*OTİSTİK OĞRENCİNİZİN BİLMENİZİ İSTEYECEĞİ 10 ŞEY



1. Davranış iletişimdir. Her davranışın bir ortaya cıkış sebebi vardır. Kelimelerimin yetersiz kaldığı zamanlarda bile, davranışlarım size cevremde olup bitenleri nasıl algıladığımı anlatır. Olumsuz davranışlar oğrenme surecimi engeller. Ama bu davranışları bir anda kesip atarcasına ortadan kaldırmaya calışmak yeterli olmaz. Bu olumsuz davranışların yerine yapmam gereken uygun alternatifleri bana oğretmelisiniz.

Once şuna inanarak başlayın. Gercekten uygun şekilde etkileşime girmeyi istiyorum. Kotu davranışlarımız karşılığında aldığımız olumsuz tepkileri aslında hicbirimiz istemeyiz. Genellikle duzgun işlemeyen duyusal butunleme sistemim yuzunden aşırı duygularla yuklendiğim, ihtiyac ve isteklerimi yerine getiremediğim ya da benden bekleneni anlamadığım zamanlarda olumsuz davranışlarda bulunurum. Direncimin kaynağını bulmak icin davranışımın arkasında yatan sebepleri gozden gecirin. Davranışın meydana gelişinden hemen onceki ortamla ilgili ( kişiler, zaman dilimi, mekan, aktiviteler vb. ) notlar tutmaya calışın. Zaman icerisinde duruma ışık tutan bir resim ortaya cıkacaktır.

2. Asla varsayımlarda bulunmayın. Destekleyici kanıtlar olmadığı surece varsayım sadece bir tahmindir. Kuralları bilmiyor ya da anlamıyor olabilirim. Komutları duymuş ama onları anlamamış olabilirim. Belki de dun biliyordum ama buguncıkarsama yapamıyorum. Şunları kendinize sorun:

A: Benden yapmamı istediğiniz şeyi gercekten yapabiliyor muyum? Benden matematik problemi cozememi her isteyişinizde tuvalete koşuyorsam belki nasıl yapacağımı bilemiyorumdur, belki de cabalarımın yetersiz kalacağından endişe duyuyor olabilirim. Bir gorevde kendimi yeterli hissedene kadar tekrar yapmam icin bana destek olun. Başarılı olmak icin diğer cocuklardan daha fazla pratik yapmaya ihtiyacım olabilir.

B: Kuralları tam anlamıyla bildiğimden emin misiniz? Bu kuralın konmasının sebebini gercekten anlamış mıyım? ( guvenlik, sağlık, ekonomi acısından… ) Altta yatan başka bir sebep nedeniyle mi kurallara uymuyorum? Beslenme saatinden once bir şeyler atıştırmamın sebebi fen odevi mi bitirme konusunda endişe duymam da olabilir, sabah kahvaltı yapamadığım icin cok acıkmış olmam da.

3. Oncelikle duyusal konuları gozden gecirin. Direncli davranışlarımın coğu duyusal rahatsızlıklardan kaynaklanmaktadır. Orneğin floresan ışıkları benim gibi cocuklar icin buyuk bir problem sayılabilir. Bu tur ışıkların yarattığı uğultu aşırı hassas işitme duyumu olumsuz etkiler. Işığın surekli kırpışması da sanki odadaki eşyalar surekli hareket halindeymiş hissi yaratarak gorme algımı carpıtır. Calışma ortamımda floresan ışık yerine normal sarı ampul kullanılmalıdır. Belki de size daha yakın oturmalıyımdır. Cunku aramızdaki bir cok ses nedeniyle ne dediğinizi anlamıyor olabilirim.

4. Kendimi toparlamam icin ben ihtiyac duymadan once bana mola verin. Sınıfın sessiz bir koşesinde ( o an icin aktivite yapılmayan ) belki kulaklıklarımı takarak, belki yastıklara uzanarak belki de kitap okuyarak kendimi rahatlatıp toparlamam icin bana olanak tanıyın. Ama bu fiziksel ortam cok uzakta olmasın ki gruba yeniden dahil olma surecim kolay olsun.

5. Bana, ne yapmamı istediğinizi emredici komutlar kullanmak yerine pozitif bir tarzda soyleyin. “Lavaboyu pislik icinde bırakmışsın” cumlesi benim icin sadece durumu anlatan bir ifadedir. Aslında soylemek istediğinizin “Lutfen boya kaplarını yıka ve kirli peceteleri copte at” olduğunu kendi kendime cıkaramayabilirim. Ne yapmam gerektiği konusunda tahmin yurutmemi ya da cıkarsama yapmamı beklemeyin.

6. Beklentileriniz anlamlı olsun. Bir toren icin tum okul oğrencileriyle birlikte konferans salonunda sıkış tıkış oturmak ya da bir cocuğun toren sırasında vızıldama gibi bir sesle şiir okumasını dinlemek benim icin rahatsız edici ve anlamsızdır. Bu tur bir aktviteye katılmak yerine okul sekreterine zarflama işinde yardımcı olabilirim.

7. Aktiviteler arası gecişte bana yardımcı olun. Bir aktiviteden diğerine geciş benim icin biraz daha fazla sure alabilir. Bana diğer oğrencilerden beş dakika once haber verin ve sonrasında da bir iki dakikadaha tolerans gosterin. Bana ait bir kronometrenin kurulmasıyla bu tur bir değişikliği daha bağımsız bir bicimde gercekleştirebilirim. Cunku kimi zaman gorsel bir ipucu işitsel bir komuttan daha etkili olur.

8.. Kotu bir durumu daha da kotuleştirmeyin. Olgun bir yetişkin olsanız daolay anındaki gerginlikle bazen yanlış kararlar verebileceğinizi biliyorum. Beni kışkırtacak tepkiler vermezseniz bu durumun ustesinden daha cabuk gelebilirim.

Krizi cozmek yerine uzatacak şu tur tepkilerin farkında olun:

a. Sesinizi yukseltmek
b. Alay etmek, iğnelemek, aşağılamak, utandırmak vb.
c. Farazi suclamalarda bulunmak
d. Cifte standart beklemek
e. Beni kardeşimle ya da başka bir oğrenciyle kıyaslamak
f. Onceden gercekleşmiş alakasız olayları yeniden gundeme getirmek
g. Beni genel bir kategoriye sokmak

9. Nazik eleştiriler yapın. Siz de kendinize karşı durust olun; yapıcı eleştirileri kabul etmekte ne kadar iyisiniz? Bunu yapabilmek icin gerekli olan olgunluk ve ozguven benim becerilerimin cok otesinde olabilir. Ama ya siz? Beni hic mi duzeltmeyeceksiniz? Tabii ki hayır. Ama bunu kibarca yapın ki, ben de sizi net olarak duyabileyim.

a. Lutfen kızgın, cok endişeli, aşırı uyarılmış, kapalı olduğum zamanlarda beni duzeltmeye ya da disiplin altına almaya calışmayın.

b. Kullandığınız kelimlerden ziyade sesinizin tonuna gore tepfi vereceğimi unutmayın. Eğer bana bağırıyorsanız kullandığınız kelimeleri anlamam. Bu nedenle nerede yanlış yaptığımı bulamam. Alcak tonda konuşun ve benim boyuma gore eğilin ki bana tepeden bakmak yerine aynı seviyede iletişime girmiş olun.

c. Beni azarlayıp cezalandırmaktansa uygunsuz davranışımı anlamam icin destekleyici, cozum getirici bir tutum sergileyin. Olumsuz davranışa neden olan duyguyu saptamama yardımcı olun. Kızgın olduğumu soylesem de aslında korkmuş, endişeli, uzgun ya da kıskanc hissetmiş olabilirim. İlk yanıtımı daima araştırın.

d. Pratik yapın ya da rol yapma oyunları oynayın. Bu tur calışmlar sayesinde aynı durumla bir daha karşılaşırsam nasıl davranmam gerektiğini bana daha iyi anlatabilirsiniz. Rol yapma oyunlarını bir cok kez tekrarlayın. İlk seferinde başarılı olamamı beklemeyin. Ve doğru yaptığımda da bana mutlaka soyleyin.

e. Sizin eleştirilere karşı verdiğiniz uygun tepkiler benim icin iyi bir davranış modeli olacaktır.

10. Sadece ve sadece gercek secenekler sunun. Alacağınız cevabı uygulayamayacağınız soruları sormayın. “Yuksek sesle okumak ister misin?” ya da “Boyalarını arkadaşınla paylaşmak ister misin?” gibi sorulara cevabım “Hayır” olabilir. Eğer boyle durumlarda uygulanan benim seceneğim değilse size nasıl guvenebilirim?

Gun boyunca otomatik olarak bir cok secimde bulunursunuz. Surekliolarak bir alternatifi diğerine tercih edersiniz. Ve bilirsiniz ki hem alternatif sahibi olamk hem de bunlar arasından secim yapabilmek size hayatınızı ve geleceğinizi kontrol etme imkanı sağlar. Benim icinse secenekler daha sınırlıdır. Bu nedenle kendime olan guvenimi sağlamam daha zordur. Bana daha sık secim yapma imkanı sunmak gunluk hayatta daha aktif olmamı sağlar. Orneğin “Sayfanın ustune adını ve tarihi yaz” demek yerine “Once adını mı yoksa once tarihi mi yazmak istersin?” diye secenek sunabilirsiniz. Ama bazen seceneğimin olmadığını yani bana alternatif sunamayacağınızı da bilmem gerekir. Boyle bir durumda eğer sebebi anlarsam rahatsız olmam. “Bu durumda secim yapmana izin veremem. Bu tehlikeli olabilir, yaralabilirsin” gibi…

Son olarak… İnanın. Henry Ford şoyle demiş: “İster yapabileceğinize inanın, ister yapamayacağınıza. Her iki durumda da haklısınız.” Benim icin farklılık yaratabileceğinize inanın. Otizm uyum ve adaptasyon gerektirir ama acık uclu bir rahatsızlıktır. Elde edilebilecek başarı da limit yoktur. Kurduğum iletişimden daha da fazlasını hissederim. Ve ilk hissettiğimde aklınızdan gecenler olur. Benden ne kadar cok şey beklerseniz o kadar fazla elde edersiniz. Yapabileceklerim konusunda beni cesaretlendirin ki sınıftan cıktığımda bile oğrenmeyi surdureyim.

Derleyen: Kutşın Sancaklı

Kaynakca: Notbohm, Ellen (2005). Ten things your student with autism wishes you knew. Children’s Voice, 14 (3), May/Jun 2005.