İnsanlık tarihinde uzun suredir kayıtlı var olan bu hastalık son yuzyılda uzun sureli jip kullanan askerlerde daha fazla gorulduğu icin yaygın tanımlamasını ilk kez “jip hastalığı” olarak almıştır. Ulkemizde ise kıl donmesi diye anılan hastalık aynen isminin tanımladığı gibi oluşur.
Yurume hareketi iki kalca arasındaki cukurda bir vakum etkisi yapar. Bunun sonucunda hem kalca bolgesinde hem de bedende dokulen kıllar buraya birikir. Devam eden hareket bir burgu etkisi yaparak kılları bu cukurdaki deri icine iter ve kucuk delikler oluşturur. Ayrıca bu alanın surekli nemli ve anuse yakın olması mikropların uremesini kolaylaştırır. Boylece acılmış deliklerde enfeksiyon, akıntı ve tahrişe bağlı kanama oluşur. Bu durum, oluştuktan sonra ya aynı kalır ya da yeni deliklerin oluşması veya deliklerin buyuyerek ceşitli tuneller oluşturmasıyla ilerler. Bu hastalığı oluşturan mekanizma devam ettiği icin kendiliğinden duzelme pek nadir gorulur. Dışarıdan bakıldığında delikler cok kucuk gorunse bile aynı kostebek yuvaları gibi tuneller derinde kemiğe ve yana kaslara kadar ilerleyebilir.
Genellikle ergenlikten sonra erkeklerde gorulen kıl donmesi her yaş ve cinsi etkiler. İlginc olarak gobek gibi bazen bedenin başka taraflarında da gorulebilir. Bedenin farklı alanlarında oluşmasın daki mekanizma da aynıdır. Kılların burgu hareketi ile deriyi delmesi, bu delikte enfeksiyonun yerleşmesi ile surec ilerler.
Bu hastalığın tedavisinde cok sayıda yontem tanımlanmıştır. Tedaviler arasında bu alana ceşitli ilaclar surulmesi, deri tunellerinin icine farklı kimyasalların (fenol turevleri) uygulanması ve bircok ameliyat tekniği vardır. Bu kadar fazla yontem olmasının en onemli nedeni hicbir tedavi şeklinin yuzde yuz başarılı olmamasından kaynaklanmaktadır. Gunumuzde fenol turevli kimyasalların kullanımı tanıtımlar nedeniyle artmıştır. Maalesef bu urunler de iddia edildiğinin aksine garantili cozum sunmaz. Ancak ameliyat gibi daha geniş doku mudahalesine neden olmazlar. Ozellikle kucuk sinuslerde tercih edilebilir.
Bu sayısız yontem icinde en başarılı olanlar ameliyat teknikleridir. Eskiden yara genişce temizlenerek acık bırakılıyordu. Uzun zaman bazen aylarca suren pansumanla yara iyileşiyordu. Bu teknik uzun donemde en başarılı olan yontemlerden biridir. Ancak uzun suren pansuman kişinin konforunu ve hayat kalitesini bozmakta, sosyal yaşantısını etkilemektedir. Bu nedenle artık coğunlukla yaranın temizlendikten sonra aynı oturumda kapatılması uygulanmaktadır. Kapatma genelde yara kenarlarının dikişlerle doğrudan birbirine yaklaştırılması şeklindedir. Acıklık cok buyuk ve dikişler yara kenarlarında gerginliğe yol acacaksa doğrudan kapatma uygulanmaz. Yanda bulunan sağlam kas-deri dokuları kaydırılarak boşluk kapatılır. Doku kaydırma ile doğrudan kapatmanın başarı şansı da hemen hemen acık bırakma kadar iyidir ve acılma ya da enfeksiyon olmazsa 1 hafta icinde normal yaşantıya donulur.
Ameliyat sonrası donemde yaranın temiz ve kuru tutulması cok onemlidir. Maalesef yaranın mikrop kapması, acılması veya hastalığın tekrar etme olasılığı bu bolge anatomisi ve kıl tahrişi nedeniyle %10-20 arasında değişir.

[h=2]Adana Genel Cerrahi uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]