Şimdi huznun kırıntılarıyla calıyorum kapını. Biliyorum hep acık gelmek isteyene kapın. Ve icimde Sen, Yuce Varlığın.

Bendesin Sen. Şimdi kapı dışarıda mı olur Allah`ım, Sen icimdeyken. Ve beni bekleyen Sen mi olursun Allah`ım, ben sana muhtacken.

N`olur varlığını hep hissedeyim; ama kalbimde değil, orası kırılacak kadar gucsuz; ama ruhumda değil, orası bir varoluştan gelme kadar sonradan; Ben Seni ezelden bile ote yerde hissedeyim her şeyde. Hicbir mefhumun, hicbir sozun, hicbir ifadenin gecmediği halis yureğimle arınmış olarak saf bir yerde hissedeyim Seni.

Ve aşikÂr bir yerde seveyim; Senin yanından seveyim Seni.

Senin yanında olayım, `Sen`in yanından yaşayayım `ben`i.

Varlığının muptelasıdır benliğim. Yo hayır, varlığın demeye bile razı değil lisanım. Sen sadece `Sen`sin. Senin muptelandır benliğim. İdrakimin soz konusu bile olmadığı bir ozle seviyorum Seni. Ve idrakime ihtiyac bile duymayan bir ihlasla biliyorum Seni.

Al beni Sen`in icine. Ki kaybolayım bulunmak istemediğim yerlerden. Acziyetimin tatlı duygusuyla bağlıyım Senin Nûruna. Ve olsam da kendimin hukumdarı, yanar icim, yok olmaya hevesli bir cile gibi.

Ben soz olayım, Sen anlam yap beni. Ben kul olayım, Sen bahtiyar yap beni.

`Ben` olmaktan vazgecmiş biri olarak bul geride kalan sessizliği, o sessizlikte `Sen` yap en baştan beni. Sende dirilerek Sana karışmış olayım.

Allah`ım, Sen`de kıl beni.

AMİN