ARKADAŞ
2157 - İbnu Omer (radıyallÂhu anhumÂ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalÂtu vesselam) buyurdular ki: "İnsanlar yalnızlıktaki (mahzuru) benim kadar bilselerdi, hicbir atlı tek başına bir gececik olsun yol yapmazdı."
BuhÂrî, CihÂd 135; Tirmizî, CihÂd 4, (1673).
2158 - Said İbnu'l- Museyyeb (rahimehullah) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalÂtu vesselÂm) buyurdular ki: "Şeytan tek başına olanla, iki kişi beraber olana sıkıntı verir. Eğer uc kişi olurlarsa onlara sıkıntı veremez."
Muvatta, İsti'zÂn 36, (2, 978).
2159 - Amr İbnu Şuayb an ebîhî an ceddihi (radıyallÂhu anh) tarikinden naklediyor: "Resulullah (aleyhissalÂtu vesselÂm) buyurdular ki: "Bir atlı bir şeytandır, iki atlı iki şeytandır, uc atlı bir gruptur."
Muvatta, İsti'zÂn 25, (2, 978); Ebu DÂvud, Cihad 86, (2607); Tirmizî, CihÂd 4, (1674).
2160 - Ebu Hureyre (radıyallÂhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalÂtu vesselÂm) buyurdular ki: "Bir sefere uc kişi beraber cıkınca birini emîr (başkan) yapsınlar."
Ebu DÂvud, CihÂd 87, (2609).
ARKADAŞA YARDIM
2166 - Ebu Saîd (radıyallÂhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kimin yanında fazla hayvan varsa, onu hayvanı olmayana versin. Kimin de fazla azığı varsa onu azığı olmayana versin."
Resulullah, bazı mal ceşitlerini bu suretle saymaya devam etti. Oyle ki, bizden hic kimsenin (yol sırasında) herhangi bir fazlalıkta hakkı olmadığı duşunvesine vardık."
Muslim, Lukata 18, (1728); Ebu DÂvud, ZekÂt 32, (1663).
2167 - Hz.CÂbir (radıyallÂhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalÂtu vesselam) gazveye cıkmak arzu etti ve: "Ey MuhÂcir ve EnsÂr topIuluğu! Kardeşlerinizden oyleleri var ki ne malları var ne de aşîretleri. Herbiriniz, iki veya uc kişiyi yanına alsın" dedi."
(Hz. CÂbir devamla der ki): "Bu tamim uzerine ben iki veya uc kişiyi yanıma aldım. (Yol boyu) devemde, diğerlerinin sırası gibi benim de bir (binme) sıram vardı."
2168 - Yine Hz. CÂbir (radıyallÂhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalÂtu vesselÂm) yurume sırasında geride kalır, (kafileye kavuşturmak icin) zayıf hayvanı surer, uzerindekini terkisine alır ve onlara dua ederdi."
Ebu DÂvud, CihÂd 103, (2639).