Her eğitim- oğretim yılı hem aileler hem de cocuklar icin onemli bir adımdır. Cocuk artık buyumuş kucuk sandalyelerden, minderlerden kalkıp belli bir kuralın olduğu sıralara oturmaya başlamıştır. Cocuk ve aile icin olan bu ilk adımın daha sakin bir geciş yaparak atlatmak onemlidir. Bu ilk yazımda sizinle cocuğunuzun ilk okul doneminde herhangi bir kriz donemi olmadan daha yumuşak bir geciş yaparak okula uyumu nasıl sağlayabileceği hakkında bilgilendirmeler olacaktır.
Okula uyum sağlama denilince ilk akla gelen cocuğun ağlayarak evden ve anneden ayrılmak istememesidir. Bu durum sadece ilkokul da değil anaokul doneminde de karşımıza cıkmaktadır..
Uyum problemi yaşayan oğrencilerde;
*Ağlayarak ailenin gitmesine izin vermemek
*Anne ve babasının kucağından inmek istememek,
*Okulda veya sınıfta sessizce, hicbir gruba katılmadan bir koşede oturmak,
*Devamlı anne-babasının ne zaman geleceğini sormak ve kapıdan ayrılmak istememek, gibi tepkiler izlenebilir.
Bu tur devam eden davranışların yanı sıra cocukta fiziksel bazı belirtilerde gorulebilir. Bunlar; mide bulantısı, karın ağrısı, baş ağrısı, kusma vb gibi.
Her birey yeni başlayacağı bir surecte kaygı ve korku duyması normal bir surectir. Ozellikle evinden ayrılan cocukta bu duyguların olması beklenen bir durumdur. Fakat bu gibi tepkisel davranışlarda ailenin tutumu cok onemli bir basamaktır. Ailenin cocuğa on hazırlık olarak bilgi vermesi onemlidir. Cunku bilinmezlik arttıkca cocukta kaygı da artar. Onceden okulu hakkında bilgi vermesi, okula geliş- gidiş saatlerini soylenmesi, beraber okuluna gitmesi, sınıfını gormesi hatta oğretmeniyle tanıştırılması cocukta kaygıyı azaltır. Okulda yeni arkadaşlar edineceğini hatta ailenin de kendi okul donemi hakkında anlatacağı olumlu hikayeler uyum surecini hızlandıracaktır.
Okula gideceği ilk hafta ailesinden ayrılmakta zorluk ceken cocuklarda oğretmen ve okulun rehberlik birimi ile işbirliği yaparak cocuğun aşamalı olarak bir ayrılık sureci yaşaması cocuğun okula uyumunu kolaylaştırır. İlk olarak cocuğa belirtilen sure boyunca ebeveyn sınıfta durabilir daha sonra yine cocuğa ifade edilen sure boyunca ebeveyn sınıfın kapısında bekleyebilir. Bu aşamalardan sonra ebeveyn belirlenen sure boyunca okulun bahcesinde ve sonunda evde bekleyebilir. Ama burada onemli olan cocuğa net ve somut ifadeler kullanmaktır. Cocuk ona soylenenin yapıldığını bilerek rahatlaması sağlanmalıdır fakat ebeveynin herhangi bir tutarsız davranışı, soylenilen sure icin de ebeveyni orada gormemesi cocukta kaygı surecini tekrar başlatabilir.
Cocuk evden okula geldiği zaman da okulu hakkında cocuğu dinlemek, okulu hakkında sorular sorulmalıdır. Ailenin dikkat etmesi gerek diğer bir konu ise, cocuğu okulla veya oğretmenle korkutmamaktır. “Bak yemek yemezsen oğretmenine soylerim” veya “Şunu yapmazsan seni okula gonderirim” gibi sozler soylemek uzun donem surecek eğitim hayatında okulu olumsuz olarak eşleştirmesine yol acmış olur.
Butun bunların yanında cocuğun tek yaşantısının “okul” olmamasına dikkat edilmeli, cocuğun ilgi duyduğu muzik, spor gibi diğer faaliyetlere de yonlendirmek akademik başarısının yanında sosyal becerilerinin kazandırılması acısından onemlidir.
Sonuc olarak baktığımızda cocuğun okula uyum surecinde ailenin de etkisi buyuktur. Ebeveynler de sakinliklerini koruması onemlidir. Unutmayalım cocuk anne ve babadan oğrenerek buyur. Eğer tum bu davranış metodlarını uygulayıp yine de uc haftadan fazla suren bir uyum problemi devam ediyorsa mutlaka uzmandan destek alınmalıdır.
Uzman Psikolog
Elif Tanıl Kaş









[h=2]Yalova Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]