Melekler Mekkede inen bu sure59 ( Ellidokuz) ayettir.ismini onuncu ayetten gecmekteolan duman anlamına gelen duhan kelimesinden almıştır.Beraat kandilinde okunması cok makbuldur.Her hangi bir dilek icin uc defa okunması tavsiye edilir.


RahmÂn ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.
1. HÂ. Mîm.
2. Apacık olan Kitab'a andolsun ki,
3. Biz onu (Kur'an'ı) mubarek bir gecede indirdik. Kuşkusuz biz uyarıcıyızdır.
Bu ayette gecen “mubarek gece”den maksadın Kadir gecesi veya Berat gecesi olduğunu dair rivayetler vardır. Ancak Kur’an-ı Kerim’in Hz. Peygamber’e Kadir gecesinde indirilmiş olduğunu bildiren ayeti goz onune alan İslam alimlerinin coğunluğu burada Kadir gecesine işaret edildiği rivayetini daha kuvvetli bulmuşlardır. Ayrıca bak. Bakara 2/182’nin acıklaması ve Kadir 97/1.
4. Her hikmetli işe o gecede hukmedilir.
5. (Yani)katımızdan (verilen her) emir. Cunku biz, peygamberler gondermekteyiz.
6. Senin Rabb'inin acıması gereği olarak (gonderdiyimiz elcilere o gece emirlerimizi bir bir acıklar,vahiylerimizi bildiririz) .Doğrusu o işitendir ,bilendir.
7. Eğer kesin olarak inanıyorsanız (bilin ki Allah), goklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir.
8. O'ndan başka ilÂh yoktur. (Her şeyi O) diriltir ve oldurur. Sizin de Rabbiniz, onceki atalarınızın da Rabbidir.
9. Fakat onlar, şuphe icinde eğlenip duruyorlar.
10. Şimdi sen, goğun, acık bir duman cıkaracağı gunu gozetle.
11. Duman insanları buruyecektir. Bu, elem verici bir azaptır.
12. (İşte o zaman insanlar Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Doğrusu biz artık inanıyoruz (derler).
Bu duman hakkında başlıca iki farklı yorum yapılmıştır: 1.Duman, kıtlık ve kuraklıktır. Nitekim Arabistan’da buyuk bir kıtlık olmuş, kaldırılması icin Kureyş, Hz. Peygamber’e başvurmuştur. 2.Bu duman, kıyamet alametlerinden olan ve goğu kaplayacak bulunan dumandır. Peygamberimizden rivayet edildiğine gore, kıyamet alametlerinden biri de, doğu ile batı arasını kaplayacak olan duman olayıdır.
13. Nerede onlarda oğut almak? Oysa kendilerine gerceği acıklayan bir elci gelmişti.
14. Sonra ondan yuz cevirdiler ve: Bu, oğretilmiş bir deli! dediler.
15. Biz azabı birazcık kaldıracağız, ama siz yine (eski halinize) doneceksiniz.
Hz. Peygamber’in duasıyla kıtlık kaldırıldıktan sonra, inkarlarına donmuşlerdir. Başka bir yoruma gore de, kıyamet kopmadan once etrafını kaplayan dumanı kafirler gorunce, Allah’a sığınıp dua edecekler, Allah kısa bir sure icin dumanı kaldıracak, fakat onlar buna rağmen tekrar kufre doneceklerdir.
16. Fakat biz buyuk bir şiddetle yakalayacağımız gun, kesinlikle intikamımızı alırız.
17. Andolsun, kendilerinden once biz, Firavun'un kavmini de imtihan etmiştik. Onlara şerefli bir elci geldi.(Şoyle diyerek)
18. "Allah'ın kulları! Bana gelin! Cunku ben size (gonderilmiş) guvenilir bir resûlum"
19. Allah'a karşı ululuk taslamayın. Cunku ben size apacık bir delil getiriyorum.
Apacık delil, Hz. Musa’nın gosterdiği mucizelerdir.
20. Ben, beni taşlamanızdan, benim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a sığındım.
Ayet, taşa gomerek oldurecekleri tehdidini savuranlara karşı Hz. Musa’nın, işkenceye, hakarete ve olume aldırmayıp, Allah’a sığınacağını beyan ettiğine dikkat cekmektedir.
21. Eğer bana inanmazsanız, hic değilse yanımdan uzaklaşın.
22. Bunun uzerine Musa: Bunlar suc işleyen bir toplumdur, diye Rabbine arzetti.
23. Allah, O halde kullarımı geceleyin yola cıkar. Cunku takip edileceksiniz, buyurdu.
Gercekten Firavun ve ordusu, şehirden cıktıklarını oğrendikleri Hz. Musa’yı ve İsrailoğullarını takip etmişlerdi.
24. Denizi acık halde bırak. Cunku onlar boğulacak bir ordudur.
Başka ayetlerde yer aldığına gore Hz. Musa, karşılaştığı denize asasını vurarak suyun acılmasını sağlamış, kavmi rahatca karşıya gecmiş, takip eden Firavun ve ordusu ise aynı su icinde boğularak helak olmuştur.
25. Onlar geride nice şeyler bıraktılar; bahceler,ceimeler,
26. Ekinler, guzel konaklar,
27. Ve zevku sefa surdukleri nice nimetler!
28. İşte boylece biz de onları başka bir topluma miras bıraktık.
29. Gok ve yer onların ardından ağlamadı; onlara muhlet de verilmedi.
30. Andolsun biz, İsrailoğullarını o alcaltıcı azaptan kurtardık.
31. Yani Firavun'dan. Cunku o bir zorba idi, aşırı gidenlerdendi.
Başka ayetlerde bildirildiği gibi Firavun, İsrailoğullarını kendine kul ve kole yapıyor, oğullarını olduruyordu. Bu, İsrailoğullarını kucultucu bir durumdu.
32. Andolsun biz İsrailoğullarına, bilerek, (kendi zamanlarında) Âlemlerin ustunde bir imtiyaz verdik.
33. Onlara, icinde acık bir imtihan bulunan işaretler verdik.
Bu işaretler, denizin yarılması, bulutun golge yapması, kudret helvası ve bıldırcın kebabı gibi lutuflar şeklinde sayılabilir.
34. Onlar (muşrikler) diyorlar ki:
35. "İlk olumumuzden sonra bir şey yoktur. Biz diriltilecek değiliz."
36. " Doğru soyluyorsanız, atalarımızı getirin."
37. Bunlar mı daha hayırlı, yoksa Tubba' kavmi ile onlardan oncekiler mi? Onları yok ettik, cunku onlar suclu idiler.
Tubba’, Yemen hukumdarlarına verilen isimdir. Peygamberimizden rivayet edildiğine gore, bu hukumdar iyi bir insandı, fakat kavmi yoldan cıkmıştı. Ayette, Tubba’ ve diğer kavimlere gore Kureyş’in, guc, kuvvet ve sayı itibariyle daha zayıf olduğu hatırlatılmıştır.
38. Biz gokleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları, oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık.
39. Onları sadece gercek bir sebeple yarattık. Fakat onların coğu bilmiyorlar.
40. Şuphesiz (hakkı bÂtıldan ayıran) hukum gunu, hepsinin bir arada buluşacağı gundur.
Kıyamet gunu hak batıldan, halkı haksızdan ayırt edilecektir. Veya kişiler, yakınlarından ve dostlarından ayrılacaktır. Bu durum ayetteki “fasl” kelimesiyle ifade edilmiştir.
41. O gun, dostun dosta hicbir faydası olmaz, kendilerine yardım da edilmez. 42. Ancak Allah'ın merhamet ettiği kimseler boyle değildir. Şuphesiz O, ustundur, merhametlidir. 43. Şuphesiz zakkum ağacı,44. GunahkÂrların yemeğidir. 45. O, karınlarda maden eriyiği kaynar.46. Sıcak suyun kaynaması gibi . 47. (Allah zebÂnilere emreder): Tutun onu! Cehennemin ortasına surukleyin! 48. Sonra başına azap olarak kaynar su dokun! 49. (Ve deyin ki Tat bakalım. Hani sen kendince ustundun, şerefliydin! 50. İşte bu, şuphelenip durduğunuz şeydir. 51. Muttakîler ise hakikaten guvenilir bir makamdadırlar. 52. Bahcelerde ve pınar başlarındadırlar. 53. İnce ipekten ve parlak atlastan giyerek karşılıklı otururlar.54. İşte boyle. Bunun yanısıra biz onları, iri gozlu hûrilerle evlendiririz. 55. Orada, guven icinde (canlarının cektiği) her meyveyi isterler. 56. İlk tattıkları olum dışında, orada artık olum tatmazlar. Ve Allah onları cehennem azabından korumuştur (surekli hayata kavuşmuşlardır). 57. (Bunlar) Rabbinden bir lutuf olarak (verilmiştir). İşte buyuk kurtuluş budur. 58. Biz onu (Kur'an'ı), oğut alalar diye senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık. 59. (Yine de inanmayanların başlarına gelecekleri) bekle; onlar da beklemektedirler.