Bir Yuzbaşı ile emir eri bir trende yolculuk ediyorlar. Aynı kompartmanda cok alımlı bir kız ile annesi de var. Başka kimse yok. Bu iki grup birbirlerini tanımasa da yolculuk sırasında tanışırız diye cok yakın oturmuşlar. Derken tren bir tunele giriyor, ortalık kararıyor. Bir opucuk sesi ve ardından -şırraaak- cok şiddetli bir şamar sesi duyuluyor. Tren tunelden cıkıyor. Herkes şaşkın ne oldu diye birbirine bakıyor.
Genc kız duşunuyor; (Benim yerime annemi operlerse, işte boyle şamarı yerler..)
Kızın annesi duşunuyor; (Helal benim kıza, opuldu ama, hemen şamarı yapıştırdı..)
Yuzbaşı duşunuyor; (Ulan asker kızı optu, şamarı ben yedim...)
Asker gulumsuyor; (İntikamımı aldım daa. Havaya bir opucuk yuzbaşıya bir şamar!!)



Kırşehirli iki arkadaş askere gitmişler ikisi de paraşutcu olmuş. Belli bir eğitim gordukten sonra paraşutle deneme yapıyorlarmış. İkisi de ucaktan atlamışlar. Ellerinde yuksekliği gosteren bir alet varmış. Arkadaşlardan birisi alete bakarak sayıyormuş.'250,200,150,100,90,80,70,60,50,40,30, 2 0 acmasak da olur. Geldik'
__________________