Osteoartrit; kireclenme mecburi bir kader midir?Osteoartrit Nedir?
Bedenlerimiz yaşımızın artmasıyla beraber eskimektedir ve zaman, bizler farkında bile olmadan bedenlerimizi değiştirir. Cok az insan gencliğinden itibaren sağlığına gercekten saygı gostermektedir. Bazen hayat şartlarımız ağırdır ve beden gucuyle calışırız, bazen de biz bedenimizi gereksiz yere zorlarız. Halk arasında kireclenme olarak bilinen ve tıp literaturunde osteoartrit ismini verdiğimiz hastalık da, en belirgin olarak kotu kullanılmış bedenlerin hastalığıdır.
60 yaşını gecen her 5 kadından ve her 10 erkekten birisinin osteoartriti gelişmektedir. Genellikle yaşlanmayla beraber karşımıza gelen hastalarımızda, ozellikle diz, kalca, bel, sırt ve el ağrılarında bu hastalık akla gelmektedir. Diz ve kalca ağrıları nedeniyle yurumekte zorlanma, ayakta durmakla artan bel ağrıları, başparmak kokunde ağrı ve el parmaklarında kemik cıkıntılarının gelişmesi hastalarımızın en fazla şikayet ettikleri konulardır. Bugun icin her ne kadar osteoartrit hastalığında son tedavi noktası protez cerrahileri olsa da, bu tedavi yontemine gelene kadar hastalara yapılabilecek doğru tedaviler belirlenmeli ve ozellikle koruyucu hekimlik yapılmalıdır.
Osteoartritin gelişiminde en onemli sebep mekanik sorunlardır. Eklemlerimiz, fazla yuklenmelere karşı hassastır. Aşırı yuk, ya da belli hareketlerin omur boyu surekli yapılması, eklemlerin aşınmaya başlamasını sağlar. Yaşla beraber kıkırdakların kendini tamir ve yenileme ozellikleri de azalır. Bugun icin kireclenme yapan durumlar;
1.Artan yaş; 60 yaş uzerine cıkıldığında her yıl, osteoartrit rski daha belirgin artar.
2.Fazla kilo; Her vucudun kendine gore ideal ağırlığından daha fazla taşıdığı yuk, bu riski daha da arttırır. Ote yandan kilonun yaptığı bu yuk kalcada daha az iken, dizde cok daha belirgindir. Bence burada en onemli faktorlerden biriside yurume şeklimizdir. Yanlış yere basma alışkanlıkları sonunda doğal duruş biciminin dışında, her adımda diz eklemi bir travmaya maruz kalır. Bu tur travmalar da, zamanla kıkırdak yapının odemli hal almasına yol acar. Bu durum devam ettikce, diz kıkırdağında surekli bir tamir cabası gercekleşir ve bu da ileride osteoartriti tetikler. Omrunu tarlada ve merdivensiz bir evde geciren aynı kiloda iki kadın kıyaslansa, tarlada surekli calışma sonucu toprağa kontrolsuz basmanın diz uzerine yaptığı olumsuzluk daha iyi anlaşılabilir. Ote taraftan, zayıf bir insanda da osteoartrit gelişebileceği unutulmamalıdır.
3.Kadın olmak; Yaşla beraber değişen hormonal dengenin ve ostrojen azlığının, kıkırdak yapısı uzerine etkisi olduğu duşunulmektedir.
4.Eklem zedeleyici travmalar; Burada kastettiğim, dize alınan darbelerdir. Yuksekten atlamalar, duşme gibi olaylar anlaşılmalıdır.
5.Bir bacağın diğerinden 1cm den daha uzun olması; Kucuk ve anlaşılmayan bir bacak farkı, her zaman kısa bacak uzerine travma etkisi yapacaktır. O kadar kucuk fark belki de anlaşılmadan yıllar gececek ve kişide osteoartrit gelişecektir.
6.Genetik ozellikler; İşin gerceği 11 genin kireclenme ile ilişkili olduğu duşunulmektedir. Oysa bu etki son derece zayıf bulunmuştur. Kireclenme acısından eklemleri farklı ele almak gerekir. Orneğin hasarlı el kireclenmesi diyeceğimiz “eroziv osteoartrit” icin genetik yatkınlık, diz ve kalcadan farklı ve daha belirgindir. Boyle hastaların ozellikle bayanlar icin gecerli olan ve benim anne-teyze-hala ellerinin durumu ile hastanın elinin benzer şekilde olma ihtimali arasında ilişki vardır.
olarak sıralanabilirler. Bu faktorler icerisinde en one cıkanı yaş ve kilodur.
Hastatığın geliştiğini nasıl anlarız?
Yıllardır inanılan goruş, bu hastalığın iltihapsız bir romatizma olduğu yonundeydi. Oysa benim de inancım ve son veriler ışığında, hastalığın kendine ait bir romatizmal reaksiyon da icerdiğini gosterir. Bu anlayış farkı, osteoartriti tedavi edilebilir hastalıklar sınıfına yaklaştırır.
Bu hastalığa tanı konulmasında ilk adım, şikayeti iyice dinlemektir. Hangi eklem veya eklemlerde ağrıların olduğunu ve bu ağrıları gunun hangi vakitlerinde olduğunu bilmemiz gerekir. Osteoartritte;
Ağrılar hareketle artar.
İstirahat edince ağrı azalır. Sabah ağrısız kalkılır ve ağrı gun icinde artar.
Merdiven, namazda dizi katlamak, oturarak yenilen yemekler ve klasik tuvalet kullanımı ozellikle diz ağrısını arttırır.
Kalca ekleminde değişiklikler dizden daha yavaş seyreder.
El işi, soğuk su ile uğraşmak da el ağrılarını arttırır
Ayakta kalmakla ağrılar ozellikle bel ve dizde artar.
Tanı koyarken
Hasta ile iyi bir sohbet ve ardından muayene ilk adımdır
Şikayet edilen bolgenin basit filmleri gorulur
Konusunda uzman kişilerin ve artık ozellikle tum romatoloji kliniklerinin kullandığı ultrasonografi de tanıda yardımcı ve basit bir testtir.
Gerekirse ileri goruntuleme testleri istenir (MR veya tomografiler)
Nadiren diğer iltihaplı romatizmalardan dikkatlice ayırmak gerekir
Film cekmek bize yol gostericidir. Burada bozulmuş eklem yapıları, daralma ve hasar anlaşılır. 60 yaşının uzerinde eğer bir hastada ameliyat duşunulmuyorsa MR cekmek son derece gereksiz bir tetkiktir.
Tedavi metodları hakkında yorumlarım
Erken tanı koymak tedavide ilk ve en onemli adımdır. Cunku osteoartritte tedaviye erken başlanmazsa, kalıcı değişiklikler oluştuktan sonra etkili tedavi cok zordur.
En etkili tedavi yontemi, eklemi zorlayan faktoru ortadan kaldırmaktır. Bu faktor, en sık gorulen osteoartrit şekli diz ekleminde olduğu icin, kilo vermektir. Genclik cağından itibaren sporu hayatın bir parcası yapmak ta onemli bir koruyucu hekimliktir.
Hayat tarzı değişiklikleri yapılmalıdır. Bu planı yaparken, hangi eklem etkilenmişse ona gore farklı oneriler yapılır. Orneğin diz osteoartriti olan birisinin merdivenden, el osteoartriti olan birisinin de el orgusu veya elle yapılan temizlik işlerinden kacınması gibi.
Cerrahi işi biraz kafa karıştırıcıdır. Diz eklemine yapılan artroskopik cerrahilerin bir faydası olup olmadığı halen anlaşılabilmiş değildir ve bilimsel makaleler bizlere bu konuda ikna edici sonucların oluşmadığını belirtir. Duzeltici yani protezsiz cerrahiler ise ancak cok ozel ellerde ve secilmiş vakalarda başarılı olabilmektedir. Protez cerrahisi icin ciddi korkular vardır. Bu noktada, sıklıkla ileri yaşa sahip olan hastalarımızın, şeker tansiyon gibi ek hastalıklarının da olması, hekimi ameliyat yapmaktan uzaklaştırmaktadır. Protezlerin belli bir omru vardır diye bilinir ve bir protez konacaksa, hastanın ileri yaşlarda cerrahi icin gelmesi istenir. Oysa bizler kac yaşında olursak olalım, kaliteli yaşamak ve hayattan zevk almak isteriz. Geceleri bizi yataktan kaldıran bir diz ağrısını 50 yaşında ameliyat ile ortadan kaldırma imkanı varken, hastaya bu ameliyatı yaşlanınca yapalım demek, hastanın omrunu kalitesiz bir şekilde yaşamasını istemektir. Ben bu noktada kendime hep şu soruyu sormaya calışırım ve ben olsam ne isterdim derim. 80 yaşında ve hayat dolu bir insana da cerrahiyi, sadece yaşı nedeniyle yapmamak bence yanlış bir davranış olacaktır.
Bugune dek osteoartritin ilac tedavisinde hep ağrı kesiciler temelli bir tedavi yaklaşımı benimsenmiştir. Oysa, surekli ağrı kesici alan birisinin, eklemini doğru pozisyonda koruma imkanı da azalacaktır. Bir yandan osteoartritin de kısmi iltihabi bir romatizmal hastalık olduğuna dair artan deliller varken, bu hastalığı tedavi etmek icin sadece ağrı kesicileri kullanma cabası yetersiz bir tedavi yaklaşımıdır. Ancak bu konuda da kesin cozum diyebileceğimiz ilaclar henuz mevcut değildir ve hekimlerin kendi tecrubelerine dayalı farklı tedavi yontemleri belirmektedir.. Son donemde artan ve kıkırdak geliştirici olarak nitelenen hiyaluronik asit ve glukozaminoglikanın gercekten etkili olup olmadıkları tartışmalı olup, doğru vakalarda fayda sağlayabilmektedirler.
Eklem ici kortizon uygulanması, dizde 1-2 kez denenebilir. Ancak sık tekrarlanan enjeksiyonlar diz kıkırdağının zedelenme hızını da arttıracaktır.
Kıkırdak nakilleri, buyume hormon onleyici ilaclar, kok hucre tedavileri henuz tatminkar sonuclar sağlamamıştır.
Omuz ekleminin, omurgaların osteoartritinin de temel tedavi yontemi egzersizdir.
Son zamanlarda hastalarımızın daha bir merakla sorduğu, halk arasında kok hucre tedavisi denilen ancak gercek anlamında kok hucre ile alakası olmayan PRP tedavisi giderek yaygın bir hal almıştır. Bu konudaki şahsi kanaatim de bu yontemin etkisiz olduğu yonundedir ve calışma sonucları bu yonde iyi bir sonuctan bahsetmemektedirler.
El osteoartritinin daha farklı değerlendirilmesi gerektiğini unutmayalım.

[h=2]Gaziantep Dahiliye uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]