Kadın yaşamının tum basamaklarında cinsellik ve onunla ilgili problemler gundeme gelebilir. Puberte ile başlayan bu surec menopoz ve sonrası donemle devam eder.
Ciftlerin %50, kadınların %60 ve erkeklerin %40’nın yaşamlarının bir doneminde cinsel fonksiyonları hakkında yakınmaları olmuştur. Kadına ait her cinsellik sorununda kadın doğum hekimi de bilgi sahibi olmalı ve danışmanlık yapabilmelidir. Bir jinekolog cinsel uyarı, cinsel yaşam hakkında bilgi alma yolları, sık rastlanılan sorunların tanısı, organik bozuklukların ve ilac kullanımının cinsellik uzerindeki etkileri hakkında bilgi sahibi olmalıdır. Oyku ve muayene bulgularına gore cocukluk sırasında cinsel baskı, taciz veya tecavuz de sorgulanabilmelidir. Hasta ile konuşurken acık ifadelerle konuşmalı ve hastayı konuşmanın gizli kalacağına inandırıcı ifadeler kullanarak, hastanın guvenini kazanmalıdır. Bir cok cinsel endişe, iyi bilgilendirme, guven verici yaklaşım ve uygun tedavi ile giderilebilir.
Cinsel istekte azlık, zevk alamama, ağrılı cinsel ilişki, uyarılma sorunları, orgazm olamama karşılaşılan sorunların başında gelir.
Uc soru ile cinsel problemleri tanıyabilmek mumkundur:
Cinsel olarak aktif misiniz?
Herhangi bir cinsel problem veya cinsellikle ilgili sorunuz var mı?
Cinsel aktivitenizden memnun musunuz?
Bu sorulara alınan cevapların doğrultusunda araştırma derinleştirilerek tanıya varılır, gerekli gorulurse psikoterapist veya seks terapistlerine yonlendirilebilir.
Kadında cinsel yanıtın ilk evresi istektir. Bunu uyarılma, orgazm ve sonraki geri cekilme fazı takip eder. Tum bu aşamalar psikolojik, fizyolojik ve cevresel faktorler tarafından belirlenir. Tum evreler ayrıca yaş, hastalık, ilaclar ve bağımlılıklar tarafından etkilenir.
Kadınların coğunda istek başlangıcı, partnerin duygusal yaklaşımı ile doğru orantılıdır. Partner ilgisi ve fantazileri, psişik uyarılar sonucunda seksuel duygular yoğunlaşır. Testosteron ise hem erkek hem de kadında istek ve uyarılma icin gerekli bir hormondur.
Kadınların 1/3’unde orgazm yaşama ile ilgili problem soz konusudur. 13-19 yaşlar arası genclerin %40’ı, henuz olgunlaşmadan yaşadıkları cilsellik deneyimileri nedenli duygusal ve fiziksel olarak seksten rahatsızlık duyarlar.
Seksuel disfonksiyona kadınların %40’ında karşılaşılmaktadır. Evli ciftlerin %87’si cinsel hayatlarına uyumlu bakmaktadırlar. Fiziksel veya ruhsal sağlığı bozuk, genc, evlenmemiş, eğitim seviyesi duşuk, cinsel tacize uğramış, cinsel deneyimsiz veya onceki cinsel yaşamlarında negatif deneyimleri olanlarda daha sık ortaya cıkmaktadır.
İnsanın cinsel yanıtı fonksiyonel olarak iradeye bağlıdır. Duygusaldır ve olayların tipi ve zamanına bağlıdır. Kadınlarda iyi tanımlanmış fizyolojik olayların ardışık sırasına dayanır. Surekli ve yeterli bir cinsel uyarı, insanın cinsel yanıtını ortaya cıkarmak icin gereklidir. Yeterli veya etkili cinsel uyarı cinsel yanıtı rahatca başlatabilir.
Cinsel sorunları keşfetmek icin, yeterli, rahat ve durust bir konuşmayı gerektirir. Cinsel sorunları değerlendirirken tıbbi oykunun onemi buyuktur ve sorunların tartışılmaya başlanmasını kolaylaştırır. Aktif dinleyicilik te cok onemlidir.
Olası disfonksiyon veya rahatsızlık nedenlerine yonelik tum muayeneler mutlak yapılmalıdır. Rutin hormon istemleri, vajen muayenesi ve smear testi, vajen enfeksiyon testleri yapılmalıdır.
Kadınlarda en sık gozlenen cinsel disfonksiyonlar:
Cinsel isteğin baskılanması
Orgazmik disfonksiyon
Disparoni
Vaginismus
Rahim ameliyatı (Histerektomi) sonrası cinsellik
Gebelik ve cocuk isteğinde cinsellik
Cinsel İsteğin Baskılanması
Seksuel isteğin baskılanması primer olabilir veya zamanla gelişebilir. Primer olarak libido azlığı olan kadınların coğu cinsel baskının fazla olduğu cevrelerden gelir, cocuklukta veya ergenlik doneminde cinsel tacize uğramış veya erken evlilik sonucu eş problemleri yaşamış kişiliklerdir. Tedavide psikolojik yontemler ve davranış terapilerinin yeri vardır. Cinsel isteğin sonradan kaybolması genellikle eşi ile olan sorunlara, fiziksel veya duygusal travmalara, psikolojik depresyona, ilac veya bağımlılığa (alkol, uyuşturucu…) bağlıdır. Ayrıca gebelik korkusu ve farklı cinsel zevkler isteksizliğe sebep olabilir. Azalmış kişisel bakım, temizlik, seks tekniklerindeki başarısızlık, seksuel tecrubesizlik, maddi problemler, evlilikte guc ve kontrol konuları da ciftlerin cinsel yaşamlarını olumsuz etkiler.
İstek eksikliğinde tedavi bireysel ve cift terapisi olarak uygulanır. Vucut duyarlılık ekzersizleri, insan seksualitesi ve teknikler konusunda bilgilenme, ciftlere yol gosterici olabilir. Cift icin stres, endişe ve rahatsızlık yaratan ortamlar azaltılır. Bir cok problem yanlış bilgilere, tecrubesizliğe, ciftler arası azalmış iletişime bağlı olabilir ve duzeltilmesi en kolay sorun olarak karşımıza cıkar.
Cinsellikle ilgili olmasa da fiziksel gorunuş, anatomi veya fonksiyona ve kişinin duşuncelerine etki eden, ağrıya neden olabilen herhangi bir jinekolojik bozukluk, cinsel disfonksiyona sebep olabilir.
Orgazmik Disfonksiyon
Normal bir cinsel istek ve uyarılmayı takiben kalıcı ve tekrar edici orgazm yokluğu veya gecikmesi olarak tanımlanır. Genelde daha cok genc ve tecrubesiz kadınlarda gorulur. Yaşam boyu primer olarak orgazm yaşamayan kadın %5-10 kadardır. Sekonder olarak ise, ilişkide problemler, depresyon, madde bağımlılığı, kronik ilac kullanımı (şeker hastalığı, norolojik/psikiyatrik ilaclar, multiple sklerose gibi) olgularında karşımıza cıkar. Kadın uyarılma ve ilişki sırasında kendini ve partnerini izlemede aşırı hassastır ve yoğun bir gozlemcidir. Bu durum da anorgazmiye sebep verebilir.
Tedavide değişik programlar onerilmektedir. Medikal ve psikolojik problemlerin arştırılması, iletişim ve seksuel fantazilere yonelik beceri geliştirilmesi, endişeleri azaltma danışmanlığı esastır. Kişisel yardım kitapları ile kadının yoğun strese girmeden, vucudunun farkındalığını arttırmak %90 başarı sağlar.
Disparoni
Disparoni, vaginismus olmaksızın , cinsel ilişki oncesi, esnasında ve sonrasında genital bolgede ağrı hissetmesi durumudur. İlişkide tekrarlayan ağrılar yaşamak, kişide korkuya neden olur, ilişkide problem oluşturur ve sonunda olay cinsel ilişkiden kacınmaya donuşebilir. Bu durum jinekologlar tarafından en sık karşılaşılan seksuel disfonksiyondur. Kadınların yaşamı boyunca %75 kadında gorulur. %15-20’inde bir keze mahsus yaşanmış olabilir. Tekrarlarsa ciddidir ve %2 oranında belirgin cinsel disfonksiyona işaret olabilir.Yaşam boyu suregelen veya kazanılmış bir durum olabilir. Disparoni psikofizyolojik (hem korku nedenli hem de anatomik yapı bozukluğuna bağlı olabilir) bir durum olduğundan, hem psikolojik hem de fiziki faktorler goz onune alınmalıdır. Disparoni, primer ve sekonder olarak, girişte veya derinde olarak sınıflandırılabilir.
Primer disparoni, ilk ilişkiden beri vardır, vajenin anatomik yapı bozukluğu ve kızlık zarı ile ilişkili olabilir.
Sekonder disparoni, daha once negatif bir oykusu olanlarda veya psikolojik etkenlere bağlı olarak gelişir.
Girişte disparoni, penisin girişi esnasında ortaya cıkar ve ilişkiyle beraber hafif veya ciddi boyutlarda olabilir.
Derinde disparoni, sıklıkla ilişki tipi ve pozisyonu veya gecirilmiş ic genital organ ameliyatları (sezeryan, rahimin alınması,travmatik doğum kesisi gibi..) ile ilgilidir. Ayrıca rahim ve yumurtalıklarda tumorler, endometriozis (cikolata kistleri), myomlar, kronik rahim ve yumurtalık enfeksiyonları ve bağırsak hastalıkları da derin disparoniye sebep olabilir.
Bu durumda hastanın ağrı oykusu, ne zaman, hangi durumlarda ortaya cıktığı, ne kadar surduğu, hangi faktorlerin ağrı şiddetini etkilediği spesifik olarak sorgulanmalıdır. Cocuklukta yaşanmış olan bir hikayenin varlığı araştırılmalıdır. Yanlış seksuel bilgileri olan, sucluluk duygusu taşıyan, cinsel yolla bulaşan hastalık korkusu veya gebe kalma korkusu olan ve yetersiz uyarılan kadınlarda ilişki sırasında gevşeme sağlanamamakta, bu da bozulmuş bir uyarılmaya sebep olmaktadır.
Tedavide tum muayene bulguları normal ise, on sevişme fazının uzun tutulması ve kayganlaştırıcılar onerilmeli, menopozda kadında ise, azalmış ostrojen hormonunu yerine koymak, vajinal enfeksiyon varlığında enfeksiyon tedavisi uygulamak en doğru yaklaşımdır.
Vaginismus
Vajinismus, girişte, pelvik taban ve vajinal duvarların duzensiz kasılması ile karakterize, vajina girişinin daralmasına neden olan bir tablodur. Cinsellik oncesi vajinal ilişkinin duşunulmesi dahi istemsiz kasılmalara yol acabilir. Bu kadınlar anatomik yapı olarak normaldir ve yaklaşık %25 kadarı da ilişki haric, vajen muayenesi zorda olsa yaptırabilirler veya tampon kullanabilirler. Coğu zaman ise ne muayeneye ne de herhangi birşeyin vajinaya girmesine izin verirler.
Bir cok vajinismuslu kadında normal seksuel istek vardır, vajen ıslaklığı oluşur, orgazmı yaşayabilirler, fakat ilişki gercekleşemez. Vajinismus primer olabilir veya disparoniye sekonder gelişir. Bir cok cift yardım almaksızın yıllarca boyle yaşayabilir. Ancak cocuk isteği on planda olduğunda şikayetlerini dile getirebilirler.
Vajinismus ilk ilişkide ağrı, ilk muayenede ağrı, gecmiş seksuel hayatta yaşanan taciz veya travma gibi tecrubelere bir reaksiyondur. Bir cok kadın da cok dar ve kucuk vajenlerinin olduğu inancındadırlar.Kapalı, baskıcı toplumlarda sıkca rastlanır.
Gercek tanıyı koymadan once ayrıntılı fizik muayene mutlak gereklidir. Dar, kalın kızlık zarı, vajen varlığı, kronik kadın hastalıkları ve enfeksiyonlar, endometriozis gibi vajinismusa sebep verebilecek tıbbi hasta hastalıklar ekarte edilmelidir. Vajinel muayene esnasında, hastanın partnerini de alarak genital bulguların normal olduğuna hastayı ikna etme yoluna gidilebilir. Ayna ile hastanın kendi anatomisini incelemesi onerilebilir. Vajen yolunu genişletmek gibi cerrahi girişimler, hastanın psikolojik sorunlarını cozmeden bir fayda sağlamayacaktır.
Tedavide amac, istemsiz vajinal kasılmayı engellemektir. Bu nedenle hasta ve eşine vajinal anatomi hakkında bilgi verilir, cinselliği konusunda rahatlatıcı teknikler oğretilir. Kaslarını istemli kullanabileceği egzersizler verilir. Kontrol tamamen hastada olmalıdır. Gerekli olgularda bir cinsel danışman ile tedavinin tamamlanması, ozellikle oykude cinsel kotu kullanımın olduğu vakalarda kacınılmaz olabilir. Tedavi surecinde kontrol kadında olacak pozisyonlar tercih edilmelidir. Bu tedavilerin başarı oranları %90 ve uzeri olarak verilmektedir.
Rahim Ameliyatı (Histerektomi) Sonrası Cinsellik
Rahim ameliyatı gecirecek kadınlar, “rahimim olmadan artık bir daha tam bir kadın olamayacağım, cinsel istek olamayacak veya orgazm olamayacağım” duygularına kapılabilirler. Jinekologlar bu vakalarda oldukca duyarlı olmalı ve ozellikle operasyon oncesi goruşmede bu konuya değinip, gerekli anatomik ve fizyolojik acıklamaları yapmalıdırlar.
Gebelik ve Cocuk İsteğinde Cinsellik
Cinselliğin gebelikte başarı ile yaşanmasında, bebeğin zarar goreceği korkusu, ağrı ve anatomik değişiklikler nedeniyle, bozukluklar yaşanabilir. Gebe kadının bilgilendirilmesi ile bu korkular yenilebilir. Normal gebelikte ilişkinin zararlı olmayacağı ve yan yana gibi pozisyonlar onerilerek ilişki sırasında olabilecek ağrıların onune gecilebileceği oğutlenir.
Cocuk isteği olan ciftlerde, duygusal gerginlik, cinselliği hem hasta hem de partneri icin zor hale getirebilir. Başlıbaşına kısırlık sureci ve kısırlık tedavisinin, ciftlerde duygusal sağlık, yaşam memnuniyeti ve benlik saygısı uzerine olumsuz etkileri olduğu yapılan araştırmalarla ortaya koyulmuştur. Gebelikle sonuclanmayan kısırlık tedavilerinde yaşam memnuniyeti,kendine guvende azalma, normal cinsellikten uzaklaşma ve ruhsal stresle alakalıdır. Olası gebeliğin kaybı ile ilgili korku ve endişeler, cinsellikte bebeğin zarar gorebileceği kaygısı artar. Cocuk arzusu olan ciftlere, tedavi suresince empati ile duyarlı bir yaklaşım sunmak son derece onemlidir.
Cinsellik ve Menopoz
Seksuel aktivitelere karşı ilgi ilerleyen yaşla birlikte hem erkeklerde hem de kadınlarda azalırken bu durum kadınlarda biraz daha belirgindir. Menopoz yalnız başına azalan cinsellikle doğrudan ilişkili değildir. Fakat ostrojen eksikliğine bağlı fiziksel değişiklikler ve genel bir yaşlanma hali cinselliğe etki eder. Azalmış ostrojen hormonu, azalmış istek ve vajen kururluğunu beraberinde getirdiği icin, cinsellikte acı duymak (disparoni) ciftlerin birbirlerinden uzaklaşmalarına sebep olur. Altta yatan sebepler cok faktorludur. Seks hormonlarında azalma olduğu gibi, genel iyilik hali, psikososyal faktorler, eşlik eden sistemik hastalıklar (diyabet, kalp hastalıkları, idrar kacırma …) da seksuel disfonksiyonda buyuk rol oynar.
Burada doğru danışmanlık ve gereğinde şikayetlere yonelik tedavi, ileri yıllarda cinselliğin ve cinsel yaşamın devam edebileceğini onaylayıcı olmalıdır.
[h=2]Bursa Kadın Doğum uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Kadında cinsel disfonksiyon
Sağlık0 Mesaj
●31 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Kadında cinsel disfonksiyon