hurremi kim oldurdu
Fatih’in olumu oteden beri şuphelidir. Ancak bu şuphe uzerinde kopurtulen fırtınalar tarihcinin sahip olması gereken dikkat ve ozeni ihmal edilerek kopartılıyor
GAYET muhim bir sır ifşa ediyoruz. Fatih’in mubarek vucudunun, yuzu aynen muhafaza edilmiş bir halde mumyalanmış olarak durduğunu oğrendik. Bu sevincli haberin tetkik ve tahkiki resmî makamlara duşer. Eğer boyle ise beş yuzuncu fetih yıldonumu bayramında halkın ziyaretine acılmalıdır.
Resimli Tarih Mecmuası’nın Şubat 1950 tarihli 2. sayısında Reşat Ekrem Kocu Susurluk ayranı gibi kopurtmuş olayı. Guya bunu kendisine Yahya Kemal soylemiş, ustada, yakın dostu Damat Şerif Paşa, ona da Fatih İtfaiye Kumandanı Mehmed Paşa aktarmış. -Mış, -mışlarla kol kola giden bu rivayet zinciri musikişinas-tarihci Murat Bardakcı’yı da coşturmuş olmalı ki, biri Hurriyet’te (31 Mayıs 2003), oburu Sabah’ta (16 Ocak 2007) olmak uzere cift dikiş atarak hatırlatmış onu okurlarına. Tabii bu ilgi cekici kopuğu kalemlerinin ucuna dolayan başkaları da cıkmadı değil.
Her neyse, asıl gundeme getirmek istediğim nokta başka.
Derginin bir sonraki sayısında yapılan acıklamada ilginc bir ayrıntı dikkat cekiyor. Haber uzerine bir vatandaş İstanbul valiliğine başvurarak Fatih Camii’nin altında ceset arama izni istemiş! Mechul şahıs dilekcesine cevap almış mıdır, bilmiyorum. Ancak Fatih’in bulunması umulan mumyasını, tıpkı Lenin’in Moskova’daki mumyası gibi (ki onun da gercek Lenin değil, balmumundan taklidi olduğu soylenir) teşhir etme meraklısı olu-sevici bir takım şahısların bugun dahi eksik olmadığını biliyoruz. Oyle ya, yeter ki para gelsin.
Mayıs 1950’ye geldiğimizde Resimli Tarih Mecmuası bir acıklama daha patlatır. Bu sefer durum kritikleşmiştir. Cunku Kocu’nun rivayetini dayandırdığı kişi olan Damat Şerif Paşa, Paris’ten
yolladığı mektuplarda tokat gibi bir cevap vermiş ve kimseye boyle bir şey soylemediğini yazmıştır. O zaman Yahya Kemal mi uydurmuştur bu mumya rivayetini? Dergi, o vakitler sağ olan Yahya Kemal’in bu rivayeti teyit ettiğini yazmaktadır. İyi de Yahya Kemal, Fatih’in mumyasını gormemiştir ki! Hatta goreni dahi gormemiştir. Olayı Damat Şerif Paşa’dan aktarmış, buna karşılık o da bunu imzalı mektuplarıyla yalanlamıştır. Ustelik Yahya Kemal bu rivayeti dostlarına aktarırken neden hic yazmak ihtiyacını duymamıştır, sorusu anlamlıdır. Belli ki kendisi de inanmamaktadır ona.
İTALYANLAR MI YAPTI?
Diyecekseniz ki, doğruluk kimin umurunda? Eğlenceli olsun da isterse yalan olsun. Şurada pazar gununu boğulmadan gecirmenin hesabını yapıp dururken kim ipler Yahya Kemal’in doğru mu yoksa yalan mı soylediğini.
Belki de haklısınız. Merak uyandırdıktan sonra duyduklarını yaz gitsin. Ancak fakir boyle yapmasın izninizle. Bir tane de deli bulunsun elinizde; lazım olur. Zaten oburlerinden fazlasıyla var ortalıkta.
Tam bu meseleye yoğunlaşmışken haber sitelerine İlber Ortaylı hocanın bende şaşkınlık uyandıran acıklaması duştu. Hoca Bukreş’teki bir toplantıya sunduğu tebliğin sonunda, dinleyicilerin sorularını cevaplamış ve Fatih’in İtalya uzerine sefere cıkarken İtalyanlarca zehirlenerek oldurulduğunu soylemiş. Bu kadar net...
Lakin bu iddia pek yeni değil. Oteden beri tartışılır Fatih’in nasıl olduğu. Bizim kaynaklar genel olarak Osmanlı padişahlarının klasik hastalığı olan gut veya nikris hastalığından olduğunu yazarlar. Bu bir eklem hastalığıdır. Bir de bağırsak tıkanmasından oldu diyenler var. II. Bayezid donemi tarihcilerinden Aşıkpaşazade’ye bakarsanız, şuphe bulutlarınız iyice kabarır. Ona gore Fatih’in en guvendiği hekimi olan Yahudilikten donme Yakup, Padişah’ı ilacla zehirlemiş, Sultan kan kusarak olmuştur. Babinger de benzer bir kanaattedir. Yakınlarda cıkan populer bir yayın ise olayı busbutun kopurtmekte ve olumunden 10 yıl onceki bir Venedik belgesine dayanarak bu iddiayı ilk kez kendisinin dile getirdiğini yazmaktadır.
Buna gore guya Venedikliler Hekim Yakup’u para ve mal vererek kandırmışlar. İyi de sevgili kardeşlerim, Hekim Yakup bunu neden yapsın? ‘Yahudidir, ne yapsa yeridir’ deseniz, adamın dindaşlarına Avrupa’da nasıl muamelede bulunulduğunu bilmiyor
muyuz? Osmanlı’da bey, paşa gibi gecinip gidiyor; ustelik gercekten vezir yapılmış, paşa unvanı almış, bircok ayrıcalıklara, vergi muafiyetine kavuşmuş, Fatih’in en guvendiği adam konumuna yukselmişken boylesine bir deliliği neden yapsın ki adam? Para karşılığında bunu yaptı diyelim. Peki neden ortalıktan sıvışmamıştır da, Sultanın olumune kadar ordugáhta bel bel beklemiş ve olumune ofkelenen yenicerilerin gazabına uğrayıp hayatını kaybetmeyi goze almıştır?
Tarihte bazı şeyleri iddia ederken sungu gibi dikkat gerekir. 1471’de Venediklilerin Onlar Meclisi’nde gecen bir konuşmaya (guya Hekim Yakup Venediklilerle Fatih’i zehirleme konusunda anlaşmaya calışıyormuş) cumburlop atlayıp bu olayı 10 yıl sonrasındaki olumune yansıtmak nasıl bir tarihciliktir anlamıyorum. Aradan 60 kusur yıl gecmiş, GAYET MUHİM BİR SIR İFŞA EDİYORUZ mantığı değişmemiş.
Neme lazım, ben de en azından Yahudili bir manşet atarak meslektaşlarıma fazla uzak duşmeyeyim dedim!
Fatih’i Yahudiler mi oldurdu?
Tarih0 Mesaj
●40 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Gündemdeki Konular - Haberler
- Tarih
- Fatih’i Yahudiler mi oldurdu?