Toplumda bu sorunun sıklığının artık benzeri oranda olmasına karşın gerek II. Dunya Savaşı sonrası ureme cağındaki populasyonun coğalması, gerekse sunulan tıbbi tanı olanaklarının yetkinleşmesi nedeniyle infertilite kliniklerine başvuran ciftlerin sayısı gun gectikce artıyor. Herhangi bir ciftin herhangi bir ay gebe kalma oranının %15-20 dolaylarında olduğu biliniyor. Genel olarak toplumda ciftlerin % 85'nin bir yıl icinde, % 93'unun ise, ikinci yılın sonunda gebe kaldıkları goruluyor. İngiltere'de 1550 ile 1850 yılları arasındaki arşivlerinin incelendiği bir calışmada, kadınların ancak % 8'inin yaşamı boyunca gebe kalmadığı tesbit edilmiş.

Kısırlık son yıllarda gerek toplumun gerekse de medyanın gundemini giderek daha fazla işgal eden bir sağlık sorunu. Bu konu hakkında doğru ve yanlış pek cok beyanat verilip, cocuk sahibi olamayan ciftlerin yonlendirilmesi gucleştiriliyor. Kısırlığın tedavisinde ozellikle son on yıl icerisinde buyuk aşamalar kaydedildi ve onceleri tedavi edilemez gozuyle bakılan ciftlere cocuk sahibi olma imkanı sağlandı.

KADINDA KISIRLIK NEDENLERİ
1.YUMURTLAMA BOZUKLUKLARI

Yumurtlama bozuklukları kadında en sık gorulen kısırlık nedeni olup, yumurtlama bozukluğu dendiğinde, yumurtlamanın hic olmaması veya duzensiz ve seyrek olması anlaşılır. Adetlerin seyrek veya hic gorulmemesi coğu zaman bir yumurtlama bozukluğunu gosterir, ancak adetlerin tamamen duzenli olduğu durumlarda da yumurtlama bozukluklarına rastlanabilir. Yumurtlama bozuklukları başlıca uc grupta toplanabilir.
-Yumurtalıklardaki yumurta uretimini uyaran hormonların doğuştan eksikliğine bağlı olarak beyin sapından salgılanamaması,
-Beyin sapından sut hormonu prolaktinin normalden fazla salgılanması,
-Polikistik over sendromu.

2.TUPLERİN HASARLI VEYA TIKALI OLMASI

Tuplerin kısmen veya tamamen tıkalı olması sperm ile yumurtanın buluşmasını engelleyerek dollenme ve gebeliği olanaksız kılar. Tuplerdeki bu hasar, gecirilmiş enfeksiyon, endometriozis veya gecirilmiş bir ameliyat sonrası kalan karın ici yapışıklıkları gibi bircok nedene bağlı olabilir. Gelişmiş ulkelerde cinsel yollardan bulaşan enfeksiyonlar tuplerdeki hasarın en onemli nedeni. Ulkemizde cocukluk cağında alınan verem mikrobu da tuplerde geri donulmez hasar oluşturabilir.

3.ENDOMETRİOZİS

Endometriozis rahim icini doşeyen dokunun (Endometrium) rahim dışında gelişmesi olarak ifade edilir. Endometriozis tıpkı rahim icini doşeyen doku gibi hormonlara duyarlı olup adet sırasında kanar. Karnın icinde oluşan bu mikro kanamalar zamanla iltihap bezleri yangısal durum oluşturup ve yapışıklıklara sebep olur.
Endometriozis yumurtalıklarda yerleştiği zaman kist oluşumuna neden olur. Bu kistlere endometrioma adı verilir. Endometriozisi olan kadınların yaklaşık %50'sinin cocuk sahibi olabilmeleri icin tedavi olmaları gerekir. Yine kısırlık nedeni ile başvuran kadınların yaklaşık %25' inde endometriozis saptanır.

4. RAHİM AĞZINA AİT PROBLEMLER

Rahim ağzındaki yapısal, enfeksiyona ait veya bu bolgedeki salgıyla (Mukus) ait bozukluklar kısırlık sebebi olabilir. Rahim ağzında salgılanan mukus spermlerin genital yoldan taşınmasını kolaylaştırır. Ostrojen ve progesteron hormonları etkisi altında mukusun siklus sırasında miktarı ve niteliği değişir. Polip gibi iyi huylu tumorler veya bu bolgeye uygulanmış olan cerrahi girişimler kısırlık sebebi olabilir.

5. ALERJİK NEDENLER

Alerjik nedenler kısırlık nedeni olabilmekle birlikte teşhisleri ve tedavileri zordur. Alerjik durumların tedavi etkinliği belli olmadığı ve tedavi edilen veya edilemeyenlerdeki gebelik oranları cok farklı olduğundan rutin olarak olculmelerinin gerekliliği tartışılıyor.

ERKEKLERDE KISIRLIK NEDENLERİ
Cocukları olmayan ciftlerin yaklaşık %30-50'sinde problem erkekten kaynaklanır. Erkekteki kısırlık nedenleri başlıca iki ana grupta toplanır.
1. Spermin sayı ve kalitesini etkileyen uretim bozuklukları.
2. Spermi dışarıya taşıyan kanallardaki tıkanıklıklar.

Erkekteki bu problemlerin nedeni, %30-40 olguda acıklanamaz. Sperm kalite ve sayısındaki bozuklukların nedeni bulunamadığında birtakım deneysel ilac tedavileri uygulanır. Ancak, bu tedavilerin herhangi bir etkinliği olmadığı gosterilmiştir. Mikroenjeksiyon tekniğinin 1992 yılından itibaren uygulanmaya başlanması erkek kısırlığının tedavisinde bir donum noktası olup, bu teknik ile şiddetli erkek kısırlığı durumlarında bile yuksek gebelik oranları elde edilmektedir.

1.SPERM URETİM BOZUKLUKLARI

Erkek kısırlık olgularında spermin uretim ve olgunlaşma bozuklukları en cok rastlanılan sorundur. Uretim bozukluğu sperm sayısı ile ilgili olabileceği gibi kadın yumurtasının dollenmesini engelleyen sperm hareketlerinin zayıflığı veya sperm şekillerinin (Morfoloji) anormalliği ile de ilgili olabilir.
Erkeğin sperminin normal kabul edilebilmesi icin sayısının en az 20 milyon/ml, hareketli sperm oranının %30 ve yapısal olarak normal sperm oranının %4'un uzerinde olması gereklir. Sperm değerlerinin yukarıda belirtilenin altında olması halinde doğal yollardan gebelik elde edilmesinde belirgin zorluklar yaşanmaya başlanmaktadır. Bircok faktor spermiogenezi (sperm hucrelerinin uretimi ve olgunlaşması) olumsuz yonde etkileyebilir.

İltihabi hastalıklar
Bazı bakteri ve virusler erkekte yumurtalık iltihabına sebep olur. Yumurtalıklarından iltihabi bir hastalık geciren erkeklerin yaklaşık %25'inde kısırlık problemi oluşturur.

Hormon bozuklukları
Erkeklik hormonu olan testesteron hormonunun uretimini kontrol eden hormonlarda bozukluk olması durumu.

Cevresel problemler

Kanser tedavisi icin kullanılan ışın ve ilaclar sperm uretimini bozabilir.

2.YAPISAL BOZUKLUKLAR

Spermin uretim yeri olan testislerden dışarı cıkmasını engelleyen tam veya kısmi tıkanıklıklar kısırlık nedeni olabilir. Bu tıkanıklıklar doğuştan olabileceği gibi sonradan gecirilmiş bir enfeksiyona bağlı da olabilir. Testlerden gecirilmiş bir cerrahi mudahale de tıkanıklığa sebep olabilir.
NEDENİ ACIKLANAMAYAN KISIRLIK

Gunumuzde tıbbın olanakları ile ortaya konulamayan kısırlık durumlarında nedeni acıklanamamış kısırlık (idiopatik infertilite) soz konusu olur. Testler ile ortaya cıkarılamayan sperm enfeksiyon bozuklukları, yumurtanın catlaması ve tupler icindeki hareketinde bazı bozuklukların varlığı one surulen varsayımlar arasındadır.
Nedeni acıklanamamış kısırlık olgularında rol oynayan psikolojik etkenlerin varlığı tam olarak belli değil. Stresin kadın ureme sistemi ve hormon dengesi uzerinde olumsuz etkiler yapabileceği biliniyor. Ancak burada sebep-sonuc ilişkisi belli değil. Yani kısırlık nedeniyle mi stres olmakta, yoksa stres nedeniyle mi kısırlık olmakta. Stresin ortadan kalkma durumunda doğal yollardan gebeliklerin oluştuğu bildiriliyor. Ozellikle kısırlık tedavilerine cevap alınamayan ciftlerde bazen tedavinin kesildiği ve cifte dinlenme şansı verildiği aylarda kendiliğinden gebelik olabilmekte.
Nedeni acıklanamamış kısırlık terimi gunumuzdeki tanı yontemlerinin sınırını gosteriyor. Tanı yontemlerindeki ilerlemelerle birlikte bu gruba sokulan cift sayısı da azalacak.
KISIRLIĞIN TEŞHİSİ

Kısırlık problemi ile başvuran ciftlerde, kısırlık nedenini kısırlık nedenini acıklamaya yonelik bazı tetkikler yapılması gerekir. Bunlardan ilki erkekte yapılan sperm analizi ve kadında, rahim ve tuplerin gecirgenliğini değerlendirmek amacıyla rahim filmi (histerosalpingografi) cekimidir. Ayrıca yine kadının hormonal durumu ve yumurtalıklarının kapasitesini değerlendirmeye yonelik hormon testleri adet kanamasının ucuncu gununde yapılır. Son zamanlarda tanısal laparoskopinin yeri tartışmalı olabilmekte bazı ozel durumlarda kullanılabilir.
TEDAVİ

Aşılama

İnseminasyon daha cok rahim ağzına ait problemlerin bulunduğu , sperm sayısından ve hareketliliğinden hafif bozuklukların bulunduğu veya cifte ait hicbir problemin bulunmadığı, acıklanamayan kısırlık durumlarında uygulanır.
İnseminasyon icin erkekten alınan sperm sayısı laboratuvar koşullarında ceşitli yıkama işlemlerine tabi tutularak sperm hucreleri dışındaki tum sıvılardan arındırılır, sperm hucreleri cok az bir sıvı icinde konsantre edilip, sayı hareketlilik oranı arttırılır. Daha sonra bu sıvı ince bir kateter yardımı ile rahim ağzından gecirilerek doğrudan rahim icine verilir.
Bu tedavi rahim ağzından salgılanan mukusun spermin rahim icine gecişini engellediği durumlarda en iyi sonucu verir. İnseminasyon ayrıca nedeni acıklanamamış kısırlık olgularında ve hafif erkek kısırlığı olgularında da daha duşuk başarı oranları ile kullanılır. En yuksek gebelik oranlarının ilk uc uygulamada olduğu altı uygulamadan sonra gebelik şansının cok duşuk olduğu gosterilmiştir. Uygun koşullarda yapılmış uc inseminasyon sonrası yardımcı ureme tekniklerine gecilmesi duşunulebilir. Ozellikle nedeni acıklanamayan kısırlık olgularında ciftlerin yaklaşık %25'inde tup bebek uygulamasında spermden veya yumurtadan kaynaklanan buyuk dollenme bozukluğu gorulur. İnseminasyon tedavisiyle gebelik şansı altı uygulama sonucu yaklaşık olarak %30 civarındadır.

[h=2]Ankara Kadın Doğum uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]