

Ne cok ozledim seni bilsen;
Ne cok arıyorum seni solgun palmiyelerin golgelerinde
Ne cok arıyorum seni ifade yoksunu lal sokaklarından,
sağır sultanlardan,
acıya hukum giymiş sevdaların ayak izlerinden,
kaldırım taşlarına sinen dolunay sessizliğinden ciceklerden,
her tuyunde alacalı umutlar şavkıyan kuşlardan...
Ne cok ozledim seni bilsen;
gecenin titrek kanatlarında huzne calarken denizin mavisi
yıkıp yalnızlığın acımasız duvarlarını
tutup sana gelmek isterdim.
Henuz uyku sersemiyken yıldızlar
doğmamış başakları okşarken bir ruzgar
ak bir guvercin kanadına salıp yureğimi
nisan yağmuru gibi yağmak isterdim.
Teninin karanfile calan kokusuna
ve bir hancer gibi ansızın girip duşlerine
sesinin aksi sedası olmak isterdim
bir meltem esişinde.
Ne cok ozledim seni bilsen;
bir gorebilsem yuzunu beklenmedik bir şehirde,
ne yaprak duşer sonbaharda inan ne yağmur
ne acı kalır yurekte ne gozyaşı.
Bir değse gozlerin gozlerime;
ne huzun kalır gecemde ne matem,
ne asiliği kalır denizin ne hırcınlığı.
Ne cok ozledim seni bilsen;
yitirilmiş sevdaların harman alevi
duşlerinde pusudayım,
Kulağım kirişte ellerim tetikte
gozlerim ufukta dalgalanacak
o kızıl saclarında.
alıntı