DAHA COK İSTİYORMUŞ

Cocuk, okuldan bir gozu şiş olarak donunce, annesi telaşlandı :
-Oğlum ne oldu gozune? Duştun mu yoksa?
-Hayır duşmedim.Arkadaşım Orhan'la dovuştuk.Ben de yarın onun gozunu şişireceğim!
Annesi yatıştırmaya calıştı :
-Sakın ha! Dovuşmek iyi birşey değil.Ben sana yarın pasta corek vereyim.Arkadaşına da ver, barışın.Guzel guzel oynayın olmaz mı?
-Olur anneciğim, barışırız.
Ertesi gun, cocuk oteki gozu de şişmiş olarak dondu.Annesi merakla sordu :
-Yine ne oldu?
-Arkadaşım yaptı, daha cok pasta, corek istiyor!






MERAKLI ŞOFOR

Unlu bir bilim adamı ozel otomobiliyle konferans vermeye giderken, uzun yıllardır onunla calışan şoforu sıkılarak bir teklifte bulunmuş:
- Sizin konferanslarınızı dinleye dinleye virgulune kadar ezberledim efendim, demiş, ne olur izin verin bu konferansı da sizin yerinize ben vereyim...
Bilim adamı oneriyi kabul etmiş. Şofor arka koltuğa gecmiş. Bilim adamı şoforun şapkasını giyip one oturmuş. Konferansın verileceği salona varmışlar. Şofor kursuye cıkmış, hic teklemeden cok guzel bir konuşma yapmış. Ve sormuş:
- Sorusu olan var mı?
Ulkenin ciddi bilim adamlarından biri "var" demiş ve oldukca zor bir soru sormuş. Şofor hic tereddut etmeden:
- Cok kolay bir soru bu, demiş, şoforum bile bilir. Gidip cağırayım, sizin sorunuzu o yanıtlasın...






EŞEK BOYAMAK

Kayseri'ye yeni gelen yabancı, ayakkabısını boyatırken boyacıya takılmış:
- Siz Kayserililer eşeği boyayıp babanıza satarmışsınız. Nasıl yapılır bu iş?
Boyacı, fırca sallamayı surdurerek:
- İşte, demiş, eşeği boyle boyarız!




SIR TUTMAK

Yavuz Sultan Selim, bircok Osmanlı padişahı gibi sefere cıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ulkeyi sorunca, Yavuz ona

"Sen sır saklamayı bilir misin?" diye sormuş. Vezir :
"Evet hunkarım, bilirim" dediğinde, Yavuz cevabi yapıştırmış:
"Ben de bilirim".



ROMAN YAZMIŞ


Bir akıl hastanesinde bir deli, oteki deliye:
- Ben bir roman yazdım, al oku; bakalım beğenecek misin, demiş.
Ve kendisine kalınca bir kitap vermiş.
Oteki deli, bir hafta boyunca okumuş romanı. Sonunda arkadaşı deliye:
- Romanın cok ilginc, demiş; yalnız biraz kalabalık, cok isim var icinde.
Kitabı veren deli:
- Al, demiş, ikinci cildini de oku.
Ve kalınca bir kitap daha vermiş.
Yine aradan bir zaman gecmiş. Romanın ikinci cildini de alan deli:
- Bunu da okudum, demiş; gercekten cok ilginc ama, bu da cok kalabalık; cok isim var icinde...
O sırada akıl hastanesinin doktoru gelmiş ustlerine:
- Verin bakayım, demiş, o telefon rehberlerini. Ne zaman aldınız bunları; ben de kac gundur onları arıyordum



kısa kısa:
-Sık sık ameliyat olun, iciniz acılır...
-Bu tup bebek hatalı; hep gaz kacırıyor...
-Cicekleri dalından koparmayın! kokunden sokun...
-Allahım!... Kendim icin bir şey istemiyorum. Sadece anneme elma yanaklı, bal dudaklı, sutun bacaklı bir gelin nasip eyle...
-Kızda bir fizik var abi!, Einstein yanında halt etmiş...
-Sana bir kıllık yapayım, kıllarını koyarsın...
-Kim vurduya gittim, birazdan gelecem...
-Korkunun ecele faydası yoktur, sadece ic camaşırları kirletir....
-İnsanların seni ezmesine izin verme, Ehliyet al, sen onları ez....
-Bilmemek ayıp değil, yeter ki caktırma...
-Bitkisel hayata girdim, hıyar gibi yaşıyorum...
-Karanlıkta mehtapta oturmak iyidir. Ama Mehtap'la karanlıkta oturmak daha iyi....
-Deli gibi sevdim, manyak bibi evlendim...
-Sigara icme torununu gor, sigara ic dedeni gor...
-Burada nefes almayın, daha ucuz yer biliyorum...
-Adam o kadar fakirmiş ki, virajı bile alamamış...
-Asansor bozuk, en yakın asansor karşı binadadır...
-Dereceye girmek icin cok calıştı, ama hasta oldu derece ona girdi...
-Size yapılmasını istemediğiniz bir şeyi başkasına yapın. Cok zevki oluyor...
-Karımla tek ortak yanımız, aynı gunde evlenmiş olmamız...
-Kızını dovmeyen, torununu erken sever...
-Hakan yarın ki macta forma giymiyecek, cıplak oyniyacak.
-Tuvaletten sonra sifon cekme! İnsanlığa yaptığın katkıyı herkes gorsun...
-Bitkisel hayata girdim, maksat yeşillik olsun...
-Yarın yapabileceğin bir şeyi, asla bugun yapma...
-İlk seferde kazanamazsan, sucu amirine at. İkinci seferde kazanamazsan hile yap. Ucuncu seferde kazanamazsan, vazgec salaklığın alemi yok.
-Kendini mutlu hissediyorsan, bir yerde yine bir salaklık yaptın ve farkında değilsin demektir.
-Senin zayıflaman icin daha 40 fırın ekmek yemen lazım.
-Kafanı cevirip durma, aklından gecenleri okuyamiyorum.
-Ajda Pekkan yuzunu gerdirmeye devam ediyor... Yuzundeki ben eskiden ayağındaymış...
-Aşk oyle ciddi bir hastalıktır ki, iki kişiyi birden yatağa duşurur...
-Dikkatli sur, insanın yedek parcası yoktur.
-Kultur mantarı dışındaki mantarların coğunun faciaya yol actığı soyleniyor. Kultursuz olduktan sonra ha mantar, ha insan fazla bir şey değişmiyor. Sonucta ikisi de faciaya yol acıyor.
-Bu dunyada iki kor tanıdım. Biri senden başka kimseyi gormiyen ben, diğeri beni hic gormiyen sen.
-Bunca icine ettiğimiz Dunya'nın nicin sifonu yok?...


Kucuk afacan elinde bir kutu şekerle parka gitmiş, bir banka oturmuş, etrafa bakınırken şekerleri ardarda ağzına atıyormuş.Yanındaki bankda oturan yaşlı adam cocuğa bakmış, bakmış ve......
"Evlat" demiş..."Şeker guzeldir ama cok yemek zararlıdır.... Hem dişlerin curur hem de yuzunde sivilceler cıkar, hem de şişmanlarsın...."
Cocuk bunun uzerine adam'a donmuş:
"Benim dedem 107 yaşına kadar yaşadı...."
Adam "Yaa.." demiş... "Yani dedende mi cok şeker yerdi?"
"Hayır herşeye burnunu sokmazdı!"


Oğretmen okulda oğrencilere sormuş:
-Kim cennete gitmek istiyor?
Herkes parmak kaldırmış ama Temel kaldırmamış.Oğretmen neden kaldırmadığını sormuş.Temel:
-Annem okuldan sonra eve gel , dedi!


Adamın birine bir soru sorarlar:
_ Calışırken mi neşelenirsin, yoksa neşeli olduğun zaman mı calarsın?
Adam cevapverir:
-Bankacı değilim ki , calarken neşeleneyim!


Anlat Bakalim Yarismasindan yaşanmış diyaloglar ))

Kelime: KADINBUDU *
- Olum sen nesin?
- Erkek!
- Tersi?
- Kadin!
- Onun yeneni?
- Citir

* Kelime: TERLIK**
* - neyle yurursun
- ayak!
- heh hani boyle ayaklarin usur altinda onlar olur bole yumsak yumsak
- kOyun!!
- yuh onun daha kucugu ya, koyun dedi hoduk!
- kuzu!!!
- Allah belani versin pas!

* Kelime: DIZ *
- pantolonu nereye giyeriz?
- bacaga?
- hah. bacaklarimizin ortasinda ne vardir?
- ohaaa!

* Kelime: ZEBANI**
* - Allahin meleklerinden biri.
- Cebrail.
- ilk uc harfi cizgili bir hayvani cagristiriyor.
- zebrail?
- seni zebrail carpsin insallah!

* Kelime: DUVAK *
-Kadinla erkek birlesmeden once, erkegin kaldirdigi sey
-ohaaa!


*kelime: TELEPATI **
* -hani ben sana bir seyi anlatmaya calisiyorum ama sozle degil beyin
, dalgalariyla falan...
-ihihih neydiiii.. teletabi..!
-tamam tele'si kalsin kedilerin eline ne denir?
-buldum telepence
-offf beee bi kere de bil be...

* kelime: TIMSAH **
* -abi boole hani kertenkele nedir
-hayvan
-ne cins hayvani
-surungen
-ok abi bu kertenkelenin birkac beden buyugu
- ejderha
-?!???!!(yuhhh)

son kelime eger bilinirse oyun ve hesap girecektir. sure son 10 saniye

* kelime: LAMBADA *
ekip1 bakan kisi: aha mictiniz
ekip2 anlatan kisi: sen oyle san. soyle bakalim alaaddinin cini nerede yasar.
ekip2anlayankisi: lambada
ekip1toptan: hastirr...

* kelime: van gogh (kulak tabu kelime) **
* -abi bu kisi bir organini kesen bir sanatci
-bulent ersoy!!!

* kelime: ugur dundar*
anlatan: tv de progRam yapiyo hani yillardir
anlayan: reha muhtar? ali kirca?
anlatan: yok yok sarisin mavi gozlu
anlayan: ataturk?
ekip1: gulmekten iptal!

*kelime: KRAMP*
anlatan: hani futbolculara girer
dinleyen: krampon
gulme sesleri kesildiginde sure coktan bitmis

* kelime: seruven*
a: abi macellan nasi biriydi?
b: ne biliyim iyi biriydi heralde (birinci kopus,ama duur)
a: abi onu demiyorum neye duskundu?
b: kariya kiza bi de ickiye olabilir
(pes)

* kelime: mısır *
kiz:keops nerde??
cocuk:etiler!!
kiz:allah cezani versin emre....

* kelime: okul *
-biz nereye gideriz hergun
-bara... diskoya... sinemaya.. cafeye...bowlinge..
alisverise...gezmeye.. ay olmuyo boole baska sekilde anlat
-ailemiz bizi nereye gidiyo biliyor
-haaa okulaaa

* kelime : anneler gunu*
-cennet kimin ayaklari altinda ?
-anne
-tamam , hani onlarin ozel bi zamanlari var , ne o?
-adet..

*kelime:kopekbaligi *
-denizde ne olur?
-dalgaa!
-hayir ya oyle diil hani karadada var hav hav eder?
-ha kopek
-onun denizde olani?
-deniz kopegi


Alıştıra alıştıra
- Sedat abi baban elmeş..
- Ne?
- Baban elmuş
- Ne diyon be?
- Baban olmuş
- Manyak mısın oğlum, doğru duzgun soylesene
- Alıştıra Alıştıra soyleyim dedim..
- s.. tir git lan
- Alıştın mı?...
..
.................................................. ...........
Bayan profesor, solunum olayını sormak amacıyla, sigarasından bir nefes
cekip oğrencisinin yuzune ufledi:
- Soyle bakalım, bu nedir?
- Terbiyesizliktir efendim...
.................................................. ............
Yaşlı bir oğretmen, Fen Bilgisi dersinde kasları anlatıyordu. Bir ara
oğrencilerden birine şu soruyu sordu:
- Şimdi ben boks yapsam hangi kaslar calışır?
Cocuk sakin sakin cevap verdi :
- İzleyenlerin gulme kasları oğretmenim
.................................................. .................
Hemsire Doktora,
"Ne zaman tansiyonuna bakmak icin egilsem hastanin nabzi hizlaniyor,
tansiyonu yukseliyor. Ne yapsam Doktor Bey?"
"Bu sagliklilik belirtisi Hemsire Hanim. Yakanizi iliklemeniz yeterli."
.................................................. ..................Derste hoca sorar:
_ cocuklarım Allah'a gunahlarımızı affettirmek icin ne yapmalyz?
uzun bir sessizlikten sonra cocuklardan biri:
_ ne mi yapmalyız? ilk once gunah işlemeliyiz
.................................................. .............
şofor carptığı yayayı teselli eder:
- şansınız varmış, size carptığım yer tam doktorun muayenehanesinin
karşısı.
- Yerdeki inleyerek cevaplar:
- o doktor benim.


Dursun Temel e sormus :
- Usagim oruclu oruclu kac hamsi yiyebilursun? Temel : 100 tane yerim valla... Dursun : Hadi oradan yesen yesen 1 tane yersin geriye kalan 99 hamsiyi orucsuz yersin... Bu espri Temel in acaip hosuna gitmis.
Yolda Cemal i gormus ve hemen sormus - Usagim oruclu oruclu kac hamsi yiyebilursun? Cemal : 50 tane yerim ben...
Temel : Tuh be usagim 100 deseydun sana muthis bir espiri yapacaktum.
Sabah kahvaltısında Fadime Temel’e anlatıyordu:
“Geceki gok gurultusunu duymadın mı?”
Temel:
“Hayır duymadım…”
Fadime hayretle:
“Nasıl duymazsın?Bir şimşekler caktı,bir gokler gurledi kiii …Aman Yarabbi…”
Temel ofkelendi:


“Niye beni uyandırmadın?Benim şimşek cakarken uyuyamadığımı bilmez misin
Temelin doğum gunuymuş
temel dursuna:
ula dursun oyle bir şey yapıyim ki hem pahalı olmasınhem bizim memurlar sevinsin hemde gazeteler uzun uzun yazsın
dursun cevap vermiş:
oyleyse intihar et hemucuz olur hem memurlar sevinir hem de gazeteler uzun uzun yazar


Fransız, İngiliz, Alman, Rus, İranlı, Holandalı, bir de bizim Temel barda sohbet ederlerken sıra gelmiş memleketlerini ovmeye..
İngiliz,
"Arkadaslar. ." demiş "Bizim biramız cok meşhurdur.. icmeye kıyamazsınız
Fransız hemen girmis konuya
"Bizim kızlarımız meşhurdur.." demiş, "opmeye kıyamazsınız"
Alman icini cekip " Hey gidi memleketim.. " demiş,
"Biz oyle arabalar uretiriz ki binmege doyamazsınız. ."
Holandalı hemen atılmış, "Evlerimiz.. " demiş,
"Bizim dunya şirini evlerimiz meşhurdur.."
Bizim en meşhur şeyimiz KGB'dir.." demiş Rus,
"Dunyanın bir ucunda sinek havalansa haberdardır ! ..
Sıra ona gelince İranli ya
" Halılarımız. ." demiş, "Yumuşacıktır ve cok meşhurdur.."
Sonra hepsi birden suskun oturan Temele donmuşler..
Sakin sakin bakmış onlara ve gulerek baslamış soylemeye..
"Bizim delikanlılarımız meşhurdur. Oyle ki ;

Alır Fransızın kızını , icer ingilizin birasını , Atar Almanın arabasına , goturur Holandalının evine , Yatırır iran halısının uzerine , Degil kocasının, KGB'nin bile ruhu duymaz.."
Şubat ayının soğuk gunlerinde, ikisi de Amerika'nın değişik bolgelerinde, ayrı ayrı iş gezilerinde olan Dursun'la karısı, Florida'da buluşup yaz sıcaklarının yaşandığı bu bolgede, bir kac gun gecirmeye karar verirler.
Eşi, Dursun'dan once gider Florida'ya ve ertesi gun icin Dursun'a da yer ayırttıktan sonra, ona bir eposta gonderir. Fakat mesaj, adreste bir harfi yanlış yazdığı icin, Dursun yerine, bir gun once karısı olen Temel'e gider. Yaşı da epeyce ilerlemiş bulunan Temel, bilgisayar ekranında mesajı okuyunca, korkunc bir cığlık atar ve duşup bayılır. Zaten cok uzgun olan Temel'in bu cığlığı uzerine ev halkı odaya dolar ve herkes yerde yatan Temel'e yardım icin koşuşturmaya başlar.
Temel, bir sure sonra kendine gelir ve nicin cığlık attığını soranlara, bilgisayar ekranını gosterir:
"Sevgili Kocacığım,
Bugun, buraya ulaşır ulaşmaz, once yarın senin gelişinle ilgili tum işlemleri tamamladım, sonra da bana ayrılan yerime yerleştim. Burası gercekten de dedikleri gibi cok sıcak... Seni dort gozle bekliyorum..." (Karın)


-+-

Temel bogazda tekneyle turist gezdiriyo bigun bi amerikaliyi aliyor basliyolar gezmeye..(sahildeki yer isimleri uydurma..) turist falanca sarayi goruyor 'bu ne kadar zamanda yapilmis diyor'
temelde:
5 yilda diye cevap veriyor...yazik bizde olsa 1 yil..
biraz sonra filan camiyi goruyo 'bu nekadar zamanda yapilmis' diye soruyor..
temelde:
'2 yil diye cevap veriyor.
turist:
yazik be bizde olsa 3 ay da biter diyor.
Temel uyuz oluyo duruma.. biraz sonra bi tarihi yapi daha goruyolar..gene soruyor turist..
temel:
2 ay diyor.
adam gene:
yazik be bizde olsa 1 haftada biter,diyor.
Temel iyice killaniyor.tam o sirada bogaz koprusunun altina geliyor.. adam yukariyi gostererek bu kopru ne kadar zamanda yapildi diyor..
Temel saskin saskin bakislarla kafayi kaldirip..
hangisi ? bumu? bu dun burda yoktu yaaa..


Temel, eczane acar. İlk muşterisi gelir:
Bana bir sinek ilacı verir misiniz?
Temel:
Tabii, sineğunuzun nesi var?

TEMEL DENEY YAPINCA

Cenevre Tarim Konferansi'nda katilimcilarin her biri yaptiklari calismalari ve sonucta gerceklestirdiklerini verim artisini anlatiyormus. Sira Temel'e gelince,
Kuru fasulyeye gul asiladuk, demis. Peki, punu niye yaptiniz?
Yellenince gul kokayi.




- Paluklar neden konuşmiyi temelciğum
- Paşini akvaryuma sok anlarsin,Fadimeciğum


-+-

Temel'in 8 tane cocuğu varmış. Ama hepsi de birbirinden salak, geri zekalıymış. Temel ve karısı Fadime doktora gitmişler, durumu anlatmışlar. Boyle boyle biz artık cocuk istemiyoruz demişler. Doktor bunlara 1
-2 kutu prezervatif vermiş. Nasıl kullanılacağını falan anlatıp yollamış. Neyse bunlar kullana kullana bir gun prezervatifleri kalmamış. Temel kara kara duşunmeye başlamış . Ne yapsak ne etsek diye Fadime " Dur ben sana dantelden oruvereyim demiş." Olcuyu falan almış 1
-2 gun icinde ormuş. Aradan 9 ay gecmiş. Temel ile Fadime nin 1 cocukları daha olmuş . Zamanla cocuk buyumuş, 9
-10 yaşlarına gelmiş. Ama nasıl bir cocuk zeki mi zeki, fırlama mı fırlama . Onceki 8 ine hic benzemiyor. Tum sınavlarda birinci, sporda tum şehrin en iyisi, koyun en zeki, en atılgan cocuğu olmuş. Bir gun Temel kahvede otururken sormuşlar. " Ya Temel senin 9 cocuğun 8'i deli mi deli bu sonuncusu nasıl oluyor da bu kadar akıllı oluyor? " Temel gerine gerine cevap vermiş. " Suzme o, suzme..!

-+-
Temel ile Fadime Koye hakim yamaca oturmuş, sohbet ediyorlarmış. Temel ne yapsakda sevişsek diye fırsat kollarken
Fadime:" Temel sağa apantisut ameliyatı olduğum yeri costereyim mi?" diye sorar.
Temel hemen kabul eder.
" He coster." Fadime"Ha şu karşıci sarı binanın icinci kati

-+-

Temel dahiliyeci olmuş ve buna bir gun kadının biri gelmiş, demiş ki:
-Doktor bey ne yesem onu sıcıyorum. Pasta yiyorum pasta cıkıyor ekmek yiyorum ekmek cıkıyor,demiş. Temel de :
-O zaman bok ye, demiş

-+-

Temel hayvanları araştırma konusuna oldukca ilgi duymaktaymış. Bir gun bu merakını gidermek icin laboratuarını kurarak calışmalara başlamış. Ornek hayvan olarak bir PİRE almış. Cok hassas aletler ile bu işe başlayan Temel, eline cok hassas bir neşter alarak pirenin ayaklarının ucundan biraz kesmiş ve masanın uzerine bırakmış ve pireye ZIPLA BAKAYIM diye seslenmiş, doğal olarak zıplayarak dolaşan bir hayvan olan pire yarım yamalak da olsa zıplamış, o sırada Temel hemen yakalayarak ayaklarının tamamını yontmuş ve masanın uzerine tekrar bırakarak seslenmeye başlamış. ZIPLA BAKAYIM, ULA ZIPLASANA, ZIPLA BE HAYVAN. Fakat ayakları kesilen pireden hicbir hareket yok..... Temel hemen kalem kağıdı alarak raporu yazmaya başlamış. PİRE incelendi. SONUC: "PİRE'nin ayakları kesilince kulakları duymamaktadır

-+-

Temel bilim adamı iken bir arkeoloji araştırmaları konferansına davet edilir. Amerikalılar anlatmaya başlar;
-Biz ulkemizde yaptığımız kazılarda 25 metre aşağı indik ve telefon kabloları bulduk. Oyleyse bizim atalarımız asırlar once telefon kullanmışlardır. Sıra turkiyeye gelir ve Temel başlar anlatmaya
-Biz ulkemizde yaptığımız kazılarda 50 metre aşağı indik ama birşey bulamadık. Oyleyse atalarımız telsiz telefon kullanmışlardır


-+-

Temel eczacılık fakultesini bitirmiş. Fakat eczane acacak parası yok, Girmiş bir eczaneye:
- Beyefendi sizde soğan var mı? Adam Temel'i başından savmış.Temel bu durur mu? Hergun yeni sacma soru larla geliyormuş. Birgun eczacı Temel'e:
-Kardeşim senin derdin ne?
-Burayı bana sat. Eczaci kurtulmak icin eczaneyi satmış,birkac gun sonra Eczaneyi satan a dam iceri girmiş,Temel'e:
-Siz de soğan varmı? demiş... Temel adama 'biz de soğan var ama senin receten var mı?'demis






Oğretmen derste cocuklara sormuş:
cocuklar kim cennete gitmek ister Temel haric butun oğrenciler parmak kaldırır oğretmen Temele sorar:
temel sen niye parmak kaldırmıyorsun
Temel şu cevabı verir:
-annem dediki okuldan sonra hemen eve gel--+--


Temel cok para kazanmış. Ailece luks bir lokantaya gitmişler. En pahalı şarabı secip ısmarlamış.
- Garson “ Hangi yıl tercih ederdiniz, diye sorunca,
- Temel “ Pi mahzuru yoksa hemen isteyrum.”

-+-

Temel ve dursun yaz tatillerinde Antarktika'ya gitmeye karar vermişler. Uzun bir yolculuktan sonra buzlar diyarına varmışlar. Bir rehber bulamadıklarından kendileri gezmişler uzun buz ovalarını. ertesi sabah bir rehberle anlaşarak kıtanın en guzel yerlerini rehber eşliğinde gezip merak ettiklerini soruyorlarmış. Bir ara Temel rehbere seslenerek
- " Pardon burada hic beyaz kadın var mı ? " diye sormuş,
- Rehber "Tabiî ki var, buradaki kadınların yuzde doksanı beyazdır" demiş.
- "Peki siyah kadın var mi?"
- "Eh bir kac tane var bu civarda"
- "Pekİ siyah beyaz kadın var mı" rehber son derece şaşkın bir şekilde
- "Tabiî ki hayır ben hicbir yerde rastlamadım boyle kadına" Cevaptan hic de hoşnut kalmayan Temel Dursun'a donerek
- " Ula dursun yoksa dun akşamkiler penguen miydi?????".

-+-

Temel Londra'ya ucakla seyahat ediyormuş. Ucakta her şey normal iken birden pilotun sesi duyulmuş:
- "Sayın yolcular, ucağımızdaki 4 motordan bir tanesi bozuldu, ama biz 3 motorla rahat iniş yapabiliriz" Neyse rahatlar herkes. 15 dakika sonra bir anons daha:
- "Sayın yolcular maalesef 1 motorumuz daha bozuldu ama biz 2 motorla inişi yapacağız" Herkes rahat ama bir anons daha gelmesinden korkmaktadır. 20 dakika sonra bir anons daha gelir:
-"Sayın yolcularımız 2 motordan biri daha bozuldu ama biz en iyisiyiz ve 1 motorla inişi size garanti ediyoruz" Herkes ohh ceker rahatlar. Temel ise panik icinde:
- "Uyy bu motorda bozulursa havada kalacağuz



-+-

Temel oğluna parmakların isimlerini oğretiyormuş."Bak uşağum bu baş, bu işaret, bu orta, bu yuzuk ve buda serce parmak. Anladınmı?"oğlu kafasını sallayarak hayır demiş.Temel bir kez daha anlatmış ve tekrar sormuş " anladın mı uşağum?".Cocuk tekrar hayır demiş.Bir daha, bir daha derken en sonunda cocuk anladım deyince, Temel elini sallayarak "bak bakalım bir de karıştırarak sorayım" demiş

-+-

Temel Almanya'ya işci olarak calışmaya gider. Ucaktaki koltuğunun hemen yanında dunya tukuruk şampiyonu oturmaktadır. Adam bir tukurur ve tukuruk Temelin kulağının yanından mermi gibi gecer.
- Adam: "Ben 96 olimpiyatları dunya şampiyonu Almanya'dan Hans" der. Temel tabi şaşırır. Bir muddet sonra adam bir daha tukurur ve tukuruk Temelin kafasını sıyırarak gider.
-Hans: "Ben 2000 dunya tukuruk şampiyonu hans"der. Temel artık dayanamaz ve Hans'ın suratının ortasına tukurur.
-Temel: "Daha acemiyim." der






NEYE BASIYOR?
Temel, kahvehanede arkadaşlarına av maceralarını anlatmaktadır:
Gecenlerde ormana ava gittum. Birden bi ayi ile karşulaştum. Tufeği atıp kacmağa başladum. O da beni kovalamaya başladi. Tam ayinun nefesini ensemde hissettuğum anda ayi kayup yere duşti. Bu durumu fırsat bilip arayi acmağa caliştum. Ama ayi gene peşima duşti. Gene tam nefesini ensemde hissettuğum anda ayi tekrar kayup yere duşti. Ben tekrar arayi acmağa calıştum.
O arada Dursun, dayanamayarak sorar:
Ula Temel, cok cesaretli adamsun. Ben senun yerinde olsam, altuma ederdum.
Temel atılmış:
Ula sen ayinun neye basup kayduğunu zannedeysun?

KİMİNLE EVLİ?
Mahkemede hakim, Temel'e sormuş:
Kiminle evlisin?
Bizum kariylan!
Hakim sinirlenmiş:
E, herhalde, sen hic erkekle evlenen duydun mu?
Duydum tabi, nasil duymadum!..
Kimmiş?
Bizum kari.

ANNESİNDEN TEMEL'E MEKTUP
"Sevgili oğlum Temel... Senin hızlı okuyamadığını bildiğim icin mektubu yavaş yavaş yazıyorum...
Artık senin buyuk şehre gittiğin sırada yaşadığımız evde yaşamıyoruz. Baban bir gazetede, "İnsanların başına genellikle evlerinin iki kilometre civarındaki bolgelerde kaza geldiğini" okumuş; o yuzden taşındık...
Sana yeni adresi veremiyorum, cunku yeni evimizde bizden once oturan hemşehrilerimiz, taşınınca adresleri değişmesin diye kapı numarasını sokup goturmuşler...
Bu evde garip bir camaşır makinası var. Gecen gun icine dort gomlek koydum, calıştırmak icin duvardaki zinciri cektiğimden beri bir daha gomlekleri goremedim.
Gecen hafta sadece iki kez yağmur yağdı. İlki uc gun, ikincisi ise dort gun surdu...
Benden istediğin yeleği postaya verdim. Ancak, halan 'o koca duğmelerle paket cok ağır olur' deyince duğmeleri kopartıp yeleğin cebine koyduk. Orada bulabilirsin...
Not: Sana biraz da para gonderecektim, ama zarfı bir kere yapıştırmış bulundum... Sevgiler... Annen"

HERKES BİLİYOR
Temel, Paris'te bir dukkÂna girmiş. Bakmış, dukkÂnın bir koşesinde harika bir papağan... Hayran hayran seyrederken, dukkÂn sahibi yanına gelip, "Bu harika bir kuştur, karşısına gecene bakar ve ona nasıl birisi olduğunu soyler" demiş. Temel, papağanın karşısına gecer gecmez, kuş "Sen aptalsın" demiş. Temel, papağanı satın almak istemiş, ancak adam satılık olmadığını soylemiş. Bunun uzerine Temel, papağanın yumurtalarından rica etmiş. Adam, "yarın gelin verelim" demiş. Ertesi gun gittiğinde Temel'e uc tane yumurta vermiş. Temel derhal Trabzon'a donmuş, eşdost, akraba, komşu kim varsa toplamış ve papağanın ozelliklerini anlattıktan sonra, gururla yumurtaları gostermiş ve hep birlikte yumurtaları kuluckaya yatırmışlar. Bir sure sonra, yumurtalardan birisi catlamış ve icinden normal bir tavuk civcivi cıkmış. Bir anlam verememişler. Fakat, ikincisinden bir bıldırcın, ucuncuden de keklik cıkınca, Temel'in tepesi atmış. Ucağa atladığı gibi varmış Paris'e, dukkÂnı bulmuş, dalmış iceriye... Papağan, Temeli gorur gormez, "Sen salaksın" demiş. Temel daha da kızmış ve "Ula baa bak" demiş, "benum salak olduğumi burda bi sen bileyisun, ama senun orosbi olduğuni Tirabizonda cumle Âlem bilıyi".



hepsini okuyana cklata alcam

__________________