Fıkra 1
kucuk cocuğun en sevdiği şey, yatak odasındaki dolaba girip beyaz ayısı ile oynamakmış. ama annesi bu duruma cok kızıyormuş, cunku kocası yokken sevgilisini eve alıyormuş.

kadın bir gun, cocuğunun dolapta olup olmadığını kontrol etmeden sevgilisini yatak odasına almış. bu sırada aniden kocası gelince, kadın sevgilisini dolaba sokmuş. adamla cocuk dolabın icinde karşılıklı birbirine bakarlarken, karı-koca sevişmeye başlamışlar.

cocukla adam arasında da diyalog başlamış:

- amca !

- efendim.

- benim bir beyaz ayım var.

- eeee!

- sen onu satın alacaksın.

- cocuğum ben kocaman adamım, ne yapayım ayıyı?

- yok yok alacaksın.

- almayacağım ulan.

- alacaksın alacaksın, yoksa cıkar babama soylerim.

- peki peki sus, ne kadar?

- 50 dolar.

- hadi lan, buna 50 dolar vermem.

- peki, ben de cıkar babama soylerim.

- peki peki, al şu 50 doları.

aradan bir sure gecmiş:

- amca !

- ne var?

- ayımı geri ver.

- hadi lan, ben ona 50 dolar saydım.

- vereceksin, yoksa cıkar babama soylerim.

- peki lan velet, al şunu da sus.

biraz sonra;

- amca benim beyaz ayı var ya!

- eeee ?...

- sen onu 100 dolara alacaksın.

- hmmmpoffff!

bu boyle sabaha kadar devam etmiş. cocuk adamın cebindeki tum parayı almış. ertesi gun gitmiş bu paralarla kendisine bir bisiklet almış.
eve geldiğinde annesi;

- bunu nereden buldun, diye sormuş.

- parayı yerde buldum.

- olmaz cocuğum, gunah işlemişsin. git bisikleti geri ver, parayı al, onu da kiliseye bağışla. gitmişken de parayı nasıl bulduğunu anlat, gunah cıkar.

cocuk istemeye istemeye annesinin dediklerini yapmış. parayı kiliseye bağışladıktan sonra gunah cıkarma odasına girmiş. rahip kabinin diğer tarafından seslenmiş:

- buyur cocuğum.

- rahip amca, benim bir beyaz ayım var.

rahipten gurleme gibi bir ses gelmiş:

- s*kt*r git lan, bela mısın, nesin sen



Fıkra 2
-Bir TV kanalı Guney Doğu illerine belgesel
cekmeye gitmiş. İşte koy koy
dolaşacaklar, ahalinin halini, gunluk yaşamını anlatacaklar.
-Bir koyde yaşlı bir amca bulmuşlar, sohbeti
kuvvetli. "Amc demişler''
-Sen bize en mutlu gunlerinden birini
anlat, biz de kaydedelim. Âlem
gorsun ne mutlu gunleriniz var!"
Amca başlamış;
-Bi gun Hamdo'nun eşegi
gayboldi. Daga gittik, eşegi
aradık,aradık. Eşegi bulduk, cok sevindik. O
sevincle hepimiz eşegi
s ...."
-Yonetmen bir panik atlamış,
-Kes, kes, kaydı kes!"
Amcaya donmuş
-Aman amca ne yapıyorsun? Hic oyle hikÂye olur
mu? Eşekli filan. Sen bize başka mutlu bir hikÂyeni anlat"
Amca başlamış;
-Bi gun Memo'nun garisi gaybodi.
Daga gittik, gariyi aradık.
Gariyi bulduk, cok sevindik. O sevincle
hepimiz..."
-Aman aman Amca, anlaşıldı! Sen boşver mutlu
hikÂyeleri, sen en iyisi bize
En uzulduğun hikÂyeyi anlat!"
-Bi gun daga gittim gayboldim!


Fıkra 3
Doktorun biri yeni bir muayenehane acmış. Kapıya yazmış... " Vizite ucreti 100 Dolar. İyileştiremediğimiz hastaya beş mislini geri veriyoruz..." Vizite pahalı ama, doktor gercekten doktor... Her gelen hasta iyileşip gidiyor... Doktorun unu her gecen gun artıyormuş... Uyanığın biri doktora gidecek, iyileşmeyecek ve beş misli parayı geri alacak ya, kapıyı calmış... "Doktor! Ağzımın tadı hic yok... Oyle kotuyum ki, hicbir şeyin tadını alamıyorum..." Doktor... Adama şoyle bir bakmış, hemşireye seslenmiş: "Hemşire hanım! Sekiz numaralı kutuyu getirin" Hemşire adama uzatmış kutuyu, adam, bir kaşık icindekinden yemiş ve anında tukurmuş... "Ama Bu bok!!!!!" Doktor sakin, "Evet! İyileştiniz. Tad alıyorsunuz artık.." Adam, parayı odemiş sinirleri tepesinde gitmiş... Aradan birkac ay gecmiş. Buyuk bir hırsla yeniden kapısına dayanmış doktorun .. "Doktor bey, ben de hafıza kaybı başladı... Herşeyi unutuyorum...!" Doktor, adama şoyle bir bakmış yine, hemşireye donmuş, "Kızım, sekiz numaralı kutuyu getirir misin?" demiş. Adam, hemen itiraz etmiş, "Ama, o kutuda bok var!"... Doktor, "Doğru! Bakın, hafızanız da yerine geldi!...." Adam, ağlamaklı, hırsla odemiş parayı cıkmış dışarı... Kurmuş da kurmuş intikam planlarını... Birkac ay sonra.. "Doktor! Ben de iktidarsızlık başladı... Durumum kotu, hicbir şey yapamıyorum..." Doktor adamı gozuyle şoyle bir inceleyip, "Hemşire hanım sekiz Numaralı kutuyu getirir misin" diye seslenince, adam, tum hırsıyla, "S.kecem,seni de sekiz numaralı kutunu da..." diye bağırmış.. Doktor gayet sakin, "Gecmiş olsun! Artık yapabiliyorsunuz!!!!"


Fıkra 4
Abimiz deri, yarım bot ve koyu kahverengi ayakkabıyı alıp kasaya yanaşıyor... Kasadaki bayan botları poşete koyarken, sayın Abimiz de soruyor;
- 43 lira değil mi?...
- Kız, "Ne munasebet" der gibi bakıyor ve "Bunlar orijinal deri...İndirimli fiyatı 180 lira..." Abi'mizin bitiş cumleleri, kızcağızın kopuş anına denk geliyor;
-Olur mu hanımefendi, altında 'Size 43' yazıyor.


Fıkra 5
Konuşma ozurlu cocuk yeni taşındığı mahallesinde okula gitmek icin otobus bekliyormuş..
Otobus karşıdan gorununce el sallayıp bağırmaya başlamış, "tofor bey, tofor bey thur!" diye.. şofor durağa gelince durmayıp devam etmiş..
Son derece canı sıkılmış cocuğun ve onu evin penceresinden seyreden annesinin..
Ertesi gun aynı saatte otobus gorununce annesinin eline verdiği bir bez parcasını sallayarak "tofor bey, tofofor bey.. thur.thur..!" demiş..
Yine durmadan gecmiş şofor..
Ucuncu gun artık yolun ortasında durup ellerini kollarını sallayıp "tofor. tofor.. thur. thur..!" demiş.
Hızla yaklaşan otobus kırılmadık kemiğini bırakmaksızın carpmış cocuğa..
Olay yerine gelen polis cocukcağızı ambulansa yerleştirmiş ve şofore sormuş,
"zavallı cocuğu gorduğun halde neden vurdun?" diye..
"tayanamatım petemenke..!" demiş şofor,
"tunlertir penle talka getiyor ettoluettek..!"

__________________