Daha ileri derecedeki şişmanlıklar icin bant veya hatta sleeve uygulamalarının yeterli olmama ihtimali mevcuttur. Yine rutin laparoskopik cerrahi ilkeleri doğrultusunda karın boşluğuna girilerek midenin hacmini kucultmek, gıdaların mideden bağırsağa gecişlerini yavaşlatmak ve yenilen gıdaların bağırsakların vucut tarafından tam olarak emilmeyerek bir kısmının atılmasını sağlayan bircok cerrahi proseduru uygulamak mumkun. Bu işlemler sırasında mide ve bağırsakların kesilmesi, dikilmesi ve aralarında yeni yollar oluşturulması gibi karmaşık cerrahi uygulamaların hepsi kapalı yontemler ile uygulanabilmektedir.
Mide By-Passı
Midenin ust kısmı geriye 25 ila 30 mililitrelik bir hacim kalacak şekilde kesilerek burası ile ince bağırsakların orta kısmı arasında yeni yollar yapılmaktadır. Boylece mideden gelen gıda ile sindirim enzimleri karışıp sindirim gercekleştiğinde gıdaların emilimine zaman kalmadan atılım işlevi başlamakta, aşırı obez hastalarında iyi ve hızlı bir kilo verme donemi yakalanmaktadır. Bu yontem her ne kadar geri donuşu olan bir prosedur olsa da vucut ve sindirim sistemin doğasıyla uyumlu bir yontem olmamakta, coğunlukla super obez denilen ve vucut kitle endeksleri 50 ve uzeri olan hastalara ve ayrıca obezitenin yanısıra kontrolsuz diabet sorunu da olan obez hastalarda secilen yontem olmalıdır. Bir cok hasta, hayatının sonuna kadar vitamin desteği ve mineral hapları kullanmak zorunda kalmakta, nadiren de olsa hastaneye yatarak destek tedavi alma ihtiyacını gostermektedirler. Gunumuzde mide baypası operasyonları obezitenin en cok sorun olduğu ve dolayısıyla bu konuda en tecrubeli dunya ulkesi olan Amerika Birleşik Devletlerinde en cok uygulanan ve en iyi sonucların elde edildiği yontem olarak bilinmektedir. Dunya genelinde de obezitenin tedavi secenekleri arasında giderek daha sık tercih edilen şık haline gelmektedir.
Mini Gastrik Bypass veya Sleeve By-pass
Sleeve gastrektomi operasyonlarından sonra ikinci kademe olarak yapılan Bypass operasyonlarının yaygınlaşması ile ortaya cıkan mini bypass tekniği, prosedur olarak farklı olsa da kilo verdirmedeki etkinliği, erken donemdeki komplikasyonları ve operasyon sonrası hastanın beslenme ve metabolizmasında gelişen değişikliklerinin benzerliği nedeniyle standart Bypass operasyonu gibi başarılı bir obezite cerrahisi tekniği olarak literaturdeki yerini almıştır.
Yine genel anestezi altında ve yine laparoskopik tekniklerle uygulanan bu cerrahi sırasında midenin sağ ust kısmı sleeve gastrektomide olduğu gibi bir tup haline getirilmekte ve ince barsakların yaklaşık 200 cm’lik bolumune bağlanmaktadır. Bu cerrahi prosedur sayesinde alınan az miktardaki gıda şişkinlik ve doyma hissi yarattığı gibi bu gıdanın belli bir kısmı emilmeden bağırsaklardan atılmakta ve kilo verme işlemi hızla gercekleşmektedir.
İster mideye takılan kelepce, ister midenin diğer ciddi cerrahi girişimleri olsun bu operasyonlar yaklaşık 45 yıldır uygulanmaktadır. Ancak morbid obezte ameliyatları sırasında ve sonrasında ceşitli sorunların ortaya cıkmasına yatkın olan bu hastalarda işlemlerin acık cerrahi ile yapılması yuz guldurucu sonuclar vermemiştir. Bir taraftan son 20 yıl icerisinde laparoskopik cerrahi alanındaki gelişmeler, diğer taraftan gelişmiş ulkelerin obezite sorununun giderek ciddiyet kazanması sonucunda morbid obezitenin cerrahisi laparoskopik olarak yaygın bir şekilde uygulamaya gecmiş ve elde edilen sonuclar acık cerrahi ile kıyaslanmayacak kadar tatmin edici olmuştur. Bu sebepten dolayı obezitenin giderek ciddi bir sorun haline gelmeye başladığı Turkiye’nin de bu cerrahi alanında yerini alması ve hastaları durum ve şişmanlık derecelerine gore ceşitli kapalı cerrahi girişimlerle tedavilerini yapması kacınılmaz olmuş, bu alandaki başarılı sonuclar giderek yaygınlaşmıştır.

[h=2]Antalya Genel Cerrahi uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]