neden oruc tutuyoruz
Biz, herhangi bir menfaat duşuncesi ile değil yalnız Allah'ın emri olduğu icin ve onun rızasını kazanmak maksadıyla oruc tutarız.
Hz. Ali (Allah ondan razı olsun) diyor ki:
- Karşılığında bir menfaat umarak yapılan ibadet, ticaretcinin ibadetidir.
- Korku sebebiyle yapılan ibadet kolenin ibadetidir.
- Allah'ın nimetlerine şukretmek maksadıyla yapılan ibadet, hur olan kimsenin ibadetidir. (23)
Makbul olan ibadet, Hz. Ali'nin de belirttiği gibi Allah'ın nimetlerine karşı şukran borcunu yerine getirerek onun rızasını kazanmak maksadıyla yapılan ibadettir.
Allah, ancak boyle samimi bir duşunce ile yapılan ibadetleri kabul eder.

Orucun hikmetleri ve faydaları
Allah'ın her emrinde olduğu gibi oructa da bircok hikmetler ve bizim icin pek cok faydalar olduğu bilinen bir gercektir. Orucu Allah rızası icin tutmakla beraber, bunları da gozonunde bulundurarak değerlendirmek durumundayız. Orucun başlıca faydaları şunlardır:

Oruc Kotuluklerden Korur
Kur'an-ı Kerimde orucun farz kılındığını bildiren ayetin sonundaki "ta ki korunasınız" ifadesi orucun hikmetine dikkatimizi cekmektedir.
Allah TealÂ, her derde bir deva, her hastalığa bir ilac verdiği gibi kotuluklere karşı da korunma vasıtaları vermiştir. İşte orucun bir ozelliği de bizi kotuluklerden koruyan bir ibadet oluşudur.
Nitekim Peygamberimiz orucun bu ozelliğini hepimizin kolayca anlayabileceği şekilde guzel bir benzetme ile acıklayarak şoyle buyurmuştur:
"Oruc bir kalkandır, o halde oruclu kotu soz soylemesin. Kendisi ile cekişip kavga etmek isteyen kimseye iki defa, "ben orucluyum" desin." (24)
Bilindiği gibi kalkan, savaşlarda kişiyi duşmanın kılıcından koruyan bir vasıta idi. Kalkan, sahibini duşmandan koruduğu gibi oruc da aynı şekilde kişiyi kotuluklerden ve gunah işlemekten korur. Oruclu, kotuluğu başlatan kişi olmayacağı gibi, kendisine fena soz soyleyen ve kavga etmek isteyenlerin bu davranışlarına karşılık: "Ben orucluyum, ben orucluyum" diyerek nefsine hakim olacak ve kendisini kavganın icine cekmek isteyenlere uymayacaktır. Boylece oruc, bir kalkan gibi kişiyi kotuluklerden korumuş olacaktır.
Oruc, kişiyi sadece kotuluklerden korumakla kalmayacak, onu cehennem ateşinden de koruyacaktır. Cunku, insanı cehenneme surukleyen kotuluklerdir, bunlardan uzaklaşan cehennemden de uzaklaşmış demektir.
Her kotuluğun başı, Allah'ı unutmak ve sorumluluk duygusunu kaybetmektir. Halbuki oruc, bize daima Allah'ı hatırlatır, sorumluluk duygusunu geliştirir. Bir ay boyunca devam eden bu manevî eğitim sonucu Allah korkusu kalblere iyice yerleşir,bunun olumlu tesiri ile de insan davranışlarını kontrol altına alarak her turlu kotulukten uzaklaşmış olur.

Oruc AhlÂkımızı Guzelleştirir
Oruc, belirli bir sure basit bir ac kalma olayı değildir. Onu sadece bu yonuyle değerlendirmek son derece yanlış olur. Oruc, koklu bir irade terbiyesi, insanı kotu alışkanlıklardan temizleyen, cirkin davranışlardan uzaklaştıran ve iyi huylar kazandıran bir ahlÂk eğitimidir.
Peygamberimiz (s.a.s.) şoyle buyuruyor: "Her kim yalan soylemeyi ve yalanla iş gormeyi bırakmazsa Allah onun yemesini, icmesini bırakmasına değer vermez." (25)
Bu hadis-i şerifte orucun yuksek hedefi acıkca gosterilmiş, oruc tuttuğu halde kotu huyları terketmeyenlerin oruclarına Cenab-ı Hakk'ın değer vermeyeceği bildirilmiştir.
Konunun onemi hakkında peygamberimiz diğer bir hadis-i şerifinde biraz daha acıklık getirerek buyuruyor ki:
"Cok oruc tutanlar var ki onlara tuttukları oruclardan sadece aclık ve susuzluk kalır. Cok gece ibadet edenler vardır ki onlara da bundan kalan sadece uykusuzluktur." (26)
Bu kimseler, helÂl olan şeylerden uzaklaştıkları halde, esas uzaklaşmaları gereken haramlardan uzaklaşmadıkları icin ibadetlerinden bekledikleri karşılığı bulamayacaklardır.
Goruluyor ki orucun asıl gayesi, insanı kotuluklerden uzaklaştırarak olgunlaştırmak, ahlÂk ve fazilet sahibi olmasını sağlamaktır.
İslÂm bilginleri orucun uc mertebesi olduğunu bildirmişlerdir:
Birincisi; imsaktan akşama kadar yemekten, icmekten ve cinsel arzulardan sakınmak suretiyle tutulan oructur. Bu oruc, şartları yerine getirildiği icin sahihtir. Ancak bunun gayesine ulaşması icin oruclunun ikinci basamağa yukselmesi lÂzımdır.
İkincisi; birinci maddedekilerle birlikte, kulak, goz, dil, el, ayak ve diğer organları gunahlardan uzaklaştırmak suretiyle tutulan oructur. Makbul olan oruc budur. Cunku bu, organlar uzerinde olumlu etkisini gosteren ve sahibine ahlÂkî faziletler kazandırarak gayesine ulaşan oructur.
Ucuncusu; birinci ve ikinci maddedekilerle beraber gonlunde Allah'tan başkasına yer vermemek, kalbini Allah'tan başka şeylerle meşgul etmemek suretiyle tutulan oructur. Oructa ulaşılan en yuksek derece budur. Peygamberlerin ve Allah'ın veli kullarının tuttuğu oruc budur.
Oruclu, once helÂl olan yiyecek icecek ve cinsel arzularından gecici bir sure uzak kalarak iradesine hakim olmayı oğrenir. Bu irade terbiyesi ile organlarının her turlu kotulukten uzaklaşmasını sağlayan mu'min, nihayet kalbini de kotu duygulardan arındırarak Âdeta melekleşir. Maddî bağlardan, fani ihtiraslardan uzaklaştıkca kulluğun zirvesine ulaşır ve Allah'a yaklaşır.