Kapak Kenarı İltihabı (Blefarit): Goz kapaklarının sık gorulen iki taraflı iltihabıdır. Kapakların kirpikleri iceren 2 mm’lik kenar kısmını tutar. Kapaklarda yanma, kaşınma ve batma hissine yol acar. Kirpik diplerinde kepeklenme, kızarıklık ve kapak kenarında kalınlaşma vardır. Ayrıca goz kapak kenarlarında ters kirpik (trikiazis) ve kirpiklerin dokulmesi (madarozis) gelişebilir. Ek olarak arpacık (hordeolum) ve şalazyon gelişimine neden olabilir. Tedavide en onemli husus goz kapağının temizliğidir. Kirpik dipleri bebek şampuanı ile yıkanmalıdır. Bir el havlusu yardımıyla kapaklar uzerine uygulanan sıcak pansuman, kepeklenme ve yağlı akıntıları gidermede oldukca faydalıdır. Bunlardan fayda alınamazsa antibakteriyel goz damlaları tedaviye eklenir.
Arpacık (Hordeolum): Kirpik diplerinin ve goz kapağında yağ salgılayan bezlerin (meibomius) kucuk bir apsesidir.Belirtileri; kapak icinde veya kapak uzerinden one doğru uzanan, hassas, kızarık, sivilceye benzeyen şişkinliktir. Coğu vaka kendiliğinden iyileşir ya da iltihap kirpik diplerine yakın bir bolgeden dışarıya boşalır. En onemli adım sıcak pansumandır. Antibakteriyel goz damlaları tedaviye eklenebilir. Bazı vakalar ufak bir cerrahi işlemle tedavi gerektirebilir.
Kapak Bezinin Kisti (Şalazyon): Arpacıktan sonra gelişebilir veya kapak bezlerinin ağızlarının tıkanması ile yağ salgılarının bezin icinde birikmesi ile ortaya cıkar. Kapakta ağrısız, sert ve yuvarlak bir şişlik şeklinde gorulur. Şişkinlik arpacıktan daha buyuktur. En sık uygulanan tedavi şekli cerrahidir. Bazı vakalarda şişliğin icine iğne ile iltihabın gecmesine yardımcı olan ilac (steroid ) enjekte edilir.
Goz Ucuğu (Herpes Simpleks): Ucuk virusu (Herpes Simpleks) deriyi tuttuğu gibi gozu ve goz kapaklarını da tutabilir. Genelikle tek taraflıdır. Yuzde kırmızı zemin uzerinde obekler halinde, saydam, kucuk, inci tanesi (vezikul) şeklinde gelişir. Hafif bir kapak şişkinliği olabilir. Vezikuller yırtılır ve daha sonra kabuklanarak birkac gun icinde iyileşir. Gozde ve bulunduğu deri cevresinde ağrıya sebep olur. Gozun on tarafındaki kornea tabakasını tutabilir. Tedavide viruslere karşı etkili goz damlaları ve kremleri (asiklovir) kullanılır. Hijyen amaclı olarak kabarcıklara temastan kacınılmalıdır.
İmpetigo: Sıklıkla cocuklarda kotu hijyen koşulları veya travma nedeniyle ortaya cıkan kapak cildinin bakteriyel iltihabıdır. Yuzde ve kapak cildinde kızarık bir zemin uzerinde kucuk kırmızı dokuntu şeklinde başlar. Daha sonra dokuntuler vezikul halini alır. Son aşamada bunlar patlayarak uzerileri altın sarısı kabukla ortulur. Tedavide antibiyotik icerikli merhemler kullanılır. Yaygın tutulum halinde ise ağızdan antibiyotik verilir.
Yılancık (Erizipel): Kızarıklık, odem ve sertlik (endurasyon) ile karakterize olan cilt ve cilt altı dokusunun selulitidir. Kapağın tumunu tutabilen kızarık bir alan olarak başlar ve kısa zamanda sert ve odemli bir gorunum kazanır. Ameliyat, travma sonrasında veya onceki enfeksiyon zemininde gelişebilir. Koyu kırmızı renkli, kabarık ve cevre dokulardan keskin sınırlarla ayrılmıştır. Ateş ve bitkinlik vardır. Tedavide ağızda penisilin verilir.
KAPAK DEFORMİTELERİ (ŞEKİL BOZUKLUKLARI)
Ektropion ( Kapak Kenarının Dışa Donmesi): Senil, sikatrisyel ve paralitik tipleri mevcuttur.
Senil Ektropion: Yaşlı hastaların alt goz kapağını tutar. Alt kapakta yatay gevşeklik olduğundan yercekimi etkisiyle alt goz kapağı dışa doğru doner. Kapak gozden uzaklaşmış olduğu icin goz dış etkenlere daha kolay maruz kalır. Bu durumda goz enfeksiyonları, ağrı, ışığa aşırı duyarlılık, aşırı gozyaşı gelmesi (epifora) ve gorme kaybı ortaya cıkabilir. Tedavisi cerrahidir.
Sikatrisyel Ektropion: Ceşitli travmalar, kapak enfeksiyonları ve gecirilmiş tumor cerrahisi sonucu cilt ve cilt altı dokusunda olu, sert bir tabaka (skar) oluşur. Bu skar alt veya ust kapağın goz kuresinden uzaklaşmasına neden olur. Kırmızı tenli, cillenme tarzında lezyonları olan ve cilt kanserine gelişimine yatkınlığı olan bireylerde daha sık gorulur. Bu kişilerin ciltleri kuru ve gergindir. Bu kişilere koruyucu olarak guneş ışığını engelleyen losyonlar ve yağlı cilt kremleri kullanılmalıdır. Tedavi cerrahidir.
Paralitik Ektropion : Yuz sinirinin (fasiyal sinir) felci ile ortaya cıkar ve tek taraflı olarak gorulur. Kapakların kapanması cok gucleşir. Sık aralıklarla gozyaşı damlaları ve jelleri kullanılır. Uykuda kapaklar acık kalıyorsa bantla kapatılır. Bu olgular goz hekimi tarafından izlenmeli, kendiliğinden iyileşmiyorsa cerrahi girişim uygulanmalıdır.
Entropion (Kapak Kenarının İce Donmesi): Kapak kenarı ve kirpikler korneaya temas ederek korneada zedelenmeye yol acar. Entropion alt ve ust kapakta gorulebilir. Senil, sikatrisyel ve konjenital tipleri mevcuttur.
Senil Entropion: En sık gorulen tiptir ve sadece alt kapağı tutar. Yaşlılığa bağlı olarak kapak ve goz kuresi arkasındaki dokuların gevşemesi sonucu ortaya cıkar. Tedavisi cerrahidir.
Sikastrisyel Entropion: Hem alt hem ust kapağı tutabilir. Kimyasal yanıklar, blefarit ve ceşitli goz kapağı iltihapları sonucu ortaya cıkan olu doku tabakasının (skar dokusu) goz kapağının ic yuzunu kısaltması ve buna bağlı olarak goz kapağını ice cekmesiyle ortaya cıkar. Tedavi cerrahi duzeltmedir.
Konjenital Entropion: Kapağın kenar kısmının doğuştan itibaren ice donuk olmasıdır. Bu durum cocuk buyudukce kendiliğinden duzelebilir. Kirpikler korneya değiyor, ışığa aşırı hassasiyet ve rahatsızlık hissine yola acıyorsa cerrahi tedaviye gidilebilir.
Trikiyazis (Kirpiklerin İce Donmesi) ve Distikiyazis (Yanlış Yerden Kirpik Cıkması): Normalde dışa donuk olması gereken kirpiklerin kapak kenarından goz kuresine temas edecek şekilde ice donmesi trikiyazis; normal kirpiklerin gerisinden ikinci bir sıra kirpik cıkması distikiyazis olarak adlandırılır. Her goz kırpışıyla rahatsız edici bir batma hissine neden olur. Tek ya da cift gozde gorulebilir. Tedavide, kirpiğin bir forseps yardımıyla mekanik olarak cıkarılması (epilasyon), kirpik koklerinin -20 derecede dondurup-eritme işlemiyle calışan kriyoterapi veya kirpik koklerinin elektrik akımı ile tahrip eden elektroliz yontemleri uygulanır. Bu tedavi yontemleri ile gecmezse cerrahi tedavi yapılır.
Madurozis (Kirpiklerin Dokulmesi): Kirpik sayısında azalma veya bunun tumunun yok olmasıdır. Sebepleri arasında yanıklar, tumorler, tumorlere uygulana ışın tedavisi, sedef hastalığı (psoriazis), hipotiroidi, frengi hastalığı (sfiliz) yer almaktadır. Tedavisi sebebe gore yapılır.
Poliosis (Kaş ve Kirpiklerin Beyazlaşması): Kaş ve kirpiklerin vaktinden once beyazlaşmasıdır.
Dermatoşalazis (Ust Goz Kapağı Derisi Bollaşması): Yaşlanmaya bağlı olarak ortaya cıkan ve genellikle cift taraflı gorulen kapak cildindeki gevşemedir. Ust goz kapağı derisi kat kat bollaşıp kirpiklerin uzerine sarkarak gorme alanının ust bolumunu ortebilir. Bu olgularda kapak ağırlaşmış olduğu icin goz kapaklarını acık tutmak zorlaşır. Goz kapakları torba gorunumu kazanmış, goz kapağı cizgileri kaybolmuştur. Tedavi cerrahidir ve eğer kişinin gormesinde, dış gorunumunde sorun yaratıyorsa yapılır.
Blefaroşalazis (Kapak Odemi): Daha cok genc bayanlarda ortaya cıkan, nedeni bilinmeyen ust goz kapaklarında birkac gun icinde kendiliğinden ortadan kalkan ağrısız tekrarlayıcı odem ataklarıyla karakterize nadir bir klinik durumdur. Tekrarlayan ataklar sonucunda kapak cildi incelir ve kırışır. Ataklar kesildikten sonra cerrahi tedavi gerekebilir.
Esansiyel Blefarospazm: Goz kuresi cevresindeki kasın (orbikularis kası) istemsiz kasılmaları soz konusudur. 50 yaşın uzerinde ortaya cıkar ve her iki gozde de gorulebilir. Kasılmalar ilerleyici olup kapaklarda spazmlara ve buna bağlı olarak gorme gucluğune yol acabilir. İleri donemlerde goz kapakları acılamadığı icin hastalar calışamaz hatta kendi işlerini goremez hale gelirler. Tedavide ilk secenek orbikularis kasına botulinum toksini (botox) enjeksiyonudur. Toksinin her 4-6 ayda bir tekrarlanması gereklidir. Toksinden yararlanamayan olgulara cerrahi mudahale gerekebilir.
PTOZİS (Goz Kapağı Duşukluğu): Ust goz kapağının normal seviyesinden daha aşağıda olmasıdır. Bir veya iki kapakta gorulebilir. 4 tipi vardır. Miyojenik, norojenik, mekanik, aponevrotik.
Miyojenik Ptozis: Ust goz kapağını acmaya yarayan kasın (levator kası) doğumsal veya sonradan ortaya cıkan bozukluğuna bağlıdır. Aşağı bakışta bu kas gevşeyemediği icin kapak aralığı acık kalır. Ust kapaktaki deri katlantısı silinmiş veya kaybolmuştur. Doğumsal miyojenik ptozise şaşılık, goz tembelliği (ambliyopi) ve goz kırma kusurları (hipermetropi veya miyopi) eşlik edebilir.
Norojenik Ptozis: Doğumsal veya sonradan ortaya cıkan bir sinir iletim bozukluğu sonucu ortaya cıkan ptozistir. En sık goruleni okulomotor sinir felci sonucu gelişenidir. Bu sinir felci doğumsal veya sonradan ortaya cıkmış olabilir. Bu sinir felci sonucu goz kuresini hareket ettiren kaslarda felc gelişir ve şaşılık ortaya cıkar. Bu sinirin fonksiyonu kendiliğinden duzelebileceği icin cerrahi girişim kararı verilmeden once 6 ay beklenmeli ve once şaşılık duzeltilmelidir.
Mekanik Ptozis: Dermatoşalazis, buyuk goz kapağı tumorleri (orneğin norofibrom) ve ağır goz kapağı odemi gibi goz kapağı hareketliliğini zayıflatan rahatsızlıklar sonucu oluşabilir.
Aponevrotik Ptozis: Normal ust goz kapağını acan kasın (levator kası) ust goz kapağına tutunduğu parcasının (aponevrozun) zayıflaması sonucu ortaya cıkar. Bu zayıflık hafif bir ayrışma veya yapışma bozukluğu olabileceği gibi yaygın bir ayrışma neticesinde ortaya cıkabilir. Sebepleri arasında yaşlılık (yaşa bağlı kasın dejeneratif değişikliği) ve travma yer alabilir.
Tedavide ptozise neden olan etken goz onune alınarak en uygun cerrahi yontem uygulanır. (Levator kasının kısaltılarak ust goz kapağı yukarı kaldırılması veya askılama yontemi )
KAPAK TUMORLERİ
İyi Huylu (Selim) Kapak Tumorleri :
Viral Siğil (Skuamoz Hucreli Papillom): Genellikle erişkinlerde en sık gorulen kapak tumorudur. Ağac cileğini andıran bir satha sahip saplı veya geniş tabanlı bir lezyondur. Tedavisi cerrahidir.
Seboreik Keratoz (Bazal Hucreli Papillom): Yaşlı bireylerin yuz ve goz kapaklarında kabarık, deri uzerine yapıştırılmış gibi duran, keskin sınırlı, bazen tum kapağı tutabilen ve aşırı yağlanma gosteren bir lezyondur. Tedavisi cerrahi olarak cıkarılmasıdır.
Aktinik Keratoz (Senil Keratoz): Deri yuzeyinden kabarık olmayan kuru kabuksu bir lezyondur. Tipik olarak aşırı guneş ışığına maruz kalmış, yaşlı, acık tenli bireyleri etkiler. Bir kısmı kotu huylu tumore donuşebilir.
Ben (Nevus): Genellikle kapağın kenar kısmında yer alır. Renkli bir hal alma eğilimindedir. Hızlı bir buyume olursa kotu huylu tumorden şuphelenilmelidir.
Keratoakantom: Goz kapağında nadiren gorunur. Selim olmasına rağmen hızlı buyuyen tumor genellikle diğer yonleriyle sağlıklı bireylerde meydana gelir. Bobrek naklini takiben immunosupressif tedavi gormekte olan hastalarda beklendiğinden daha sık bir şekilde gorulur. Ortaya cıkış sırası; birkac gun zarfında buyukluğunun 2 yada 3 misline ulaşabilen pembe renkli bir kabartı (papul) , 2-4 cm capına ulaştıktan sonra genellikle buyumesi durur. 2-3 ay boyunca sabit kalır ve daha sonra kendiliğinden geriler. Gerileme donemi esnasında lezyonun merkezi kısmi keratinle dolu bir krater şekline donuşur.
Ksantelazma: Genellikle yaşlı hastalarda veya kolesterolu yuksek olanlarda bulunan (hiperkolesterolemi) sık gorulen ve sıklıkla her iki gozde ortaya cıkan lezyonlardır. Genellikle goz kapaklarının ic taraflarında yerleşmiş bulunan, kolesterol ve yağ iceren, sarı renkte, cilt altı lezyonlardır. Tedavi kozmetik sebeplerden dolayı yapılır.
Kapiller Hemanjiom: Kapakların en sık gorulen doğumsal, damarsal tumorudur. Genişlemiş ve birbirleriyle birleşmiş (anastomoz yapmış) damarsal boşluklardan oluşur. Genellikle bir yaşına kadar hızla buyurler. Ve daha sonraki 4-5 icinde kendiliğinden gerilerler. Kırmızı renkte kabarık lezyondur. Buyuk olan ve ust kapağı tutanları tembelliğe (ambliyopi) yol acabilir. Bu olgularda lezyon icine steroid enjeksiyonu yapılır.
Normal Goz Kapiller Hemanjiom Molluskum Kontagiosum: Derinin yuzey tabakasının (epidermis) viral (pox virus) enfeksiyonudur. Lezyonlar mum damlası şeklinde kabarık yapıdadır ve merkezlerinde bir cukurluk vardır.
Kotu Huylu (Malign) Kapak Tumorleri: Bazal hucreli ve yassı hucreli kanser en sık gorulen kapak tumorleridir. Acık tenli, uzun sureli guneşe maruz kalan ve ileri yaş grubunda bulunan bireylerde bulunma riski daha fazladır.
Bazal Hucreli Karsinom (BHK): Kotu huylu kapak tumorlerinin %95 ini oluşturur. En sık alt kapağı ve ic bolgeyi tutar. Yavaş ve ağrısız buyume gosterir. Yayılmamasına rağmen bulunduğu yerin derinliklerine kadar uzanabilir. Tedavi edilmeyen tumorler goz kuresini tahrip edip beyne kadar uzanabilir. Bu lezyonlardan parca alınmalı (biyopsi) ve tanısı konulduktan sonra cerrahi, radyoterapi ve krioterapi seceneklerinden biri tercih edilmelidir. İdeali cerrahi tedavidir.
Normal Goz Malign Karsinomlu Goz Yassı Hucreli Kanser: Bazal hucreli kansere gore 40 kez daha seyrek olup daha cok ust kapağı tutar. Kendiliğinden ortaya cıkabileceği gibi aktinik keratoz ve keratoakantoma zemininden gelişebilir. Yuzeyi sert bir kabukla ortulu kabarık lezyonlardır. Daha sonra kabuğun altında ulserasyon ortaya cıkar ve lezyon kenarları kabarıktır. Tedavi edilmediği takdirde bezelere (lenf duğumleri) yayılır. Vucudun her tarafına yayılma olasılığı vardır. Bazal hucreli kansere gore daha agresif seyreder. Tedavisi cerrahidir.
Malign Melanom: Kapağı tutan malign melanomlar nadir gorulur. Oldurucu potansiyele sahip tumorlerdir. Cilt melanomlarında renk değişikliği teşhis koydurucu ozelliği teşkil etse de kapak melanomlarının yarısı renksiz olup, bu durum teşhiste zorluklara yol acar.
Kaposi Sarkomu : Sıklıkla AIDS hastalarını etkileyen bir damarsal tumordur. Tumorun erken donem belirtileri arasında pembe, kırmızı-menekşeden kahverengiye değişen ve yanlışlıkla cilt altı kanama (hematom) veya ben (nevus) sanılan bir lezyondur. Buyuk ve hızla buyuyen bir tumor ulsere olabildiği gibi kanayabilir de. Tedavisi radyoterapidir.
Sebase Gland Karsinomu (Sebase Bez Karsinomu): Sebase bez karsinoması goz kapağında meibomian veya Zeis adındaki bezinden kaynaklanır. Goz kapağı malign tumorlerinin %1-5’ini oluşturur. Genellikle yavaş buyuyen, ağrısız, sarı renkli kitle gorunumunde veya kapakta diffuz kalınlaşma ve kirpik kaybına neden olan bir kitle şeklindedir. Başlangıcta şalazyon veya kronik blefarokonjonktivit ile karışması nedeniyle doğru tanı ve uygun tedavi gecikir.
Esas olarak komşuluk yoluyla yayılır. Nuksleri(tekrar) sık gorulur. Uzak organ tutulumu lenf ve kan yoluyla olur. Cerrahi tedavinin tek veya kriyoterapi ile beraber uygulanması en sık tercih edilen tedavi yontemidir.

[h=2]İstanbul Goz Doktoru uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]