Matematik, ileri duzeyde kullansak da kullanmasak da hepimizin yaşamının bir parcası…Yaşamın herhangi bir kesitini alın, matematiğe mutlaka rastlarsınız. ''Ben matematikten anlamam'' diyenler, aslında her gun matematikle ic ice yaşamaktadırlar. Her ulkede her duzeydeki eğitim kurumunda matematik oğretiminin gerekliliği hemen hemen tartışılmaz bir kanı olarak gelişmiştir. Hatta denilebilir ki, bir ulusun eğitim programında matematiğe ayrılan yer, o ulusun kendi dilini oğretmek icin ayrılan yere eşdeğerdir Cunku matematik insanlığın ortak duşunme aracıdır, ortak dildir. İnsanlar cevrelerini tanıdıkları andan itibaren matematiğe gereksinim duymuşlardır. Kişiyi etkileyen olaylardan başlayıp, evrenin yapısına kadar giden duşuncenin hepsinde matematik vardır. Hic kuşkusuz oğrenim hayatımızın bazı aşamalarında, matematik hepimizin cekindiği bir ders olmuştur.

Okul oncesi donem matematik eğitiminde en onemli aşamalardan biri, hatta en onemlisidir, cunku, okul oncesi donemde matematik korkusu/kaygısı gelişmemiştir. Matematiğin oyun iceren,eğlenceli guzel yuzunu tanımak icin daha uygun bir ortam olamaz.
Okul oncesi donemdeki cocuklar meraklı, araştırıcı, hayal gucleri kuvvetli ve sorgulayıcıdırlar. Cocukların bu yondeki gelişimlerini desteklemek amacıyla, onların araştırabilecekleri, meraklarını giderebilecekleri, neden sonuc ilişkisini gorebilecekleri, ceşitli fikirler one surerek tahminlerde bulunabilecekleri fırsatlar vermeli ve bu yonde eğitim ortamları hazırlanmalıdır. Bu da cocukların merak ve araştırma duygularını geliştirici ve zihinsel yeteneklerini uyarıcı etkinliklerden biri olan "matematik etkinlikleri" ile mumkundur. İleriki yıllarda cocukların matematik alanlarında daha başarılı olabilmeleri icin, onlara yardımcı olabilecek tecrubelerle erken yaşlarda karşılaşmaları gerekmektedir. Ozellikle ilkokul yıllarında cocuklarda matematik korkusunun gelişmemesi, matematiği sevmesi, matematik oğreniminden heyecan duymaları ve matematiğe karşı pozitif tutum geliştirmeleri, okul oncesi yıllardaki matematik yaşantıları ile doğrudan orantılıdır. Cunku okul oncesi yıllar bircok matematik kavramının temellerinin kazanıldığı sihirli yıllardır. Bu donemde cocuklar gunluk yaşantılarında matematik ile ilgili pek cok temel kavrama başvururlar ve bu kavramları oğrenmeye başlarlar. Cocuklar tarafından başarısızlık endişesi duymadan oğrenilen bu temel kavramlar, ilkokul yıllarında kazanılan daha karmaşık kavramlarında temelini oluşturur.

Okul oncesi donemde cocuk; miktar (az-cok), ezbere ritmik sayılar, toplama-cıkarma, kumeler,kesirler geometrik şekiller, uzunluk, ağırlık, zaman ile ilgili olarak matematiğin pek cok kavramını oğrenmeye başlar. Okulda oluşturulan fiziksel ortam ve oğrenme ortamı cocuğun matematiksel kavramları kazanmasına yardımcı olurken; aynı zamanda farklı tarzlarda duşunme ortamı yaratarak, duşunsel gelişimi de etkiler.

Matematik Etkinlikleri İle İlgili Kavramların Kazandırılmasında Temel İlkeler:

Keşfederek Oğretim Cocuğa bir "kare" şekli gostererek. Buna "kare"diyoruz. Karenin dort eşit kenarı dort koşesi vardır diyebileceğimiz gibi buna "buna kare" diyoruz. Sen bana, bu şekli diğerlerinden ( diğer geometrik şekiller gosterilir) ayıran ozellikleri soyleyebilir misin ? de diyebiliriz. İkinci yol onları kareyle ilgili keşifler yapmaya zorlayacaktır.

Aktif Oğrenme İlkesi: Herhangi birşey hazırlarken kendimizin malzemeleri olcerek, sayarak yapması yerine; cocukları etkinliğe katarak, onlara olcturmek , malzemeleri saydırmak, oğrenme acısından daha etkilidir.

Hareket Yoluyla Oğrenme İlkesi Cocuk şarkıyı parmaklarını, ellerini, kollarını, ayaklarını, hatta tum bedenini kullanarak soyluyorsa; hem şarkıda gecen kavramları daha kolay oğrenecek, hem de buyuk bir keyif alacaktır.

Sosyal Etkileşim İlkesi Cocukların birbirlerinden bir şeyler alıp-vermelerini ya da birbirleri ile konuşmalarını , konuşarak anlaşmalarını sağlayacak ortam sağlanmalı.

İşbirliği Yoluyla Oğrenme İlkesi Cocuklar başka cocuklarla birarada olduklarında grup icindeki kendi sorumluluklarını yerine getirmeye calışırlar. Birbirlerinin yanlışlarını gorebilirler, duzeltebilirler. Birbirlerine oğretirken oğrendiklerini pekiştirirler ya da arkadaşlarından yeni bilgiler oğrenebilirler.

Yaşama Yatkınlık İlkesi: Gunun her saatinde ( yemek yerken, el yıkarken, bahcede oynarken, bir gezi sırasında vs.) matematik ile ilgili tecrubelerin zenginleştirilebileceğini unutmamalıyız. Dış cevreden oğrendiklerini eve, evde oğrendiklerini başka alanlara transfer etmelerine ozen gostermeliyiz.

Kavram Oğretiminde Dikkate Alınması Gerekenler
* Oncelikle nesnelere calışınız. Cocuk doğumdan itibaren nesnelerle surekli bir aradadır. Aktif olarak cocuk, nesnelerle birlikte deneyimler yaşadığında, kavramları oğrenmesi daha kolay olacaktır. Karpuzun bir portakaldan, su dolu surahininse bos bir surahiden daha agir oldugunu, cocuk bizzat kendisi tasirsa daha kolay ogrenir.

* İki boyutlu materyallerle (resimler, kartlar vb) Bir cocuk; hangi cocugun daha uzun boylu oldugunu ya da hangi tabakta daha cok elma oldugunu, resimlere bakarakta anlayabilir.
* Sembollerle calışınız. Cunku nesneler ve iki boyutlu materyaller bize tum kavramları oğretmemizde yardımcı olmazlar.

[h=2]Ankara Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]