Acık hava oyunları
Kovalamaca oyunları
Saklambac
Saklambac en az 4 kişiyle oynanır.Oyuncular aralarında sayışarak veya parmak tutuşarak bir ebe bir tane duvara onunu donerek sayar. Ebe en az 50 ye kadar dışından sayar. Bu sırada diğer oyuncularda ebe sayana kadar farklı veya aynı yerlere saklanırlar. Ebe dışından saymayı bitirince oldu diye bağırır ve gozunu acar. Ve diğer oyuncuları bulmaya calışır.Diğer oyuncular ise ebe kalenin başından ayrıldığını gorunce ebenin saydığı yere sobe diyerek ebeler.Ebeliyen kişiler ebe olmaz. Ondan sonra ebe diğerlerini bulmaya calışır. Eğer ebe bir kişiyi gorupte onun adını yanlış soylerse diğer oyuncular saklandığı yerden cıkar ve canakk comlek patladı diye bağırırlar. Ve ebe olan kişi yeniden ebe olur. Bu oyunu oynarsanız eğer akşam oynamayı tercih edin...
Koşe kapmaca
Genellikle sokakta oynanır. Cunku sokaklar, oyuncuların kendilerine koşe olarak tutmaları gereken bina kapıları, iki ağac ya da pencere arası gibi yerler acısından daha zengindir. "Koşe Kapmaca" az sayıda kişiyle oynanır. Ebe diğer oyunculara gore ortada bir yerde durur. Oyuncular ebeye yakalanmadan, birbirleriyle koşeleri surekli değiştirmeye calışırlar. Bu değiştirme sırasında ebeye yakalanan oyuncu koşesini kaybeder ve kendisi ebe olur. Oyuncular, sozde yer değiştiriyormuş gibi hareket edip ebeyi yanıltabilir
Golge kovalamacası
Golge Kovalamacası'nı oynayabilmek icin guneşli bir hava gerekir. Bu oyun, ebe olan oyuncunun obur oyuncuların golgelerine basma esasına dayanır. Bu oyunda, ebenin golgeye basıp basamadığına karar verecek bir de hakem secilir.Oyun bu şekilde devam eder.En son kalan kişi 1. secilir.Bir el boyunca dokunulmazlık kazanır.
Kac kurtul
Kac Kurtul oyununda, ebe belirlendikten sonra oyuncular tek sıra halinde dizilirler. Sıranın başındaki oyuncu, karşıda duran ebe fark etmeden yerinden ayrılarak koşmaya başlar. Ebe onu gorduğu anda kovalar. Koşan oyuncu ebeye yakalanırsa kendisi ebe olur. Yakalanmadan obur oyuncuların yanına donerek onlardan birinin onunde durursa, sırasını savmış olur ve ebe olmaktan da kurtulur. Bundan sonra, onunde durduğu oyuncu koşmaya başlar. Ebe oyunculardan hicbirini yakalayamazsa, oyun aynı ebeyle yeniden başlar.
Tutsak almaca
8-10 oyuncudan oluşan iki takımla oynanır. Takımlar, aralarında geniş bir alan bırakarak karşılıklı dizilirler. Oyunu başlatan takımdan bir oyuncu ileri fırlayınca, karşı takımdan bir oyuncu da ona doğru koşar. İlk oyuncu kendi takımına doğru kacarken, rakip oyuncu onu kovalayıp yakalamaya calışır. Bu oyunda ilk cıkışı yapan oyuncunun amacı, yakalanacakmış gibi davranıp, karşı takımın oyuncusunu kendi takımına yaklaştırmak ve tutsak almaktır. Her iki takım verdiği tutsakları kurtarmaya ve karşı takımdan tutsak almaya calışır. Oyun, takımlardan birinin oyuncularının tumunun tutsak duşmesiyle son erer.
Mendil kapmaca
Mendil Kapmaca Oyununu, eşit sayıda oyuncudan oluşan iki takım arasında oynanır. Takımlar, aralarında 20-25 metre aralık bırakacak bicimde, karşılıklı birer sıra halinde dizilir. İki sıranın ortasındaki alanın tam orta yerine, yarım metre capında bir daire cizilir ve ortasına mendil ya da başka bir nesne koyulur. Oyunu yoneten bir hakem ya da kaptan secilir. Bu hakem dairenin ortasında durarak mendili de elinde tutabilir. Hakem "5'ler!" diye bağırınca, her iki takımdan beşinci oyuncular koşarak mendili kapıp kacar. Mendili kapanı kovalayan obur oyuncu onu yakalamaya calışır. Mendili alan oyuncu yakalanmadan eski yerine donebilirse, takımına bir sayı kazandırır. Yakalanıp mendili kaptırırsa, takımı bir sayı kaybeder. Mendili alan oyuncunun yakalanmadan yerine donmesi uzerine, hakem yeniden her iki takıma seslenir ve oyun surer. Oyunu, daha cok sayı alan takım kazanmış olur.
Yağ satarım
Yağ satarım oyununda once bir ebe belirlenir. Oyuncular yuzleri birbirine donuk halka oluşturacak bicimde yere otururlar. Ebe bir mendilin ucunu duğumleyerek eline alır. Bunu arkasında saklayarak halkanın cevresinde dolaşmaya başlar. Bu sırada da oyuna adını veren şarkıyı soyler:
Yağ satarım, bal satarım,
Ustam oldu, ben satarım.
Ustamın kurku sarıdır.
Satsam 15 liradır
Zam-bak Zum-bak
Don arkana iyi bak
Dolaşırken mendili belli etmeden oyunculardan birinin arkasına yere koyar. Arkasına mendil bırakılan oyuncu, bunun farkına vardığı anda mendili alarak ebeyi kovalamaya başlar. Ebe, yakalanmadan onun yerine oturursa, mendili alan cocuk ebe olur; yakalanırsa, oyun aynı ebeyle devam eder. Farklı bir bicime gore ise, ebeyi kovlayan oyuncu, ebe yerine oturuncaya değin mendilin bağlı topuz bicimindeki ucuyla arkasından vurarak onu cezalandırır. Elinde mendil bulunan oyuncunun ebeliğiyle oyun surer.
Topla oynanan oyunlar
Yakan Top
Yakan top oyunu en az 4 kişiyle oynanır.Oyuncular ya sayışarak ya da eşleşerek iki eşit sayıda grup oluştururlar. Sonra yazı tura atarak ilk kim bir olacak onu belirtirler.ondan sonra birinci cıkan grup ortaya gecer.Ondan sonra diğer grup ortadaki grubu vurmaya calışır.Eğer atılan top birine gelirse o kişi oyun dışına cıkar.Eğer top atılınca yukarıdan gelen topu havada tutunca 1 tane can almış oluyorsun.Eğer gruptaki herkes vurulursa diğer grup ortaya geciyor.Ve bu seferde diğer grup onları vuruyor.
İstop
İstop'ta oyuncular bir daire oluşturur. Oyunu başlatmak icin oyunculardan biri ebe olur. Ebe, oyunculardan birinin adını soyleyerek topu havaya atar. Top yere duşerken, adı soylenen oyuncu topu havada yakalarsa, başka birinin adını soyleyerek topu yeniden havaya atar. Topu havada tutamayan oyuncu, topu yerden eline aldığında "İstop!" diye bağırır. Kacışan oyuncular "İstop" dendiği anda oldukları yerde durmak zorundadır. Bu durumda ebe, duran oyunculardan birini topla vurmaya calışır. Vurulan oyuncu bir puan kaybeder ve ebe olur. Uc kere vurulan kişiye bir ad takılır.Ve oyuna o adı ile devam eder. Top atılırken gene aynı isim soylenir.Altı kez vurulan kişiye ise bir ceza verilir.Oyuncunun bir eşyası saklanır ve oyuncu o eşyayı ip ucları ile bulur.Oyuncu eşyaya yaklaşınca sıcak uzaklaşınca soguk denir.Ve boylece oyun devam eder. bu oyun oynanırken oyuncular arkasına bakamazlar sadece elleriyle yeri yoklayabilirler
====Top Yetiştirme==== Oğretmen oğrencileri iki gruba ayırır.Gruplar arka arkaya sıraya dizilir. Oğrenciler bacaklarını omuz genişliğinden biraz fazla acarak beklerler. Grupların başındaki oğrencilerde bir tane top vardır. Oğretmen başla deyince ondeki oğrenci topu bacak arasından arkadaki oğrenciye verir. Bu şekilde oğrenciler topu yere duşurmeden en arkadaki oğrenciye ulaştırır. Topu alan arkadaki oğrenci one gelerek bacak arasından topu arkadaşına verir oyun bu şekilde devam eder. İlk baştaki oğrenciye top tekrar geldiğinde topu oğretmene getirir. Oyun bu şekilde biter.
====doğan ata__ Sınıf mevcudu iki grup oluşturacak şekilde ayrılır. Kura cekilir. Kurayı kazanan grup oyuna başlar. Topu alan takım kendi takım arkadaşlarıyla paslaşmaya başlar. Kendi aralarında paslaşırken yuksek sesle birer birer ona kadar bu paslaşmaya devam eder. Paslaşma devam ederken topun yere duşmesi, rakip takımın eline değmesi veya rakip takımın eline deyip yere duşmesi halinde saymaya sıfırdan başlanır. On pası tamamlayan takıma bir puan verilir. Topu puan alan takım oyuna sokar. Grup icinde paslaşırken rakibi de tutma, cekme ve itme olmayacaktır.
Diğer acık hava oyunları
Bilye oyunu
En eski cocuk oyunlarından biridir. Bilye denen kucuk, sert kure biciminde toplarla oynanır. Roma İmparatoru Augustus Caesar'ın da cocukluğunda bilye oynadığı bilinmektedir. Eskiden yuvarlak cakıllar ya da meyve cekirdekleri bilye olarak kullanılırken, 18. yuzyılda mermer bilyeler yapıldı. Bilye oyunlarının adı ve kuralları oynandığı ulkeye gore değişiklik gosterir. Turkiye'de renkli cam bilyelere "misket" denir. En cok oynanan bilye oyunları ise "tumba", "kuyu" ve "Ucgen"dir.
Bilye oyunlarında ortak nokta, bilyeyi yuvarlayarak başka bir bilyeye carptırmak ve onu kazanmaktır. Bilye, kıvrılan işaret parmağının icine oturtulur ve başparmakla itilerek atılır. "Kaptan Oyunu"nda, bilyeler yerde acılan belirli sayıda cukura onceden saptanmış bir sıraya gore sokulmaya calışılır. Bunu başaran oyuncu, rakibinin bilyesine atış yapma hakkı kazanır.
Seksek
Seksek oyununda yere kare ve diktortkenler cizilir kareler ve diktortkenleri numaralandırılır not.. tebeşir ile cizilir cizgilere basan oyuncuoyun dışı olur
İp atlama
"İp Atlama" oyununu daha cok kızlar oynar. Tek başına oynanabildiği gibi, birkac kişi bir araya gelerek de oynanır. Değişik ip atlama bicimleri vardır: Tek başına ip atlamak isteyen kişi boyuna uygun uzunca bir ip alır; bunu iki eliyle uclarından tutar, dondukce bir halka oluşturacak bicimde ipi cevirerek başının uzerinden ve zıplayarak ayaklarının altından gecirir. Birkac cocuk bir araya gelmişse, iki cocuk uygun uzunlukta ve kalınlıkta bir ipin iki ucundan tutar. İp cevrilirken obur cocuklar sırayla zıplayarak ip atlarlar. Bu sırada ipin duzgun cevrilmesi ve her cevrilişinde yere değdirilmesi gerekir. İp, atlayanın ayağına takılırsa oyuncu yanar. Bir başka bicimi ise, iki cocuğun yan yana ip atlamasıdır.
Birdirbir
"Birdirbir Oyunu"nda cocuklardan biri ellerini dizlerine koyarak eğilir ve obur oyuncuların ustunden atlayacağı bir kambur oluşturur. Atlayan her cocuk biraz otede aynı bicimde eğilerek durur ve oburleri eğilmiş duran butun oyuncuların uzerinden atlar. Bu bicimde oyun surup gider.
Ev ici oyunları
Nesi Var
Ev ici oyunları coğunlukla bir halka oluşturarak oynanır. "Nesi var?" oyununda bir kişi ebe secildikten sonra, diğerleri birlikte bir nesne ya da kişi belirlerler. Ebe her cocuğa sırayla "Nesi var?" diye sorarak, aldığı dolaylı yanıtlarla belirlenmiş nesnenin ne olduğunu anlamaya calışır. Bir bilgisayarın nesne olarak belirlendiğini varsayalım:
- Nesi var?
- Camı var.
- Nesi var?
- Yazısı var.
Ebe kimin yanıtı uzerine tutulan nesneyi bilirse, o ebe olur ve oyun boyle devam eder. Ebenin daha onceden saptanan sayıda soru sormasına karşın nesneyi bilememesi durumunda, ebeliği surer.
"Korebe"
oyunu, 10-12 cocukla oynanır. Once ebe belirlenir ve ebenin gozleri bir bezle bağlanır. Oyun adını, ebenin gozlerinin bağlanmasından alır. Ebe ortada kalacak bicimde oyuncular bir halka oluştururlar.
Turku soyler doneriz
Bil bakalım biz kimiz
Elindeki değnekle
Goster bizi korebe
Sozlerini yinelerken halkayı bozmadan el cırparak ebenin cevresinde donerler. Ebe bu sırada kollarını one doğru uzatarak dokunduğu kişinin başını, yuzunu ve ustunu elleriyle yoklar. Kim olduğunu anlayabilirse adını soyler. Eğer tanırsa, dokunduğu oyuncu ebe olur. Tanıyamazsa, oyun aynı ebeyle surer. Korebe evin icinde oynandığı gibi dışarıda da oynanır.
Yuksuk oyunu
"Yuksuk oyunu",
kucuk cocukların sevdiği bir oyundur. Ebe seciminden sonra yuksuk bir yere saklanır. Ebe yuksuğe yaklaşırsa, cocuklar hep bir ağızdan "sıcak", uzaklaşırsa da "soğuk" derler. Bu oyun, yuksuğun yerini belirtmek icin el cırparak da oynanır. Ebe saklanan yuksuğe yaklaştıkca el cırpma kuvvetlenir, uzaklaştıkca yavaşlar.
"Cicoz"
da denen "Yuzuk Oyunu"nda, yuzuk uzun bir sicime gecirilir ve sicimin iki ucu birbirine bağlanır. Oyuncular bir halka oluşturarak otururlar, bir elleriyle ipi tutarken oburuyle yuzuğu ebeye gostermeden birbirlerine gecirirler. Yuzuk elden ele gecerken, "Al cicozu, ver cicozu, geldi cicoz, gitti cicoz. Haniya cicoz, işte cicoz. Kimde cicoz, bende cicoz" diye bir turku tuttururlar. Ortada duran ebe yuzuğun kimin avucunda olduğunu tahmin etmeye calışır; şuphelendiği oyuncuya elini actırır. Yuzuğu bulursa ebeler değişir. Bulamazsa oyun surer.
"Bom Oyunu"nda, gene 8-10 ya da daha cok sayıda kişi oturarak bir halka oluşturur. Oyunculardan biri "Bir"den itibaren sırayla saymaya başlar. Sayarken oyuncunun, beş, on, on beş gibi beşin katlarının yerine "Bom" demesi gerekir. "Bom" demeyi unutarak sayı soyleyen oyuncu oyundan cıkar. Hic yanlış yapmayarak sona kalan kişi oyunu kazanır. Oyunu biraz zorlaştırmak icin ucun ya da yedinin katları da "Bom" olabilir.
"Estepeta" denen oyunda da once bir ebe secilir. Ebe cocukların dalgın bir anını kollar ve "Estepeta!" diye bağırır. Ebeyi duyan cocuklar, oldukları yerde kalmak zorundadırlar. Ne kımıldayabilir, ne de konuşabilirler. Bu durum ebenin "Boz!" demesine kadar surer. Ebe "Boz" demeden kımıldayan ya da konuşan olursa, bu kez o ebe olur. Bazı yorelerde bu oyuna "Tıp" denir.
İğne-İplik Oyunu
"İğne-İplik Oyunu", eşit sayıda oyuncudan oluşan iki grupla oynanır. Her gruba bir dikiş iğnesi ve iplik verilir. "Başla!" uyarısıyla birlikte, her iki grubun ilk oyuncuları ipliği iğneye gecirir. İkinciler cıkarır, ucunculer gecirir, boylece sonuncu oyuncuya kadar oyun surer. Once bitiren grup oyunu kazanır.
"Sozcuk Bulma", cocuklar ile yetişkinlerin birlikte oynayabildiği bir oyundur. İki takım arasında oynanır. Sozcuğu secen takımdan secilen bir oyuncu, sozcuğu karşı takıma pantomimle anlatmaya calışır. "Keciboynuzu" gibi bileşik sozcukler bolunerek anlatılabilir.
Sessiz Film
"Sessiz Film" iki takım arasında oynanır ve oynanış bicimi acısından "Sozcuk Bulma"ya benzer. Takımlardan birinin tuttuğu bir film ya da kitap adı, karşı takımın oyuncularından birine soylenir. Oyuncu bunu pantomimle takım arkadaşlarına anlatmaya calışır. Orneğin, Bereketli Topraklar Uzerinde'yi anlatmaya başlarken, once filmin adının uc sozcukten oluştuğunu anlatmak icin parmaklarıyla uc işareti verir. Sonra da sozcukleri teker teker, oynayarak anlatır. Oyuncular filmin adını bulamazsa, sıra diğer takıma gecer.
"Ateş, Toprak, Hava, Su", yumuşak bir top ya da duğum atılmış bir mendilin oyuncudan oyuncuya atılmasıyla oynanır. Topu atan oyuncu "Ateş" derse, topu tutan oyuncu sessiz kalır. Eğer "Toprak" derse, atıcı 10'a kadar saymadan topu tutan oyuncunun bir kara hayvanı adı; "Hava" derse bir kuş adı; "Su" derse bir balık adı soylemesi gerekir. Oyuncu yanarsa cezalandırılır.
"Yutturma Oyunu"nda oyuncular ikişer kişer eşleşirler. Eşlerin yan yana oturmalarında yarar vardır; cunku o zaman daha az şaşırırlar. Eşlerden birisi oyunu başlatır: "Babamla carşıdan gelirken yolda bir uzum copu buldum, evirdim, cevirdim, sildim, supurdum, Sacide'nin ağzına tıktım!" der. Sacide'nin eşi, sozu alır, hemen "Yutturmam!" der. Oyunu yoneten cocuk, "Ya ne yaparsın?" diye sorar. "Eviririm, ceviririm, Onur'un ağzına sokarım," der. Onur'un eşi boş bulunur da onu savunmazsa, oyundan cıkarılır. "Ya ne yaparsın?" sorusu, "Senin ağzına tıkarım", diye de yanıtlanabilir. O zaman savunma işi, soruyu soranın eşine duşer.
"Nuh'un Gemisi" eşit sayıda kız ve oğlan oyuncularla oynanır. Bu oyunda herkese gizlice bir hayvan adı takılır. Ama aynı hayvanın adı biri kız, oburu oğlan olmak uzere iki oyuncuya birden verilir.Oyuncular adını taşıdıkları hayvanın sesini taklit ederek (hırlama, havlama, otme, tıslama gibi) eşlerini bulurlar. Oyunun sonunda eşini bulamayanlar onceden saptanan bir cezayı yerine getirir.
Muzikli oyunlar
Muzikli oyunlar, muzik eşliğinde oynanır. Paketi Gecir oyunu, odulle sonuclanan bir oyundur. Odul olarak belirlenen bir nesne kÂğıtla birkac kat sarılır. Oyuncular bir halka oluşturacak bicimde otururlar ve muzik calarken paketi birbirlerine gecirirler. Muzik durduğu anda elinde paket kalan oyuncu onu acmaya başlar, ama muzik yeniden başlar başlamaz paketi diğerine gecirir. Paketin en son katını acan oyuncu oyunu kazanır ve odulu alır.
Muzikli Sandalyeler Oyununda, sandalyeler halka oluşturacak bicimde sırt sırta dizilir. Sandalyelerin sayısı oyuncuların sayısından her zaman bir eksiktir. Oyuncular muzik calarken sandalyelerin cevresinde muziğin ritmine uyarak yururler. Muzik durunca en yakın sandalyeye otururlar. Acıkta kalan oyundan cıkar ve her duruştan sonra da bir sandalye eksiltilir. Boylece sonunda bir sandalyenin cevresinde donen iki oyuncu kalır. Sandalyeyi kapan kazanır.
Kucuk cocukların oynadığı Muzikle Zıplama Oyununda, oyuncular muzik calarken zıplarlar. Muzik durduğunda yere oturup bağdaş kurarlar. Bağdaş kurmada sona kalan oyuncu oyundan cıkar.
Bellek oyunları
Teyzem Carşıya Gitti oyununda ilk oyuncu "Teyzem carşıya gitti ve... (A harfi ile başlayan bir nesne) aldı" der. İkinci oyuncu bu cumleyi tekrarlayıp, A harfi ile başlayan yeni bir nesnenin adını soyler. Oyuncuların "Teyzem carşıya gitti ve bir ananas, bir atkı, bir ayakkabı, bir anahtar, ... aldı" gibi onceden soylenen nesneleri anımsaması ve her seferinde yeni bir nesne adı soylemesi gerekir. Sozcuk bulamayan ya da geciken oyundan cıkar.
Babam Cin'den Geldi oyununda, oyunu başlatan oyuncu Babam Cin'den geldi dedikten sonra, yanındaki "Ne getirdi?" diye sorar. Yanıt "Bisiklet"se, tum oyuncular sozde pedal cevirmeye başlar. İkinci oyuncu da, "Babam Cin'den geldi" der ve "Ne getirdi?" sorusuna, orneğin "Yelpaze" yanıtı verdikten sonra, oyuncular pedal cevirmeyi surdururken, bir yandan da yelpazelenmeye başlar. Oyun bunun gibi, hareketle anlatılabilecek yanıtlarla surer.
Cağrışım Oyunları
Oyununda oyunculardan biri aklına ilk gelen sozcuğu (orneğin, deniz) soyler. Sonraki oyuncu bu sozcuğun cağrıştırdığı bir başka sozcuğu soyler (orneğin, balık). Oyun bu şekilde birbirini cağrıştıran sozcuklerle surer ve boylece bir sozcukler zinciri oluşur. İlgisiz sozcuk soyleyen kişi oyun dışı kalır. Her oyuncu ucer sozcuk soyledikten sonra oyun durur ve zincirin hicbir halkasını atlamadan geriye doğru, yeniden "deniz" sozcuğune ulaşmaya calışılır.
Bellek Oyununda, icinde 20 değişik nesne bulunan bir tepsi, herkese bir dakika sureyle gosterilir. Secilen nesnelerin kolay akılda kalacak turden olmamasına dikkat edilir. Tepsi ortadan kaldırıldıktan sonra, her oyuncu aklında kalan nesnelerin adlarını yazar. Nesnelerin coğunu hatırlayan kişi oyunu kazanır.
Tadını Anlama oyununda, yarım duzine kadar bardak değişik iceceklerle doldurulur. Oyuncuların gozleri bağlanır ve yalnızca tadına bakarak bardaklardaki iceceklerin ne olduğunu anlamaları istenir.
Ne Kokuyor? da buna benzer bir oyundur. Fincan tabaklarına adacayı, nane, kekik, tutun gibi şeyler koyulur. Her tabağın uzeri bir bez parcasıyla ortulur. Oyuna katılanlar kokularından tabaktakilerin ne olduğunu anlamaya calışır.
Ses Algılamada, oyuncuların gozu bağlanır. Oyuncular, tahta bir yuzeye yuksekten bırakılan nesnelerin cıkardığı sesten ne olduğunu anlamaya calışırlar.
KÂğıt ve kalem oyunları
"SOS", kÂğıt kalemle oynanan en basit oyunlardan biridir. İki oyuncuyla oynanır. KÂğıda karşılıklı dort cizgi cizilir ve ilk oyuncu karelerden birine bir "artı", oburu ise başka bir kareye bir "sıfır" koyar. Oyun boylece surer ve oyuncular dikey, yatay ya da capraz sırada uc artı ya da uc sıfır elde etmeye calışırlar.
Amiral Battı
İki oyuncuyla oynanır. İki oyuncu da kağıtlarına iki buyuk kare cizer. Bunları enine ve boyuna 10'ar cizgiyle 100 kareye bolerler. Kucuk kareleri tanımlamak amacıyla, buyuk karelerin ust tarafına A'dan başlayarak harfler, sol kenarın da 1'den 10'a kadar rakamlar yazılır. Buyuk karelerden biri oyuncunun kendi savaş alanı, diğeri rakibinin savaş alanıdır. Her oyuncu kendi savaş alanının kareleri icine gemilerini yerleştirir: Bir adet Amiral (XXXX ile gosterilir), iki adet Kruvazor (XXX ile gosterilir), uc adet Muhrip (XX ile gosterilir) ve dort adet Denizaltı (X ile gosterilir). Oyunculardan biri, elindeki boş kareler uzerinden, once bir rakam sonra da bir harf soyleyerek rakibinin gemilerinin karesini bulmaya calışır (oyundaki ifadesiyle rakibinin bir karesine ateş eder). Bulduğunda (isabetli atışta) da gemiyi batırmış olur. Orneğin 6'nın C'si, 2'nin F'si, 10'nun D'si gibi. Gemileri saldırıya uğrayan oyuncu da karşısındakine, "Amiral yara aldı", "Bir denizaltı battı" turunden bilgi verir. Uc atıştan sonra sıra obur oyuncuya gecer. Oyunu, tum gemileri once kim batırırsa o kazanır.
Kutu Kutu
Kareli ya da duz bir kÂğıda, duzenli aralıklarla soldan sağa ve yukarıdan aşağıya, hayali bir kare oluşturacak bicimde eşit sayıda noktalar koyulur. Orneğin, 10 x 10 bir kare oluşturacak gibi 100 adet nokta işaretlenir. Oyun iki kişiyle oynanır. Oyunu başlatan kişi, iki noktayı birleştiren bir cizgi ceker. Amac cizgileri kareye tamamlayarak, en cok kutuyu elde etmektir. Son cizgiyi cizip kareyi tamamlayan oyuncu, karenin icine kendi işaretini koyar (orneğin, adının baş harfini). Rakipler birbirlerine kutu kaptırmamaya bakarlar. 100 karelik bir bir oyunda 51 ve daha fazla kare alan oyunu kazanır.
Tren Oyunu
İki kişiyle oynanır. Oyuncular kendi kÂğıtlarına birden dokuza kadar sırayla rakamlar yazarlar. Oyunu başlatan, tuttuğu bir sayıyı gizlice yazarak, arkadaşından bunu tahmin etmesini ister. Sozgelimi "5"i tutmuşsa ve arkadaşı bunu bilememişse, 5 rakamının uzerine bir cizgi ceker. Eğer bilirse cizgi cizemez. Oyun sırası karşı tarafa gecer. Bir rakam dort cizgi cizilerek kareyle cevrilince, o rakam "vagon" olur. Dokuz rakamın da cevresi kapatılınca tren kalkar. Treni kaldıran kişi oyunu kazanır.
Telgraf Oyunu
Oyunda once bir sozcuk secilir ve her oyuncu, her biri secilen sozcuğun harfleriyle başlayan sozcuklerden oluşan bir telgraf yazmak zorundadır. Orneğin "BOYACI" sozcuğu ile "Butun Oyuncular Yarın Artık Cem'i Isırabilirler" gibi bir telgraf oluşturulabilir. Telgrafı yazmak icin beş dakika sure verilir ve en komiğini yazan oyuncu odullendirilir. "Sozcuk Uydurmaca" oyunu, bir sozcuk secimiyle başlar. Sonra belli bir sure icinde, secilen bu sozcuğun harfleriyle olabildiğince cok yeni sozcuk turetilir. En cok sozcuk tureten oyuncu başarılı olur.
Kim kiminle ne zaman nerede ne yapıyorlar? Kim kiminle ne zaman nerede ne yapıyorlar? Oyunu kÂğıt ile oynanır. KÂğıda kim kiminle ne zaman nerede ne yapıyorlar? Yazılır. Kelimeleri ayırmak icin cizgiler cizilir. Kac kişi varsa o kadar kÂğıt harcanır. Kimse birbirine gostermeden kim bolumunu doldurur(orneğin hasan) Sonra kim bolumu katlanır, kÂğıtlar oyuncularla değiştirilir. Bu boyle devam eder. Bittiğinde kÂğıtlar acılır. Hepsi okunur. Kelimeler birleştirilir. Ortaya garip veya komik cumleler cıkar.
Sozcuk oyunları
"Gezginin Masalları Oyunu"nda ilk oyuncu yanındakine "Duyduğuma gore A....'ya geziye gidiyormuşsun. Orada ne yapacaksın?" diye sorar. Yanındaki oyuncunun, sozcukleri "A" harfiyle başlayan bir yanıt vermesi gerekir. Orneğin, "Anneme cicek alacağım" gibi. Bundan sonra ikinci oyuncu, ucuncuye aynı soruyu "B" ile başlayan bir yer soyleyerek sorar ve oyun boylece surer.
"Unluler Oyunu"nda, oyunu yoneten bir harf soyler. Amac, o harfle başlayan bilim adamı, devlet adamı, sanatcı, sporcu gibi unlu kişilerin adlarını sıralamaktır. Orneğin "A" ile başlayan Ataturk, Aristo, Andersen, Arşimed gibi. En cok ad yazan oyunu kazanır.
"Hece Oyunu"nda ilk oyuncu bir sozcuk soyler. Yanındaki bu sozcuğun son hecesiyle başlayan yeni bir sozcuk turetir. Orneğin "reklam"dan sonra "lamba". Bundan sonraki oyuncu "başak" dedikten sonra, yanındaki oyuncunun "şak" hecesiyle başlayan bir sozcuk bulması gerekir. Bulamayan kişi oyundan cıkar. Sona kalan oyuncu oyunu kazanır.
"Hortlak" oyununda her oyuncu, ozel adlar dışında bir sozcuk oluşturmak icin sırayla alfabeden bir harf soyler. Ama sozcuğun kendisinde bitmesini engellemeye calışır. İlk oyuncu "s", ikinci "i", ucuncu "n", dorduncu "e" diyebilir. Beşinci eğer "k" derse, sozcuk tamamlanmış (sinek) olur ve beşinci oyuncu bir "can" kaybeder. Oyunda uc can kaybeden oyuncu "hortlak" olur. Uc harfli bir sozcuk icin ceza uygulanmaza.
"Dedektif Oyunu"nda, bir şapkanın icine oyuncu sayısı kadar katlanmış kÂğıtlar koyulur. İki kÂğıttan birine "Katil", oburune de "Dedektif" yazılır. Bu ikisi dışında kÂğıtların tumu boş bırakılır. Her oyuncu şapkanın icindeki kÂğıtlardan birer tane ceker. Dedektifi ceken oyuncu kimliğini acıklar. Tum ışıklar sondurulur ve oyuncular evin icine dağılırlar. Bir sure sonra "Katil" kendine bir kurban secer ve ona sarılır. Kurban "Katil var!" diye bağırarak kendini yere atar. Katilden başka herkes olduğu yerde kalır. Katil yerini değiştirebilir. Bundan sonra ışıklar acılır ve dedektif sorguya başlar. Sorgu sırasında katil dışındaki oyuncular doğruyu soylemek zorundadır. Katil ise istediği kadar yalan soyleyebilir. Dedektifin katili bulabilmesi icin iki hakkı vardır, bulamazsa katil serbest kalır.
Masa oyunları ve taşlı oyunlar
İki tur masa oyunu vardır: Taş hareketlerinin zar atmayla belirlendiği şans oyunları (bak. ZAR) ve taşların belli kurallara gore hareket ettirilmesiyle oynanan yetenek oyunları.
En cok bilinen yetenek oyunları, satranc, dama ve dominodur . Yetenek oyunlarının coğunda amac, karşı oyuncunun taşlarını almak ya da taşları ozel bir bicime gore duzenleyerek sayı kazanmaktır.
"Dokuz Taş" iki kişi arasında oynanır. Her oyuncunun dokuz tane taşı bulunur. Bir kÂğıda yukarıda gorulen şekil cizildikten sonra, taşlarını sırayla bu şekil uzerine yerleştirirler. Yeni bir taş koyma ya da bir taşı hareket ettirme yoluyla, uc taşı aynı sıraya dizmeyi başaran oyuncu oburunun bir taşını alır. Oyunculardan birinde iki taş kalınca oyun biter.
"Dilmece" oyunu en cok dort kişi, kullanım sıklığına gore sayısal değeri belirlenmiş olan harflerle oynar. Capraz bulmaca gibi karelere ayrılmış bir tablo uzerinde oynanır. Tabloda, caprazlama yerleştirilmiş renkli karelerin de ayrı değerleri vardır. Oyuncular yedişer harfle oyuna başlarlar. Tablonun ortasında yer alan renkli kare başlangıc noktasıdır. Amac soldan sağa ve yukarıdan aşağı anlamlı sozcukler yazmaktır. Yazdığı sozcuklerle en cok sayıyı toplayan oyunu kazanır.
"Mikado" oyunukucuk cubuklarla (orneğin, kibrit copleriyle) oynanır. Duz bir yuzey uzerine atılan bu cubuklar, oburlerini oynatmadan teker teker alınmaya calışılır (alınırken cubuklardan birinden yararlanılabilir).
== Cezalar == Bazı oyunların sonunda, gulmek ve eğlenmek amacıyla oyunu kaybeden kişilere cezalar verilir. Bu cezalar zamanla değişebilir ve yenileri ortaya cıkabilir. Belli başlı cezalar aşağıda sıralanmıştır:
Arkadaşlarının en guzelinin onunde diz cok, en akıllısının onunde eğil ve iclerinden en cok sevdiğini op.
Yerde duran kabın icindeki sutu yalayarak ic.
Ayna ol: Cezalı arkadaşların onune gidilir, onlar ne yaparsa taklit edilir.
Tek elinle bir paketi sarıp iple bağla.
Odanın bir koşesinde şarkı soyle, oteki koşesinde dans et, ucuncusunde ağla ve dorduncusunde gul.
Alfabeyi tersten oku.
Bir tekerleme soyle.
Bir elmanın kabuğunu hic koparmadan soy.
Tek ayak durarak ayakkabını cıkar, giy.
Dort ayak yuru.
Kollarını kavuşturup yere boylu boyunca uzan ve kollarını acmadan ayağa kalk.
Amuda kalk.
Takla at.
Odadan iki bacaklı cık ve altı bacakla geri gel (bir sandalye ya da sehpa taşıyarak).
Oyle bir soru sor ki, tek cevabı "Evet" olsun.
ALINTI
Eski Cocuk Oyunları
Çocuk Büyütme0 Mesaj
●0 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Hayatın İçinden
- Çocuk Büyütme
- Eski Cocuk Oyunları