Meme kanserinde erken tanı Meme kanseri hakkında bir cok bilginin var olmasına karşın bu hastalığın kesin nedeni halen bilinmemekte ve oluşumu engellenememektedir. Teknolojideki ilerlemelerle birlikte goruntuleme yontemlerinin gelişmesi, cerrahi aletlerin ve tekniklerin ilerlemesi ve genetik bilimindeki devrim ile meme kanserinin tanısını cok daha erken bir evrede koymak mumkun olduğu gibi tanısı konulan hastalığın tedavisi de daha başarılı olabilmektedir. Yine de dunya sağlık orgutunun verilerine gore meme kanseri halen kadınların olum nedenleri arasında akciğer kanserinden sonar ikinci sırayı tutmaya devam etmekte, dunya geneline bakıldığında meme kanseri nedeniyle kadınların hayatını kaybetme oranında bir iyileşme sağlanamamaktadır. Bunun da en onemli nedeni, halen erken evrede hastalığın tanısını koymadaki yetersizlik olarak kabul edilmektedir. Ancak tıptaki gelişmelere paralel meme kanserine yakalanan hastaların kaliteli yaşam sureleri uzatılmıştır.
Amerika Birleşik Devletlerinde her yıl ortalama 180.000 yeni meme kanseri tanısı konmakta ve her yıl ortalama 44.000 kadın bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Meme kanseri kadınlardaki tum kanserlerin %30’unu oluşturmaktadır. Meme kanserine yakalanma riski yaşın ilerlemesiyle artmaktadır. 40-55 yaşları arasında olan bayanlarda meme kanseri tum kanserler arasında birinci sırayı alırken 30-35 yaş arası bayanlarda hastalığa yakalanma riski 25/100.000 olarak bildirilmektedir. Bu risk oranı 45-50 yaş arası kadınlarda 200/100.000’e yukselmektedir.
ABD’de son 10 yıl icinde ortalama her 10 dakikada bir kadın meme kanseri nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Son 10 yıl icerisinde ne yazık ki meme kanseri nedeniyle oluşan olumlerde azalma olmamıştır. Saptanan meme kanseri tanıları incelendiğinde ise her 10 olgunun 9’unda kanser kitlesi hastalar tarafından farkedilmektedir. Bu da halen tarama prosedurlerinin ne kadar yetersiz işlediğini ve erken meme kanseri yakalanma oranının ne kadar duşuk olduğunun en bariz gostergesidir.
Meme kanseri tanısını alan kadınların %70’inde hic bir risk faktoru saptanamamaktadır. Yine de takip programlarında hangi grup bayanları ne sıklıkla ve nasıl takip etmek gerektiğini belirlemek icin her kadın icin meme kanserine yakalanma riski bireysel olarak hesaplanmalıdır.
Bu risk faktorleri onem sırasıyla :
1) Kadın olmak,
2) İlerleyen yaş (en yuksek oran 60 yaşta),
3) Ailede meme kanseri oykusunun varlığı ve 4) şişmanlık (Obez bayanlarda meme kanserine yakalanma oranı zayıflara gore 3 kat daha yuksektir) olarak ozetlenebilir. Ailesel oyku sorulanırken meme kanserli olan akrabaların yakınlık derecesi ve sayısı, ayrıca kansere yakalanma yaşları onemlidir. Ayrıca ailede yumurtalık kanseri , pankreas kanseri , tiroid kanseri , beyin tumorleri , deri ve kalın barsak kanserlerinin varlığı da meme kanserine yakalanma riskini arttırmaktadır. Anne veya kız kardeşte menapoz oncesi meme kanseri oluştuysa meme kanserine yakalanma riski 6 kat artar. Birinci derece akraba da iki tarafta da (hem anne hem de baba tarafında) meme kanseri saptanmışsa risk 10 kat artar.
Meme kanserinin oluşumunda hormonal faktorlerin yeri yadsınamaz. Kadınlık hormonuna ne kadar cok ve ne kadar uzun sure maruz kalınırsa memede kanser gelişme reiski okadar artar. Buna gore erken yaşta adet gormeye başlamak, kısa aralıklarla adet gormek, erken yaşta (17 yaşın altında) hamilelik doğum yapamama ve emzirememe, ayrıca duşuk ve kurtajların cokluğu ve menapoz yani adetten kesilme yaşının gec olması meme kanserine yakalanma riskini olumsuz yonde etkilemektedir.
Meme kanserinin gelişmesinde cevresel faktorlerin de onemli bir yeri olduğunu bir cok bilimsel araştırma gostermektedir. Yağlı gıdalar ile beslenme, meme kanseri riskini arttırırken, bol lifli gıdalar iceren rejimler ise meme kanseri riskini azaltmaktadır. Sigara icimi aktif veya pasif olsun meme kanserine yakalanma riskini arttırabilmektedir. Alkol tuketimi duzenli ve alışkanlık halinde olduğunda meme kanseri oluşması uzerine sigaradan daha etkili bir rol oynamaktadır. Fiziksel aktivite ve spor yapma alışkanlığı ozellikle menapoz oncesi ve genclik yıllarında meme kanserine karşı koruyucu etkiye sahiptir. Radyasyon, bazı kimyasal maddeler ve İlacların da meme kanserinin oluşumunda etkili olduğu bilinmektedir.
1994-1995 yılında meme kanserinin oluşumuna neden olan iki insan geninin bulunması hem meme kanserinin tanı ve tedavisinde hem de genetik biliminde bir devrime neden oldu. Bu genlerin varlığında bir bayanda 70 yaşına varana kadar meme kanserine yakalanma riski %85’e kadar yukselmektedir. Ote yandan ailesel meme kanseri oykusu olan bayanların % 16’sında bu sorumlu genlerin varlığı saptanmaktadır. Bu gerceklere paralel olarak yuksek risk faktorleri bulunan kişilerin oncelikle bir genetik danışmanlık programına dahil edilmeleri ve normal populasyona gore daha sıkı bir takip programına dahil edilmeleri gerekmektedir.
40 yaşın altında meme kanseri tespit edilen ailelerde, yakın akrabaları arasında erkekte meme kanseri teşhisi konulduğunda, ailesel meme kanseri oykusu bulunanlarda, kendisinde veya ailesinde yumurtalık (over) kanseri oykusu varlığında, her iki memede veya bir memede birden fazla odakta kanser saptandığında genetik danışmanlık ve araştırmalar gundeme gelmelidir.
Meme kanseri gunumuzde tedavi edilebilen bir hastalıktır. Hastalıktan tam anlamıyla kurtulan hastaların %90’ı erken evrede tanısı konulan gruptandır. Erken tanıdaki en onemli basamak bayanların duzenli ve doğru bir şekilde kendilerini muayene etmeleridir. Kendini muayenede saptanan her anormal bulgu doktor ile danışılmalı, hic bnir şikayeti olmayan ve muayenede anormal bir durum saptamayan bayanlar bile belli aralıklarla doctor muayenesinden gecmeli ve goruntuleme yontemleriyle taramadan gecmelidirler. Rutin kontrol Kurallarına gore risk gurubunda olmayan bayanlarda: 20 yaşında kendini muayene başlanmalı ve her 3 yılda bir doktor muayenesinden gecilmelidir. 30 yaşından sonra senelik doktor muayenesi ve 2-3 yılda bir mammografi / ultrasonografi onerilmektedir. 40 yaşından sonra ise aylık muayeneye ilaveten senelik doktor muayenesi ve mammogram şarttır. Yuksek riskli kadınlarda, takip programı doktorun tavsiyesine gore yapılmaktadır.
Memede daha once var olmayan yeni bir kitle veya memede herhangi bir sertlik saptandığında, memenin şekil ve boyutunda değişiklik oılduğunda, meme cildinde kabalaşma şişlik portakal kabuğu manzarası oluştuğunda, zamanla gecmeyen kızarıklık ve sıcaklık artışı alanları, adetlerle ilgisiz ağrı alanları, meme ucunda cekilme veya herhangi bir bolgesinde şekilme ve cokme olduğunda, gecmeyen veya sıklıkla tekrarlanan yaraların varlığında ve ozellikle tek taraflı ve kanlı akıntılar ortaya cıktığında mutlaka doktora baş vurulmalıdır.
Duzenli muayene programında olan kadınların %75’inde hayatlarının herhangi bir doneminde memede kitle saptanır. Kendinizi muayene etmekten ve gereğinde muayene ettirmekten korkmayın. Muayenede farkettiğiniz her kitleyi doktorunuzla danışın ve unutmayın ki saptanan her 10 kitlenin sekizi iyi huyludur.
Meme kanserinden korunmaya yonelik her bayanın kendi hayat duzeninde yapabileceği değişiklikler mevcuttur. Beslenme de az yağlı ve bol sebzeli rejimler tercih edilmelidir. 17 yaşından once hamileliğin onlenmesi ve uzun sureli (en az 6 ay) emzirme meme kanserine yakalanma riskini azaltmaktadır. Ağır olmayan uzun sureli egzersiz ve ozellikle menapoz cağında kilo almaktan kacınmak, ayrıca uzun sureli kadınlık hormonu iceren ilacların kontrolsuz kullanımından kacınılmalıdır. Yuksek risk grubundaki bayanlar icin ise sık kontroller, Ostrojen inhibitorleri denen koruyucu ilacların kullanılması ve cok yuksek risk gurubundakiler icin de koruyucu mastektomi yani meme dokusunun tamamen cerrahi olarak alınması ve estetik yontemlerle yeni meme oluşturulması operasyonları gundeme gelebilmektedir.
[h=2]İstanbul Genel Cerrahi uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Meme kanserinde erken tanı
Sağlık0 Mesaj
●17 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Meme kanserinde erken tanı