Guneş'in doğuşu gibi doğuyorsun dunyama. Doğuşuyla ısıttığı yureğimin buz sarkıkları damla damla cozulmeye başlayıp, Her bir damlanın coğalarak birleştiği, sevgiyle taşan bir şelaleyi andırıyor adeta. Ay'ın dunyamızı aydınlattığı gibi, Zifiri karanlıklardan cıkarıp, ışıklarını sacıyorsun etrafıma. Oyle buyulu bir ışık ki bu, hayallerin gercekleşmesi gibi, adını koyamadığım duşunceler gibi, kapımı her an calacak beklenen biri gibi ..
Hayır, hayır, sen aşkın ta kendisi olmalısın; Seni beklemek, acılan her kapının ardında seni aramak... Calan her telefona sen diyerek koşmak, yine aramadı diyerek meraklanmak.. Beklenmedik anlarda seni karşımda bulup, mutlulukların en guzelini hissetmek.. En huzunlu anlarında, huznunu kalbimde yaşamak, sevincini sevincim, derdini derdim bilmek.. Doğan her yeni gune, senin icin hayır duaları ile başlayıp, gunaydın; diyen sesini duymak icin, uykuların en tatlısından uyanmanın sevincini yaşamak.. Bana bunları hissettirdiğin icin.. Bu duyguları yaşattığın icin, adını aşk koydum senin, Sen aşkın ta kendisisin... Telefonum her caldığında icim titreyerek, o arıyor; diyorsam.. Her ne kadar ses tonumu ayarlamaya calışıp, Hala bunu başaramıyor ve yinede sesimin titremesine engel olamıyorsam;.. Bana baktığında, sac diplerimdeki fırtınalara dur diyemiyorsam,
Gozlerine bakarak, denizlerin en derinlerine dalıyor ve bir turlu cıkamıyorsam....
Ellerimi, titrek ve bir kor gibi yakıyorsa tenin.. Yureğimde alaboralar kopuyorsa eğer....
Bunu başaran sen misin? . Yoksa sen aşk mısın? ... Bana bu duyguları yaşattığın ve hayatıma girdiğin icin.. Aşkı yalnız sana yakıştırdığım icin Adını aşk koydum senin....