Kucuk evler sağlığı tehdit ediyor. Solunum yollarından tutun, kireclenmeye, depresyondan alerjiye kadar bircok hastalığa neden olan kucuk metrekareli, 1+1 evler uzun vadede işkenceye donuşuyor. Ayrıca ormanda 2 saatlik bir yuruyuş bağışıklık hucrelerinin sayısını artırıyor.


Buyukşehirlerin giderek buyuyen problemlerinden biri de giderek kuculen yaşam alanlarından kaynaklanıyor. Kolay kiralanabilmesi ve daha ucuza satın alınabilmesi nedeniyle 1+1 evler giderek daha cok talep goruyor. Maddiyat on plana gecince sağlık her zamanki gibi arka plana atılıyor.




KUCUK EVLER HAYATI SAĞLIKSIZ HALE GETİRİYOR

- Pratik kucuk evler

Kalabalık şehir hayatının getirdiği sağlık riskleri ulaşılabilir hesaplı evlerin getirebileceği faydaları silip supuruyor. İstanbul Florence Nightingale Hastanesi, Sağlıklı Yaşam Merkezi Direktoru, Uzm. Dr. Ozgur Şamilgil, genc yaştakilerin cekici bulduğu bu kucuk dairelerin 30'lu 40'lı yaşlardakiler icin hayatı daha cekilmez sağlıksız hale getirdiğine dikkat cekiyor.



PLAZALAR SAĞLIKSIZ EVLER DE OYLE

Zaten kalabalık, camları acılmayan, kendi buyuk, calışan icin kucuk yaşam alanları sunan sağlıksız plazalarda calışanların evlerine donduklerinde de rahatlayabileceği bir ortam yok artık. Kucucuk alanlara sığdırılan orneğin duvara kaldırılıp kapatılan yemek masaları ve hatta yataklardan ibaret yalnızca uyumak ev işe gitmeden once kahvaltı etmek icin kullanılan bir mekÂndan ibaret olan evler, stresten bir kacış yolu olacağına sağlığı tehdit ediyor.

COCUK GELİŞİMİNİ DE KOTU ETKİLİYOR

- Cocuk sağlığı

Bu tur evler sadece erişkinlerin değil surekli hareketli olan cocukların da sağlıklı gelişmesine engel oluyor. Dar evlerde yaşayan cocukların daha cekingen olduğu, calışma ve konsantre olma sorunu yaşadığı, fazla kilolu olduğu biliniyor. Misafir ağırlamaya da imkan sağlamayan bu şartlar sosyalleşme sorunu da yaratıyor.

DAR EVLERDE YAŞAYAN COCUKLARDA MADDE BAĞIMLILIĞI VAR

Rahatlama, kendi gosterebilme gibi temel psikolojik ihtiyaclar bu ortamlarda maalesef sağlanamıyor. Dar ve fiziki koşulları yetersiz evlerde yaşayan cocuklarda madde bağımlılığına daha cok rastlanıyor.

O BİNALARDA YAŞAYANLARDA HASTA BİNA SENDROMU

Kapalı devre havalandırma sistemi olan camları acılamayan yapay ışıklandırılan ev ve işyerlerinde yaşayanlarda Dunya Sağlık Orgutu'nun tanımına gore Hasta Bina Sendromu gorulebiliyor.

Bu hastalık kedisini, bu tur binalardaki halı, perde, mobilya ve duvar boylarındaki kimyasal maddelerin goz, burun, boğaz, cilt gibi duyusal organlarda tahriş ve sinir sitemi uzerine zehirli etkilere bağlı bazı şikayetler ve mikrobi hastalıklara daha sık yakalanma gibi sorunlarla ortaya cıkıyor.

TEPEDEN TIRNAĞA ŞİKAYETLER
Kişiler tat duyusunda bozukluk, kas kemik ağrıları, yorgunluk, baş ağrısı, sinirlilik, kuru oksuruk, gozlerde sulanma, nefes darlığı, dikkatsizlik, kilo artışı gibi karmaşık şikayetlerden yakınıyorlar.

ANTİDEPRESAN VE ANTİALERJİK İLACLAR DAHA FAZLA KULLANILIYOR

Hasta binalarda yaşayanlarda antidepresan antiallerjik gibi ceşitli ilac kullanımının daha fazla olduğu biliniyor.

- Guneş girmeyen eve doktor da girse işe yaramaz!

D vitamini uretimi icin gerekli olan guneşten gelen UV-B ışını camdan gecemiyor. Başta kemik kas hastalıkları olmak uzere depresyon, kanser, romatizma, kalp damar, beyin sinir sistemi, bağışıklık sistemi zayıflığı, hormonal hastalıkların D vitamini eksikliği ile yakından alakalı olduğu biliniyor.




Plaza benzeri işyeri ve evlerdeki halı, boya ve mobilyalarda kullanılan yapay kimyasal maddelerin, ofis cihazlarından cıkan gorunmez buharlara, iyi temizlenmeyen klima filitrelerinde biriken mikroplara surekli maruz kalanlarda uzun vadede bircok hastalığın ortaya cıkma olasılığı artıyor.

MİKROPSUZ YAŞAM HASTALIK URETİYOR

Yapılan araştırmalar, doğamızın vazgecilmez bir parcası olan mikroplardan uzak, toprağa ayak basmadan, evcil hayvanlardan, cicekten, bocekten, ağactan uzakta buyuyen cocukların erken yaşta başta allerji, astım, kalp damar hastalıkları, romatizmal hastalıklar, obezite, şeker ve kansere yakalanma olasılıklarının arttığı biliniyor.

COZUM DOĞADA

Evde veya işte oturarak zaman gecirenlerin diyabet ve kalp hastalığı riski 2 kat artıyor ve 30 dakikalık egzersizin bile faydasını goturuyor, 1-2 saatte bir 2 dk kalkıp yurumek gerekiyor.

Duzenli egzersiz meme ve kolon kanseri riskini %25-30 azaltıyor.

Harvard mezunlarının uzun yıllar takibini iceren bir araştırmaya gore 1 saatlik egzersizin beklenen omru 2 saat uzattığı, kalp krizi olasılığını yuzde 35 azalttığı bildiriliyor.

Bircok araştırma, duzenli egzersiz yapanların omrunun, hareketsiz yaşayanlara gore sağlıklı olarak 7 yıl kadar daha uzun olduğunu gosteriyor.

2 SAATLİK YURUYUŞ BAĞIŞIKLIK HUCRELERİNİN ARTMASINI SAĞLIYOR

Japonya'dan bir araştırmaya gore, ormanda 2 saatlik yuruyuş bağışıklık hucrelerinin kısa surede artmasını, guclenmesini sağlıyor. Bahar aylarında daha sık gorulen soğuk algınlığı virusleri, grip virusleri kadar ağır hastalık yaratmıyor. Ayrıca duzenli egzersiz yapanlar hem yuzde 50 daha seyrek yakalanıyor. Yakalandığında kendini yorgun hissetmiyorsa, egzersize devam etmekle yuzde 30 cok daha cabuk iyileşiyor.

Yaşam alanı seciminde, işe ve okula uzak, daha ucuz ama daha doğal ve konforlu evlerde yaşamanın getireceği bircok faydanın, zaman kaybı, trafikte gecirilecek stres ve hava kirliliğine maruz kalmanın getireceği risklerle karşılaştırılarak karar verilmesi gerekiyor.


Kaynak:hurriyet