OZET Amac: Aftoz stomatit, etiyopatogenezi henuz net olarak belirlenememiş olmakla birlikte, genetik ve immunopatolojik faktorler suclanmaktadır. Ayrıca besinler, travma, ilaclar, enfeksiyon- lar, stres gibi tetikleyici faktorlerin de etkisi olduğu duşunulmektedir. Bu calışmada, aftoz stomati- tin sık gozlendiği genc yaş grubundaki prevalansının saptanması ve ceşitli kişisel faktorler ile ilişkisinin değerlendirilmesi amaclanmıştır. Gerec ve Yontemler: On dokuz-yirmi uc yaş aralığın- da 761 universite oğrencisi calışmamıza dÂhil edildi. Tum oğrencilere coktan secmeli sorulardan oluşan anket formu uygulandı. Aftı olan ve olmayan gruplar arasında ki-kare testi ile karşılaştırma yapıldı. Bulgular: Oğrencilerin 452 (%59.4)’sinin aft oykusu mevcut olup, bunların 212 (%31)’sinin yılda ucten fazla aft oykusu mevcuttu. Aftların en sık yerleşim yeri bukkal mukoza, en sık tipi mi- nor aft (%82) ve en sık subjektif yakınma, yemede gucluk olarak saptandı. Oğrencilerin %3.7’sinin muayene esnasında aftı mevcuttu. Aftı olan ve olmayan gruplar karşılaştırıldığında; kadınlarda, ai- lede aft oykusu olanlarda aft istatistiksel olarak anlamlı oranda fazla idi. Yılda en az dort kez anti- biyotik kullananlarda, ayda bir ve daha sık herpes oykusu olanlarda, atopik dermatiti olan, sigara kullanmayan oğrencilerde aft oykusu anlamlı olarak daha fazla saptanmıştır. Periodontal bulgular- la rekurren aftoz stomatit ilişkisini saptamak amacıyla anketimizde sorgulanan diş problemlerinden diş dolgusu, implant ve diş eti kanaması ile aft oykusu arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır. So- nuc: Calışmamız, aftoz stomatit ile jinjival kanama, ağrı, sık antibiyotik kullanımı, herpes simpleks enfeksiyonu varlığı ve atopik dermatit arasındaki olası ilişkiye dikkat cekmektedir.
ABSTRACT Objective: Etiopathogenesis of aphtous stomatit has not been established clearly how- ever, genetic and immunopathologic factors have been blamed. Moreover, triggering factors like fo- od, trauma, drugs, infections, stres are believed to have an impact. In this study, determination of aphtous stomatitis prevalence in young age group where it is frequently observed and evaluating its association with various personal factors are aimed. Material and Methods: Seven hundred sixty one university students are included to our study. Questionnaire with multiple choice questions as applied to all. Comparison is done using chi square test between groups with and without aphtae. Results: Four hundred fifty two students (59.4%) had a history of aphtae, 212 of whom had 3 or mo- re lesions a year. Most common localization of aphtae was buccal mucosa, most common type was minor aphtae (82%), most common complaint was difficulty in eating. At the time of questionna- ire application, 3.7% of students had aphtae. Comparing groups with and without aphtae, aphtae were significantly more in women, with family history of aphtae. Aphtae were significantly more common in students using antibiotics at least four times a year, having herpes at least once every month, having atopic dermatitis, and not smoking. Among questions asked in our questionnaire for determining association of aphthous stomatitis with periodontal findings, a significant associa- tion was determined with dental caries, implant and gingival bleeding and history of aphtae. Con- clusion: Our study pays attention to possible association of gingival bleeding, pain, dental caries, frequent use of antibiotics, presence of herpes simplex infections and atopic dermatitis with aph- tous stomatitis.
Turkiye Klinikleri J Dermatol 2011;21(2):63-8
Rekurren aftoz stomatit (RAS) periyodik ola- rak oral kavitede ortaya cıkan ve kendili- ğinden iyileşen tek veya cok sayıda oval,
ağrılı, etrafında genellikle kırmızı hale olan yuze- yel ulserasyonlarla karakterize bir tablodur.1 RAS daha cok 10-19 yaşları arasında gorulmekte, hasta- lığın sıklık ve şiddeti yaşla birlikte azalmaktadır.2,3 RAS’ın tanısı oyku ve klinik ozelliklerle konul- makta olup, spesifik bir laboratuvar tetkiki bulun- mamaktadır. Lezyonlar daha cok ciğneme fonksiyonu ile ilgili olmayan; sert damak, maksil- ler, mandibuler ve alveoler cıkıntılar dışında kalan bolgelerde; en sık da dil, bukkal ve labial mukoza, yumuşak damak ve orofarenkste lokalizedir.4 En sık subjektif yakınmalar ağrı, disfaji ve yeme gucluğu- dur. RAS’ın major, minor ve herpetiform olmak uzere uc klinik ceşidi mevcuttur. Minor ulserler en sık gozlenen klinik formdur ve genellikle 5 mm ca- pın altında olup, 1-2 haftada skar bırakmadan, ken- diliğinden iyileşmektedir. Major ulserler 1 cm’yi gecebilen buyuklukte olabilmekte ve genellikle 6 haftaya kadar devam edip sıklıkla skar bırakarak iyileşmektedir. Cok nadir gozlenen herpetiform aftlar oral mukozada gruplar halinde gozlenen, bir- kac mm capında kucuk, tekrarlayan, yuzeyel ulser- lerdir.5
RAS’ın basit ve kompleks aftozis olmak uzere bir diğer sınıflaması da bildirilmiştir.6 Kompleks af- tozis, şiddetli hastalığı tanımlayan komplike bir kli- nik tablodur. Ulserler daha geniş, derin ve ağrılı olup, bir anda uc veya daha fazla aft varlığı ya da aralıksız tarzda tekrarlayan ulserlerin gelişmesi sık- lıkla gozlenmektedir. Kompleks aftozise zaman za- man genital ulserasyonlar eşlik edebilmekle birlikte, bu hastalarda Behcet hastalığı tanısı konu- lamayabilmektedir.4 Bu tablonun şiddeti araştır- macıları kompleks aftozisin etiyolojisinin de, klinik ozelliklerinin de RAS’den farklı olduğu sonucuna ulaştırmıştır.
RAS etiyolojisinin multifaktoriyel olabileceği duşunulmekte, olası nedenler uzerinde ise calışma- lar devam etmektedir. Etiyolojide genetik predis- pozan faktorlere ek olarak travma, emosyonel stres, diyet, mikrobiyal ajanlar, nutrisyonel ve hemato- lojik bozukluklar, hormonal değişiklikler, ilaclar ve atopi suclanmaktadır.3 Doku spesifik otoimmunite ve immun yanıtın da RAS’den sorumlu olabileceği tartışılmaktadır.7 RAS patogenezinde hucresel im- mun yanıtın baskın olduğu duşunulmektedir.8
Bu calışmada, aftoz stomatitin gec adolesan yaş grubunda prevalansının saptanması ve ceşitli kişi- sel değişkenlerle ilişkisinin değerlendirilmesi amaclanmıştır.
GEREC VE YONTEMLER
Calışmamıza 19-23 yaş aralığında 761 universite oğrencisi dÂhil edilmiştir. Oncelikle, aynı iki der- matolog tarafından anketimizde sorgulanan klinik durumlar icin (aft tipleri, atopi, herpes enfeksiyo- nu, ust solunum yolu enfeksiyonu, rinit, egzema, konjonktivit) oğrencilere kısa bir sozel bilgilendir- me ve fotoğraflı aft tanımını iceren bir sunum ya- pılmıştır. Ayrıca, bir diş hekimi tarafından jinjival kanama, implant, protez ve dolgular konusunda da bilgilendirme yapılmıştır. Calışmamız Helsinki Deklarasyonu ilkelerine uygun olarak yapılmış ve katılımcılardan bilgilendirilmiş olur formu alınmış- tır. Ayrıca, bu calışma icin etik kurulu onayı alınmıştır.
Coktan secmeli anket sorularında oğrencilerin yaş, cinsiyet, boy, kilo bilgilerini takiben; aft oyku- lerinin olup olmadığı, aftı olanların aft sıklıkları, suresi, lokalizasyonu, tipi (minor, major, herpeti- form), subjektif yakınmaları ve ailede aft oykuleri sorgulanmıştır. Ayrıca, antibiyotik ve ağrı kesici kullanım sıklıkları, ust solunum yolu enfeksiyonu gecirme sıklıkları ve vejetaryen olup olmama du- rumları, diş fırcalama sıklıkları, sigara alışkanlıkla- rı, herpes atak sıklıkları, allerjik hastalık oykuleri (ilac reaksiyonu, urtiker, egzema, atopik dermatit, rinit, konjonktivit), protez, implant, dolgu gibi dental girişimlerin mevcudiyeti, diş eti kanaması ve diş etinde ağrı, şişlik gibi periodontolojik şikÂ- yetlerin varlığı da sorgulanmıştır. Anketler doldu- rulduktan sonra, o sırada aftı olan oğrenciler aynı iki dermatolog tarafından muayene edilip aft tiple- ri, sayıları ve eşlik eden bulgular acısından değer- lendirilmiştir.
İstatistiksel değerlendirme yapılırken yanıt- lanmamış sorular değerlendirmeye alınmamış, ista- tistiksel analiz her soruya yanıt veren oğrenci sayısı uzerinden yapılmıştır. Aftı olan ve olmayan grup- lar arasındaki karşılaştırma ki-kare testi ile yapıl- mıştır. P değerinin 0.05’ten kucuk olması istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir.
Kadın (n= 486) 318 (%65)
< 0.001
Erkek (n= 275) 134 (%49.1)
BULGULAR
Oğrencilerin 486 (%63.86)’sı kadın, 275 (%36.14)’i erkek olup yaş ortalaması 21 ± 2.98 yıl idi. Dort yuz elli iki (%59.4) oğrencide aft oykusunun mevcut ol- duğu ve bunların 212’sinde aftların yılda ucten fazla gorulduğu saptandı. Dort yuz otuz iki oğrencinin
119 (%37.4)’unun son bir yıl icinde, 314 (%72.6)’unun ise bir yıldan uzun suredir aft oyku- su mevcuttu.
Aftların en sık yerleşim yeri bukkal mukoza olarak saptanırken, bunu sırasıyla dudak, dil, diş et- leri (jinjiva) ve tonsiller takip etmekte idi. En sık mi- nor aft (%82), bunu takiben major aft (%10) ve en az herpetiform aft (%8) oykusu mevcuttu. Aftı olanla- rın %36.6’sında herhangi bir subjektif yakınma yok iken; subjektif yakınması olanlar arasında en sık ya- kınma yemede gucluk (%34.5) olarak saptandı.
Oğrencilerin anket sonrasındaki muayenesin- de 743 oğrenciden 28 (%3.7)’inin anket sırasında aftının olduğu saptandı. On oğrencinin iki; beş oğ- rencinin uc ve geri kalanların bir aftı mevcuttu. Oğrencilerin 19’unda minor aft, geri kalanlarında ise major aft mevcuttu. Aftların 10 tanesi dilde, 10 tanesi dudak mukozasında ve geri kalanları tonsil- lerde yerleşmişti. Bu hastaların hicbirinde oral aft dışında bulgu yoktu.
Aft oykusu olan grupta, olmayan gruba gore cinsiyet, ailede aft oykusu ozellikleri acısından is- tatistiksel fark saptandı (p< 0.001) (Tablo 1). Yılda en az dort kez antibiyotik kullanan, ayda bir ve da- ha sık herpes oykusu olan, atopik ekzeması olan ve sigara kullanmayan oğrencilerde aft oykusu istatis- tiksel olarak anlamlı oranda fazla idi (Tablo 2). Ote yandan vejetaryen olma durumu (p= 0.7) ve beden kitle indeksi (p= 0.9) ile aft olma durumu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmadı. Haftada en az bir kez ağrı kesici kullanma durumu ile aft oykusu arasında istatistiksel acıdan anlamlı bir ilişki saptanmadı (p= 0.56).
Yılda dort ve daha fazla ust solunum yolu en- feksiyonu gecirme sıklığı, allerjik rinit, allerjik kon- jonktivit, allerjik astım, egzema, urtiker, ilac erupsiyonu oykuleri arasında istatistiksel acıdan anlamlı bir ilişki saptanmadı (p= 0.95), (p= 0.058), (p= 0.93), (p= 0.53), (p= 0.83), (p= 0.07), (p= 0.78).
Diş dolgusu, diş eti kanaması, diş etinde ağrı ve şişlik olanlarda aft oykusu anlamlı olarak daha
fazla saptandı (p= 0.02), (p= 0.001), (p= 0.007) (Tablo 2). Diş etinde ağrı, şişlik şikÂyeti olan oğ- rencilerde, diş eti kanaması ve dolgusu olan oğren- cilerden farklı olarak yılda ucten fazla aft oykusu daha sık saptandı. Bununla birlikte sırasıyla; gun- de en az dişlerini bir kez fırcalayanlarda, ortodon- ti mudahaleleri ve dental protezi olan oğrencilerde aft sıklığında istatistiksel olarak anlamlı bir artış saptanmadı (p= 0.21), (p= 0.33), (p= 0.055). İmp- lantı olmayan oğrencilerde ise aft istatistiksel ola- rak anlamlı oranda fazla idi (p= 0.01) (Tablo 2).
Tum bu değişkenlerin yılda ucten fazla aft oykusu ile ilişkisi de ayrıca istatistiksel olarak de- ğerlendirildi (Tablo 2).
TARTIŞMA
RAS sıklığı genel populasyonda %5-25 aralığında olmakla birlikte secilmiş gruplarla yapılan calışma- larda bu sıklık %60’a kadar yukselebilmektedir.9,10 Genel olarak, yuksek sosyoekonomik duzeye sahip gruplarda, kadınlarda ve oğrencilerde aft sıklığının daha yuksek olduğu bildirilmektedir.3,11 Calışma- mızda, aft gorulme sıklığının en yoğun olduğu yaş grubunda bulunan bir grup universite oğrencisinde
%59 aft oykusu olduğu, kadınlarda literaturle uyumlu şekilde aft oykusunun daha fazla bulundu- ğu saptanmıştır.
Minor aftlar tum aftların %75-85’ini oluştur- maktadır. Calışmamızda da aftların %82’si minor olarak saptanmıştır. Genetik predispozisyon RAS etiyolojisinde uzun yıllardır tartışılmaktadır. RAS hastalarının %40’tan fazlasında birinci derece ak- rabalarda aft oykusunun mevcut olduğu saptan- mıştır.12 Calışmamızda ailede aft oykusu olanlarda aft sıklığının daha fazla saptanması genetik etkiyi desteklemektedir.
Bazı calışmalar RAS hastalarında atopi preva- lansının arttığına dikkati cekerken,13,14 bazı araş- tırmacılar ise normal populasyondan belirgin farklılık gostermediğini savunmuşlardır.15 Aft olu- şumunda immunolojik mekanizmaların giderek on plana cıkmasıyla immunolojik yanıtta değişiklik- lerle karakterize atopi parametrelerinin RAS geli- şimiyle ilişkili olabileceği goruşu on plana cıkmıştır.
Calışmamızda atopi parametrelerinden atopik dermatit oykusu olan oğrencilerde aft oykusu an- lamlı olarak yuksek iken allerjik rinit ile aft arasın- da ilişki saptanmamış, allerjik konjonktivit ise yılda ucten fazla aftı olan oğrencilerde daha sık bulun- muştur. Bu sonuc da onceki calışmalar gibi celişki- lidir. Daha kalabalık hasta grupları ile tekrarlanacak, laboratuvar verileri ile de zengin- leştirilecek calışmalara gerek duyulmaktadır.
RAS patogenezinde T-hucre aracılı immun ya- nıtın onemli bir yer tuttuğu, bu immun yanıtın ise keratinosit ilişkili bir antijenik uyarının sonucun- da geliştiği duşunulmektedir. Olası antijenler ara- sında bakteriler, ilaclar, gıda ve gıda katkı maddeleri sıklıkla sayılmaktadır.16
İlaclar RAS etiyolojisinde suclanan faktorler- den bir diğeri olup, anketimizde oğrencilerin ilac kullanım durumları ve sıklıkları da sorgulanmıştır. Bununla birlikte, calışma grubumuzu genc yaş gru- bunun oluşturması nedeni ile anketimizde, bu yaş grubunda sık kullanılan analjezik ve antibiyotik gi- bi sistemik ilacların değişik isimli preparatlarına, ve eklenebilecek diğer ilaclar icin listeye yer veril- miştir. Buna gore; yılda en az dort kez antibiyotik kullanım oykusu ile aft ilişkisi saptanmakla birlik- te, ağrı kesici kullanım sıklığı ile aft arasında ilişki bulunmamıştır. Atılganoğlu ve ark.nın yaptığı bir başka calışmada da analjezikler ve antibiyotikler ile aft arasında ilişki saptanmıştır.17
Sigaranın afta karşı koruyucu etkisinden lite- raturde sıkca bahsedilmektedir. RAS hastalarının genellikle sigara icmeyen kişiler olması nikotinin oral mukoza keratinizasyonuna olan olumlu etkisi ile ilişkilendirilmektedir.3 Calışmamızın bulguları da, sigara icenlerde aft sıklığının anlamlı derecede az olduğuna dikkat cekerek literaturu destekler ni- teliktedir (Tablo 2).
Dental tedaviler, diş fırcalamak, dudak ısırma- sı, sert besinler gibi lokal fiziksel travmaların yat- kınlığı bulunan hastalarda oral ulserleri tetikleyebildiğini ifade eden calışmalar olmakla be- raber; literaturun aksine calışmamızda duzenli ola- rak gunde en az bir kez diş fırcalayan oğrencilerde aft sıklığının daha yuksek olduğuna dair bir sonuca ulaşmadık.
Ote yandan diş dolgusu, aftı olanlarda anlam- lı olarak fazla saptanırken, implantın afta karşı ko- ruyucu olduğu tespit edilmiştir. Bu bulgular genc yaş grubunda diş sorunlarıyla ilgilenip hekime baş- vurma durumuyla ilgili olabilir, yani genc yaşta im- plantı olan grup, diğerlerine gore diş yakınmalarına ve sağlığına ozen gosteriyor olabilir. Gercekten de onceki calışmalarda diş tedavilerinin bu koruyucu etkisinden soz sedilmektedir. Behcet hastalarında yapılmış olan bir calışmada, dental tedaviler sonra- sı kısa surecte oral ulserlerde alevlenme gozlen- mekle birlikte, uzun izlem surecinde aft sayısının zamanla azaldığı ve dental tedavilerle oral hijyenin daha iyi olduğu bildirilmiştir.19
Calışmamızda jinjival kanaması ve diş etinde ağrı, şişlik şikÂyeti olanlarda aft sıklığı anlamlı ola- rak fazla saptanmıştır. Diş eti kanaması, jinjivanın inflamatuar durumlarını değerlendirmek icin gu- venilir ve objektif bir klinik parametre olarak kabul edilmekte olup, jinjival kanamanın olmaması du- rumunun periodontal sağlığın guclu belirteclerin- den biri olduğu bildirilmektedir.19,20 Literaturde Behcet hastaları ve RAS’lı hastaların beraber ince- lendiği calışmalara rastlanmış, her iki grubun peri- odontal skorları değerlendirilmiştir. Periodontal skorlar Behcet hastalarında RAS hastalarına gore anlamlı yukseklik gostermiş olmakla beraber, hem Behcet hem de RAS hastalarında interlokin (IL) 1 gen polimorfizmi kontrollere gore yuksek bulun- muştur. Ayrıca, bu gen polimorfizminin Behcet ve RAS hasta gruplarında periodontit gelişimi ve/veya periodontite bağlı gelişen abartılı otoinflamatuar yanıt oluşumu acısından bir risk faktoru olabilece- ği bildirilmiştir.21 Periodontitin ilk basamağında plak oluşumu geliştiği bildirilmekte olup, bu pla- ğın bakteri kaynaklı olduğu gosterilmiştir.22 Bu bakteriyel kolonizasyonun sonucu olarak doğal im- mun sistemin aktive olduğu ve genetik yatkınlığı olan bireylerde bu durumun sistemik bir immun yanıta yol actığı duşunulmektedir.
Ancak, calışmamız sonucunda RAS’li hastalar- da artmış bulduğumuz jinjival kanama durumu yal- nız periodontite bağlı gelişen bir bulgu değildir. Bununla beraber periodontitin en sık gorulen kli- nik bulgusudur.22,23 Periodontitte jinjival kanama- nın da dental plak birikiminin artması ile ilişkili olduğu bildirilmiştir. Sonuc olarak oral hijyenin kotu olmasının enfeksiyon odaklarının gelişmesi- ne, periodontal enfeksiyonlara yol actığı ve bu enfeksiyoz lezyonların da aft gelişimine predispo- zisyon yarattığı bir donguden soz edilmektedir.23,24 Aftoz stomatit hastalarında oral hijyenin onemine literaturde de değinilmektedir.25
SONUC
Bu calışmada, aftoz stomatit ile kişisel bazı değiş- kenlerin ilişkisi araştırılmıştır. Bu calışmanın en onemli kısıtlılığı, verilerin buyuk kısmının anket sonuclarına dayalı olması ve aft etiyolojisinde suc- lanan hematinik eksiklikler ve sistemik hastalıklar acısından oğrencilerin değerlendirilememiş olma- sıdır. Ayrıca, periodontal indekslerle dental mua- yenenin yapılmamış olması ve aft gelişimi ve sıklığında rolu olduğu gosterilmiş olan oğrencile- rin stres duzeylerinin değerlendirilememiş olması da diğer kısıtlılıklardır.26 Bununla birlikte oğrenci sayısının yuksek olması ve bulguların eski calışma- larla paralellik gostermesi onem taşımaktadır.
Sık antibiyotik kullanan, sık herpes enfeksiyo- nu geciren, dişinde dolgu, diş eti kanaması, diş et- lerinde şişlik ve ağrı olan, atopik dermatit ya da allerjik konjonktiviti bulunan oğrencilerde RAS daha sık gorulmekte olup, kadın oğrencilerde ve ai- lede RAS oykusu olanlarda bu olasılık artmaktadır.
Calışmamız ayrıca, aftoz stomatiti olan oğren- cilerde periodontal bulgulara da dikkat cekmekte- dir. Bu nedenle, duzenli dental kontrollerin yapılması ve oral hijyen alışkanlıklarının duzen- lenmesi RAS hastalarının takibinde ve tedavisinde yararlı olabilecektir.
Kilic SS, Demirbaş T. [Recurrent aphthous stomatitis]. Guncel Pediatri 2005;3(3):107-11.
Jurge S, Kuffer R, Scully C, Porter SR. Re- current aphthous stomatitis. Oral Dis 2006;12(1):1-21.
Femiano F, Lanza A, Buonaiuto C, Gombos F, Nunziata M, Piccolo S, et al. Guidelines for diagnosis and management of aphthous stom- atitis. Pediatr Infect Dis J 2007;26(8):728-32.
Rogers RS 3rd. Recurrent aphthous stomati- tis: clinical characteristics and associated sys- temic disorders. Semin Cutan Med Surg 1997;16(4):278-83.
Porter SR, Hegarty A, Kaliakatsou F, Hodg- son TA, Scully C. Recurrent aphthous stom- atitis. Clin Dermatol 2000;18(5):569-78.
McCarty MA, Garton RA, Jorizzo JL. Complex aphthosis and Behcet’s disease. Dermatol Clin 2003;21(1):41-8.
Natah SS, Konttinen YT, Enattah NS, Asham- makhi N, Sharkey KA, Häyrinen-Immonen R. Recurrent aphthous ulcers today: a review of the growing knowledge. Int J Oral Maxillofac Surg 2004;33(3):221-34.
Scully C, Gorsky M, Francina LN, Lozada-Nur
F. The diagnosis and management of recur- rent aphthous stomatitis: a consensus ap- proach. J Am Dent Assoc 2003;134(2):200-7.
McCullough MJ, Abdel-Hafeth S, Scully C. Re- current aphthous stomatitis revisited; clinical features, associations and new association with infant feeding practices? J Oral Pathol Med 2007;36(10):615-20.
Ship JA. Recurrent aphthous stomatitis. An update. Oral Surg Oral Med Oral Pathol Oral Radiol Endod 1996;81(2):141-7.
Rodu B, Mattingly G. Oral mucosal ulcers: di- agnosis and management. J Am Dent Assoc 1992;123(10):83-6.
Field EA, Allan RB. Oral ulceration, ae- tiopathogenesis, clinical diagnosis and man- agement in the gastrointestinal clinic. Aliment Pharmacol Ther 2003;18(10):949-62.
Shohat-Zabarski R, Kalderon S, Klein T, Weinberger A. Close association of HLA-B51 in persons with recurrent aphthous stomatitis. Oral Surg Oral Med Oral Pathol 1992;74(4):455-8.
Veller-Fornasa C, Bezze G, Rosin S, Larazzo M, Tarantello M, Cipriani R. Recurrent aph- tous stomatitis and atopy. Acta Derm Venereol 2003;83(6):469-70.
Wilson CW. Food sensitivities, taste changes, aphthous ulcers and atopic symptoms in al- lergic disease. Ann Allergy 1980;44(5):302-7.
Gonul M, Gul U, Cakmak SK, Kilic A. Atopy in patients with recurrent aphthous stomatitis. Eur J Dermatol 2008;18(1):94-5.
Atılganoğlu U, Su O, Turgut Erdemir A, Er- doğan SŞ, Ufacık H. [Systemic drugs in the etiology of recurrent aphthous stomatitis]. Turkderm 2006;40(2):60-2.
Wray D, Graykowski EA, Notkins AL. Role of mucosal injury in initiating recurrent aphthous stomatitis. Br Med J 1981;283(6306):1569- 70.
Karacayli U, Mumcu G, Simsek I, Pay S, Kose O, Erdem H, et al. The close association be- tween dental and periodontal treatments and oral ulcer course in Behcet's disease: a prospective clinical study. J Oral Pathol Med 2009;38(5):410-5.
Loe H. The gingival index, the plaque index and the retention index systems. J Periodon- tol 1967;38(6 Suppl):610-6.
Akman A, Ekinci NC, Kacaroglu U, Alpsoy E, Yegin O. Relationship between periodontal findings and specific polymorphisms of inter- leukin-1 alpha and -1 beta in Turkish patients with Behcet’s disease. Arch Dermatol Res 2008;300(1):19-26.
Loesche WJ. The antimicrobial treatment of periodontal disease: changing the treatment paradigm. Crit Rev Oral Biol Med 1999;10(3):245-75.
Akman A, Kacaroglu H, Donmez L, Bacanli A, Alpsoy E. Relationship between periodon- tal findings and Behcet’s disease: a controlled study. J Clin Periodontol 2007;34(6):485-91.
Mumcu G, Ergun T. [Oral health and its etio- logical role in Behcet’s disease]. Turkderm 2009;43(Ozel Sayı 2):39-41.
Gurler A, Erdoğan FG. [Preventive medicine in recurrent aphthous stomatitis and Behcet disease]. Turkiye Klinikleri J Dermatol-Special Topics 2010;3(2):75-8.
Gallo Cde B, Mimura MA, Sugaya NN. Psy- chological stres and recurrent aphthous stom- atitis. Clinics (Sao Paulo) 2009;64(7):645-8.
[h=2]Ankara Dermatolog uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Genc yaş grubunda aftoz stomatit sıklığı ve ceşitli kişisel değişkenler ile ilişkisi
Sağlık0 Mesaj
●26 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Genc yaş grubunda aftoz stomatit sıklığı ve ceşitli kişisel değişkenler ile ilişkisi