Bebekler de depresyon ozellikle anne yoksunluğun da yada annede gorulen depresyonun bebeğe yansımasın dan kaynaklanmaktadır.Belirtileri huzursuzluk,aşırı ağlama,uyku bozuklukları , yeme bozuklukları vs. gibi.Emzirme donemin de anne ve bebek arasında guclu bir bağ ve iletişim oluşmaktadır.Annenin bebeğinin yanın da olamaması , yada yeteri kadar ilgilenmemesi bebeği duygusal yoksunluğa itebiliyor..Ayrıca annede ki duygusal dalgalanmalar bebeğe yansıyabiliyor.Bu surec bebeğin gelişim , ergenlik surecine kadar devam edebilir.Peki bebeklerde depresyon nasıl engellenir,bebeklerde depresyonu onlemek mumkun mu ?Tum detayları uzmanların dan derleyerek paylaşmaya devam ediyoruz.


Depresyon daha cok yetişkin kişilerde goruluyor gibi olsa da aslında cocukluk ve hatta bebeklik donemde de gorulebiliyor. "Bebekler depresyon girer mi" demeyin.
Cocuklarda ilk stres doğumla birlikte yaşanır. Bebeğin ağlaması onun anne rahminin sıcaklığı ve rahatlığından dış dunyanın soğukluğu ve inciticiliğine bir tepkidir.
Prof. Dr. Nevzat TARHAN anlatıyor...
Bebeği depresyona itecek nedenler nelerdir? Bebeği depresyona itecek en onemli neden anne yoksunluğudur. İlk altı ayda anne birden ayrılırsa uc donem belirti gosterir. Protesto donemi : Surekli ağlar, dindirilemeyen ve yatıştırılamayan ağlamalar vardır. Yanına biri yaklaştığında susar ama annesi olmadığını anladığı zaman tekrar ağlamaya başlar. Kısa sureli sustuğunda biri yanına yaklaşırsa yine ağlamaya başlar. Sustuğu anda yuzunde yorgun uzgun ifade vardır. Depresyon donemi: İştah azalır, kilo kaybetmeye başlar. Fizik gelişme durur, kusma ve ishal olabilir. Muhtemelen beyin buyume hormonunu yeterli miktar salgılamamaktadır. Bunun sonucu mutlu olmayan cocuğun beden gelişimi de yavaşlayacaktır. Cocuk gozlemlendiğinde kuskun ve uzuntulu gorunum sergiler.
NE KADAR AYRI KALDINIZ?
İce kapanım donemi: 2. aydan sonra anne yoksunluğu devam ediyorsa bebek icine kapanmaya, duygusal tepkiler kuntleşmeye başlar. Cevrede olanlara ve yanına yaklaşanlara ilgisiz kalır. Dunyadan soyutlanıyor gibidir. Bu durum buyuklerin şizofrenik bozukluğuna benzer bir tablodur.
ANNE-BEBEK BAĞI
Anne ile bebek arasında olağanustu bir ruhsal bağ vardır. Bu ruhsal bağ cocuğun beyin ve beden gelişimi icin temel gıdadır. Sevgisini ilgisini veren anneler cocuklarının beyin lerinde sevgi kanallarının acılmasını, cocuklarının beyinlerinin mutluluk hormonları salgılamasını sağlarlar.
YUVA HASTALIĞI VURUYOR
Anne uzun sure hastanede yatabilir veya ayrılmak zorunda kalabilir. Boyle durumlarda cocukla teke tek sevgi bağı olan bir ilişki annenin yerini tutacaktır. Burada teke tek ilişki onemlidir. Yuva ortamında surekli bakıcı değiştiği icin bu sağlanamaz ve bazı belirtiler başlar. Cucuğun psikolojisi bozulur sevilmediğini duşunur.
YALANCI ZEKAYA DİKKAT
Yuva hastalığı (Hospitalizm) icindeki cocukların cevreye ilgileri azalmıştır, gec ve guc uyarılırlar, oturdukları yerde sallanırlar, geviş getirme gibi hareketler yaparlar, kafa sallarlar, vurmaları vardır. Bu vurmalar kendi kendilerini uyarma cabalarıdır. Parmak emmek, sallanmak gibi bedensel zevk kaynaklarına yonelirler. Zeki oldukları halde yalancı bir zeka gorunumu verirler. Boy ve kiloları yaşıtlarına gore geridir beslenme ve bakım iyi olsa da ani olumler cok olur.
ANNEYİ KAYBETME KORKUSU
Cocuk kendisine bakım veren kişiye derin bir bağlanma gosterir. Bu yetersizliğin ve caresizliğin kacınılmaz sonucudur. Bakım veren kişi, yani kendisini guvende hissettiği kişi ki bu coğunlukla annedir onu dovebilir. Dovduğu halde tekrar annesinin kucağına sığınır. Bu cocuğun en mutlu anlarından birisidir.
BAĞLANMA AYRILMA İLİŞKİSİ
Cocuğa bakım veren kişinin kısa veya uzun sure ayrılması hayatın kacınılmaz bir parcasıdır. Bu bağlanma-ayrılma ilişkisi insanın ileri yaşlardaki hayatına yon veren temel bir ilişkidir. Evlendiğinde veya askere gittiğinde uyum sağlayamayan, okul korkusu ceken cocuklar ve genclerde bağlanma-ayrılma ilişkisini tam olgunlaştıramamak gercek nedendir.
BİREYSELLEŞME BAŞLAR
Boyle insanlarda bağlandığı ve sevdiği kişiyi kaybetme korkusu vardır. Bu korku ve sıkıntı yaşamın kacınılmaz parcasıdır. Hayatın normal surecinde bu korku cocuğu geliştirecektir. Bireyselleşmeye itecektir.
Kaynak:e-psikiyatri.com