve diğer yaratıklar” ortalıkta oluyordu. Bu nedenle onları yatıştırmak icin kapı onlerine yemek konulması gerekiyordu. Bir de tanınmamak icin hayvan suretinden maskeler takmak da iyi olurdu. Hatta erkekler, kadın gibi de giyinebilirlerdi. Torenlerde kara kedi de kurban edildiği goruluyordu. Boylece Keltler toplanıyor, hayvan başları ve derilerinden oluşan kostumler giyip, bir yandan olu insan ve hayvanların ruhlarını kendilerinden uzak tuttuklarına inanıyor bir yandan da olum duşuncesini unutmak icin cılgınca eğleniyorlardı.

MS 43 ’e gelindiğinde, Roma İmparatorluğu Kelt topraklarının coğunu fethetmişti. Roma merkezi idaresi, Kelt topraklarını yonettiği 400 yıl boyunca, Roma kokenli festivalleri Keltlerinkiyle birleştirmişti. Bu festivallerin ilki, Romalıların geleneksel olarak oluleri andığı Ekim ayının sonlarında bir gun olan Feralia ’ydı. İkincisi de Roma meyve ve ağac tanrıcası Pomona ’yı onurlandırmak icin secilmiş bir gundu. Pomona ’nın sembolu elmaydı. Bugun, Cadılar Bayramı ’nda uygulanan “elmaları sallama” geleneği de buradan geliyor. Roma İmparatorluğu; Hıristiyanlığı once ezmeye calışıp, bunda başarılı olamayınca kabullenmesinin ardından eski putperest geleneklerini bu yeni dinin icine sokmaya calışmıştı. Siyasi idarenin etkisi altındaki Papalık da buna canak tutunca, Roma ’ya zaten başka toplumlardan bolca gelen batıl itikat yeni dine girmişti. Aynı şekilde Hıritiyanlık Kuzey Avrupa ’ya doğru yayıldıkca Kelt mitolojisinden de pek cok inanış Hıristiyanlığın icine sızacaktı. Bu toplumlardaki Ekim ayı etkinliklerine verilen onemi goren Papalık, aslında 13 Mayıs ’ta kutlanan “Hıristiyan Şehitleri” gununu “Tum Şehitler Gunu”ne cevirerek daha kapsamı hale getirecek, tarihini de 31 Ekim ’i 1 Kasım ’a bağlayan gune sabitleyecekti.

Coğrafi keşiflerle birlikte Avrupalıların Amerika ’ya gocleri başlayınca, bu insanların inancları da yeni kıtaya taşınmış oldu. Ozelikle İrlanda ve İzlanda kokenli gocmenler, anayurtlarındaki torenleri burada da surduruyordu. İrlanda ’da o yıllardaki “patates kıtlığı”nda cok fazla can kaybı yaşayan İrlandalılar, 31 Ekim ’deki torenlerde bolca olmuşlerine dair hikÂyeler anlatıyor, sonra da bu kotu anıları unutmak icin “her turlu cılgınca eğlence”ye dalıyorlardı. Zamanla Kızılderililerden alınanlar, Avrupa ’nın başka bolgelerinden gelenlerden gorulenler ve Afrika kokenlilerin inanclarından etkilenmelerle ortaya karma bir Cadılar Bayramı cıkacaktı. Zamanla dunyayı etkisi altına alan
“Amerikan yaşam tarzı” yayılmacılığıyla da bu inanışlarla alakası olmayan, hatta ozgun inanclarında tam da boylesi kutlamalara karşı olduğu duşunulen toplumlarda bile Cadılar Bayramı her gecen gun taraftar bulmaya başlayacaktı. O kadar ki, biz de dahil pek cok Musluman ulkede yıllardır Cadılar Bayramı kutlanıyor. Hatta son olarak, İslamiyet ’in neşet ettiği, Peygamber Efendimizin mubarek kabirlerinin bulunduğu Suudi Arabistan ’da bile bu yıl Cadılar Bayramı kutlamaları yapıldı.

Elbette bu toplumsal hareketlilik bir “Cadılar Bayramı ekonomisi”nin ortaya cıkmasını da sağladı. 1800 ’lerin sonlarında ABD ’de Cadılar Bayramı; hayaletler, şakalar ve buyuculuk ritulleri eşliğinde bir yandan bir tatil gunune donuşecek diğer yandan da ticari faaliyetlere zemin hazırlayacaktı. Bu gun, hem yetişkinler hem de cocuklar icin bir “parti verme” vesilesi oldu. Partiler; oyunlara, mevsimin yemeklerine, ozellikle şekerlere, bayram kıyafetlerine ve ceşitli maskelere odaklandı. Butun bunlar da tabii olarak endustriyel bir uretimi sağlayacaktı. Sonra devreye kanaat onderleri ve medya girdi. Topluluk liderleri ve gazeteler tarafından Cadılar Bayramı kutlamalarında “korkutucu” veya “garip” olan her şeyin satın alınması teşvik edildi. Bugun ABD ’de, bir yılda satılan butun şekerlemelerin dortte birinin Cadılar Bayramı haftasında satılıyor olması etkinlikteki ticarîi boyutu gozler onune seriyor. Boylece yeni bir Amerikan geleneği doğdu ve buyumeye devam etti. Bugun Amerikalılar Cadılar Bayramı'na yılda yaklaşık 6 milyar dolar harcıyor ve bu da onu Noel'den sonra ulkenin en buyuk ikinci ticarî tatili yapıyor. Cadılar Bayramı ’nın kriminal boyutları da az değil. Cadılar Bayramı gununde cocuğunu siyanurlu şekerlemeyle kandırıp olduren babalardan, bu gunde şenlik havasında neşeyle otostop ceken kadınları katledenlere kadar pek cok cinayet de kayıtlara gecmiş durumda. Son not: 2007 yılında yapılan bir ankete gore; Amerikalıların
“ucte birinden fazlası hayaletlere inandıklarını” soyluyor.
“Yuzde 23 ’u de bir hayalet gorduğunu veya birinin varlığını hissettiğini” iddia ediyor.