İnternette boyle bir konu acacağım hic aklıma gelmezdi. Ama ruh sağlığı bolumunde yazılan yazıları biraz takip ettim ve artık iyice korkmaya başladım. Bu yaşadıklarımı yaşayan var mı bir hastalığın belirtisi midir diye sizden yardım almak istiyorum. Yazdıklarım uzun olur belki de kimse okumaz ama ben yazacağım bir kişi biler bir şey soylese yetecek bana.

Ben sorunlu bir cocukluk gecirdim. Ailemle aram hic iyi olmadı hala iyi değil. Babam yok. Ama onu sevmiyorum. Olmuş olması beni hic uzmuyor. Cunku ben henuz 5 yaşlarındayken bana haksız yere tokat atmıştı. Sadece bir tokat ve ben onu bir turlu unutamadım. Hala nefret ederim babamdan. İyiki de olmuş diyorum cunku eğer yaşasaydı ofkem iyice buyuyecekti. Annem zaten ilgili bir anne değildi dayakla terbiye etmeye calışırdı kendinin de sorunları var ve babam olunce sağolsun dayağını hic eksik etmedi. 24 yaşındayım ve hala annemden nefret ederim bir turlu yıldızımız barışmaz uzun bir suredir ben başka bir şehirde yaşıyorum. Ondan uzak olduğum icin kısmen daha iyi haldeyim şu an. Cunku yanyanayken asla anlaşamayız surekli kavga ederiz. Daha sabah ben uyanmadan bağırıp cağırmaya başlar. Ozetle boyle bir ortamda buyudum.

Şimdi benim asıl sorunum şu diyemeyecem cunku bir tane problemim yok. Sorunum ne onu da bilmiyorum. Asosyal biriyim. Cok gururlum kimseye hicbir şey anlatamam. Hic arkadaşım da yok. Ben her şeyi kafaya takıyorum. Sokakta yururken yanından gectiğim insanlar sanki benim hakkımda konuşuyor gibi hissediyorum. Cevremdeki insanlar hep bana tuzaklar kuruyor benden nefret ediyor arkamdan konuşuyorlar diye duşunuyorum. Ve herkesten nefret ediyorum hem de cok basit sebeplerden. Şoyle bir ornek vereyim 12 yaşındayken bir gun cok actım ve evde borek vardı. Boreğin bozduğunu bilmiyordum ve yedim ilk başta anlamadım ikinciyi yediğimde anladım. Evde kuzenim vardı ve o bu durumun farkındaydı neden bana soylemedin dediğimde cok actın soylersem yemez ac kalırdın dedi. Ustunden o kadar yıl gecti hala unutamadım bu yuzden ondan nefret ediyorum. Yaptığımın mantıksız olduğunun farkındayım kendimi bu duruma ikna etmeye calışıyorum ama olmuyor bir turlu. İnsanlar hakkındaki duşuncelerimi yenemiyorum herkesten kotuluk gelecek gibi duşunuyorum.

İnsanlara surekli yalan soyluyorum. Cunku eğer gercekleri soylersem caresizliğimi anlar benimle alay ederler diye duşunuyorum. Bu forumda bile sanki cevremdeki herkes burayı okuyor beni takip ediyor gibi tanınmamak icin yalanlar soyledim. Eğer okurlarsa o kişinin ben olmadığımı sansınlar diye. Şu an yazdığım konuda bile kucuk yalanlar var kişileri falan değiştirerek anlatıyorum elimde değil. Biri beni tanırsa gercekten bunu hazmedemem kafayı yerim.

Surekli takip edildiğimi duşunuyorum. Hem de sadece sokakta değil evdeyken bile. Bilgisayarımın kamerasını kapattım cunku ordan birileri beni izliyor gibi geliyor. Telefonu asla kamerası acık halde bırakmam hep bulunduğu yerin altında kalır. Sanki evimde bile gizli kameralar var o yuzden hep temkinliyim. Rahat hareket edemiyorum. Gizli kamera yine iyi evin duvarında delik acmışlar da oradan izliyorlar gibi geliyor. Hatta şu anda bilgisayarımda biri var ve bu yazdıklarımı okuyor diye duşunuyorum. Yeni yeni bilgisayarda merak ettiğim ve gizli kalmasını istediğim şeylere bakabiliyorum bu hastalıklar gibi. Takip edildiğimi duşunduğum icin bilgisayarı kullanamıyordum bile.

Doktorlara bile derdimi soyleyemiyorum. Surekli başım ağırıyor. Yıllardır boyle bu ama gercekten cok ağırıyor bunları yazarken bile. Bunun icin bir kac kere doktora gittim bana bir hepsi bir şeyin yok stres ettiğin bir durum var mı diye soruyor ve ben hayır hayatım cok iyi hicbir şeyi takmıyorum diyorum. Oysa bunu soylerken bile bitik bir haldeyim. Doktora gitmeyi cok seviyorum bana 3 ay omrun kaldı dese sevincten opebilirim. Hep icimde kotu bir hastalığım cıkacak umidiyle gidiyorum doktora.

Aynı zamanda cok takıntılarım var. Bunların bir coğunu ailemin yanından ayrılınca yendim aslında. Mesela bir yere dokunduğumda ikinci kez dokunurum. Bunu yendim. Surekli dişlerimi sıkarım. Kapıların kollarına asla tutmam. Bazı kelimeleri iki kere tekrarlarım ki biri bana deli misin neden iki kez soyluyorsun her şeyi diyince bunu da yendim şukur.

15 yaşlarındayken gercek hayatla ruyaları karıştırmaya başlamıştım. Ruyamda yaşadığım şeyleri gercek hayatta olmuş gibi sanıyordum. Bunu farkedenler deli gozuyle bakmaya başlamıştı. Hem de oyle komik şeyleri gercek sanıyordum ki. Buna da bir ornek vereyim bir gun annem bana corapların nerde diye sordu ve ona teyzemlerden gelirken sırtına sokmuştun ya dedim. Boyle komik bir durum olabilir mi bu sadece benim gorduğum bir ruyaydı. Annem delirdiğimi soylemeye başlamıştı artık neyse bu sorunu aştım ama bu aralar tekrar başladı. Ruyalarda yaşadıklarımı gercek sanıyorum. Mesela acıkıyorum sabah uyandığımda ve mutfağa gidip gece yaptığım pastayı yiyim diyorum ama dolaba bir bakıyorum pasta yok cunku yapmadım. Birine soylemem gereken bir şey var mesela ben bunu soyledim zannediyorum ama soylememişim onu soylediğimi kafamda kurmuşum. Biriyle bir şey konuşacakken konuşacağım anı surekli kuruyorum hareketlerini vereceği tepkileri kafamda defalarca kuruyor sonra da konuşmuyorum.
Kimseyi dinleyemiyorum. Konsantre olamıyorum hicbir konuya. Biri bana anlatırken pur dikkat dinler gibi bakıyorum ama hicbir şey duymuyorum hı evet gibi tepkiler veriyorum. Ama konudan haberim yok ve bunu farkediyor bazen insanlar haliyle cok bozuluyorlar. Bozulmaları hic umrumda değil tabi ne halleri varsa gorsunler.

Bir başka mesele de asla duşunmeden duramıyorum. Surekli duşunuyorum beynim hic boş kalmıyor uykuya dalana kadar hep bir şeyler duşunuyorum kotu hayaller kuruyorum. Bir ara o kadar yalnız hissettim ki kendimi kafayı yememek icin kuş aldım. Kuşu aldığım gunden beri de ya olurse diye surekli ağlıyorum. Onun olduğunu hayal ediyorum hep. Mesela eve biri giriyor onun başını koparıyor gibi hayaller kurup ağlıyorum. Kuşa surekli bıktım senden lurfen ol diyorum sona da sen olursen ben ne yaparım diye ağlamaya başlıyorum. Kendimi ona bağladım resmen. Her gece ağlamak cok yordu beni ustelik kafamda olmayan şeyler kurup onlara ağlıyorum. Bu kadar ağladığıma bakmayın asla insanların yanında ağlamam. Bu gune kadar ağladığımı goren bir kişi olmamıştır.
Yalnızken bazen gunduzleri mutluyum aslında. Sabahtan kalkıp ev işi yapıyorum muziği acıyorum gercekten mutlu olduğumu hissediyorum. Kafamda kendime guzel bir dunya kuruyorum. Ama gece olup da başımı yastığa koyunca butun sıkıntım geri geliyor. Yalnızlık korkusu değil bu kesinlikle. İnsanların icinde cok bunalıyorum ben hep yalnız kalmak istiyorum. Sadece gece olunca kurduğum o hayal dunyası bozuluyor ve ben dertlerimle baş başa kalıyorum. Gunduz bir şeyler yapıp oyalanıyorum ama gece oyle değik. Duşunceler uyutmuyor beni. Hic duzenli uyku uyuyamıyorum zaten.

Surekli olumu duşunuyorum. Goğsumde kucuk bir ağrı olsa mesela hemen kanserim olucem diye mutlu olup hayallere başlıyorum. Doktora gitmişim kanser olduğumu soylemiş ve ben tedavi olmayıp fare zehiri icerek intihar ediyorum. İntihar yontemlerim daha iyisini buldukca değişiyor. Kanser olmayı oyle cok istiyorum ki asla kimseden yardım kabul etmem yediremem bunu kendime kendi başıma olucem diye mutlu oluyorum. Sonra olduğumde insanların nasıl tepkiler vereceğini hayal ediyorum hep. Olmeden bir mektup yazıp hepsinin canını yakmak istiyorum bunları kurmaktan zevk alıyorum. Kafamda surekli o mektubu yazıyorum hem de aynı kelimelerle.

İntiharı da duşundum elbet. Ama ya başaramazsam o zaman rezil olurum mahvolurum diye hic intihar edemedim. Edemem de biliyorum. Mesela bir silahım olsa hic duşunmem kendimi vururum ama bilekleri kesmek oyle değil ya o anki olum korkusuyla yardım istersem diye korkuyorum hep. Asmak icin de evimde musait bir yer yok. Her neyse intihar etme duşuncesini yendim zaten ama biri beni oldurmek istese de aman yapma demem.

Kafamın icinde hep sanki yanımda biri var da derdimi ona anlatıyormuşum gibi o kişiye sorunlarımı anlatıyorum. Ağlamaya başlıyorum. Film gibi oynuyor her şey kafamın icinde. Cok ani duygu değiştiriyorum. Cok mutluyken bir anda uzuntuden kahroluyorum. Birini severken bir bakışıyla nefret ediyorum.

Bir de canımdan bıktıran bir durum var ki bazen mesela hic tanımadığım bir kere merhaba dediğim biri var. Bu kişiyi bir anda cok sevmeye başlıyorum ve surekli onun oleceğiyle ilgili şeyler kurup kendimi strese sokuyorum. Oysa adını bile bilmiyorum. Sonra ondan sıkılıp başkası hakkında aynı şeyleri kurmaya başlıyorum. Ama o kişilerden biri gelse benimle konuşmak istese asla konuşmam bir anda siler unuturum onu. Ben onu kafamda seviyorum gercek hayatta değil. Ben gercek hayatta yaşamıyorum aslında fiziksel olarak varım. Giydiğim giysiyi bile hayalimde alıyorum. Şehirler geziyorum kendi dunyamda ama gercek hayatta evden cıkmıyorum. Ha hayallerimde de asla mutlu bir insan değilim şehirler gezsem de hep acı icindeyim. Ya birileri olur ya bana bir şey olur. Guzel şeyler duşunemiyorum.

Hah şuna ne diyeceksiniz? Bu konularda başlık acan insanların yazdıklarını ne kadar uzun olursa olsun film izler gibi okuyorum. Dertlerini soluksuz okuyorum resmen. Bu bana zevk mi veriyor anlamıyorum ki. Sonra onları yaşayan kişinin yerine kendimi koyuyorum. Ben hastayım galiba.

Sorunum oyle cok ki bunlar sadece bir kısmı desem yeridir. Cok oldu farkındayım. Ben sorunlarımın farkındayım aslında cocukluğumdan beri bu sorunlarla kendimce başediyorum. Ben cok guclu biriyim kolay kolay yıkılmam şimdi de zaten yıkıldım coktum gibi bir durumdayım yardım edin diye yazmadım bunları. Bir suredir bu bolumu takip ediyorum ve hareketleri benim hareketlerime benzeyen bazı insanlar var ve onlar hasta olduklarını tedavi gorduklerini soyluyolar benim de durumum boyle olabilir mi? Bir suredir de zaten ya kafayı yersem herkese rezil olurum diye kafaya taktım surekli bunu duşunup korkuyorum. Sizce hasta mıyım ben. Ben bu durumumla başedebiliyorum bugune kadar kimse anlamadı. Herkes beni soğuk, kendinden başkasını duşunmeyen ve guclu bir insan olarak biliyor. Yani cok iyi gizliyorum halimi korkum acaba bir anda kafayı yer miyim? Olmaz di mi boyle şey insanlar nasıl deiliriyor. Delirdim mi anlayamıyorum. Doktora kesinlikle gitmem hele psikoloğa hic gitmem. Bir ara psikiyatrise gitmek istedim ama yine gidemedim eğer ona kendimi anlatırsam caresizliğimi gorur ve bir daha asla toparlayamam. Ben bunları niye yazdım ki sanki. Hayır size soru sormak icin de değil aslında ben bunlardan ilk kez bahsediyorum biraz rahatlamak icin. Dedim ya kafayı yeme meselesini taktım kafama cok korkuyorum belki boyle anlatırsam duzelirim diye duşundum. Bilmiyorum hic bilmiyorum.

Şimdi burda bunları uzun uzun anlattım ya bunları beni tanıyan biri okusa gecse karşıma inkar ederim cok mutlu sağlıklı bir insan portresi cizerim. Kendimden oyle emin bir halde olurum ki inanır ben olmadığıma. Cok iyi oyuncuyum ben bu yuzden kaybediyorum hep. Bir kendimi salsam biri anlasa beni belki daha iyi olacağım ama konuşamıyorum kimseyle. Biri bu halimi gorurse biterim mahvolurum. Şu an bile bunları yazıp yazmamak arasında cebelleşiyorum kendimle ama yazıyorum işte. Tanımıyorsunuz beni nede olsa. Boyle işte. Etraf gizli manyak dolu. Belki de sizden birinin cevresindeki biriyim kimbilir. Ama korkmayın benim gibi insanlar sadece kendilerine zarar verir başkalarına değil.