Aşk eski bir yalan, adem'le havva'dan kalan...-Seni butun kalbimle seviyorum.
-Yalancı!
Adem'in ilk elmayı Havva'nın elinden yemesiyle oldu ne olduysa. Aşk başladı, tutku da, acı da... İnsanoğlunun kafası ilk o lezzetli elmayı yiyip de cennetten kovulmasıyla karıştı. Ve sonra aşıkların kafası hep karışık oldu.
Aşk insanoğlu icin her zaman karmaşık ve gizem dolu bir olguydu. İlk soz de aşk icin soylendi, ilk şarkı da.. Aşıklar acılarına aşk şarkılarında teselli aradı. Aşkın gizemini cozmek icin sanatcılar onu yorumladı, şairler tanımladı, filozoflar uzerinde kafa yordu ve anlamaya calıştılar...
Havva o yasak elmayı Bilgi Ağacı'ndan kopardığından mıdır bilinmez, aşkın gizemini cozumleme işi yine bilim adamlarına kaldı.
Aşk, bağlanma, eş olma, seks uzerine cok sayıda bilimsel araştırma yapıldı. Yapılan araştırmalarda o evrensel sorular soruldu. Aşk nedir? Nasıl aşık oluruz? Aşkın gozu kor mudur? Sonsuz aşk var mı?
Neden sevdiğimize bağlanırız?
Bu sorulara bulunan yanıtların bir kısmıbildiklerimizi yanlışlasa da bir kısmı bugune kadar şarkılarda soylenegelen onermelerin bilimsel doğrulayıcısı oldu.
Total Eclipse of the Heart
Sevenlerin kalp carpıntılarına bir gonderme midir bilinmez, aşkın evrensel işareti her zaman kalp olmuştur. Mutsuz aşk, kırık kalple, yeni başlayan aşk ağaclara kazınan ve Eros'un okuyla yaralanmış kalple ifade bulmuş; sevgililere verilen kalp şeklinde hediyelerin yeri her zaman bir başka olmuştur.
Şairler aşkın kalpteki varlığından dem vursalar da, bilim adamları aşkın kalpte değil beyinde başladığından eminler. Araştırmalarda beyin işlevlerini goruntuleyen yontemlerle delice aşık olduğu bilinen bireylerin sevdiklerinin fotoğraflarına bakarken beyinlerinde neler olduğunu inceleyen bilim adamları, aşkın beynin odul sisteminde etkinlik gosterdiğini gormuşler. Beynin aclık, susuzluk ya da bağımlılıktaki madde aşerme gibi durtulerini kontrol eden kaudat nukleusta bulunan odul sistemi, aşkı da kontrol eder ve tutkulu aşklarda bu bolgenin işlevi artar.
Bu bulgu, hayatta kalma ve neslin ve dolayısıyla turun devamlılığı icin cok onemli durtulerle birlikte aşkın da bir durtu olduğunu, sadece bir duygu olmadığını kanıtlamıştır. Yani aşk unlu Bonnie Tyler şarkısındakinin aksine bir kalp tutulması değil, bir tur beyin tutulmasıdır.
Love Potion number 9
Eski bir R&B grubu olan The Clovers'ın şarkılarında iddia ettikleri gibi bir aşk iksiri var mı acaba?
Yapılan araştırmalar aşık olan bireylerin beyinlerinde normale oranla cok daha yuksek duzeyde oksitosin, vazopressin ve dopamin bulunduğunu, ote yandan ozellikle aşkın ilk 6 ayında serotonin seviyesinin normalin yuzde kırkına kadar gerilediğini gostermişler. Sosyal bağlanmanın bozuk olduğu otistik cocuklarda oksitosin duzeyleri normal bireylere gore duşuk bulunmuş, ote yandan vazopressin enjekte edilen deney hayvanlarında bağlanmanın ve tek eşlilik eğiliminin arttığı gozlenmiş.
Gorunuşe gore aşk iksiri diye bir şey varsa, bunun bir noroendokrin kokteyli olacağı kesin. İksirin nasıl yapılacağı halen gizemini korumakta belki ama iceriğindeki olası maddeler birer sır değil.
Bolca oksitosin, biraz vazopressin, yeteri miktarda dopamin, hayli feniletilamin, bir tutam endorfin ve ilave seks hormonu baharatları... İşte karşınızda modern bilimin aşk iksiri...
Oksitosin eşler arasında bağlanmayı sağlayan molekuldur. Normalde emzirme ve orgazm sırasında artar ve sosyal bağlanmaya hizmet eder. Vazopressin aşığın gozunun sevdiğinden başkasını gormemesinin, yani tek eşliliğin molekuludur. Dopamin odul sisteminin temel molekuludur. Ozlemek, sevgiliyi gormeden duramamak ve tutku onun işlevidir. Endorfinler doğal ağrı kesicilerdir, dokunmayla, gulumsemeyle duzeyleri artar. Artışı kişiyi sakinleştirir, huzur verir. Feniletilamin aşığın heyecanından ve her an canlı, enerjik olmasından sorumludur.
Bu iksiri icenin halinin ne olacağı bilinemese de aşkın beyin kimyası değişikliği ile gelişen bir durtu olduğunu bilmek aşka olan inancımızı taze tutmaya yarayabilir.
A Momentary Lapse of Reason
Aşık olunca aklın baştan gittiği, sevdiğini birkac dakika gorebilmek ya da mutlu edebilmek icin insanın kendisinin bile şaşırdığı davranışlar gostermesi, aşkı bilenlere yabancı gelmeyecektir. Araştırmalar aşık olunduğunda beynin kaudat nukleus ve anterior singulat korteks gibi bazı bolgelerinde gorulen etkinlik artışına, diğer bazı bolgelerdeki etkinlik azalmasının eşlik ettiğini gostermiş. Bulgulara gore, aşık olunduğunda beynin mantıklı duşunme, yargılama, karar verme, planlama gibi yuksek işlevlerini kontrol eden bolgesi olan prefrontal kortekste etkinlik azalır.
Aşkın Pink Floyd şarkısında tanımlandığı gibi anlık bir mantık tutulması oluşu buradan kaynaklanmaktadır.
Aşkın Gozu Kor mu Acaba?
Evet kor. Ozellikle aşkın ilk altı aylık doneminde, tutkunun ve buyulenmenin en yoğun olduğu donemde beynin prefrontal korteksindeki etkinlik azalması ve buna eşlik eden posterior singulat korteks işlevlerinde yavaşlama, aşığın sevilenin olumsuz taraflarını ve aslında kendisine hic de uygun olmayan ozelliklerini gormesini ve yargılamasını engeller. Mantıklı duşunme yetisi bozulduğu icin yalnızca olumlu taraflar gorurulur, olumsuzlar asla gorunmez. Ote yandan bu yeti sadece secici olarak bozulmuştur ve aşkı tehdit eden durumlar konusunda yargılama, planlama, karar verme yetisi surmektedir. İlk aylar gecip prefrontal korteks eski etkinliğine kavuştuğunda, sarhoş olunan bir gecenin sabahında bir yabancıyla uyanmışcasına, bir sabah yatağınızdan kacar gibi uyanma olasılığınız hic de duşuk değildir. Yine de ilk aylardaki o mantık korluğun Ozdemir Asaf'ca ifadesi ne kadar guzeldir:
Sevilenin yanlışları gorulmez
Sevilmeyenin goruntusu yanlıştır.
Bilimin ışığında aşkın gizeminin aydınlanması aşkın insan uzerindeki gucunu nasıl etkileyecek bilinemez, ama bilimde elde edilen bulgular sayesinde gelecek cağlarda şiirler de dahil pek cok şeyin değişeceği kesin.
Ne dersiniz? Gun gelecek torunlarımız aşklarını ağac govdelerine kazıdıkları beyin resmiyle mi olumsuzleştirecekler? Aşıklar birbirlerine kalpleri yerine beyinlerini mi verecek?
Beni butun aklınla sev mi diyeceğiz sevgilimize?
Goreceğiz...


[h=2]İstanbul Psikiyatri uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]