Intrakranial anevrizmalar, serebral arterlerin patolojik genişlemeleridir. Coğu anevrizma doğuştandır ve değişerek ve gelişerek hayat boyu devam eder. Atherosklerotik hale gelebilirler. Anevrizmalar tipik olarak en sık, Willis poligonundaki ana damarların bifurkasyonlarında gorulurler. Hastaların %20’sinde birden cok(multipl) anevrizma, %1’inde de anevrizmayla birlikte arteriovenoz malformasyon (AVM) gorulmektedir. Eğer anevrizmalar periferik yerleşimli ise, travma veya enfeksiyon gibi ikincil nedenler goz onunde bulundurulmalıdır.
Anevrizmaların %85’inden fazlası karotid veya “anterior” sirkulasyonda oluşur. Yaklaşık olarak %30’u da internal karotid arterin, intrakranial segmentinde, genellikle posterior komminikan arter cıkışında veya hemen komşuluğunda ortaya cıkmaktadır. Diğer bir %30’luk oran da, anterior komminikan arter kısmında gorulur. Yaklaşık %25’lik bir bolumu orta serebral arterin ilk ana dallarını verdiği trifukasyonuna oturur. Buradaki başlangıc noktası damarın catallaşma noktasının başlangıcıdır. Vertebro-baziller veya “posterior” sirkulasyon anevrizmaları, en sık olarak baziller arterin tepesinde gorulsede govdesi boyunca daha proksimal bolumlerde de ortaya cıkabilir. Posterior inferior serebeller arterin cıkış yeri ikinci en sık yerleşim yeridir.
İntrakranial anevrizmalı olgular en yaygın olarak subaraknoid kanama (SAK) belirti ve bulgularıyla karşımıza cıkarlar. Travmaya bağlı olmayan subaraknoid kanamaların %80’i anevrizma rupturunden kaynaklanmaktadır. Bu ruptur sonucunda hastada, şiddetli bir başağrısı, ve bunu takiben subaraknoid mesafeye gecen kanın oluşturduğu meningeal irritasyon sonucu gelişen ense sertliği ve fotofobi gorulur. Gecici bilinc kaybı da oluşabilir. Bazı hastalarda ise kafaici basıncın aniden artmasına bağlı olarak fokkal norolojik defisitler ve koma hali gorulebilir. SAK’ın şiddeti gradelenebilir .Genellikle, grade ne kadar duşuk olursa o kadar iyi bir prognoza işaret eder.
Anevrizmalı, hastaların tumu rupture bağlı semptomlar ile karşımıza cıkmayabilir. İnternal karotid arter (ICA) anevrizmaları kitle etkisi gostererek ; optik sinire (II.) bası sonucu oluşan tek gozde korluğe veya okulomotor sinire (III.) bası sonucunda diplopi, ptozis ve pupil dilatasyonuna neden olabilir. Kavernoz sinus icersindeki bir ICA anevrizması n. abducense bası yaparak cift gormeye sebep olur. Baziller tipte oturan dev bir anevrizma (capı 25 mm’den fazla olan) serebral aqueductı tıkayarak hidrosefali oluşturabilir. Nadiren bir anevrizma tumorle karıştırılabilecek buyuklukte olabilir.
SAK tanısı genellikle klinik bulgulara gore konur. BT taraması oncelikle yapılmalıdır, Tum beyin damarlarını kapsayan anjiografi anevrizmayı tam olarak tespit etmeye ve tanımlamaya ve aynı zamanda birden cok anevrizma olup olmadığını veya eşlik eden bir AVM’nin ortaya cıkarılmasına yardımcı olur.
TEDAVİ
Anevrizma kanaması tanısı doğrulandıktan sonra hastada yeni bir kanama riskine karşı belli bir protokol uygulanır .Anevrizma tedavisinde nihai amac kraniotomi ile anevrizmaya ulaşıp mikroşirurjikal olarak disseke edip, bir klip ile boynunu kapatmaktır. Ameliyatın zamanlaması hastanın klinik gradine gore ayarlanmalıdır. Grade I ve II olan hastalar, kanamadan sonraki ilk 72 saat icinde ameliyata alınmalıdırlar. Grade III ve IV hastalara ise yoğun tıbbi mudahale yapılır ve durumları iyileştirilerek imkanı varsa daha duşuk grade getirilmeye calışılır cunku mortalite riski hastanın grade’i artıkca yukselir. Henuz kanamamış anevrizmalar da tespit edilirse, kanamaya yol acmadan elektif şartlarda ameliyat edilmelidirler. Cerrahisi zor olan ve hatta mumkun olmayan anevrizmalar da girişimsel nororadyolojik tekniklerle, emolize edilerek etkin olarak tedavi edilebilirler.
Anevrizmal kanamaların komplikasyonları arasında, lezyonun tedavi edilmediği durmlarda ilk 8 hafta icinde %30 oranında tekrar kanama riski, subaraknoid kan pıhtılar tarafından araknoid villilerin tıkanması sonucu gelişen hidrosefali, vazospasm, intraserebral hematomlar, kafa ici basınc artışı ve epileptik nobet sayılabilir. Bunların icindde en belirgin fakat, en az anlaşılmış olanı vazospasmdır. Bu fenomen sıklıkla kanamadan sonraki İlk 4-7 gun icinde ortaya cıkar ve ilgili serebral arterlerin daralmasına neden olur. Vazospasm, herhangi bir klinik bulgu vermeksizin anjiyografide gorulebileceği gibi, hastanın hayatını tehdit edecek ciddiyette ilgili damarların beslediği beyin dokusunda iskemiye de sebeb olabilir.
Kanamadan elektif şartlarda klipe edilen anevrizmalı olguların sonucları kanadıktan sonra klipe edilen anevrizmalı olgulardan daha iyidir, cunku beyin, subaraknoid kanama ile henuz hasar gormemiştir. Bunun yanında, internal karotis arter anevrizmaları, komplike anterior komminikan arter anevrizmaları haric; vertobrobaziller sistem anevrizmalarına gore daha az risklidirler. Genellikle, başarılı bir ameliyatla anevrizmanın klipe edildiği, ve vazospazmının giderilebildiği veya onlenebildiği durumlarda, hastalarda iyileşme sağlanmaktadır.

[h=2]Ankara Beyin Cerrahi uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]