Osteoporoz nedir?
·Halk arasında kemik erimesi olarak bilinen Osteoporoz, metabolik kemik hastalıkları icinde en sık gorulen, kemiğin gorunur yapısı ve şekli bozulmadan yoğunluğunda azalma halidir.
· Osteoporoz kelimesi; Yunanca, delikli kemik anlamına gelir.Normal kemiğin yapısında da delikler bulunur ancak, osteoporozda bu delikler genişleyerek kemiğin sungerimsi bir hal almasına ve direncinin azalmasına neden olur. Kemik kitlesinin azalması ise kırık riskini arttırır.
· İnsan neslinin yaşam suresindeki uzamaya karşı menopoza giriş yaşında onemli bir değişiklik gorulmediğinden kadınların yaşamlarının uzun bir bolumunu menopozda gecirdikleri anlamına gelmektedir. Gelişmiş ulkelerde ortalama yaşam suresinin 70-80 yıl olduğu duşunulurse kadınların yaşamlarının ucte birinden fazlasını menopozal donemin oluşturduğunu gorebiliriz. Erkeklerde de 65 yaş uzeri kemik erimesi gorulduğunden sadece osteoporoz kadınların değil erkeklerinde yaşamlarının buyuk kısmında sorun oluşturmaktadır.
· Kemik dokusu surekli bir yapım ve yıkım halindedir.Yapım ve yıkım oranı 40 yaşlarına kadar dengededir. Kadınlarda bu yaştan itibaren yıllık %0.5’lik oranda geri donuşumsuz bir kemik kaybı olur.
Menapozdan sonra bu surec hızlanır ve her yıl yaklaşık tum kemik dokusunun %1-1.5’lik kısmını kaybeder.
Osteoporoz kadın hastalığı mıdır?
· Osteoporozdan etkilenen kişilerin %80’i kadın olduğundan, halk arasında osteoporozun kadın hastalığı olduğu kanısı vardır.Oysa bazı araştırmacılar ozellikle doğudaki erkeklerde ,kadınların fiziksel aktivitelerinin erkeklere gore daha fazla olmasından kadınlara gore daha fazla olduğunu dikkat cekmişlerdir.
· Kadınlar erkeklere gore daha az kemik kutlesine sahiptir ve menopozu takiben beş yıl icinde hızlı bir şekilde kemik kaybederler. Yaşam boyu kadınlar kemik kitlesinin %30-40’ını, erkekler %20-30’unu kaybederler.
· Ulkemizde osteoporoz sıklığı ile sağlıklı bilgiler olmamakla birlikte 50 yaşın uzerindeki her 8 kişiden birinde osteoporoza bağlı omurga kırığı gelişmekte olup bu oran yaş ile birlikte artmakta olduğu bildirilmektedir.
Genellikle uzmanlar osteoporozu iki grup altında sınıflandırırlar.
Birinci grupta; Menopoz sonrası 51-65 yaş arasındaki kadınlarda daha cok gorulmekle birlikte erkeklerde de gorulur. Bu tipte kemik kaybı hızlıdır ve en sık kırık gorulme bolgeleri omurga ve el bileğidir.Yaşlılığa bağlı olarak 65 yaş uzeri kişilerde gorulen bir diğer şeklinde kadınlarda erkeklere gore risk 2 kat fazladır. Kemik kaybı daha yavaştır ve kırık riski en fazla kalca bolgesindedir.
İkinci grupta; Hasta yaşının onemi olmadan, genellikle osteoporoza zemin hazırlayan bir hastalık soz konusudur. Tiroid ve paratiroid bezi hastalıkları, diyabet hastalığı, yuksek kortizol duzeyi ile seyreden Cushing hastalığı, bazı ilacların kullanılması (tiroid hormonu, epilepsi ilacları, kanser tedavisinde kullanılan ilaclar gibi), bazı kan hastalıkları, bazı doğuştan kollajen sentez bozuklukları, kalsiyumdan fakir beslenme şekli ve uzun sure hareketsizlik, osteoporoza zemin hazırlayan durumlardır.
Menopozun kemik erimesine olan etkisi;Menopoz sonrasında yumurtalıklardan kadınlık hormonu olarak adlandırılan ostrojen yeteri kadar yapılamadığı icin, kemik kaybında hızlanma meydana gelir. Ostrojenin kemik kitlesini koruduğu ve osteoporoza bağlı kırıkları onlediği iyi bilinmektedir.
OSTEOPOROZUN BELİRTİLERİ
Osteoporoz aslında sessiz ve sinsi bir hastalıktır. Bir kırık ortaya cıkana kadar hicbir şikayete yol acmayabilir. Sırt ve bel ağrıları omurlardaki mikro kırıklara bağlıdır. Omurların cokmesi sonucu boy kısalması ve ileri donemlerde kamburluk, karnın one doğru cıkması bu hastalığın belli başlı klinik bulgularını oluşturur. Ek olarak kaburga kemiklerinin karına batması sonucu karın ağrısı sıkca gorulur.
Osteoporoz tanısı nasıl konur?
Osteoporoz tanısı ve kemiğin kırılma riskini belirlemek icin genellikle menopozdan sonra uygulanan en onemli ve guvenilir yontemlerden biri DEXA adı verilen cihazla yapılan olcumdur. Ozellikle ailenizde osteoporoz hastası varsa kemik mineral yoğunluğu olcumunu ihmal etmemek gerekir.
Osteoporoz riski altındaki kişiler;
· İleri yaş grubundakiler (65 yaş ustunde kadın ve erkek aynı oranda riske sahiptir).
· Kadın olmak,
· Erken menopoza girenler,
· Beyaz ırktan olanlar, sarışınlar,
· Duşuk vucut kitlesine sahip olanlar, ( < 19 ), minyon tipler,
· Sigara icenler,
· Hareketsiz yaşam tarzı,
· Guneşe cıkmayanlar,
· Aşırı alkol tuketenler,
· Aşırı kahve icimi,
· Annede kalca kırığı oykusu (ailede kemik erimesi olanlar),
· Tedavilerinde Kortizon gibi kemik yapımını baskılayan ilac kullananlar,
· Son zamanlarda protein ve tuz oranı yuksek gıdalarla beslenmenin de kemik erimesine yol actığı ortaya cıkarılmıştır.
Yaşam tarzı ve diyet duzenlemesi
· Osteoporoz buyuk olcude onlenebilen bir hastalıktır. Kuşkusuz onlemlerin başında beslenme vardır. Gerektiği gibi bir diyet uygulanması hastalığın riskini buyuk olcude azaltacaktır.
· Uygun diyet, yeterli kalsiyum ve D vitamini icermelidir. Bu noktada sut ve sut urunlerinin duzenli alınması onem kazanır.
· K ve C vitaminleri, lifli besinler, cinko, magnezyum, bakır, demir gibi eser elementlerin osteoporozdan korunmada etkileri vardır.
· Aşırı protein ve tuz tuketilmesi, aşırı kahve icilmesi idrarla fazla kalsiyum atılımına neden olduğu icin osteoporoza zemin hazırlar.
· Gunluk kalsiyum ihtiyacı, genellikle 50 yaş uzerinde 1200 mg/gun olarak belirlenmiştir. Gunluk onerilen 1 bardak sut, 1 bardak yoğurt, en az 50 gram peynir ve bir tabak yeşil yapraklı sebzedir. İcilecek sut gece yatarken alınmalıdır, cunku bu saatlerde kalsiyumun kemiklere yerleşmesi daha kolaydır.
· Ozellikle D vitamini sentezinin deriden olması nedeniyle guneş ışığına maruziyet yine onemlidir. Uzmanlar her gun en az 10 dakika guneşe maruz kalınmasını onermektedir.
EGZERSİZ
· Osteoporozdan korunmada kemiğe yuk bindiren egzersiz onemlidir.
· Fiziksel aktivitenin eksikliği her yaşta kemik yapımını olumsuz etkiler.
· Hekim tarafından tavsiye edilen egzersizlerin yapılması cok onemli olmakla birlikte, duzenli yuruyuş kemiği kuvvetlendirmede hem cok etkili, hem de kolay ve pratik bir yontemdir.
· Yurume programı gunluk veya haftada en az 3 gun ortalama 30-40 dakikalık yuruyuşlerden oluşur.
Esansiyel yağ asitlerinin kemik uzerine olan etkileri
· Vucudun uretemediği ve mutlaka besinler yoluyla alınması gereken yağ asitlerine esansiyel yağ asidi denir.
· Bunların en onemlileri Omega-3,Omega-6 dır. Bunlar zaten halk tarafından sıkca duyulan yağ asitleridir. Bunlar aynı zamanda doymamış yağ asitidir.
· Besinlerle alınan yağ asitleri vucutta farklı bir cok enzim yardımı ile farklı maddelere donuşur (metabolit) ki bunlar yaşam icin gerekli , eksikliğinde ciddi hastalıklar ortaya cıkabilir. Yağ asitleri ve metaboliti vucutta ;hucre icindeki yapıların ve hucre zarının normal bileşimleri icin gereklidir. (Kruger and Horrobin, 1997).
· Eski tarihli literaturlerde esansiyel yağ asitlerinin osteoporoz ile muhtemel ilişkileri coğunlukla dikkate alınmamıştır. Ancak son yıllarda deney hayvanları ve insanlarda yapılan calışmalar esansiyel yağ asitlerinin kalsiyum emilimini arttırdığını,idrarla kalsiyum atılımını azalttığını, kemikte kalsiyum miktarının artışını sağladığını, kemik protein sentezi ve direncini arttırdığını, damar ve bobreklerde kireclenmeyi engellediğini gostermiştir.Yapılan arkeolojik calışmalar gecmişte yaşayan insanların dieti ile bugunku dietinin cok farklı olduğunu gostermiştir. Atalarımızın diyeti meyve ve sebzeler bakımından zengin, kalorisi duşuk, lif oranı ise yuksekti.
· Protein ihtiyaclarının buyuk kısmını ise et (av hayvanları) ve balıktan sağlamaktaydılar. Sonuc olarak bugunku diyete gore total yağ ve doymuş yağ oranı(katı yağlar) daha duşuktu ve omega-6 ve omega-3 esansiyel yağ asitlerinin tuketimi eşitti. Son 10 bin yıl icinde genetik profilimizin cok fazla değişmediğini goz onunde bulundurursak, ilk insanların diyeti ve hayat tarzı ile gunumuz diyeti ve yaşam tarzında cok onemli ayrıcalıklar vardır.
Omega-6 metaboliti olan GLA (gama linoleik asit) nın bulunduğu besinler,
· Sedir yağı (%27 oranında GLA icerir),Cuha ciceği yağı(%9),Siyah firenk uzumu ve hodan yağıdır.
· Sibirya Cedar Oil bilinen sedir yağı GLA kaynakları icerisinde en fazla GLA oranına sahip olan yağdır.
· Sedir yağı osteoporozdan korunmada onemli bir diyet desteğidir.Ayrıca Omega- 3 ,cok ceşitli proteinler,yuksek oranda A,D.E vitaminlerini de yapısında barındırır.
TIBBİ TEDAVİ
Osteoporoz tedavisinde amac kemik kaybını onlemek, kemik kutlesini artırmak ve kırık oluşmasını onlemektir. Başlamış bir osteoporoz surecinde kaybedilen kemiği yerine getirmek zordur. Ancak bu surec bazı tedavilerle durdurulabilir.
İlac tedavisi osteporozda oldukca uzun suren, hastayı bıktıran, bazı hastaların bu yuzden tedaviyi yarıda bıraktıkları bir tedavi modelidir.
OSTEOPOROZDA OZON TEDAVİSİNİN YERİ
Ozonun Kan dolaşımına ozellikle kırmızı kan hucrelerine pozitif yararlı etki ile
kandaki oksijen basıncını arttırdığı,
Tum dokularda doku beslenmesinde olumlu biyokimyasal değişikliğe sebep olarak,
Kemik mineralizasyonunu arttırdığı bilimsel olarak ispatlanmıştır.
Ayrıca ozon, buyuk kas kitlelerine kan basıncını arttırarak kas tonusu ve calışma kapasitesini arttırır.
Yapılan calışmalarda osteoporoz tedavisinde en etkili tedavi modelinin; ilac tedavisi, ozon tedavisi ve egzersizin birlikte uygulanması gerektiğini ortaya konmuştur.
[h=2]Bursa Geleneksel Tıp Uzmanı uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Osteoporoz da (kemik erimesin de) ozon tedavisi
Sağlık0 Mesaj
●29 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Osteoporoz da (kemik erimesin de) ozon tedavisi