YETENEK NEDİR?
Her insan doğuştan bazı ozelliklerle donatılmış olarak dunyaya gelir. Her birimizin bir başkasından farklı becerileri ve yetenekleri vardır. Gunluk hayatımızda bu kavramları cok sık kullanıyor olmamıza rağmen bazen kavramların birbiriyle karıştırıldığını goruyoruz. Peki yetenek nedir, kimler yeteneklidir ya da yetenekli olup olmadığımızı nasıl anlayabiliriz?
Oncelikle yetenek nedir, onu tanımlamakta fayda var: Kişinin doğuştan getirdiği ve herhangi bir alanda onu başkalarına gore daha farklı kılan her tur yeterlilik ve ustun beceri ozelliği yetenek tanımlaması icinde yer alır.
Yeteneği, beceri ya da ilgi ile karıştırmamak gerekiyor. Genellikle hepimizin icine duştuğu yanılgı budur. Ozellikle cocuklarımızın heveslendiği, istediği,ilgi gosterdiği her tur calışmayı ya da cabayı yetenek olarak tarif etmek yanlıştır.
Yetenekten bahsetmek icin butun bunlardan farklı başka şeyler olması lazım. Yetenek olmadan da ilgi ve istekle cok başarılı sonuclar almak elbette ki mumkundur. Ancak eğer yetenek varsa o yapılan calışma farkıyla, kendisini ortaya koyar ve benzer calışmalardan hemen bu farklılığıyla ayrılır. İşte bu farkın adı yetenektir.
Aslında yetenek, herkesin yapabileceği şeyleri, herkesten farklı yapabilmek becerisidir. Bilinmelidir ki her cocuk, doğuştan en az bir konuda yetenekli olarak dunyaya gelir.
Butun mesele cocuğun hangi konuya karşı ilgili ve yatkın olduğunu doğru olarak anlayabilmektir.
Eğer sağlıklı ve yeterli şartlar oluşturulmamışsa ve cocuğun hangi alanda yetenekli olduğu anlaşılmazsa, hem doğuştan getirdiği yeteneği hem de varsa cocuğun konuya olan ilgisi kaybolup gidecektir. Dolayısıyla anne babaların gorevi cocuğun yetenek ve becerilerini işler hale getirmek yani gun ışığına cıkartmaktır.
TELEVİZYON PROGRAMLARI VE COCUKLAR
Son zamanlarda ozellikle televizyonlarda yayınlanan bazı programlarda ve yarışmalarda şarkı soyleyen, bir muzik aleti calan ya da başka bicimlerde kendini gostermeye calışan cocuklarımızı goruyoruz. Gunumuz medyası renkli dunyası ve pırıltılı sahne ışıklarıyla ailelere cok cazip geliyor maalesef. Cocuklarımız olayın boyutlarını hesaplayacak olgunlukta ve duzeyde olmadıkları icin butun sorumluluk anne babanın omuzlarında.
Bir cok anne babanın hem bu dunyanın ışıltısının buyusune kapılmalarından dolayı hem de ekonomik olarak yaşadıkları sıkıntı nedeniyle cocuklarındaki becerileri ve yetenekleri sergilemek istediklerini goruyoruz. Bu durumda olayın farklı boyutlarını goz onunde bulundurmakta fayda var.
Cocukların yeteneklerini sergilemekte elbette hicbir kotu taraf yok. Ancak, acaba gercekten emin miyiz:
• Cocuğun gercekten bir yeteneği var mı?
• Cocuğun kişisel ozellikleri bu yarışmaları ve programları kaldırabilir mi?
• Bu konuda herhangi bir uzmandan destek alınmakta mıdır ya da goruşu sorulmuş mudur?
• Cocuğun yaşı ve yapısı yarışmaya ozgu rekabet ve kaybetme duygusuna nasıl tepki gosterecektir?
• Yarışmanın herhangi bir bolumunde cocuk elenirse aile ve cocuk bu duruma nasıl hazırlanmaktadır?
YARIŞMALARIN VE PROGRAMLARIN COCUKLAR UZERİNDEKİ PSİKOLOJİK ETKİLERİ
Zamanında cocukken sahne hayatıyla tanışmış bir cok cocuğun gunumuzde nerede, ne yapıyor olduklarını iyi sorgulamak lazım. Cocukluk cok ozel ve her yonuyle olağanustu onemli bir donemdir. Bu donemlerde cocukların omuzlarına bu kadar ağır bir takım şartlar yuklenirse zararların boyutlarını hesaplamak cok zor olur. Cocukluk aynı zamanda kişiliğin oluştuğu bir surectir. Bizler cocuklarımızı kişilik yapılarını zedeleyecek her tur dış etkenden korumaya azami ozen gosterilmesini isteriz ve aileleri bu yonde destekleriz.
Ozellikle ilk altı yıl son derece onemlidir ve bireyin beğenilerinin, zaaflarının, kişiliğinin, karakteristik ozelliklerinin oluştuğu yıllar olması sebebiyle gelecekteki hayatını da şekillendiren bu donemlerdeki kazanımlarıdır. Butun bunlar uzmanların, eğitimcilerin ve bilim adamlarının ısrarla altını cizdiği ve onemini vurguladığı gercekler olmasına karşın maalesef gereken onemin gosterilmediğini goruyoruz. Kucuk yaşlarda cocukların bir yarışma ya da kendini ispat etme gibi bir durumla karşı karşıya bırakılmasının elbette ki ciddi zararları olacaktır. Bu tip bir durumda cocuğun kazanıp kazanmaması, takdir edilip edilmemesi de o kadar onemli değildir. Her şekilde cocuk icine duştuğu durumdan hasar alarak cıkacaktır:
• Kendine guven kaybı,
• Kendini ispat etme sıkıntısı,
• Surekli bir onaylanma ihtiyacı,
• İzleniyor, takip ediliyor hissi,
• Devamlı bir değerlendirilme duygusu vb. gibi pek cok olumsuz duyguyu yaşaması mumkundur.
Oysa biliyoruz ki sağlıklı bir anne baba tavrı, cocuğun psikolojik ve bedensel olarak butunluğune saygı ve koruma duygusuyla oluşur. Zaman zaman cok planlı olmadan da bu tip durumlarla karşılaşabiliyoruz. Orneğin okul gosterileri, grupsal sanat faaliyetleri, bir etkinlik icin secmelere katılmak gibi konular soz konusu olduğunda nasıl bir yol izlememiz gerektiğini de bilmek onemlidir.
Cocuğun yaşına uygun, akranları arasında gercekleşen ve sadece onlar arasında yapılan yarışmalara ve etkinliklere katılmasında bir sakınca yoktur. Sorun, bir cocuğun yetişkinlerin dunyasında kendisini gostermeye ve var olmaya calışmasıdır.
YARIŞMA DUYGUSU VE KARŞILAŞILACAK OLUMSUZLUKLAR
Oncelikle cocuklar soz konusu olduğunda attığımız her adımı cok dikkatli atmak zorundayız. Cocuklar gelişen, buyuyen ve değişen varlıklardır. Dolayısıyla bir gun onceki tepkileri ve olayları değerlendirme bicimleri ile bu gunku tutumları birbirinden farklı olabilir. Olumsuz olarak etkilenmediğini duşunduğumuz bir cok olayda aradan bir sure gectikten sonra aslında ne kadar fazlaca olumsuz olarak etkilendiklerini gorebiliyoruz.
Her şeyden ote cocuklarımızın bu eğitim sisteminde birbirleriyle otomatik olarak rekabet ortamı icinde yaşadıklarını dikkate alırsak durumun onemi daha cok ortaya cıkıyor.
Sınavlarda sınıf arkadaşıyla, hatta sıra arkadaşıyla rakip konumuna gelen cocuğun hayatın tamamını bir yarış ve sınav olarak gormesi aslında son derece normal gibi gorulmeye başlandı. Butun bu karmaşa sırasında hem aldatıcı olan populerlik, hem de ekonomik anlamda sağlayacağı umulan kısa yoldan gelir elde etme hedefi nedeniyle pek cok ailenin cocuklarını televizyonlardaki şarkı-turku ya da yetenek yarışmalarına yonlendiriyor oldukları da bir gercek.
Bu durumu birkac acıdan değerlendirmek gerekiyor:
• İlki, cocukların bu tip yarışmalara ozendirilmesi: Ozellikle ilkoğretim cağındaki cocukların bu yarışmalarda yer alması sağlıklı bir durum değil. Sebebi ise, bu yarışmaların cocuklardaki yetenekleri ortaya cıkarmak gibi bir amaclarının olmaktan uzak tamamen seyirci toplamaya yonelik programlar olması.
• İkincisi, cocukların yarışma sırasında yaşadıkları olayların ve girdikleri ışıltılı dunyanın onlara sozum ona vaat ettikleri ile gercek dunyanın birbirinden tamamen farklı olması ki bu durum cocuklardaki gerceklik algısının ciddi anlamda bozulmasına yol acıyor.
• Ucuncu olarak, yarışmanın herhangi bir aşamasında cocuğun elenmesi, secilememesi ya da beklediği dereceyi elde edememesi tahmin edilenden daha fazla zarar verici olabiliyor.
Cocuklar bu sayılan durumları yaşadıklarında uğradıkları hayal kırıklıkları cok buyuk. Bunu telafi etmek neredeyse yıllar alıyor ve cocuğu bulunduğu ortamın duzeyine indirmek uzman desteği gerektiriyor.
OLUMSUZLUKLARLA BAŞA CIKMAK
Bu tur yarışmalar cocuklarda zaman icinde yavaş yavaş ve bir olcude hazmederek alıştıkları sınav duygusundan daha farklı bir duyguya yol acıyor.
Cocuk değersizlik duygusu yaşıyor ve eğer değerli olsaydı bunu yarışmayı kazanarak gostereceğini duşunuyor.
Yarışmaya ailesinin teşvikiyle ya da kendi hevesiyle katılmış olması durumu değiştirmiyor ve bu kadar iddialı olabilmesi ciddi bir ozguven gerektiriyor.
İşte yarışmadan elendiği anda bu ozguven yerle bir oluyor ve bahsettiğimiz yetersizlik ve değersizlik duygusu ortaya cıkıyor.
Yarışmanın her aşaması cocuk icin yıpratıcı oluyor, cunku her adım yurek cırpıntılarıyla dolu: Acaba bu bolumu kazanacak mıyım, acaba diğerleri ne yapıyor, acaba benim durumum nasıl, onlardan iyi miyim, kotu muyum, acaba beğeniliyor muyum, acaba arkadaşlarım beni izliyor mudur, acaba ailem ne duşunuyor, acaba sonucta onları uzer miyim?’ gibi onlarca soru cocuğun ruhsal durumunu alt ust edebilir.
Olayın belki de en sıkıntılı kısmı yarışmanın sonucunun ya da beğenilip beğenilmediğinin cocuğun yuzune, hem yuzlerce seyircinin hem de milyonlarda televizyon izleyicisinin onunde soylenmesidir.
Cocuk sonuc olarak sadece bir cocuktur ama orada cocuk gibi davranamaz.
Olayı olgunlukla karşılaması gerektiği oğretildiği icin butun uzuntusune rağmen asla renk vermemeye calışır. Halbuki icinde kopan fırtınalar korkunctur. Bir cocuk olarak normalde yapması gerekeni yapamaz, ağlayamaz, itiraz edemez, kızgınlığını ve tepkisini belli edemez. Etmemelidir cunku.
Orası bir yarışma, bir program platformudur ve cocuğun aslında bir cocuk olduğuyla cok da ilgilenilmez.
Orneğin bu tip programları yapan televizyonlarda psikolog, sosyolog, eğitimci, danışman gibi bir uzman bulunmakta mıdır, bilmeyiz.
Bir uzman goruşu alınmış mıdır, alındıysa uzmanlar bunu onaylamış mıdır ve gecenin bir yarısına kadar suren bu tip programlarda cocukların kendilerini gostermeye calışmalarını normal mi karşılamaktadırlar?
ONERİLER
Her şey bir yana yarışmalar olmalıdır elbette ve cocuklar icin de yarışmalar olmalıdır. Ancak cocuk yarışmaları cocuklara uygun olacak şekilde planlanmalıdır, uzman gozetiminde ve denetiminde yapılmalıdır ve sadece cocukların yarışabileceği yarışmalar olmalıdır.
Sonuclar her ne şekilde olursa olsun, cocuklarda olumsuz duygu durumlarına yol acacağı duşunulerek acıklanmalıdır.
Yarışmalara katılmayı cok arzu eden cocuk ya da aile, yarışmadan sonraki hayatları hakkında kesin ve net olarak bilgilendirilmelidir. Belki bazı kapılar acılacak ve cocuğun butun hayatı yon değiştirecektir ya da belki eski hayata geri donulecektir.
Ancak ustune eklenen hayal kırıklıklarını ve olumsuz duyguları onemsemek gerekir.
Cocuğun yanında onu aşırı motive edecek ya da motivasyonunu bozacak konuşmalar yapılmamalıdır. Yarışma sonrasında onu başka yarışmacılarla kıyaslayan konuşmalar ya da imalar da yapılmamalıdır.
Sonuc olarak kontrolsuz olarak girilen her yol ozellikle cocuklarda ciddi travmatik sorunlara yol acabilir. Milyonlara hitap eden bir programda cocuğun hayatını etkileyecek adımlar atmaktan kacınmak en doğrusudur.
Henuz eğitimini ve kişilik gelişimini bile tamamlamamış bir cocuğun, sadece sahip olduğu belli bir takım yetenekleri ya da becerileri nedeniyle boyunu aşan ortamlara sokulması yanlıştır.
Yeteneği olduğunu duşunduğumuz cocuğumuzu varsa yeteneği doğrultusunda destekleyerek ve teşvik ederek gerekli eğitimi almasını sağlamak en doğrusudur.
Cocuk eğitimi ve bir cocuğun sağlıklı yetiştirilmesi bir tur ‘İnsan Muhendisliği’dir ve şakaya gelir tarafı yoktur.
[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Cocuklar, yetenekleri ve yarışma programları
Sağlık0 Mesaj
●16 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Cocuklar, yetenekleri ve yarışma programları