
Avrupa Birliði'nin en önde gelen hukukçularýndan Avrupa Adalet Divaný'nýn sözcüsü geçtiðimiz Mayýs ayýnda, vatandaþlarýn tazminat talebiyle bu tür davalar açabileceðini söylemiþti. Böyle bir davayý ilk kez mahkemeye götüren grupta yedi kiþi var. Bazýlarý, saðlýklarýnýn tehlikede olduðunu söyledikleri, çoðu astýmlý çocuklarý adýna davacý oldu.
Davacýlar Almanya'nýn 7 büyük kenti arasýnda yer alan Berlin, Münih, Frankfurt ve Düsseldorf'da yaþýyor ve WHO tarafýndan saptanan "kabul edilebilir kirlilik" düzeyinin dört ila beþ misli kirli bir havayý teneffüs ettiklerini söylüyor. Volker Becker-Battaglia, Münih'de, Almanya'nýn havasý en kirli sokaklarýndan birinde yaþýyor.
"Hava kirliliði, göremediðiniz bir sorun. Ýnsanlar bunu düþünmüyor ama o öldürüyor" diyor.
"Evimizin önünden her gün arabalarýyla 150 bin kiþi geçiyor. Bu korkunç bir þey. Becerebildiðimiz zamanlarda þehirden kaçmaya çalýþýyoruz" diye ekliyor.
Düsseldorf'dan, mahremiyetini korumak için sadece ilk adýyla anýlmak isteyen Constanze ile de konuþtuk. O da iki çocuðu adýna hükümeti dava ediyor.
"Çocuklarýn saðlýklý büyümeye hakký var. Þehirde yaþýyor olmak, hava kirliliði yüzünden onlarý ömürleri boyunca zararýný görecekleri hastalýða mahkum etmek zorunda deðil" diyor.
Davacýlar ayrýca hükümetin kamuoyunu hava kirliliði konusunda eðitmesini de istiyor. Dava Almanya'da vatandaþlarýn temel insan haklarýný korumakla yükümlü Anayasa Mahkemesi'nde görülecek. Davacýlar tazminat talep etmiyor, hükümetin önlem almasýný istiyor. Karar lehlerinde çýkarsa ülke genelini kapsayacak sonuçlar yaratacak.
Almanya'da hava kirliliði düzeyleri ülkenin kendi yasalarýna uyðun fakat davacýlar yasanýn, giderek güçlenen bilimsel görüþ doðrulduðunda deðiþtirilmesi gerektiðini söylüyorlar. Dünya Saðlýk Örgütü de havadaki toksik maddelerin tehlikeleri konusundaki bilimsel kanýtlarýn artmasý üzerine 2021 yýlýnda solunabilir hava konusundaki sýnýrýný aþaðýya çekmiþti.
Almanya'nýn Çevre Koruma Kurumu, hava kalitesini kontrol etme ve sýnýrlar aþýlmýþsa önlem alma sorumluluðunun eyaletlere ait olduðunu söyledi. Kurumun sözcüsü "WHO'nun rehber niteliðindeki deðerleri, AB Hava Kalitesi Yönetmeliði'nde belirtilen sýnýrlar gibi yasal olarak baðlayýcý deðil, tavsiye niteliðindedir" dedi.
Bu ay yayýnlanan bir araþtýrma egzos gazlarýný solumanýn uyuyan hücreleri uyandýrmak suretiyle akciðer kanserine yol açtýðýný ortaya koyuyor. Yaklaþýk her 10 akciðer kanseri vakasýndan biri hava kirliliðiyle iliþkilendiriliyor.
Alman mahkemeleri hükümeti hava kirliliðini azaltacak önlemler almaya zorlayabilir. Davayý ayrýca ClientEarth ve Deutsche Umwelthilfe adlý çevreci örgütlenmeler de destekliyor.
ClientEarth'ün insan haklarý avukatý Irmina Kotiuk "Hava kirliliðinden korunmak bir insan haklarý meselesidir. Birçok insan artýk, hükümetler bu konuda daha sýký önlemler almaya baþlarsa, hayatlarýnýn ve çocuklarýnýn hayatlarýnýn nasýl iyileþebileceðini görüyor" diyor.
Kotiuk Almanya'nýn hava kalitesini düzeltme konusunda öncülük yaparak diðer ülkelere örnek olabileceðini düþünüyor. Avrupa çapýnda hava kirliliði giderek daha fazla davanýn konusu olmaya baþlýyor.
2020 yýlýnda Londra'da trafiðin yoðun olduðu bir caddenin yakýnýnda yaþayan 9 yaþýndaki Ella Adoo-Kissi-Debrah Ýngiltere'de ölüm sebebi hava kirliliði olarak tescil edilen ilk kiþi olmuþtu. 2021 yýlýnda Fransa hükümeti hava kalitesini iyileþtirmeyi baþaramadýðý gerekçesiyle 10 milyon euro tazminata mahkum edilmiþti.
Kaynak: BBC Türkçe