Prof. Dr. Alim IŞIK’ın yazılı soru onergesine cevabı.
Cek Mağdurları,
Yakınlarımız,
233 gundur;
zindanlarda.
233 gundur;
Anneler, Babalar, Cocuklar,
gozyaşı dokuyor,
BUGUN MUCADELEMİZİN 233. GUNU
T.C.
ADALET BAKANLIĞI
Kanunlar Genel Mudurluğu
Sayı :B.O3.O.KGM.0.00.00.03/l 644/3806 31/07/2009
Konu : Yazılı soru onergesi
Sayın

Kutahya Milletvekili
T.B..M.M.
Bakanlığımıza yoneltilip yazılı olarak cevaplandırılması istenilen 7/8193 Esas No.lu soru onergesinin cevabı aşağıda sunulmuştur.
A) 1957 yılında yururluğe giren 6762 sayılı Turk Ticaret Kanununun cek kullanımına ilişkin hukumleri. Cenevre Anlaşmasına uygun olarak duzenlenen İsvicre Borclar Kanunundan esinlenerek duzenlenmiştir.
6161 sayılı Kanunun Kıymetli Evrak Kitabında yer alan cek hukukuna ilişkin hukumlerin uygulamasında karşılaşılan tereddutlerin giderilmesi cek kullanımında gorulen bazı kotuye kullanmaların ve karşılıksız cek verilmesindeki artışların Onlenmesi; cek kullanımı hakkındaki esasların, cek hamillerinin, korunmasına dair tedbirlerin ve uygulanacak mueyyidelerin belirlenmesi amacıyla 1985 yılında 18 maddeden oluşan 3167 sayılı Cekle Odemelerin Duzenlenmesi ve Cek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun kabul edilmiştir.
3167 sayılı Kanunda, 26/02/2003 tarihli ve 4814 sayılı Kanunla koklu ve etkisi geniş duzenlemeler yapılmıştır. Bunlar, reform olarak adlandırılamasa bile, sistem değiştirici nitelikledir. 4814 sayılı Kanunla.. 3167 sayılı Kanunun 17 maddesi yeniden kaleme alınmış, bankaların sorumluluğu, cek defterlerinin bastırılması, ibraz ve odeme, hesaben tesviye, ihtar, duzeltme hakkı, bankanın sorumlu olduğu tutar, Turkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca ilan edilecek hususlar, tebligat adresi ve cezalara ilişkin hukumler eskisinden farklı bir şekilde duzene bağlanmıştır.
1985 yılında kabul edilen 3î67 sayılı Kanunun karşılıksız cek keşide etme sucunu duzenleyen 16. maddesinde, keşide edilen cekin karşılıksız cıkması hali objektif sorumluluk olarak duzenlenmiş, bu suc icin hapis cezası ongorulmuştur.
Cağdaş ceza hukukunda, ekonomik ilişkilerin gelişmesi ve ceşitlenmesi sonucu bu ilişkilerden doğan ve netice itibarıyla cezai mueyyideyi gerektiren eylemlere hurriyeti bağlayıcı cezanın başvurulacak en son care olarak ongorulmesi, "ekonomik suca ekonomik ceza" ilkesinin doğmasına yol acmıştır. Bu nedenle, 4814 sayılı Kanunla değiştirilen 3167 sayılı Kanunim 16 maddesinde, keşide edilen cekin karşılığının bulunmaması halinde, bu sucu ilk defa işleyenler icin cek bedeli tutarı kadar nispî para cezası verilmesi duzenlenmiştir. Boylece ekonomik kriz. hata, unutma ve benzeri nedenlerle bu sucu ilk defa isleyenler, en azından hapis tehdidinden uzak tutulmuştur.
Ancak, ceke olan guvenin zaafa uğratılmaması ve cezada etkinliğin artırılması, bakımından, bu suctan mukerrirler hakkında hapis cezası verilmesi ayrıca hukme bağlanmıştır. Bu duzenleme yapılırken fiilin sahtecilik veya dolandırıcılık gibi suclarla ilgili boyutu saklı tutulmuştur.
3167 sayılı Kanunun 16. .maddesinin birinci fıkrasının, anayasanın 38. maddesinin sekizinci fıkrasındaki "Hic kimse, yalnızca sozleşmeden doğan bir yukumluluğu yerine getirememesinden dolayı ozgurluğunden alıkonulamaz."' hukmune aykırı olduğundan bahisle Anayasa Mahkemesine itiraz yoluna başvurulması uzerine. Anayasa Mahkemesi 11/12/2002 tarihli Kararında, Turk Ticaret Kanununda kambiyo senetleri arasında duzenlenen cekin, temel ilişkide bir sozleşmenin bulunup bulunmamasından bağımız olarak, kambiyo hukukuna ozgu ozel bir havale olduğu, hatır senetlerinde olduğu gibi. taraflar arasında herhangi bir sozleşme ilişkisinin bulunmadığı veya temelde yer alan sozleşmenin gecersiz olduğu durumlarda da cekin başlı başına borc kaynağı biciminde ortaya cıkabildiği; ayrıca, haksız fiil veya sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan bir borc icin dahi cek keşide edilebildiği: ceki elinde bulunduran hamilin, keşideci ile lehdar arasındaki temel ilişkiden kaynaklanan bir alacağı değil, doğrudan doğruya cekten doğan bir hakkı iktisap ettiği; bu durumda, cek ilişkisinin bizzat sozleşme olmadığı gibi cekin temelinde her zaman bu sozleşmenin bulunmasının da zorunlu olmadığı; cekin temelde sozleşmeden bağımsız olarak kambiyo hukukuna ozgu borc doğuran ozel bir havale olduğu tespitleriyle, hukmun Anayasanın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırı olmadığına karar vermiştir.
Alıntı:
Sadullah Ergin Yazılı Soru Onergesi>>> Cek Mağdurları