Pekmeze yoğurt veya sut eklemek: Genellikle anneler faydalı olduğunu duşunduğu icin cocuklarına yedirdikleri pekmeze yoğurt veya sut katar ya da tam tersi sute pekmez ekler. HÂlbuki sutun icinde bulunan kalsiyum, pekmezde bulunan demirin emilimini azaltıyor. Demir, C vitamini ile birlikte tuketildiğinde emilim artıyor ve C vitamini demirin vucutta daha iyi kullanılmasını sağlıyor. Bu sebeple pekmez, sut yerine portakal suyu ile karıştırılırsa cok daha faydalı olacaktır.
PEKMEZ COK YARARLI…

PEKMEZ; ulkemizde bebeklik cağından itibaren yaygın kullanılan, geleneksel ve populer bir gıdadır. Coğunlukla uzum kaynaklıdır. Ancak dut, keci boynuzu(Harnıp), elma, incir, pancar ve son yıllarda şeker kamışı da pekmez yapımında kullanılmaktadır.

PEKMEZİN YARARLARI

Yuksek şeker iceriği nedeniyle iyi bir karbonhidrat ve enerji kaynağıdır. 100 gram (10 yemek kaşığı) pekmez ortalama 293 kalorilik enerji sağlar. 100 ml (bir cay bardağı) sut 67 kalori, aynı miktar meyve suyu ise 45-65 kalori dolayındadır. Pekmez bu nedenle diyabetikler ve şişmanlar icin uygun bir gıda değildir.

Ayrıca kalsiyum, demir, cinko, fosfor, magnezyum, potasyum gibi minarellerden de zengindir. 100 gramında ortalama 400 mg kalsiyum bulunur. En onemli kalsiyum kaynağı sutun 100 ml ’sinde 126 mg, aynı miktar yoğurtta 167, 100 gram peynirde 500-700 mg, dondurma da ise 80 mg dolayında kalsiyum bulunmaktadır.

Pekmez, kansızlığın onlenmesi ve tedavisinde yer alan demirden de zengindir ve 100 gramında 10 mg demir bulunur. 100 gr dana eti 3.2 mg, aynı miktar koyu renkli hindi eti 2.3 mg, tavuk eti ise 1.1 mg demir icermektedir. Ayrıca icerdiği demirin kolay emilen (+2) değerli olması diğer bir avantajıdır.

Pekmezin cok iyi kaynak olduğu besin oğelerinden biri de kromdur. Bu element şeker dengesinin sağlanmasında onemli rol oynamaktadır.

Vitaminlerden cok zengin değildir. Ozellikle B vitaminleri icerir.



OZETLE;

Bir gunde iki yemek kaşığı (20 g) pekmez ile insan vucudu icin cok değerli olan 2 mg demir,

80 mg kalsiyum ve 58 kalorilik enerji sağlanmış olur.


PEKMEZİN ZARARLARI

Pekmez yararlı olduğu olcude zararları da olan bir gıda. Kaynatma ve saklama surecleri kanserojen maddelerin oluşumuna neden olmaktadır. Protein ve yuksek şeker iceren gıdaların ısıl işlemlere (kaynatma) tutulması ile oluşan esmerleşme MAİLLARD reaksiyonu olarak adlandırılmaktadır. Isıl işlem ile koyulaştırılan gıda maddelerinde bu reaksiyon sonucunda kanserojen ozellikte hidroksimetilfurfural (HMF) oluşmaktadır.

RENK KOYULAŞTIKCA HMF MİKTARI ARTMAKTADIR.

HMF, gıda maddelerinin kalitesi ve sağlık acısından buyuk onem taşımaktadır.

Gıdanın kalitesi HMF miktarı ile değerlendirilmektedir.

Avrupa Birliği standartlarına gore; HMF limitleri bal icin 40 mg/kg, meyve suyu icin 20 mg/kg , pekmez icin 70 mg/kg olarak belirlenmiştir.

HMF pekmez dışında meyve suyu, recel, marmelat, bal, kuru meyveler, şarap, bira gibi alkollu iceceklerde de bekleme suresinde oluşabilmektedir.

Protein (kazein, diğer proteinler) ve şeker (laktoz) iceriği yuksek olan

Salep iceceği Kahve beyazlatıcısı Sutlu sıcak cikolata Cikolatalar Dondurmalar Meyve aromalı toz icecekler Suttozu, Peynir altı suyu tozu

gibi ısıl işlem sonucu uretilen gıdalarda HMF ’ nin oluşumu kacınılmazdır ve bircok gıdanın HMF iceriği belirlenmemiştir. HMF kanserojen olmanın otesinde, toksik (zehirleyici) ozelliklere de sahiptir. Ayrıca ust solunum yolu, goz, deri ve mukozalara da zarar verebilmektedir. Gunumuzde bu zararlı etkilerin azaltılması icin ceşitli uretim yontemleri geliştirilmiştir. Ozellikle kefir, ayran gibi mayalı icecekler, icerdikleri bakteriler nedeni ile, bu zararlı etkileri azaltıcı ozelliktedir.

Vakum yontemiyle uretilen pekmezin HMF iceriği 35 mg/kg gibi duşuk duzeyde olup, acık kazan yontemiyle (geleneksel) uretilen pekmezde bu değer 680 mg/kg ’a kadar cıkabilmektedir. Kaynatma ve saklama suresinin uzaması miktarı artırmaktadır.

Tum bu nedenlerle erişkinlerde gunde 1-2 yemek kaşığı pekmez sorun oluşturmazken, savuma sistemleri zayıf bebeklerde kullanılmamalıdır.


PEKMEZ BEBEK BESİNİ DEĞİLDİR !





Isırganın Super Faydaları

Kanı temizleyen, alyuvarları yenileyip kan yapan ısırgan tohumu cinsel sıkıntı yaşayanlarda afrodizyak etkisi gosteriyor. Mutlaka oğutulerek tuketilmesi gereken ısırgan tohumunun bal, pekmez veya yoğurt ile karıştırılarak bir tatlı kaşığı yenmesi oneriliyor.

Uzmanlar bu guclu gıdanın sağlığa faydaları şoyle sıralıyor:

- Kan şekerini duşurur, odemi giderir.

- Bağırsak temizleyici ve gaz gidericidir.

- İdrar sokturucudur, idrar yolları hastalıkları ve iltihaplarında etkilidir.

- Bedeni guclendirici ve uyarıcıdır, vucudun savunma gucunu artırır.

- Adet kanamalarını duzenler.

- Karaciğer, akciğer, safra kesesi, dalak rahatsızlıklarında kullanılır.

- Boğaz ağrılarında, goğsu yumuşatmada ve balgam sokturucu olarak faydası gorulur.

- Soğuk algınlığına karşı koruyucudur.

- Tansiyon duşurucudur.

- Emziren annelerde sut yapar.

Isırganın faydaları bilimselleşti
Isırgan otunun ulseri onlediği, yaraları iyileştirdiği, ağrı kesici ozelliğinin olduğu bilimsel olarak kanıtlandı.

Ataturk Universitesi (AU) Fen Fakultesi Kimya Anabilim Dalı Oğretim Uyesi Doc. Dr. İlhami Gulcin, ısırgan otunun ulseri onlediğini, yaraları iyileştirdiğini, direncli mikroorganizmaların yayılmalarınını bile engellediğini ve ağrı kesici ozelliğinin olduğunu, yaptığı calışmayla bilimsel olarak kanıtladığını soyledi.

Gulcin, ısırgan otunun ceşitli faydalarının olduğunu ancak bunların coğunun bilimsel olarak ispatlanıp, bir yerde toplanmadığını dile getirdi. Isırgan otu uzerine Turkiye'de yapılan calışmaların cok ses getirmesine rağmen bunların bir veriye donuşturulemediğini, hep kağıt uzerinde kaldığını savunan Gulcin, “Ben de doktora tezimde tum bu calışmaların derlenmesiyle birlikte ısırgan otu uzerine bilimsel bir calışma yaptım. 5 yıl suren doktora calışmamda, ısırgan otunun bazı faydalarını, ozellikle bilimsel olarak ispatladım” dedi.

Calışmalarında, ısırgan otunun antioksidan aktivite, anti-mikrobiyal aktivite, radikal giderme, ulser giderici (anti-ulser) ve ağrı kesici aktiviteler uzerinde durduklarını anlatan Gulcin, daha sonra geniş kapsamlı bir calışma yaptıklarını ve bu calışmayı gercekleştirirken farmakologların deneyimlerinden de yararlandıklarını vurguladı. Isırgan otunun mukemmel, sağlık acısından onemli bir bitki olduğunu ifade eden Gulcin, ısırgan otunun Anadolu kulturunde de bol miktarda kullanıldığını belirtti.

Isırgan otunun cok direncli mikropların bile yayılmasını engellediğini ileri suren Gulcin, şunları kaydetti:

“Sağlık acısından bu kadar faydalı olan ısırgan otunun bir avantajı da Anadolu topraklarında bol miktarda bulunmasıdır. Halk arasında kullanımı yaygındır. Isırgan otu salatalarda kullanıldığı gibi ısırgan cayları, yemekleri de vardır. Bizim yapmış olduğumuz bu calışmada ısırgan otunun antioksidan etkisi yanında, mikroplara karşı oldurucu etkisi ve ulsere iyi geldiğini tespit ettik. Ulser yapılmış farelere ısırgan otu ozutunu oral olarak verdik. Bunun sonucunda ulser hastası farelerin iyileştiğini gozlemledik. Boylece ısırgan otunun ulser hastalığına iyi geldiğini tespit ettik. Ulseri yuzde 68 oranında engellediğini ispatladık.”

Gulcin, “Stafilokok ailesi cok direncli bir mikrobiyal ailedir. Isırgan otunun bu mikroorganizmaların buyumesini engellendiğini ve antikandidal ozelliğinin de etkili olduğunu gozlemledik. Standartlarla kıyasladığımız zaman ısırgan otunun anti-mikrobiyal ozelliğinin gayet iyi olduğunu gozlemledik” diye konuştu.

Ağrıyı yuzde 62 oranında engelliyor

Yaptığı calışmada, ısırgan otunun ağrı kesici ozelliğini ortaya koyan Gulcin, “Calışmamızda, ısırgan otunun ağrı kesici ozelliği olduğunu kanıtladık. Deney hayvanları uzerinde yapılan diğer bir calışmada kuvvetli bir ağrı kesici olarak ağrıyı yuzde 62 oranında engellediği belirlendik. Isırgan otunun ağrı kesici ozelliği halk arasında fazla bilinmemekte” şeklinde konuştu.

Isırgan otu deyince halkın aklına ısırma ozelliğinin geldiğini dile getiren Gulcin, “Isırgan otunun ısırma ozelliğinin karınca asidinden kaynaklandığı soyleniyordu. Halk arasında da ve bilimsel alanda da yanlış biliniyordu. Ancak yapılan bilimsel calışmalarda, ısırgan otunun yapraklarında bulunan histamin molekulunden kaynaklandığı tespit edildi” dedi.
Ulkemizde cok yaygın olan ısırgan otunun Anadolu'da 3 ceşidinin bulunduğunu anlatan Gulcin, ozellikle Urtica dioica turunun bahcelerde, duvar kenarlarında bol miktarda bulunduğunu belirterek, bu turun tuketilmesini onerdi.
Isırgan otunun dişi ve erkeğinin de ayrı bitkiler olduğunu kaydeden Doc. Dr. Gulcin, şoyle konuştu:

“Ozellikle bahar aylarında cıkan ısırgan otunun cok daha şifalı olduğunu soyleyebiliriz. Sonradan cıkan surgulerde bazı bileşiklerin ve ozelliklerinin olmadığını gozlemledik. Bu ozellikler daha cok baharın cıkan ısırgan otunda bulunur. Bahar aylarında cıkan ısırgan otu toplanarak, golgede kurutulup, cay, salata ve yemeklerde kullanılabilir. Taze olarak da tuketilebilir. Gunde cok tuketmek yerine, her gun azar azar tuketilmesi daha faydalıdır.”

Cok sayıda hastalığa iyi geliyor

“Kullanmamız gereken ısırgan otunu diğerlerinden ayırt etmek icin elimizi vurduğumuzda acı hissettiğimiz ısırgan otu, bizim aradığımız ısırgan otudur” diyen Gulcin, ısırgan otunun cok sayıda hastalığa iyi geldiğini belirterek, şoyle devam etti:

“Yaptığımız calışmada, ısırgan otunun ulseri onlediğini, yaraları iyileştirdiğini, cok direncli mikroorganizmaları bile yayılmasını onlediğini ve ağrı kesici ozelliği olduğunu bilimsel olarak kanıtladık. Ulser ve harici yaralarda kullanılabilir. Hicbir yan etkisi yoktur. Yaraları iyileştirmek icin kullanılacaksa, havanda biraz dovup, sıvılaşır bir hale geldiğinde yaranın uzerine surmeliyiz. Cunku ısırgan otunun cok iyi anti-mikrobiyal bir ozelliği var, bu ozelliği sayesinde yaraları iyileştiriyor.”

Bir araştırmacı olarak, ısırgan otunun faydalarını bilimsel olarak ispatlayabilmek icin calışmasını 5 yıl boyunca surdurduğunu anlatan Gulcin, Anadolu'da bol miktarda bulunan ısırgan otunun, hazır caylar yerine, taze olarak toplandıktan sonra golgede kurutularak ya da taze olarak kullanılmasının daha sağlıklı olduğunu vurguladı.
Isırgan otunun ulkemizde bol miktarda bulunduğunu, aktarlarda da cok ucuza satıldığını anlatan Gulcin, yıl boyunca gunluk azar azar tuketilmesini onerdi.

Isırganın ilac sektorunde yaygın olarak kullanıldığını ifade eden Gulcin, “Tıpta haplaştırılmış bileşenlerin kullanılması yaygındır. Almanya ve Hollanda'da ısırgan otundan elde edilen lifler, tekstil urunleri olarak kullanılıyor. Yuzde 100'e yakın hicbir yan etkisi bulunmamaktadır ve rahat bir şekilde giyilmektedir” diye konuştu.
Doc. Dr. Gulcin, ısırgan otunun uygun kullanıldığı zaman hicbir yan etkisinin bulunmadığını ifade ederek, gunluk cok fazla kullanıldığı zaman bağırsak temizleyici ozelliğinden dolayı mushil etkisinin olabileceğini dile getirdi.

Isırgan uzerine yaptığı doktora tezini 5 yılda tamamlandığı ifade eden Gulcin, “Isırgan uzerine yaptığım calışmam, endemik ve halk arasında kullanılan bitkilerle ilgili bilimsel calışmaların yayımlandığı 'Journal Of Etnopharmacology' dergisinde, yine calışmamın ikinci ayağı olan enzimile ilgili kısmı ise “Journal Of Enzyme Inhibition and Medicinal Chemistry' dergisinde yayımlandı” diye konuştu.

Son yıllarda, kansere iyi geldiği soylendiği icin unlenen ısırgan otu, aslında cok eski donemlerde de cok unlu bir bitkiymiş. Vikingler, ısırgan sapları taşımanın, insana cesaret, guc ve direnc kazandırdığına inanırlarmış. M.O. 1. yuzyılda Latin şairi Ovidius "Ars Amatoria" adlı eserinde ısırgan otu iceren bir kuvvet macununun recetesini vermiş.

Şimdi ise ısırgan otunun ozellikleri iyice biliniyor. Yaprakları asit formik yonunden zengin. Dokunduğumuz zaman canımızı yakan sıvı, aslında ısırgan otunun değerli ozsuyu. Ayrıca demir ve magnezyum iceriyor. Yoğun C vitamini icermesinin yanı sıra, ısırgan otunda A ve B vitaminleri de var. Kalsiyum ve pek cok mineral ile tuzlar da bulunuyor.

Butun bitkiler icin soz konusu olduğu gibi, ısırgan otu de ilac yerine onerilmiyor. Ama bazı hastalıkların tedavisinde ısırgan otunun yararlı olduğu biliniyor. Isırgan otundan, ozellikleri nedeniyle, mukoza sağlamlaştırıcı, idrar sokturucu, guclendirici, anti-alerjen, kan temizleyici ve iltihap giderici olarak yararlanılıyor. Ayrıca zayıf saclar icin uretilen bazı şampuanların bileşiminde ısırgan otu var. Romatizma ağrısının giderilmesi icin ısırgan otu suyuyla ayak banyosu oneriliyor. Taze ısırgan otu bitkisinin sapı yere yakın bolumunden kesilerek; eklem deformasyonu, romatizma, siyatik, kol ve bacaklardaki sinir iltihaplarına karşı doğrudan ağrılı bolgelere surulerek de kullanılıyor.

Isırgan otu su atıcı ozelliği olduğundan, odem durumunda fazla suyu dışarı atıyor.

Adet kanamalarını duzenliyor

İc Hastalıkları Uzmanı Dr. Fethi Albayram "Isırgan otunun bircok şifalı yonu olduğu soylenir, şimdiye kadar kesin olarak teyit edileni ise idrar sokturucu ozelliğidir," diyor: "Yine de ceşitli yararları olduğu biliniyor. Kanı temizler, metabolizmayı uyarır, kabızlığı onler, gut ve romatizma hastalıklarında rahatlık sağlar, idrar yolları ve bobrek iltihap ve rahatsızlıklarında tedaviyi destekleyici tesir gosterir. Karaciğer, safra kesesi ve dalağa iyi gelir. Kadınların adet kanamalarında kanın normal akışını sağlar. Hayvan besicileri; at, kumes hayvanları ve sığıra besleyici yem olarak kurutulmuş ısırgan otu verirler. Ozellikle bu durumda sığırın daha fazla sut vermesi beklenir."

Farmakolog Prof. Dr. Tuhan Baytop da "Turkiye'de Bitkilerle Tedavi" adlı kitabında, ısırgan yaprakları ve koklerinin kan temizleyici, idrar sokturucu, iştah acıcı olarak kullanıldığını yazıyor ve romatizma ağrılarını gidermek icin de taze ısırgan otunun ağrıyan yerlere surulmesini oneriyor.

Ve bir bilinen gercek de şu ki; Isırgan otunun bilinen herhangi bir yan etkisi yok.

Kullanılışı:

Isırgan otunun ozelliklerinden yararlanmak icin bitkinin yaprak, kok, cicek ve tohumları kullanılıyor. Yaprakları cicek acma zamanında Nisan - Haziran doneminde saplarından sıyrılarak toplanıyor. Golgede ve havadar ortamda kurutulduktan sonra ince kıyılıyor. Tohumlar Temmuz - Ağustos doneminde toplanıyor ve golgede kurutuluyor. Kokler ilkbahar veya sonbaharda sokuluyor, yıkanarak temizleniyor ve golgede kurumaya bırakılıyor. İyice kuruduktan sonra ince kıyılıyor ve kavanozlarda saklanıyor.

Tazesi semt pazarlarında, tohumu da baharatcılarda bulunuyor.

Mutfakta

Salata: Isırgan otu, ozellikle Ege yoresi mutfağında salata olarak yer alıyor. Isırgan otu hafif haşlanıyor, sarımsaklı yoğurt ilave edilip uzerinde zeytinyağı gezdirilerek servis yapılıyor.

Borek: Tıpkı ıspanaklı borek yapar gibi, ısırgan otuyla da borek yapılabiliyor. Boreğin harcına biraz da kıyılmış pırasa katılması oneriliyor.

Isırgan otu ayrıca cay gibi hazırlanıp iciliyor da.

Kok Cayı: Bir tatlı kaşığı ince kıyılmış kok, bir su bardağı dolusu soğuk suya eklenir, hafif ısıda kaynama derecesine getirilir, 4-5 dakika kaynadıktan sonra, ateşten indirilip 5-10 dakika demlendirilir ve suzulur.

Tohum Cayı: Havanda hafifce ezilmiş bir tatlı kaşığı tohum, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak su ile haşlanır, ustu kapalı olarak 8-10 dakika demlendikten sonra suzulur.

Bakım

Isırgan otu kozmetik sanayiinde ozellikle şampuan yapımında kullanılıyor demiştik. Evde kendiniz de sac bakımı icin kullanabilirsiniz.

Sac Yıkamak: 4-5 avuc taze veya kurutulmus yaprak, 5 litre suya koyulur, ağır ateşte kaynama derecesine kadar ısıtılır, 5 dakika demlendikten sonra suzulur. Kok kullanıldığında ise, 2 avuc dolusu ince kıyılmıs kok, 10-12 saat soğuk suda bekletilir, sonra kaynama derecesine kadar ısıtılır ve demlenmesi icin 10 dakika beklendikten sonra suzulur.

Her Derde Deva Şifalı Bitkiler İcin Tıklayınız
Alternatif Tıp Bitkilerle Tedavi Forum Sayfası İcin Tıklayınız