Menopoz nedir ?Kadın hayatının evreleri
Menopoz kelime anlamıyla kadınların aylık mensruel siklusunun sona ermesidir. Diğer bir deyimle artık ay başı kanamasının gorulmemesi, adetlerin kalıcı olarak durmasıdır. Tam menopoz denilebilmesi icin 1 yıl hic adet gorulmemesi gerekir. Turkiye’de ortalama 48-50 yaşlarında kadınlar son adetini gorur. Bununla birlikte kadınların 45 ile 55 yaş arasında son adetini gormesi, normal kabul edilmektedir. Hastanın genc kızken ilk adetini gorduğu yaşın, yaşadığı coğrafi bolgenin, evli veya bekar olmasının, cocuğunun olup olmamasının ve sosyoekonomik durumunun menopoz yaşı ile ilgisi yoktur.
Menopoz yumurtalık fonksiyonunun sona ermesinin bir işaretidir. Diğer bir deyimle ureme fonksiyonlarının sona erdiğinin gostergesidir. Menopozdan onceki 2-6 yıla premenopoz donemi, sonraki 2-6 yıllık doneme de postmenopoz donemi denir. Premenopoz doneminde yumurtalıklar tarafında salgılanan ostrojen hormon uretimi azalmaya başlar. Buna bağlı olarak da iki problemle karşılaşılabilinir:
1- Adet bozuklukları: Adet kanamaları miktar olarak azalabilir, artabilir, adet araları uzayabilir, duzensiz kanamalar gorulebilir. Pek az kadında duzenli giden adet birden kesilebilir.
2- Ostrojen hormon uretiminin azalmasına bağlı olarak vazomotor semptom dediğimiz bazı rahatsızlıklar ortaya cıkar. Bu semptomların şiddeti hastanın sosyal ve kulturel durumuyla, kişilik yapısıyla cok yakından ilgilidir.
Bazı hastalar bu semptomları cok dolu, dolu hissederken bazıları (sosyal statusu sağlam, calışma hayatında başarılı, kimlik yapısı dengeli ve menopoza kendini hazırlayabilen kadınlar) bu semptomları daha hafif hissetmekte, dolayısıyla bu donem rahat ve şikayetsiz gecmektedir. Bu semptomlar : Ateş basması, gece terlemeleri, uykusuzluk, sinirlilik, endişe, hafızada yavaşlama,unutkanlık, konsantrasyon kaybı, carpıntı, baş ağrısı ve lipidoda azalma şeklinde hissedilebilir. Bayanların bir kısmı bu rahatsızlıkları cok buyutmekte, menopoz donemine endişeyle bakmaktadır. Halbuki menopoz ustteki resimde gorulduğu gibi kadın hayatının evrelerinden biridir.Kadının buyuk tecrubelere sahip olduğu bir donemdir.
Kadınlarımızın onemli bir kısmı menopoza girdikten sonra artık genital organları ile ilgili problemlerinin olmayacağını varsayarak doktora gitmek gereğini pek hissetmiyorlar. Halbuki menopoz kadın hayatının cok onemli bir kesişme donemidir. Bu donemde azalan hormonlara bağlı bazı erken semptomlar gorulduğu gibi, menopozun gec gorulen ve hasta yaşamını cok etkileyen semptomları da vardır. Soz gelimi 4-5 yıl sonra atrofi gorulmeye başlar. Atrofinin en bariz gorulduğu yerler vajina ve deridir. Atrofi sonucu vajinadaki daralma ve vajina mukazasında kayganlığın azalmasına bağlı olarak cinsel yaşam zorlanabilir. Deride bazı kırışıklıklar ortaya cıkabilir. Menopozdan yaklaşık on yıl sonra kalp hastalıklarında bir artış ve osteoporoz belirtileri başlamaktadır. Metabolizmanın yavaşlamasına bağlı olarak kilo alımı daha kolay olmaktadır. Ayrıca bu donemde meme hastalıklarında da bir artış olmaktadır. Bayanlar bunlardan korunmak icin gayret etmeli periyodik aralarla doktoruna gitmelidir. Biz hekimler hastalarımızı menopoz doneminde ortaya cıkabilecek hastalıklardan korumak, yaşam konforlarını arttırmak ve onları bu konularda bilinclendirmek icin caba gostermeliyiz. Maalesef sağlık konusunda toplumumuzun yeteri kadar bilincli olduğunu ifade etmek zor.
Menopozun sosyal bir yonu de vardır. Gunumuzde ortalama yaşam suresi artmıştır. Gelişmiş ulkelerde kadınlarda ortalama yaşam suresi 82’dir. Dolayısıyla kadınlar yaşamlarının ucte birinden fazlasını menopoz doneminde gecirmektedir. Yaşlı nufus giderek artmaktadır.
Sılayt’da gorulduğu gibi bundan 100 yıl once kadınlardaki ortalama yaşam suresi 50 cıvarında idi.
Gunumuzde dunyada 60 yaş ustu yaklaşık 1 milyar insan yaşamaktadır.
Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan bir calışmada: 1984 yılında 65-74 yaşları arasındaki insan populasyonu 1900 yılına oranla 7 kat, 75-84 yaşları arasındaki populasyon 11 kat, 85 yaş sonraki populasyon ise 21 kat artmıştır.
Yaşlanmaya paralel olarak eşini kaybetmiş ve boşanmış kadın sayısında onemli bir artış gozlenmektedir.
ABD’de 1985 yılında 65-74 yaş grubundaki kadınların %50 si, 75 yaşın ustundekilerin %77’si tek yaşamaktaydı ( Coğu eşini kaybetmiş ).
Tek yaşayan kadınların sosyal hizmetlere gereksinimi daha fazladır.
Devletin, ilgili kuruluşların bu gercekleri gorerek ona gore tedbir alması, gerekli planlamaları ve yatırımları yapması gerekir.

[h=2]İstanbul Kadın Doğum uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]